Süresine bakıp sürekli izlemeyi ertelemiştim ama hata etmişim. Dünyanın gerçeklerini suratımıza tokat gibi vuran etkileyici bir yapım olmuş. Filmin tek olumsuz yanı ise; başta sizi içine alması için biraz sabretmeniz gerekiyor ama buna kesinlikle değiyor.
Amerikan, endüstrileşmiş, kapitalist vs vs... toplum eleştirisi falan olmayan; bana kalırsa topyekün tüm insalığa söylenmiş, insan olmanın özüne dair sert ve realist bir söz olmuş bu film. İnsanlık tarihinin 3 saatlik özeti olmuş. hepiniz böylesiniz soyunuz kurusun demiş. canın cehenneme dostum demiş.
Filmi somut verilerle -sahne, senaryo, oyunculuk ve sair- değerlendirmekten ziyade anlattığına bir izleyici olarak yüklenen büyük anlamların bir küçük yansıması olacak bir yorum;
Ara ara filmin son dakikalarını açar tekrar izlerim. Babasıyla arasında geçen diyaloga dikkat kesilir her defasında da yaşananlar sonucu verdiği karara tepkimi ölçerim; daha "oh be içim soğudu" ile "böyle olmamalıydı, onlardan değildin sen" arasında bir istikrar sağlayamadım.
Lakin gerçek hayatta filmin sonunun tekabül ettiği yer "kazıyınca yaldızlarını altlarındaki demir paslı, ateşe vermeli onları ama her yerde yangın çıkışları" oluyor. En büyük çıkış ise hep "altı üstü insan" mazeretinin açtığı yol olup -kendileri o yolu bulamayacak olsalar dahi- Gracegiller yakacakken salar onları o yola. Herkesi o çıkıştan salan Gracegiller ise genelde sonda kalıp yanarlar.
İzleyiniz, muhakkak film üzerine diyecek sözleriniz olacaktır.
Lars von Trier'in film üçlemesinin ilkidir. Filmin hikayesi aslında oldukça basit. Çünkü filmde maddenin varlığı yok denebilecek kadar az. Hikaye ekranda gerçekleşen, anlatılan olayların ötesindeki şeyleri düşündüren bir alegori aslında. Yönetmen Lars von Trier filmin başından itibaren gerçekliğin herhangi bir yansımasını göstermekle ilgilenmiyor. Filmde öyle anlar var ki insanlığın altında yatan gerçeklikleri görme fırsatını sunuyor.
Filmin insanlık ve endüstrileşmiş ülkeler hakkında eleştiri getirdiği söylenebilir. Filmin birçok eksende farklı yorumları var. "Ville" kelimesi Fransızca şehir anlamına gelir. Dogville ise köpeklerin şehrini ima eder. Burada Dogville Amerika Birleşik Devletleridir. Filmde Nicole Kidman'ın canlandırdığı Grace karakteri Kuzey Amerika'yı temsil ediyor. Erken tarihte bu kıta ve bu kıtanın kaynakları Avrupa tarafından sömürülmüş, istismara uğramıştır. Ancak şimdi sanayileşme sonrasında Kuzey Amerika -ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri - dünyanın en güç... Devamı
Lars von Trier'in film üçlemesinin ilkidir. Filmin hikayesi aslında oldukça basit. Çünkü filmde maddenin varlığı yok denebilecek kadar az. Hikaye ekranda gerçekleşen, anlatılan olayların ötesindeki şeyleri düşündüren bir alegori aslında. Yönetmen Lars von Trier filmin başından itibaren gerçekliğin herhangi bir yansımasını göstermekle ilgilenmiyor. Filmde öyle anlar var ki insanlığın altında yatan gerçeklikleri görme fırsatını sunuyor.
Filmin insanlık ve endüstrileşmiş ülkeler hakkında eleştiri getirdiği söylenebilir. Filmin birçok eksende farklı yorumları var. "Ville" kelimesi Fransızca şehir anlamına gelir. Dogville ise köpeklerin şehrini ima eder. Burada Dogville Amerika Birleşik Devletleridir. Filmde Nicole Kidman'ın canlandırdığı Grace karakteri Kuzey Amerika'yı temsil ediyor. Erken tarihte bu kıta ve bu kıtanın kaynakları Avrupa tarafından sömürülmüş, istismara uğramıştır. Ancak şimdi sanayileşme sonrasında Kuzey Amerika -ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri - dünyanın en güçlü ve baskın gücü haline gelmiş ve adaleti dikkate almadan, önemsemeden dünya üzerinde kendi istek ve iradesini uygular duruma gelmiştir. Böylece başlarda baskı görüp, ezilen kişiler sonrasında ezen pozisyona gelirler.
Film eşit derecede hem rahatsız edici hem de muhteşem olarak tanımlanabilir. Filmleri yalnızca eğlence amaçlı olarak gören biriyseniz bu filmde kesinlikle sizin için bir şey yok. Ancak eğer filmden beklentiniz düşünce, fikir ve diyaloglarsa Dogville sizin için çok doğru bir seçim.
bu tür bir mekan kullanımına ilk kez rastlıyorum. hoş, senaryonun gidişatı ve atmosferin rahatsız ediciliği bir süre sonra mekanı önemsizleştiriyor.
von trier, insanın özündeki vahşilik, acımasızlık ve kötülüğü açığa çıkarmak için iyi niyetli ve affedici bir karakter kullanmış. benzer bir şeyi daha önce breaking the waves’te de yapmıştı. von trier’in insanın doğası konusundaki düşünceleri, üzerinde uzun uzun tartışılabilecek bir konu olsa da, onun insanlar tarafından yüceltilen iyi niyetlilik, merhamet, masumiyet, dindarlık vb. değerleri, yine bu değerleri kullanarak yerden yere vurabilmesi göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir başarı. nitekim filmin finali en ödünsüz hümanistin bile içinin yağlarını eritecek cinsten. ben başarılı buldum.
@umutterbass
7 yıl önce
8 / 10
@coreality
8 yıl önce
7.8 / 10
@iveseenitall
8 yıl önce
9.1 / 10
ayrıca lars sana daha çok aşığım artık
@asevilk
8 yıl önce
10 / 10
Ara ara filmin son dakikalarını açar tekrar izlerim. Babasıyla arasında geçen diyaloga dikkat kesilir her defasında da yaşananlar sonucu verdiği karara tepkimi ölçerim; daha "oh be içim soğudu" ile "böyle olmamalıydı, onlardan değildin sen" arasında bir istikrar sağlayamadım.
Lakin gerçek hayatta filmin sonunun tekabül ettiği yer "kazıyınca yaldızlarını altlarındaki demir paslı, ateşe vermeli onları ama her yerde yangın çıkışları" oluyor. En büyük çıkış ise hep "altı üstü insan" mazeretinin açtığı yol olup -kendileri o yolu bulamayacak olsalar dahi- Gracegiller yakacakken salar onları o yola. Herkesi o çıkıştan salan Gracegiller ise genelde sonda kalıp yanarlar.
İzleyiniz, muhakkak film üzerine diyecek sözleriniz olacaktır.
@tendopain
8 yıl önce
2.3 / 10
@chavdar
8 yıl önce
7.4 / 10
@eymir66
9 yıl önce
10 / 10
Son sahnedeki katliam olmasaydı rahat uyuyamazdım :)
@cagdasbdy
9 yıl önce
8.4 / 10
Filmin insanlık ve endüstrileşmiş ülkeler hakkında eleştiri getirdiği söylenebilir. Filmin birçok eksende farklı yorumları var. "Ville" kelimesi Fransızca şehir anlamına gelir. Dogville ise köpeklerin şehrini ima eder. Burada Dogville Amerika Birleşik Devletleridir. Filmde Nicole Kidman'ın canlandırdığı Grace karakteri Kuzey Amerika'yı temsil ediyor. Erken tarihte bu kıta ve bu kıtanın kaynakları Avrupa tarafından sömürülmüş, istismara uğramıştır. Ancak şimdi sanayileşme sonrasında Kuzey Amerika -ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri - dünyanın en güç ... Devamı
Filmin insanlık ve endüstrileşmiş ülkeler hakkında eleştiri getirdiği söylenebilir. Filmin birçok eksende farklı yorumları var. "Ville" kelimesi Fransızca şehir anlamına gelir. Dogville ise köpeklerin şehrini ima eder. Burada Dogville Amerika Birleşik Devletleridir. Filmde Nicole Kidman'ın canlandırdığı Grace karakteri Kuzey Amerika'yı temsil ediyor. Erken tarihte bu kıta ve bu kıtanın kaynakları Avrupa tarafından sömürülmüş, istismara uğramıştır. Ancak şimdi sanayileşme sonrasında Kuzey Amerika -ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri - dünyanın en güçlü ve baskın gücü haline gelmiş ve adaleti dikkate almadan, önemsemeden dünya üzerinde kendi istek ve iradesini uygular duruma gelmiştir. Böylece başlarda baskı görüp, ezilen kişiler sonrasında ezen pozisyona gelirler.
Film eşit derecede hem rahatsız edici hem de muhteşem olarak tanımlanabilir. Filmleri yalnızca eğlence amaçlı olarak gören biriyseniz bu filmde kesinlikle sizin için bir şey yok. Ancak eğer filmden beklentiniz düşünce, fikir ve diyaloglarsa Dogville sizin için çok doğru bir seçim.
@tambenlik
9 yıl önce
von trier, insanın özündeki vahşilik, acımasızlık ve kötülüğü açığa çıkarmak için iyi niyetli ve affedici bir karakter kullanmış. benzer bir şeyi daha önce breaking the waves’te de yapmıştı. von trier’in insanın doğası konusundaki düşünceleri, üzerinde uzun uzun tartışılabilecek bir konu olsa da, onun insanlar tarafından yüceltilen iyi niyetlilik, merhamet, masumiyet, dindarlık vb. değerleri, yine bu değerleri kullanarak yerden yere vurabilmesi göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir başarı. nitekim filmin finali en ödünsüz hümanistin bile içinin yağlarını eritecek cinsten. ben başarılı buldum.
@ozturkkursat
9 yıl önce
9.3 / 10