Kayıp

---SPOİLER---

Filmin daha başında, sokağa çıkma yasağı ilan edilmesinin ardından askerlerin insanları ortalık yerde öldürdüğünü görüyoruz. Bunun dışında birçok sahnede ise askerlerin kitap taşıdıkları görülüyor. Kitapların toplanması karşıt görüşlere olan tahammülsüzlüğü gösteriyor.

Yine bir sahne de askerlerin, kadınların giyim tarzlarına müdahalesini görüyoruz. Özgürlüğe karşı yapılan bu saldırıyı bir başka sahnede ise başıboş beyaz bir atın gece karanlığında askerler tarafından havaya ateş açılarak kovalanması ile temsili olarak görebiliyoruz. Oteldeki deprem sahnesinde de bu mevcut, inşalar can havliyle kendilerini dışarı atmak istemektedirler. Fakat dışarıda da çatışma vardır ve insanlar sebepsiz yere öldürülüyordur.

Charles karakterinin, Şili'de gerçekleşen darbede Amerika?nın da payı olduğunu fark etmiş olması ve bunun üstüne gitmesi ayrıca sol görüşlü olması, onun sonunu hazırlıyor. Tesadüfen farkına vardığı darbeye Amerika?nın katkısı durumunu, bir Amerikalı olmasında dolayı Amerika'nın yapacağı her şeyde hem fikir olacağı düşünülerek yanında rahatlıkla sarf edilmesi sayesinde öğreniyor. Gazetelerdeki haberlerde birkaç gün önce bulunduğu yerde şahit olduğu olaylardan bahsedilmemesi ve başka bir gazetecinin ona bu bildiklerini unut demesine rağmen bildiğinden şaşmıyor.

Charles'in iki arkadaşı tutuklu iken birinin diğerine söylediği gibi; ''merak etme bize zarar veremezler, biz Amerikalıyız'' dediği gibi, belki Charles de aynı şekilde düşünüyordu. Ama yanıldıkları şey onlara zarar verecek olanın Amerika olacak olmasıydı.

Rejim değişmeden önce polis olan biriyle Charles hakkında röportaj yapılırken; darbeciler kast edilerek Amerikalılara danışmadan bir Amerikalıyı ortadan kaldırabilirler mi sorusuna polis, buna cesaret edemezler der. Bunun üzerine baba, bu ispatlanabilir mi diye sorar, cevap doğrulanamaz olur. Amerikalı kayıplar, Amerika'nın bilgisi dahilinde kayıptırlar.

Baba Ed horman, hikayeye dahil olduğunda en başta kendisini elçilikte görüyoruz. Burada kendisine ayaküstü yürürken bir bilgilendirme yapılıyor. Ayrıca oğlunun siyasi tercihi ile ilgili sorulan soruya cevap verdikten sonra babanın bu tercihin ne fark ettireceğini sorduğunu görüyoruz. Aslında bu sahnede babayı ayaküstü bilgilendirerek olaya karşı siyasi yaklaşım belli edilmiştir.

Sonra babayı havaalanında Şili'ye geldiğinde görüyoruz. Etrafta bazı Amerikan firmalarına ait reklam panoları belirgin bir şekilde göze çarpmaktadır. Bu ülkenin Amerika için iyi bir pazar olduğunun göstergesidir. Baba, oğlunun durumunu araştırırken iyimser ve hükümet yanlısı bir tavır içerisindedir. Hatta gelininin düzen karşıtı söylemlerini oğlundan çok duyduğu için duymak istemediğini söyler. Ama bu araştırmalar süresince düzenin nasıl çalıştığını kendi de görmeye başlar. Final de elçiye hesap sorduğunda ise Amerika'nın çıkarları ile karşılaşır.