İspanya iç savaşının olduğu dönemde, faşistlere karşı mücadele etmek için bir araya gelen anti-faşistlerin zamanla fikir ayrılığına düşerek birbirlerine düşme sürecini anlatan bir film. Devrim yapma kararı almak ve o yolda savaşacak kadar cesur olmanın yeterli olmadığı, fikir birliği yada başarılı yönetim gerektiğini iyi anlatan bir film. Özellikle kasaba içi çatışmalar başarılıyken, açık arazi çatışmaları ise bir o kadar başarısızdır. Filmin biraz fazla şişirilmiş bir puana sahip olduğunu bile düşünmekteyim. En çok beğendiğim kısım, köyleri aldıktan sonra toprakların kolektifleştirilmesi üzerine yapılan tartışma oldu.
Günümüzde emperyalist destekli Rojava’yı ısıtıp ısıtıp "abi nasıl da enternasyonel aşırı enternasyonel, komün pratiği abiii" diyenlerin kafasına fırlatmalık hoş bir film.
Olaydan 60 yıl sonra çekilecek filmde taraf tutulması değil tarihçi edasıyla objektif olunması beklenirdi. Ki o zaman geçmişin hatalarından ders çıkarmanın önü açılabilsin.
Ama yönetmen bunu yapmak yerine kendi kişisel ideolojisini tek taraflı yansıtmayı seçmiş. Bunu yaparken de iddialar üzerine kurmuş öyküsünü hiçbir somut tarihsel nesnel gerekçe yok. Hatta ve hatta sözde idealleri için orada olan filmin kahramanını bir kadın için saf değiştirerek iyice nesnellikten, bilimsellikten uzaklaşmış. Keşke kahramanımız politik bir tartışma sonucu saf değiştirseydi.
Film bu haliyle çok önemli bir devrimci mücadeleye ayna tutmak değil zaten siz solcular bir araya gelmeye çalışsanız birbirinizi yersiniz mesajı taşımakta. Evet bu da bir görüş ama bunu savunduğu konusunda açık fikirli olunmalı o zaman. Sol gösterip sağ vurmamalı.
Stalinizm’in ’tek ülkede sosyalizm’, ’kapitalizmle barış içinde yaşam’ politikalarının eleştirisine daha dolaysız biçimde girişmeliydi. İdealist insanların duyguların... Devamı
Olaydan 60 yıl sonra çekilecek filmde taraf tutulması değil tarihçi edasıyla objektif olunması beklenirdi. Ki o zaman geçmişin hatalarından ders çıkarmanın önü açılabilsin.
Ama yönetmen bunu yapmak yerine kendi kişisel ideolojisini tek taraflı yansıtmayı seçmiş. Bunu yaparken de iddialar üzerine kurmuş öyküsünü hiçbir somut tarihsel nesnel gerekçe yok. Hatta ve hatta sözde idealleri için orada olan filmin kahramanını bir kadın için saf değiştirerek iyice nesnellikten, bilimsellikten uzaklaşmış. Keşke kahramanımız politik bir tartışma sonucu saf değiştirseydi.
Film bu haliyle çok önemli bir devrimci mücadeleye ayna tutmak değil zaten siz solcular bir araya gelmeye çalışsanız birbirinizi yersiniz mesajı taşımakta. Evet bu da bir görüş ama bunu savunduğu konusunda açık fikirli olunmalı o zaman. Sol gösterip sağ vurmamalı.
Stalinizm’in ’tek ülkede sosyalizm’, ’kapitalizmle barış içinde yaşam’ politikalarının eleştirisine daha dolaysız biçimde girişmeliydi. İdealist insanların duygularını sömürerek değil.
Toprak paylaşımının tartışıldığı sahne hem güzel hem garip. O sahne komünist partinin kongresinde geçiyor olsa ne ala ama gel gelelim toprak kazanılmış nasıl kullanılacağı o anda kararlaştırılıyor. Geleceğe yönelik hiç bir bakışları yokmuş bu solcularımızın? Ne için savaştıklarını bilmiyorlarmış (bizdeki gubidik "Devrimden Sonra"yı anımsattı). Aslında bir grup idealistin ideolojilerine de çok ters değil yaşasın anarşizm.
Ne sevdayı ne kavgayı verebilen anti-Stalinist bakışla düşünsel değil duygusal hareket eden ve cephe görüntüleri oldukça komik olan bir film... 20/100
filmin özetini (ne yazık ki hareketin acı gerçeğini) ; anti faşist iki örgütün birbirleri ile çatışması üzerine yoldan geçen bir teyze ’’faşistlerle savaşıyor olmalıydınız, birbirinizle değil’’ diyerek yapar.
Loach filmleri kesinlikle izlenmeli. Land and Freedom, Loach unsurlarının hemen hemen hepsini barındıran, duygusal yan temalarıyla büyük bir ideali sarıp sarmalıyor. Filmin en beğendiğim iki yanı, romantik devrim fikirleriyle İspanya’ya gelen İngiliz karakterimizin gördükleriyle düşüncelerinin realist bir biçime evrilmesi. İkinci ise aynı düşü farklı rüzgarlarla paylaşan grupların birbirine düşmesi. Ülke ve Özgürlük özellikle şu dönemlerde baş tacı yapılası Loach filmi...
loach ispanya iç savaşı için, ’’yaşadığımız yüzyılda, halkın bu gezegenin gerçek sahibi olabilmesi için birkaç büyük fırsat çıkmıştı, bu da onlardan biriydi’’ der ve yaşananları bir trajedi olarak nitelendirir. Film İspanya iç savaşı’nın etrafında dolaşarak Stalin’in dikta rejime parmak basmıştır ve iyi de etmiştir.İdeolojik çelişkileri vedevletin, bir baska devletin yardimiyla çıkar ilişkilerini nasil yürüttüğünü ve bu kirli ilişkilere karsi dururken harcananları net bir dille anlatmaktadır ayrıca filmin duygusal sosu da yerindedir.Avrupa’nın ise Faşizm karşısındaki suskunluğu eleştirilmektedir ki filmin Yugoslavya’nın parçalanıp,Bosna kanlar içindeyken Avrupa’nın yine seyrini bozmayıp kılını kıpırdatmadığı bir döneme denk gelmesi oldukça önemli ve manidardır.Filmin mutlaka ki eksiklikleri vardır fakat izlenesidir,izlenmelidir.
bu filmde stalin’in ispanya iç savaşı sırasında sosyalistlere verdiği muazzam!!! desteği görüyoruz. o dönem sovyetlerin 21.yüzyılı göremeyeceğini söylemek için kahin mi olmak gerekirdi??
@tiamath
3 yıl önce
6.5 / 10
@kropotkin
3 yıl önce
8 / 10
@poormf
8 yıl önce
2 / 10
Ama yönetmen bunu yapmak yerine kendi kişisel ideolojisini tek taraflı yansıtmayı seçmiş. Bunu yaparken de iddialar üzerine kurmuş öyküsünü hiçbir somut tarihsel nesnel gerekçe yok. Hatta ve hatta sözde idealleri için orada olan filmin kahramanını bir kadın için saf değiştirerek iyice nesnellikten, bilimsellikten uzaklaşmış. Keşke kahramanımız politik bir tartışma sonucu saf değiştirseydi.
Film bu haliyle çok önemli bir devrimci mücadeleye ayna tutmak değil zaten siz solcular bir araya gelmeye çalışsanız birbirinizi yersiniz mesajı taşımakta. Evet bu da bir görüş ama bunu savunduğu konusunda açık fikirli olunmalı o zaman. Sol gösterip sağ vurmamalı.
Stalinizm’in ’tek ülkede sosyalizm’, ’kapitalizmle barış içinde yaşam’ politikalarının eleştirisine daha dolaysız biçimde girişmeliydi. İdealist insanların duyguların ... Devamı
Ama yönetmen bunu yapmak yerine kendi kişisel ideolojisini tek taraflı yansıtmayı seçmiş. Bunu yaparken de iddialar üzerine kurmuş öyküsünü hiçbir somut tarihsel nesnel gerekçe yok. Hatta ve hatta sözde idealleri için orada olan filmin kahramanını bir kadın için saf değiştirerek iyice nesnellikten, bilimsellikten uzaklaşmış. Keşke kahramanımız politik bir tartışma sonucu saf değiştirseydi.
Film bu haliyle çok önemli bir devrimci mücadeleye ayna tutmak değil zaten siz solcular bir araya gelmeye çalışsanız birbirinizi yersiniz mesajı taşımakta. Evet bu da bir görüş ama bunu savunduğu konusunda açık fikirli olunmalı o zaman. Sol gösterip sağ vurmamalı.
Stalinizm’in ’tek ülkede sosyalizm’, ’kapitalizmle barış içinde yaşam’ politikalarının eleştirisine daha dolaysız biçimde girişmeliydi. İdealist insanların duygularını sömürerek değil.
Toprak paylaşımının tartışıldığı sahne hem güzel hem garip. O sahne komünist partinin kongresinde geçiyor olsa ne ala ama gel gelelim toprak kazanılmış nasıl kullanılacağı o anda kararlaştırılıyor. Geleceğe yönelik hiç bir bakışları yokmuş bu solcularımızın? Ne için savaştıklarını bilmiyorlarmış (bizdeki gubidik "Devrimden Sonra"yı anımsattı). Aslında bir grup idealistin ideolojilerine de çok ters değil yaşasın anarşizm.
Ne sevdayı ne kavgayı verebilen anti-Stalinist bakışla düşünsel değil duygusal hareket eden ve cephe görüntüleri oldukça komik olan bir film... 20/100
@insandemosu
10 yıl önce
@cemal_erdem
11 yıl önce
7.7 / 10
@lavitaebella
11 yıl önce
@benjamin
12 yıl önce
@khresimos
13 yıl önce
8 / 10
keşke....
@darkscream
14 yıl önce
7.8 / 10
@persus
14 yıl önce
10 / 10