İnsanda, batı klasikleri kitabı okuma hissi uyandıran, fontane ya da gothe yapıtları tadında bir film. Filmde ilk soru "ne umuyordum ki" bence. Bu soru yapılacak tüm işlerde insanın yüzüne çarpar. yaptığımız her işin ardından biraz da hayal kırıklığı ile, ne umuyordum ki zaten diye sorgularız kendimizi. Beklentiyi zirveye çıkartıp sonra çatıdan aşağı fırlatmakla eş değerdir bu.
Hayatın nasıl da çekilmez olduğunun filmidir bu bence. Ama yine hayatı ne kadar yaşanılır kılmak da filmin içerisindeki 4 oyuncuya bağlı. kişi, nasıl yaşaması gerektiğini bilmeli...
Bergmanın bütün filmleri bir psikoloji seansı gibi. Mümkün değil kendinize ait bir şeylerle ilgili düşüncelere dalmadan filmi noktalamanız. Sanatkar bu eserinde de yaygın bir yaraya dokunuyor: anne- kız ilişkisi.
Film Klasik Bergman filmi diyebiliriz, Dar bir mekan, çok az karakter, uzun diyaloglar, hesaplaşmalar, sorgulamalar. Bu sefer Bergman kameranın merceğini anne kız arası ilişkiye tutuyor. Film Anne kız(lar) arası ilişkiye değiniyor. Kızların Annesi olan Charlotte müzik hayatı ve kendi kişisel tutkuları için çocuklarını görmezden gelmiş ve sevgisiz büyümüştür. Charlotte yüksek enerjili, müziği yaşlanmasına rağmen bırakmayan bir kadındır. Charlottanın kızları Eva ve Helenadır Eva içine kapanık bastırılmış duygularını küçüklükten beri saklayan biridir. Eva içine kapanık, inançlı, saf, korkulu bir birey olmasının en büyük sebebi annesidir. Annesi Evaya küçükken yeteri kadar sevgi vermemiş, sevgi vermek bir yana Evanın kendisini bulmasını engellemiş ve Evanın daha küçük yaşta onulmaz yaraları olur. Eva bu yüzden garip diyebileceğimiz bir insan olmuştur. Charlottenin duygusuzluğu ruhsuzluğu, soluk ve taş gibi duygularının kurbanı diğer kızı Helenanın da olur. Helananın sakatlığı da annesini... Devamı
Film Klasik Bergman filmi diyebiliriz, Dar bir mekan, çok az karakter, uzun diyaloglar, hesaplaşmalar, sorgulamalar. Bu sefer Bergman kameranın merceğini anne kız arası ilişkiye tutuyor. Film Anne kız(lar) arası ilişkiye değiniyor. Kızların Annesi olan Charlotte müzik hayatı ve kendi kişisel tutkuları için çocuklarını görmezden gelmiş ve sevgisiz büyümüştür. Charlotte yüksek enerjili, müziği yaşlanmasına rağmen bırakmayan bir kadındır. Charlottanın kızları Eva ve Helenadır Eva içine kapanık bastırılmış duygularını küçüklükten beri saklayan biridir. Eva içine kapanık, inançlı, saf, korkulu bir birey olmasının en büyük sebebi annesidir. Annesi Evaya küçükken yeteri kadar sevgi vermemiş, sevgi vermek bir yana Evanın kendisini bulmasını engellemiş ve Evanın daha küçük yaşta onulmaz yaraları olur. Eva bu yüzden garip diyebileceğimiz bir insan olmuştur. Charlottenin duygusuzluğu ruhsuzluğu, soluk ve taş gibi duygularının kurbanı diğer kızı Helenanın da olur. Helananın sakatlığı da annesinin vurdumduymazlığı, sevgisizliği, işkolikliği yüzünden olmuştur. Velhasıl yıllar sonra Anne kız karşılaşırlar. Eva annesinin tüm gerçeğini faş eder. İşte Bergmanı, Bergman yapanda bu karşılaşmadaki diyaloglardır. Hatta bu filmi diğer filmlerinden ayıran spesifik nokta ise Charlottenin evden ayrılışının görüntüsü verilmezken bu geçiş sadece diyalogla verilmiştir. Film açılışıyla, kapanışı paralelik gösterir, Açılışta giden mektup, kapanıtşa yine mektup gider. Evanın kocası Viktor açılışta olduğu gibi kapanışta da kameraya doğru açıklama yapar. Filmin son sahnesinde ise Viktor mektubu okurken mektubun yarısında Eva görüntüde mektubu okur mektubun sonunda ise Charlottenin yüzünü görürüz. Ve Mektup kapanır. Filmde sevgisizliğin sonuçlarını görürüz, hasta eder, yasta eder, çocuk eder. Aynı şekilde Charlottenin de annesinden sevgi almadığını öğrenince filmde Filmde hakim olan renkler kırmızı yeşil beyaz sonlara doğru gri Sinematografi insan yüzüdür diyen Bergmanın bu filmde de bunu pekiştirdiğini görüyoruz. Evanın küçük yaşta hiç kabul görmemesi içinde büyük bir korkuya sebep olur. ve Evanın ruhu korku telleriyle çevrili bir şey olur.
Sinema denince akla ilk gelen yönetmenlerin başında gelir Ingmar Bergman. Yönetmenin hemen hemen her filmi bir başyapıt. "Güz Sonatı" filmi de bu başyapıtlardan bir tanesi. Senaryo müthiş, diyaloglar harikulade. Liv Ullman ve Ingrid Bergman'ın oyunculukları olağanüstü. Kısacası film sizi hemen içine çekiyor ve pür dikkat filme odaklanıyorsunuz. Ingmar Bergman sinemasını seven ve hala bu filmi izlemeyenlere şiddetle tavsiye ederim. 9/10.
@yigithan300
2 yıl önce
10 / 10
@katmandukavunu
3 yıl önce
@abdusselam
3 yıl önce
Hayatın nasıl da çekilmez olduğunun filmidir bu bence. Ama yine hayatı ne kadar yaşanılır kılmak da filmin içerisindeki 4 oyuncuya bağlı. kişi, nasıl yaşaması gerektiğini bilmeli...
@ezgi124
3 yıl önce
@ezgi124
3 yıl önce
@fruit_fly
4 yıl önce
@iorigins
5 yıl önce
Film Anne kız(lar) arası ilişkiye değiniyor. Kızların Annesi olan Charlotte müzik hayatı ve kendi kişisel tutkuları için çocuklarını görmezden gelmiş ve sevgisiz büyümüştür. Charlotte yüksek enerjili, müziği yaşlanmasına rağmen bırakmayan bir kadındır. Charlottanın kızları Eva ve Helenadır
Eva içine kapanık bastırılmış duygularını küçüklükten beri saklayan biridir. Eva içine kapanık, inançlı, saf, korkulu bir birey olmasının en büyük sebebi annesidir. Annesi Evaya küçükken yeteri kadar sevgi vermemiş, sevgi vermek bir yana Evanın kendisini bulmasını engellemiş ve Evanın daha küçük yaşta onulmaz yaraları olur. Eva bu yüzden garip diyebileceğimiz bir insan olmuştur. Charlottenin duygusuzluğu ruhsuzluğu, soluk ve taş gibi duygularının kurbanı diğer kızı Helenanın da olur. Helananın sakatlığı da annesini ... Devamı
Film Anne kız(lar) arası ilişkiye değiniyor. Kızların Annesi olan Charlotte müzik hayatı ve kendi kişisel tutkuları için çocuklarını görmezden gelmiş ve sevgisiz büyümüştür. Charlotte yüksek enerjili, müziği yaşlanmasına rağmen bırakmayan bir kadındır. Charlottanın kızları Eva ve Helenadır
Eva içine kapanık bastırılmış duygularını küçüklükten beri saklayan biridir. Eva içine kapanık, inançlı, saf, korkulu bir birey olmasının en büyük sebebi annesidir. Annesi Evaya küçükken yeteri kadar sevgi vermemiş, sevgi vermek bir yana Evanın kendisini bulmasını engellemiş ve Evanın daha küçük yaşta onulmaz yaraları olur. Eva bu yüzden garip diyebileceğimiz bir insan olmuştur. Charlottenin duygusuzluğu ruhsuzluğu, soluk ve taş gibi duygularının kurbanı diğer kızı Helenanın da olur. Helananın sakatlığı da annesinin vurdumduymazlığı, sevgisizliği, işkolikliği yüzünden olmuştur.
Velhasıl yıllar sonra Anne kız karşılaşırlar. Eva annesinin tüm gerçeğini faş eder.
İşte Bergmanı, Bergman yapanda bu karşılaşmadaki diyaloglardır.
Hatta bu filmi diğer filmlerinden ayıran spesifik nokta ise Charlottenin evden ayrılışının görüntüsü verilmezken bu geçiş sadece diyalogla verilmiştir.
Film açılışıyla, kapanışı paralelik gösterir, Açılışta giden mektup, kapanıtşa yine mektup gider. Evanın kocası Viktor açılışta olduğu gibi kapanışta da kameraya doğru açıklama yapar.
Filmin son sahnesinde ise Viktor mektubu okurken mektubun yarısında Eva görüntüde mektubu okur mektubun sonunda ise Charlottenin yüzünü görürüz. Ve Mektup kapanır.
Filmde sevgisizliğin sonuçlarını görürüz, hasta eder, yasta eder, çocuk eder.
Aynı şekilde Charlottenin de annesinden sevgi almadığını öğrenince filmde
Filmde hakim olan renkler kırmızı yeşil beyaz sonlara doğru gri
Sinematografi insan yüzüdür diyen Bergmanın bu filmde de bunu pekiştirdiğini görüyoruz.
Evanın küçük yaşta hiç kabul görmemesi içinde büyük bir korkuya sebep olur. ve Evanın ruhu korku telleriyle çevrili bir şey olur.
@ouroboros777
8 yıl önce
@fatmaa
8 yıl önce
@ucurumdakisoz
9 yıl önce