"Hayır, insanlar hep rezildi. Ama Dünya daha güzeldi."
İnsanın kendini yiyip bitirmesine dair bir öykü. Bir distopik bilim-kurgu başyapıtı. Açlığa dair yapılmış en iyi filmlerden.
Filmdeki 2022 tasvirinde nüfus öylesine büyümüş, sosyo-ekonomik fark öylesine açılmış, fakirlik öylesine yayılmıştır ki ölüler cenaze aracıyla mezara değil, çöp kamyonlarıyla çöp öğütme tesislerine giderler. İsyancılar tutuklanamazlar, çünkü tutuklu kalabilecekleri kadar geniş cezaevleri yoktur. Onun yerine kepçelerle kasalara doldurulup götürülürler. Binaların koridorlarında, merdivenlerinde yatan insanlardan hangilerinin yaşıyor, hangilerinin ölü olduğunu seçemezsiniz. Filmin hızlı kamera geçişleriyle onları umursamazsınız bile, çünkü bu evrenin normali budur. Beslenme problemi ise okyanustaki planktonlar ve soya fasulyesinden üretilen tabletlerle karşılanır. Çünkü tarım bitmiştir, olanı da zenginler alır. İşte bu girdilerin ardından film bir dedektiflik hikayesini katmanlandırmaya başlar. "Soylent ... Devamı
"Hayır, insanlar hep rezildi. Ama Dünya daha güzeldi."
İnsanın kendini yiyip bitirmesine dair bir öykü. Bir distopik bilim-kurgu başyapıtı. Açlığa dair yapılmış en iyi filmlerden.
Filmdeki 2022 tasvirinde nüfus öylesine büyümüş, sosyo-ekonomik fark öylesine açılmış, fakirlik öylesine yayılmıştır ki ölüler cenaze aracıyla mezara değil, çöp kamyonlarıyla çöp öğütme tesislerine giderler. İsyancılar tutuklanamazlar, çünkü tutuklu kalabilecekleri kadar geniş cezaevleri yoktur. Onun yerine kepçelerle kasalara doldurulup götürülürler. Binaların koridorlarında, merdivenlerinde yatan insanlardan hangilerinin yaşıyor, hangilerinin ölü olduğunu seçemezsiniz. Filmin hızlı kamera geçişleriyle onları umursamazsınız bile, çünkü bu evrenin normali budur. Beslenme problemi ise okyanustaki planktonlar ve soya fasulyesinden üretilen tabletlerle karşılanır. Çünkü tarım bitmiştir, olanı da zenginler alır. İşte bu girdilerin ardından film bir dedektiflik hikayesini katmanlandırmaya başlar. "Soylent Green" adlı beslenme tabletini üreten şirketin ortaklarından biri suikasta kurban gider ve katmanlar bizi gittikçe derine çeker. Böylesine zengin, korunaklı, mutlu bir adam neden ölmüştür? Ve ölmeden önce neden günah çıkartmıştır?
Filmin yarattığı görsel dünya ve kurallar bütünü inanılmaz gerçekçi. Aynı evrende olmasak bile oraya ait hissettiriyor, çünkü normalini çok doğal anlatıyor. Ve bu normalin içerisinden günümüz dünyasına dair pencereler de açıyor. Dünyadaki en değerli varlığın insan olduğu dönemleri geçeli yıllar olmadı mı zaten?
Kanımca malthus un nüfus teoreminden yola çıkılmış, make room make room adlı kitaptan uyarlama, dönemine göre etkileyici bir bilimkurgu. Ayrıca Cloud atlas filminde konu yeniden ele alınmıştır(araklanmıştır).
@furkandgn9
2 ay önce
8.5 / 10
İnsanın kendini yiyip bitirmesine dair bir öykü. Bir distopik bilim-kurgu başyapıtı. Açlığa dair yapılmış en iyi filmlerden.
Filmdeki 2022 tasvirinde nüfus öylesine büyümüş, sosyo-ekonomik fark öylesine açılmış, fakirlik öylesine yayılmıştır ki ölüler cenaze aracıyla mezara değil, çöp kamyonlarıyla çöp öğütme tesislerine giderler. İsyancılar tutuklanamazlar, çünkü tutuklu kalabilecekleri kadar geniş cezaevleri yoktur. Onun yerine kepçelerle kasalara doldurulup götürülürler. Binaların koridorlarında, merdivenlerinde yatan insanlardan hangilerinin yaşıyor, hangilerinin ölü olduğunu seçemezsiniz. Filmin hızlı kamera geçişleriyle onları umursamazsınız bile, çünkü bu evrenin normali budur. Beslenme problemi ise okyanustaki planktonlar ve soya fasulyesinden üretilen tabletlerle karşılanır. Çünkü tarım bitmiştir, olanı da zenginler alır. İşte bu girdilerin ardından film bir dedektiflik hikayesini katmanlandırmaya başlar. "Soylent ... Devamı
İnsanın kendini yiyip bitirmesine dair bir öykü. Bir distopik bilim-kurgu başyapıtı. Açlığa dair yapılmış en iyi filmlerden.
Filmdeki 2022 tasvirinde nüfus öylesine büyümüş, sosyo-ekonomik fark öylesine açılmış, fakirlik öylesine yayılmıştır ki ölüler cenaze aracıyla mezara değil, çöp kamyonlarıyla çöp öğütme tesislerine giderler. İsyancılar tutuklanamazlar, çünkü tutuklu kalabilecekleri kadar geniş cezaevleri yoktur. Onun yerine kepçelerle kasalara doldurulup götürülürler. Binaların koridorlarında, merdivenlerinde yatan insanlardan hangilerinin yaşıyor, hangilerinin ölü olduğunu seçemezsiniz. Filmin hızlı kamera geçişleriyle onları umursamazsınız bile, çünkü bu evrenin normali budur. Beslenme problemi ise okyanustaki planktonlar ve soya fasulyesinden üretilen tabletlerle karşılanır. Çünkü tarım bitmiştir, olanı da zenginler alır. İşte bu girdilerin ardından film bir dedektiflik hikayesini katmanlandırmaya başlar. "Soylent Green" adlı beslenme tabletini üreten şirketin ortaklarından biri suikasta kurban gider ve katmanlar bizi gittikçe derine çeker. Böylesine zengin, korunaklı, mutlu bir adam neden ölmüştür? Ve ölmeden önce neden günah çıkartmıştır?
Filmin yarattığı görsel dünya ve kurallar bütünü inanılmaz gerçekçi. Aynı evrende olmasak bile oraya ait hissettiriyor, çünkü normalini çok doğal anlatıyor. Ve bu normalin içerisinden günümüz dünyasına dair pencereler de açıyor. Dünyadaki en değerli varlığın insan olduğu dönemleri geçeli yıllar olmadı mı zaten?
@camel
12 yıl önce
8.5 / 10