Şu an 30'lu yaşlarda olan biri olarak Oslo,31.august'u daha çok sevdim. 20'lerimde olsaydım bu filmi daha çok severdim.
Ki Reprise'da Philip'in üzerindeki The Smiths tshirtü benim için bunu doğrular nitelikte.
Joachim Trier'in ilk uzun metrajı anlatıcı kullanımıyla, ritmiyle, kendini fazla ciddiye almadan ciddi meselelere dokunmasıyla keyifle izlediğim bir film oldu. Açılış sahnesinden itibaren tüm kırılma anlarını tuhaf bir naiflikle yansıtan, dostluğa, aşka, edebiyata dair güzel bir bakış. Tekrar tekrar izlenip yeni söylemler yakalanabilir. Trier'i keşfetmek için ideal. Yazmak hakkındaki çatışmalı tespitlerini de epey beğendim. İzlenebilir...
Bazı filmler varıdr. Bitiğinde pek bişe anlamazsınız. fakat birkaç gün sonra hatırladıkça güzel olduğuna aslında "kült" bile olabileceğine karar verirsiniz.
@amo
9 ay önce
4.4 / 10
@sleep
1 yıl önce
Ki Reprise'da Philip'in üzerindeki The Smiths tshirtü benim için bunu doğrular nitelikte.
@tubbiks
1 yıl önce
@kuzgunadam
3 yıl önce
7.6 / 10
@jduygu
11 yıl önce
8 / 10
@cemal_erdem
11 yıl önce
7.7 / 10
@serkanbark
14 yıl önce
İşte reprise böyle bi film.
@mavidirderya
14 yıl önce
8.2 / 10
!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!
Philip ile Kari'nin tekrar buluşmaları, ki sadece bunun için bile izlenir
İkilinin arkadaşları ile birlikte limandaki muhabbetleri
Kimyacı'nın hikayesi
Lars'ın masa başında uzun süreli ilişkiler hakkındaki konuşması
Phlip ve Kari'nin tekrar Parise gitmeleri
Eric in hayranı olduğuStan Eigh Dahl'den kitabı hakkındaki kritiği
!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!
@ustunkoru
14 yıl önce
8 / 10
Sonucta esprili bir bakisi var, ozellikle de varolus problemine..
Not. : Hikayedeki karakterlerin hareket edebilme esnekligi biraz rahatsiz edici olabiliyor kimi zaman.. bu sabah paris te uyanayim gibi.. :)
@silencio
15 yıl önce
6 / 10