Film hastalıktan bahsetmiyor. insanların en ufak bir virüste nasıl medeniyetten uzaklaşacağını, aralarında eti çekiştiren köpekler gibi marketlerde, hapishanede et için zorba olabileceğini anlatıyor insanların zaten zihninde var olan ve bunu ortaya çıkartmak için bir neden, bahane aramaları. en sadık koca sadakatsiz birine dönmesi bunun en güzel örneği olmuş (eğitim bile insanların hayvansal içgüdülerinin ortaya çıkmasında bir engel teşkil etmiyor. kişiler toplumun onu kabul ettiği gibi görülüp herkes bir şekilde sessizce yada iyice hissetirerek dilediğinin alıyor. bence sinema diliyle bu kadar anlataılabilrdi özellikle oyunculuk çok iyi. bence herkesin bu filmi eleştirmesinin en büyük nedeni imdb ve diğer sitelerde yerden yere vurulması.
gael garcia bernal'e karşın, izlediğim en saçma sapan filmdi. ne yazık ki bu kadar iddialı bir değerlendirmeyi filmin ilk yarım saatinden sonra hissedip filmin 2.yarısını sürekli ileri sararak izledim.
bir de senaryonun ilerleyişi bana 'Dünyalar Savaşı' filmini hatırlattı: müdahale edemediğimiz ve nerden geldiğini bilemediğiz ancak tüm dünyayı tehdit eden bir felaket, tüm dünyanın bundan etkilenişi bununla birlikte bu felakete karşı çaresizliği ve yine müdahale edemediğimiz ancak nasıl olduğunuda bilemediğimiz bir şekilde bu felaketin sonlanması.
Tom cruise'un hiç çekilmeyen kendini bilmiş tavırlarına karşın 'dünyalar Savaşı' bile daha iyi bir şekilde izleyiciyi yakalıyordu bence..
kitabın yakınından bile geçemez.. ayrıca filmi diğer sinema siteleri gibi erotik kategorisine sokmadığınız için teşekkürler filmadamı! tecavüzü erotik sanan mallar var!
Fernando Meirelles tıpkı Arka Bahçe ve Tanrıkent'de olduğu gibi sadece gerçekleri gözümüze çarpmak istiyor..Onun büyüleyici bir senaryo ya da mükemmel birson beklentisi yok..Bu yüzden az ama öz işler yapıyor..Bu film ayrı zamanda 2008 yılındaki 61.nci Cannes film festivalinin açılış filmidir..Tabii kitabını okurken çok daha keyif aldım ama filmide onun kadar çarpıcı,aslında anlatılmak istenen alt metniaktarması zor olan bir kitap,fakat bana göre sinema uyarlaması oldukça başarılı olmuş..İnsanların kaos ortamında bile bölünmesi,çıkar peşinde koşması,cinsel dürtülerinden kurtulamaması,çaresizlikleri çok iyi aktarılmış..Sonuç olarak ben hayatın gerçeklerini bir de başka açılardan görmek istiyorum diyorsanız,kesinlikle izlemelisiniz..
Ne yazık ki olmamış filmdir. Kitabın yaşattığı gerilimden son derece uzak, basit bir felaket filmi gibi olmuş. Kitabı okurken sorguladığınız bir çok olay filmde aklınıza bile gelmiyor. Oyunculuklar iyi olmakla beraber, son derece büyük bir zaman kaybı. Biraz daha fazla zamanınızı harcayıp kitabını okuyunuz.
The Mist(öldüren sis) filmine benziyor biraz, roman uyarlaması olmaları,kapalı alan çekimleri,insanların zor zamanlarda nasıl ilkelleşebildikleri vs. filmin konusu özgün ama izlerken sıkılıyorsunuz ciddi ciddi.
insanlar kör olsa bile hırslarından ve ihtiraslarından vazgeçmiyorlar.kişiler değişebiliyor ama duygular aynı kalıyor..mekan aynı ,krallar farklı..film çok şey anlatıyor..anlayabilene !!!
@kaede
12 yıl önce
@khresimos
12 yıl önce
5 / 10
bir de senaryonun ilerleyişi bana 'Dünyalar Savaşı' filmini hatırlattı: müdahale edemediğimiz ve nerden geldiğini bilemediğiz ancak tüm dünyayı tehdit eden bir felaket, tüm dünyanın bundan etkilenişi bununla birlikte bu felakete karşı çaresizliği ve yine müdahale edemediğimiz ancak nasıl olduğunuda bilemediğimiz bir şekilde bu felaketin sonlanması.
Tom cruise'un hiç çekilmeyen kendini bilmiş tavırlarına karşın 'dünyalar Savaşı' bile daha iyi bir şekilde izleyiciyi yakalıyordu bence..
@demdem
12 yıl önce
@poormf
12 yıl önce
1 / 10
1/10
@senackn
12 yıl önce
@lowen
14 yıl önce
7.3 / 10
@jamesalan
14 yıl önce
6.5 / 10
@yorgun_nihilist
14 yıl önce
4 / 10
@ustunkoru
14 yıl önce
6.1 / 10
@quijote
15 yıl önce