2001: Uzay Macerası Yorumları

2001: Uzay Macerası filmi detayları

@kbrcktlbs

11 ay önce

10 / 10

Karşınızda Tüm Zamanların En İyi Filmi 10/10

@mikiteryan

2 yıl önce

3.2 / 10

Aşırı derecede sıkıcı bir film olmuş ilk konusma sahnesi yarim saat sonra flan basliyordu

@rambollezi

3 yıl önce

7.2 / 10

Açıkçası filmin tam olarak neyi anlatmaya çalıştığını anlayamasam da beğendim, ama gereksiz, uzun sahnelerde yok değil. Tabi bu filmi 1968 yılında izleseydim muhtemelen benim için dünyanın en iyi filmi olurdu. Son olarak intersteller da az sahne aşırmamış hani :))

NOT:
@donna_giovanni nin yorumunu okuduktan sonra film daha da güzel geldi ve sahiden film baya baya bir şeyler anlatıyormuş, izleyip de anlayabilene.
G

@gadfather

4 yıl önce

Film anlaşılsada anlaşılmasada sıkıcı, bu tip filmler böyle sıkıcı bir havaya sahip olmak zorundamı bilmiyorum, insan ve evrenle alakalı önemli meseleleride perdeye aktarırken gene seyirciyi perdeye kitleyen sıkmayan bir üslup izlenemezmi yıldızlararası filmide aynı şekilde sıkıcıydı. Fakat şuda var ki evren ve insan hakkındaki önemli meseleleri zevkle sinema perdesinde izlemek mümkün, örnekleride mevcut bu sebebiyetle konu ne kadar önemli olsada bu sıkıcı havasından dolayı filme gereken ilgiyi göstermicem.

@kerimapaydin

4 yıl önce

1 / 10

Hayatımda izlediğim tüm sıkıcı filmleri birleştirsem bunun milyonda biri kadar sıkıcı olamazlar. Bir filmi sırf popüler diye göklere çıkarmanın anlamı nedir bilmiyorum. Ya adam 10 vermiş filme, kafayı yicem gerçekten kuduruyorum şu an.

@furkandgn9

4 yıl önce

8.3 / 10

Filmin isminin Bir Uzay Macerası olduğuna bakmayın siz. Film tam olarak insanın macerasını anlatıyor. Yönetmen bu hikayeye bizleri dakikalarca süren bir siyah ekranla hazırlıyor. Bu siyah ekranı geçmeye çalıştığınızda ise tuzağına düşüyorsunuz. Çünkü insan artık sabırsız ve kibirli. Bu kibrin, kendini en üste taşıma çabasının motivasyonu ise tanrının mükemmelliği. İnsanın macerası da bu mükemmelliği tattığı andan itibaren başlıyor. Fakat 6 milyon yıl sonra o mükemmellik insan gözünde değerini kaybediyor. Peki ne zaman akıllanıyor?

@donna-giovanni muazzam bir yorum yazmış zaten.

@sedatgrlic

6 yıl önce

10 / 10

Filmin sonunda monolitin girdiği odada elinde meşale tutan Apollon heykelleri var. Apollon Antik Yunan?da ışığın ve düzenin tanrısıydı ve Antik Yunan?ın Arktik dönemlerinde insanlar savaş yıkım gibi büyük sorunların doğurduğu kaygılara çare bulmak için Parnassos Dağı?nın tepesinde bulunan, ona adanmış Delfi tapınağına giderlerdi. Bu yol boyunca insanların vardıklarında dertlerine derman bulacakları düşüncesi, bu inanmışlık işleri kolaylaştırırdı. Tapınağın girişinde ??Kendini bul?? yazardı ve vardıklarında sorunlarını anlattıkları rahipler onlara müphem kehanetlerde bulunurlardı. Misal Pers işgali sırasında onlara kurtuluşun tahtalarda olduğunu söylemişlerdi. Verdikleri bu kehanetler insanları sorunlarının üzerine düşünmeye itiyor ve onlara farklı bakış açıları kazandırarak sorunlarını kendi kendilerine çözmelerini sağlıyorlardı. Tahta kehanetinden sonra meclislerde ortaya tahtalarla ilgili binlerce öneri ve fikir sunulmuş; kimi tahta evlere sığ
... Devamı
Filmin sonunda monolitin girdiği odada elinde meşale tutan Apollon heykelleri var. Apollon Antik Yunan?da ışığın ve düzenin tanrısıydı ve Antik Yunan?ın Arktik dönemlerinde insanlar savaş yıkım gibi büyük sorunların doğurduğu kaygılara çare bulmak için Parnassos Dağı?nın tepesinde bulunan, ona adanmış Delfi tapınağına giderlerdi. Bu yol boyunca insanların vardıklarında dertlerine derman bulacakları düşüncesi, bu inanmışlık işleri kolaylaştırırdı. Tapınağın girişinde ??Kendini bul?? yazardı ve vardıklarında sorunlarını anlattıkları rahipler onlara müphem kehanetlerde bulunurlardı. Misal Pers işgali sırasında onlara kurtuluşun tahtalarda olduğunu söylemişlerdi. Verdikleri bu kehanetler insanları sorunlarının üzerine düşünmeye itiyor ve onlara farklı bakış açıları kazandırarak sorunlarını kendi kendilerine çözmelerini sağlıyorlardı. Tahta kehanetinden sonra meclislerde ortaya tahtalarla ilgili binlerce öneri ve fikir sunulmuş; kimi tahta evlere sığınalım, kimi tahta kayıklarla kaçıp ülkeyi terk edelim demiş, ancak en sonunda büyük bir asker kurdurduğu tahtadan gemilerden oluşan filolarla perslere karşı savaşıp işgali püskürtmüştü. Film ??İnsanın şafağı?? yazısıyla maymunlarla (appes) başlıyor. Burada kendi halinde yaşayan maymunlar diğer hayvanlara karşı savunmasızlardır ve bir kaplan aralarından birine saldırdığında kaçıp onu ölüme terk etmek zorunda kalırlar. Ancak daha sonra monolit iner maymunlar beytullaha yüz sürer gibi monoliti elleyip merak giderirler ve daha sonra kemikleri silah olarak kullanmayı öğrenirler. İlkin kendilerinden daha güçsüz hayvanlara saldırıp etini yer ardından kıt su kaynaklarını işgal eden diğer maymunları kovup aralarından birini öldürürler. Savunmasız haldeyken bu icatla birden güçlenen insanlığın atası birden kendi soyuna bile zarar vermeye ve öldürmeye başlıyor... Ardından kamera uzay çağına kayıyor. Burada hala gizemini koruyan monolite ulaşmak için insanoğlu bir seyehate çıkıyor ve bu yolda yine bir alet olan bilgisayarın insanları öldürüp sorun çıkardığına tanık oluyoruz. Yolculukta sürekli uzay aracının bir sperm hücresine benzeyen başına zoom yapılarak bir metafor yakalanıyor. Bu araç insanlığın uzaya saldığı bir tohum. Zaten ışık huzmesinden geçtikten sonra araç uzay boşluğunda bir sperm hücresine dönüşüyor ve orada bir zigot oluşturuyor. Bu zigot göründükten sonra karakterimiz bir odaya giriyor. Odada Apollon heykelleri var ve karakter burada kendini buluyor. Yönetmen bunu burada karakterin kendi yaşlanmış haline baktığı planlarla direkt fiziksel olarak göstermiş. Oda minimal eşyalarla döşenmiş ve içinde tablo, heykel gibi sanat eserleri var. Bu oda uzayın derinliklerinde yani baktığınız zaman diğer insanlarla ve dünyayla bağlantısız; odanın içinde herhangi bir iletişim aracı görünmüyor. Karakterimiz adeta bir keşişin kendini manastıra kapatması gibi bu odadan hiç çıkmadan yaşlanıyor. Burada göze çarpan bir detay odaya ilk girdiğinde içeride duran küçük uzay aracının adam yaşlanınca ortadan kaybolması. Bu anne rahmine yapışıp zigota dönüşen spermi simgeliyor olabilir. Veya artık bu yoldan geri dönüş olmadığını, adamın gemileri yaktığını vs. Adam bu odadaki ömrünün son kertesinde yatağa düşmüş, ölmek üzereyken monolit odaya giriyor ve adam adeta bir aydınlanma yaşamış, o monolitin olayını kavramış ancak heyecandan konuşamıyormuş gibi eliyle monoliti gösteriyor ve ölüyor. Adam ölünce plasenta içinde bir bebeğe yani bebeğin anne karnındaki son evresine dönüşüyor doğmaya hazır hale geliyor. Yani adam bir sorunun cevabını bulmak, monolitin gizemini çözmek için yola çıkıyor, bu yolda dünyadan ayrılıp uzaklaşıyor, bir spermin içinden çıkıp zigota dönüyor, bir rahime girip burada kendisini buluyor ve bir keşiş gibi ömrünü orada geçirerek düşünüyor, ve en sonunda monoliti görüp aydınlanıyor ve sorusunun cevabını bulduğunda insanlığın uzaya serptiği bu tohum nihayet başka bir boyutta bir bebek olarak doğuyor. İnsanlığın yeni şafağında insanlığın medeniyetinin çağ atlayışını temsil ediyor bu. Ancak burada bebek çıplak ve savunmasız. Çıplak yani üzerinde hiçbir eşya, hiçbir alet yok. Bu durum ve film boyunca gözümüzün içine sokulan minimalizm bize yeni bir çağ açıp medeniyeti yükseltmenin yolunun eşyalardan kurtulmak olduğunu mu anlatıyor? Bebek, maymun, maymunun maymun öldüren silahı ve insanın ona ihanet edip öldüren bilgisayarı HAL 9000 öğeleriyle aslında insanlığın bundan sonra geleceği yer veya yapması gereken şey en başa dönmek bütün alet ve eşyalardan kurtulmak mı demek istiyor? Peki o aydınlanma ve ilerleme sağlayan monolitin anlamı ne? Yoksa direkt kehaneti çözüp de varacağımız cevabı mı simgeliyor? Bu benim fikrim, doğruluğu tartışılır ancak kesin olan bir şey varsa o da Stanley Kubrick bize bu filmle yeni bir delfi kehaneti veriyor ve insanlığın geleceği hakkında düşünmemizi ve medeniyetimizin gelişimi ve varacağı yerle ilgili sorunlara çözüm bulmamızı istiyor.

@this_guy

6 yıl önce

7.1 / 10

İlk bölümünü çok sevdiğim ama ilerleyen zamanda filmi ileri ala ala bitirebildiğim aaağğğbbii kubrik yhaaaa filmi.

Filmi anlamaya çalışarak izlemenin keyfi de ayrı ama bu film bana çok kasıntı geldi. Onun haricinde bir çok insan filmi anlamasa da sadece gösteriş için bu filmden bahsedip durduğunu düşünüyorum.

@asdf_13

8 yıl önce

10 / 10

Filmi izlerken anlamlandıramadıysanız ve sıkılıyorsanız eşzamanlı olarak internetten bir çözümleme okumanızı tavsiye ederim. Bitiminden sonra da en az 3-4 çözümleme daha okumanız filmin ne kadar kaliteli bir yapım olduğunu ve bunu yaparken ilklere imza attığını anlamanıza yardımcı olacaktır.

Interstellar'ın ve bu filmin birbirine benzerliği ise ikisinde de insanlığın tekrar evrimleşip 5. Boyuta ulaşabilen halinin zamana hükmetmesi ve insanlığa (yani kendi köklerine) yardım etmeye kalkmalarıdır.

Bu teori yani üstün-insan teorisi günümüzde fanatikleri gitgide artan ve modern bir din/dinler halini almıştır. (Mensubu değilim bu arada: )

@bcaltuntas

9 yıl önce

8 / 10

1968'de çekilen Türk filmlerine bir bak.Sonra Uzay filmlerinin bu kalitede işleri ne zaman çıkartmasına bak.Sonra yönetmenin geçmişine bak,tarzına bak ve son olarak filmin vermek istediği mesajı anlamaya çalış.

Sonra yap yorumunu...

Diyalogsuz bir film denilebilir.Bunu da sevmiyo olabilirsin.

Özetle o yıllarda böyle bir film...
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL