2001: Uzay Macerası Yorumları

2001: Uzay Macerası filmi detayları

@zangocyus

9 yıl önce

8.3 / 10

kitabıyla zaten aşırı etikiye sahip olan bir yapıtın kubrick yönetmenliğinde ondan aşağı kalması imkansızdı.

hal9000.

işkence çektirilerek yok edilen sistem. minik bir şarkıyla veda ediyor ekranlara. şerefsiz.

@rinustalarin

9 yıl önce

Öncelikle şunu söylemek lazım ki, 1950 senesinden önce doğmamış (film görücüye çıktığında 18 yaşında olma geyiği) hiçbir kimse (buna bilim adamı, sinema kurdu, Nobel ödüllü eleştirmen, Kopenag ödüllü yazar, hede hödö ödüllü herkes dahildir) bu filme kötü diyemez. Benim gözümde bunu demek dünya tepsi şeklinde ben çok eminim demekten daha geçerli değil açıkçası.

Bundan yanlızca 10 Yıl sonra Star wars serisi ve bu civarlarda da star trekler, BSG'ler havada uçuşmaya başladı, ancak daha uzaya yeni gidilmişken ve görsel efekt ne diye sorulduğunda dünya nüfusunun %99.99999999'unun 'O ne lan' şeklinde cevap vereceği bir zamanda böyle bir film çekilmiş. Bunu takdir etmeyelim de ne yapalım? Buna saygıyla eğilmeyelim de ne edelim?

Ancak şöyle de bir sorun var. Interstellar'ın bugün maruz kaldığı teknik sorunu, bu film de yaşıyor. Bu kendi zamanımız için de, ve önemli bir ölçüde kendi zamanı için de oldukça geçerli ve bu söylediğim oldukça gözlenebilir bir durum. Hem o gün hem de bugün çekilen f
... Devamı
Öncelikle şunu söylemek lazım ki, 1950 senesinden önce doğmamış (film görücüye çıktığında 18 yaşında olma geyiği) hiçbir kimse (buna bilim adamı, sinema kurdu, Nobel ödüllü eleştirmen, Kopenag ödüllü yazar, hede hödö ödüllü herkes dahildir) bu filme kötü diyemez. Benim gözümde bunu demek dünya tepsi şeklinde ben çok eminim demekten daha geçerli değil açıkçası.

Bundan yanlızca 10 Yıl sonra Star wars serisi ve bu civarlarda da star trekler, BSG'ler havada uçuşmaya başladı, ancak daha uzaya yeni gidilmişken ve görsel efekt ne diye sorulduğunda dünya nüfusunun %99.99999999'unun 'O ne lan' şeklinde cevap vereceği bir zamanda böyle bir film çekilmiş. Bunu takdir etmeyelim de ne yapalım? Buna saygıyla eğilmeyelim de ne edelim?

Ancak şöyle de bir sorun var. Interstellar'ın bugün maruz kaldığı teknik sorunu, bu film de yaşıyor. Bu kendi zamanımız için de, ve önemli bir ölçüde kendi zamanı için de oldukça geçerli ve bu söylediğim oldukça gözlenebilir bir durum. Hem o gün hem de bugün çekilen filmlerde kullanılan kamera açıları, konu anlatımı, müzik, ses editing vb. olgularını bu 2 filmle karşılaştırdığınızda, 2 filmin de izlenen trendlerin oldukça dışına çıkmış olduğunu görüyoruz. Kubrick, Filmi gereğinden oldukça fazla uzatmış ve arka fon müziklerinde gereğinden fazla tasarruflu davranmış. Giriş sekansında 2 dakika boyunca karanlık bir ekran ve gerilim dolu bir müzik bence bunların en az bahsedilmesi gerekeni. Buradaki amacı bu yeni yeni yeşeren ve fazla ileri gidilememiş film türünde, seyirciye o anları yaşatarak, gerçekçi bir gerilim vermek elbette, ancak bunun seyirciyi ne oranda sıkabileceğini hesaba katamamış diye düşünüyorum. Interstellar'da da buna paralal bir durum söz konusu. Hikaye anlatılışı ve diyaloglar gene Holwood filmlerinin standart akışının dışında. Enteresan kamera açıları ve Bilim-kurgu temasında pek alışık olmadığımız bir kilise müziği tercihi, bunlardan birkaçı.

Tabi bu söylediklerim, 2 film için de (özellikle Kubrick için söylüyorum) 'Kötü' yakıştırması yapabileceğimiz anlamına gelmiyor. Yapamayız da. Hatta bence yapmamalıyız da. Destek olmamız lazım...

Örgüsel bağlamda, 2 film de zamanının bilim ve hayalgücü sınırlarını aşmaya çalışıyor, lakin bu noktada, Kubrick daha çok yaradılış, felsefe ve hayal gücüne yoğunlaşmış. Zamanına göre de YALNIZCA BU BAĞLAMDA Interstellar'ın bugün yaptığından kat ve kat ötede bir iş yapmış. İşin bilim kısmına gelince, Nolan da bugüne kadar hemen hemen hiç erişilememiş bir noktaya gelmiş. Zamanındaki bir takım bilimsel teorileri kıvraklıkla beyaz perdeye taşımış. (Karadelik bilmem ne hede hödö diyeceğinize azıcık araştırın da, bakalım sizin bilim değil bu dediğiniz şeylerin %bilmemkaçı aslında bilimmiş; sizin esası bu, interstellar'da bunlar, bunlar yanlış dediğiniz şeylerin kaçı sadece kağıt üzerinde kalmış ve birçok yoruma açık teorilerden ibaret olduğunu anlayın diye diyorum). Tabi bunu karşılaştırma yapmak için söylemiyorum ancak tema anlamında ve zamanına göre Kubrick uçup gitmiş dersem hakaret etmiş olurum. Ben 8. boyuta bir bakıp gelmiş mi diye düşündüm. Hani tüm insanlık bilimi, 1 adet insanın nefes alışı gibi birşeye dönüşmüş olduğu bir boyut... o derece.

Elbette 1950 senesinden çoooook sonra doğan ben Interstellar'dan kat ve kat daha fazla keyif aldım, ancak bu aslında Kubrick'e bir iltifattır, lakin 36 senedir bu kadar şeyi ele alıp tek bir filme sığdıran başka bir bilim-kurgu filmi olmadı (Evet olmadı abicim. Bunu kabul edin artık). Adam öyle birşey yapmış ki zamanında, Kubrick'e kendi filminde göz kırpan ve ben daha iyisini yapmak için elimden geleni yapacağım diye kendini gaza getiren yönetmen ancak 36 sene sonra piyasaya çıkmış. Tamam, The Contact bambaşka bir olay, ancak ele alınan konunun çapı da düşünülmeli ve ne tarz bilimsel teorileri kendisine taban aldığı da karşılaştırılmalı.

Her film zamanında güze, ancak şu var ki, kanıtlanmış/kanıtlanmamış bilimsel teori tabanlı, uzaya yolculuk filmlerinde ilk 3'lü Bu nacizane film; The Contact ve Interstellar'dır. Bunun aksi bir iddia mümkün değildir.

İyi film/kötü film/en iyi film vb. konularında halk değerlendirmesi hep subjektiftir, ancak yukarıdaki (belki de büyük kısmını anlatamamış olduğum) çerçeve dahilinde, ya da paralel bakış açıları dahilinde, kendi kişisel zevklerimizi minimuma indirerek, teknik bir takım gözlemler yardımıyla gerçek anlamda iyi/kötü film kavramına kesinlik getirilebilir diye düşünüyorum.

Her zaman söylediğimi tekrar söylüyorum: Benim, senin, onun, falanın bir filmi beğenip beğenmememiz, onu iyi ya da kötü film yapmaz, sadece beğenmemiş olursun. Açıkçası ben Space Odyssey'de zamanına göre bile abartı uzatılmış sahneler barındırdığından hem sıkıldım, hem de sinirlendim, hatta ya böyle film mi çekilir bile dedim bazı yerlerinde ancak... Bu onu değil kendi zamanının, tüm zamanların en iyi bilim-kurgu filmlerinden biri yapmaktan alıkoyamadı ve gelecek hiçbir filmin de bunu ciddi anlamda sarsabileceğini düşünmüyorum. Aksini iddia eden şu cümleye benzer bir cümle kurmuş olacaktır;

'Ben bir Endüstri Mühendisiyim ve Henry Ford hiç doğmasaymış keşke. Ne yapmış ki o! O olmasa ben şimdi kim bilir nerelerde olacaktım'

Saygılar.
F

@filmdahi

9 yıl önce

6.5 / 10

Belki ben bu filmin Derinliğine varamadım ama acayip bayık bir film ilk 5 dakikası karanlık ve muzik var sinema etrafında atmosfer süper etkileyici olabilir ama insanın o bölümleri geçesi geliyor ve geçiyor acayip temposuz yavaş film uzay gemisinin geçmesi 10 dk fenan ve koyması 10 dk koyması zaten flashback mi flashforward veya anlamadım. Sonunda bir şey anlamadım tek ilginç gelen yeri efektleri ve görselleri ustaca bir film olduğu belli ama ben anlayamıyom :)

Puan:65

@serkanaydemir

10 yıl önce

5 / 10

Ah Stanley ah sen yok musun...

Bu filmden ne mi anladım? Güldürmeyin beni film her şey olabilir. Asıl kötü tarafı filmin sadece Kubrick'in anlıyor olması. :) Bu tarz filmler daha çok saçmalıklarla dolu zannedilip sevilmez. Ben de sevmedim, çünkü saçmalıklarla dolu. Bu benim çağ bilincimin verdiği bir tepki. Yanlış zamanda bulunduğumuz için çağ ötesi zekaya sahip olan Kubrick'i anlamada zorluk çekmemiz normal. Filmde birçok felsefe yapılıyor. Yaratılışı Darwin'in teorisine göre alan Kubrick biraz da Nietzsche'nin ilerleyen insanüstü kavramına değiniyor. Tabi olayı bu kadar karmaşık anlatması filmi alıp götürüyor. Kötü film mi evet kötü film iyi film mi bilmiyorum. Film kendi içinde kendini aşamama durumuna sahip. Geleceğe yönelik tahmin yapılsa da geçmişe yönelik ihtimal üretilemiyor. Maymundan geldiğimizi kabul edip yaratılışımıza yönelik bir temel atmayan yapım ileride yeniden yaratılan insanı göstererek sonsuz ilerleyişi bizlere anlatabiliyor. Ha bir de bilimsel bir tartışma konusu
... Devamı
Ah Stanley ah sen yok musun...

Bu filmden ne mi anladım? Güldürmeyin beni film her şey olabilir. Asıl kötü tarafı filmin sadece Kubrick'in anlıyor olması. :) Bu tarz filmler daha çok saçmalıklarla dolu zannedilip sevilmez. Ben de sevmedim, çünkü saçmalıklarla dolu. Bu benim çağ bilincimin verdiği bir tepki. Yanlış zamanda bulunduğumuz için çağ ötesi zekaya sahip olan Kubrick'i anlamada zorluk çekmemiz normal. Filmde birçok felsefe yapılıyor. Yaratılışı Darwin'in teorisine göre alan Kubrick biraz da Nietzsche'nin ilerleyen insanüstü kavramına değiniyor. Tabi olayı bu kadar karmaşık anlatması filmi alıp götürüyor. Kötü film mi evet kötü film iyi film mi bilmiyorum. Film kendi içinde kendini aşamama durumuna sahip. Geleceğe yönelik tahmin yapılsa da geçmişe yönelik ihtimal üretilemiyor. Maymundan geldiğimizi kabul edip yaratılışımıza yönelik bir temel atmayan yapım ileride yeniden yaratılan insanı göstererek sonsuz ilerleyişi bizlere anlatabiliyor. Ha bir de bilimsel bir tartışma konusu olan 4. boyut da filmde yer alıyor. Son sahnelerde evrensel atlamayı gerçekleştiren kahraman yeni bir boyutta karşımıza çıkıyor. 4. boyut üzerine araştırmalar her ne kadar imkansız gibi gelse de unutmamamız gereken asıl sözü söyleyip yorumumu bitiriyorum.

" Hiçbir şey varlığıyla yok edilebilir olma ihtimalini yok olanın var olma ihtimaliyle çeliştiremez."

İyi seirler

P: 5

P: 8.1

@seko

10 yıl önce

8 / 10

Filmle ilgili pek çok yorum yapılabilir. Kubrick`in ne dediğini sadece kendi biliyor bence bizim yaptıklarımızın hepsi tahmin.

Gördüklerim arasında bu filmi en iyi anlatan açıklama ise animasyonlarla hazırlanmış olan bu site http://www.kubrick2001.com/

@geppetto

10 yıl önce

9.6 / 10

Kitap film karşılaştırma olayını bu film için yapmayın kronolojiden bir haber olan arkadaşlar. Kitabı filmin senaryosu yazıldıktan sonra Kubrick ve Clark beraber yazdılar.

@robespierre

10 yıl önce

8.6 / 10

Açıkçası kitabını okumadan izlediğim için sevindiğim ender filmlerden biri oldu, zira muhtemelen yargım olumsuz bir tutumla şekillenecekti ama sevdim filmi, hemde oldukça fazla. Ancak bunda Stanley Kubrick faktörünün de etkin olduğu ortada.

Neticeye iştigal edersek çok güzel bir kült film imiş, geç kalmışım. Ayrıca HAL'ın dudak okuduğu sahne de unutabileceğim bir sahne olmayacak muhtemelen.

Edit: Kronoloji hakkında benim gibi bi haber olan arkadaşlara güzel bir tavsiye gelsin o halde, izlemeden önce kitap mı filmden önce, film mi kitaptan önce yoksa aynı dönemde mi yazılmışlar iyice kontrol edin, zaten kimilerine göre amaç o olmalı herhangi bir izlenim edinmektense. Zira derinlemesine bir değerlendirme yapmamış olmanıza karşın veya karşılaştırmamanıza karşın rahatsız olabilecek olanlar var. Kimsenin ruh sağlığının bozulmasını istemediğimden.
P

@pecete

10 yıl önce

10 / 10

kitabını okuduğum filmleri izlemeyi pek sevmem hayal dünyama zarar verdikleri için. bu filmide uzun süredir erteliyordum bu nedenle. ancak gördüm ki kubricikin hayal dünyası benimkini dövermiş. lan film o kadar güzeldi ki,ağlıycam birazdan.
L

@law0101

10 yıl önce

Kubrick ressam olsaymış daha iyiymiş,böylelikle kimseyi sıkmadan istediği kadar metafor yapardı,mona lisa tablosuna iki saat ondokuz dakika boyunca gözünüzü ayırmadan bakabilecek kadar sanat aşığıysanız bu filmi kaçırmayın derim.

@erdi23

10 yıl önce

Unutmayın, Amerikan sinemasında şu bir gerçek ki, Kubrick ve diğerleri diye klasmanlıyabiliriz. Bu adam Çağını aşan nadir, yönetmenlerden.. gerçekten bir deha veyada deli...
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL