yılmaz güney'in 30 yıl evvel ki ''yol''filmindeki seyit ali ile bu filmdeki kızın babasının, töre ile vicdanları arasında gidip gelmeleri ve her iki filminde büyük bölümün yolda geçmesi ile bu iki filmi birbirine oldukça benzettim.
ama ateşin düştüğü yer'i, her ne kadar yol filmine benzettiğimi söylesem de yol ile kıyasladığımda aradan geçen 30 yıla rağmen yeni bir şeyler söyleyemeyen, içi boş ve çok sessiz bir film olarak kalmış.
''ateşin düştüğü yer'' in ülkemizi temsil etmesi için oscar aday adayı olarak seçilmesi de, yılmaz güney'in ''yol'' ile cannes film festivalinde kazandığı başarıdan ileri geliyor olsa gerek ....
16'sındaki Ayşe' nin hamile olduğu anlaşılınca aile meclisi toplanıyor ve öldürülmesine karar veriliyor. Bu görev de babaya düşüyor. Baba istemeyerekte olsa kızıyla yollara düşüyor ve dünyalar kadar sevdiği kızına nasıl kıyacağının hesabını yapıyor. Peki bunların nedeni ne? Töre denen rezillik. Her zaman yalnızca kadını suçlar töreler. Kadın, tecavüze uğrarsa namusu kirlenmiştir, kadın sevdiği erkeğe kaçarsa yine lekelenmiştir. Erkeği baştan çıkaran kadındır çünkü. Peki ya vicdan? Töre denen bu rezalet bir babanın vicdanını bile ezip geçecek kadar güçlümüdür? İşte ATEŞİN DÜŞTÜĞÜ YER bu soruya cevap veriyor. İzleyin ve izlettirin derim ben...
@enik_kral
12 yıl önce
ama ateşin düştüğü yer'i, her ne kadar yol filmine benzettiğimi söylesem de yol ile kıyasladığımda aradan geçen 30 yıla rağmen yeni bir şeyler söyleyemeyen, içi boş ve çok sessiz bir film olarak kalmış.
''ateşin düştüğü yer'' in ülkemizi temsil etmesi için oscar aday adayı olarak seçilmesi de, yılmaz güney'in ''yol'' ile cannes film festivalinde kazandığı başarıdan ileri geliyor olsa gerek ....
@desmond
12 yıl önce
10 / 10