İzlerken keyif verdiği gerçek ama sunulan biçimiyle Anadolu’nun Kayıp şarkılarını gün yüzüne çıkaran bir yapım olmaktan çok bu şarkılara kendince yeni bir yorum getiriyor.
Tıpkı Anadolu Ateşi dans topluluğu gibi. Çalışımış edilmiş gösteriler sunuyorlar. Sahnedeki 100 kişi aynı anda başını sağa çevirse görsel olarak çok çekici oluyor. Ama özüne uymayan giyisileri ile kareografileri ile yarattıkları ürün yozlaşmış asimile edilmiş özünden uzaklaştırılmış yeni ama başka bir şey oluyor.
Anadolu’nun Kayıp Şarkıları başlığıyla bir film, olmazsa olmaz bir çok ustanın adı anılmadan yapılıyorsa o yapıt hem eksik hem başka birşeydir. Kendi kültürüne yabancı Kültür Bakanlığı turizm tanıtım filmi gibi bir şey.
Çok kıymetli bir arşivin nasıl çarçur edildiğinin belgeseli aslında. Böyle bakınca başarılı bir belgesel...
Keşke Fatih Akın’ın "Crossing the Bridge" si kadar objektif olsaydı...
izlemeye başladığım anda yüzüme yapışan gülümseme filmin -yada belgeselin- sonuna kadar benimleydi. izleyen herkesin de bir şekilde belirttiği gibi, anadolu'da doğmuş, büyümüş olmanın aslında ne de güzel bir şey olduğunu hatırlatan; sırt çantanı alıp köy köy anadolu'yu dolaşma isteği uyandıran, çok tatlıyız la biz dedirten bir belgeseldi. tek eleştirim: şarkıların pek çoğunda varolan, sonradan eklenmiş enstürman vs'ler; zaman zaman söylenenin ruhuyla uyumsuzdu, amatörceydi. gereksiz bir hareket olmuş kanımca.
Bizim kültürümüz, bizim Anadolu'muz... Yahu şunu izlerken, insan gurur duyuyor; şanslı hissediyor ve tekrar hatırlıyor doğduğu coğrafyanın ne kadar özel olduğunu... Ahmet Dede'nin "Eşrefoğlu Al Haberi" deyişini yorumlayışında titriyor, kendine geliyor: "Biz de Mevla'nın kuluyuz/Yetmiş iki dil bizdedir... Kimi sofu, kimi hacı/Cümlemiz Hakk'a duacı... Biz Erenler gerçeğiyiz/Has bahçenin çiçeğiyiz/Hacı Bektaş köçeğiyiz/Edep erkan yol bizdedir!"
Çok beğendim bu yorumu, bir de "Kewe Narine / Narin Keklik" yorumunu...
İzleyin derim... Keşke ikisi, üçü, bir sürüsü daha çekilse...
Taniyor musun ? -Ahmed Arif-
Anadolu'yu, bu toprakları seven herkesin içinde bir yerlere dokunacaktır bu belgesel.Tavsiye etmekle yetinemem.Lütfen izleyin.
bu belgesel ne kadar geniş bir kültür mirasına sahip olduğumuzu gösteriyor.türkiyenin farklı illerinde farklı kültürler.diller ve dinler o yörelerin türküleriyle yansıtılmış bizlere. gönül istiyorki keşke imkanım olsada türkiyenin her yöresini gezip tüm o farklı kültürleri ayrı ayrı görsem ve yaşasam. o duyguyu birde ben tatsam. izlediğim çok güzel ve beni duygulandıran bir belgesel olmuş.fırsatınız olursa izlemenizi tavsiye ediyorum
@kuzgunadam
3 yıl önce
7.8 / 10
@gunerakdemir
5 yıl önce
8.5 / 10
@sayke1
11 yıl önce
4 / 10
Tıpkı Anadolu Ateşi dans topluluğu gibi. Çalışımış edilmiş gösteriler sunuyorlar. Sahnedeki 100 kişi aynı anda başını sağa çevirse görsel olarak çok çekici oluyor. Ama özüne uymayan giyisileri ile kareografileri ile yarattıkları ürün yozlaşmış asimile edilmiş özünden uzaklaştırılmış yeni ama başka bir şey oluyor.
Anadolu’nun Kayıp Şarkıları başlığıyla bir film, olmazsa olmaz bir çok ustanın adı anılmadan yapılıyorsa o yapıt hem eksik hem başka birşeydir. Kendi kültürüne yabancı Kültür Bakanlığı turizm tanıtım filmi gibi bir şey.
Çok kıymetli bir arşivin nasıl çarçur edildiğinin belgeseli aslında. Böyle bakınca başarılı bir belgesel...
Keşke Fatih Akın’ın "Crossing the Bridge" si kadar objektif olsaydı...
@ozhakikililith
11 yıl önce
@truffaut
11 yıl önce
7.5 / 10
@peterparker
12 yıl önce
@ekopyen
12 yıl önce
Çok beğendim bu yorumu, bir de "Kewe Narine / Narin Keklik" yorumunu...
İzleyin derim... Keşke ikisi, üçü, bir sürüsü daha çekilse...
@herseyyolunda
13 yıl önce
Salincaklar, hamaklar,
Havva Ana'n dunku cocuk sayilir,
Anadolu'yum ben,
Taniyor musun ? -Ahmed Arif-
Anadolu'yu, bu toprakları seven herkesin içinde bir yerlere dokunacaktır bu belgesel.Tavsiye etmekle yetinemem.Lütfen izleyin.
@biberim
13 yıl önce
10 / 10
@shineon
13 yıl önce
8.8 / 10