Sevmek Gibi Yorumları

Sevmek Gibi filmi detayları

@merodesidero

2 yıl önce

Her yönetmenin yaptığı işlerde bir nazar boncuğu olur. Kiarostami’nin de nazar boncuğu bu film. Özgün bir hikaye fakat beyazperdeye aktarma kısmında İnanılmaz yavanlık var. İlk kez bir Abbas Kiarostami filmi izlerken sıkıldım. Yine de yönetmene olan hayranlığımdan elim asla karantina listesine almaya gitmedi.
S

@serendipity

11 yıl önce

Bu kadar sadelikle boyle yogun duygulari anlatabilmek Kiarostami’nin en buyuk basarisi olsa gerek.Bir Iranli’nin objektifinden Japonya’da hayattan bir dilim anlatiliyor, sirf bu bile filmi izlemek icin cok iyi bir sebep.

@kraker

12 yıl önce

Bu kadar dolu hikayesi olan bir film nasıl olur da bu kadar yalın anlatılır görmüş oldum.Biz nesnelere isim verip içlerinden türlü hüzünler çıkartmayı pek severiz beklentimiz de az çok buydu filmden.Aksi olunca ''hayır,hayır... evet bak şimdi bi şeyler olacak hadi bakalıım'' derkeen küüt! film bitti.

İşte hepsi buydu görünenin ötesi yoktu, bazen gördüğün kadardı olanlar.

Kanımca bu filme çok boştu,hayalkırıklığıydı,ee ne oldu şimdi demek yanlış olur,haksızlık olur.

Yaşlı adamın evine escort kızımızın ilk geldiği gecedeki izlenimlerimden adamın sohbete,muhabbete ihtiyacı olan tipik yaşlı/yalnız adamlardan olduğunu düşünmüştüm. Daha sonraları-hani şu genç kız ağzı yaralı bir şekilde yaşlı adamın evinin merdivenlerinde oturmuş beklerken,aniden camda beliren meraklı komşu teyzeyle olan bölümden bahsediyorum- bu muhabbet ve birileriyle ilgilenme ihtiyacının yıllardır görmediği torununun hasretinden kaynaklandığını anladım.Esasında yaşlı adamın kar
... Devamı
Bu kadar dolu hikayesi olan bir film nasıl olur da bu kadar yalın anlatılır görmüş oldum.Biz nesnelere isim verip içlerinden türlü hüzünler çıkartmayı pek severiz beklentimiz de az çok buydu filmden.Aksi olunca ''hayır,hayır... evet bak şimdi bi şeyler olacak hadi bakalıım'' derkeen küüt! film bitti.

İşte hepsi buydu görünenin ötesi yoktu, bazen gördüğün kadardı olanlar.

Kanımca bu filme çok boştu,hayalkırıklığıydı,ee ne oldu şimdi demek yanlış olur,haksızlık olur.

Yaşlı adamın evine escort kızımızın ilk geldiği gecedeki izlenimlerimden adamın sohbete,muhabbete ihtiyacı olan tipik yaşlı/yalnız adamlardan olduğunu düşünmüştüm. Daha sonraları-hani şu genç kız ağzı yaralı bir şekilde yaşlı adamın evinin merdivenlerinde oturmuş beklerken,aniden camda beliren meraklı komşu teyzeyle olan bölümden bahsediyorum- bu muhabbet ve birileriyle ilgilenme ihtiyacının yıllardır görmediği torununun hasretinden kaynaklandığını anladım.Esasında yaşlı adamın kariyer geçmişi dışında filmde özel hayatına pek yer verilmiyor.Fakat bu durum bize filmin başlarında escort kız-büyükannesi üzerinden sezdiriliyor.

Ayrıca filmde sürekli bir telefon sesi vardı,cevap verilmiyordu da.Yani adam yalnız bir adam değildi kesinlikle,yalnızlığı seçen bir adamdı.

@ibodirector

12 yıl önce

5.2 / 10

Like Someone in Love, İranlı yönetmenlerin yavaş yavaş Japonya’ya doğru kaymasının, Kiarostami usulü naif bir örneği. Yer yer -filmsel zaman-ı neredeyse ortadan kaldırıp -gerçek zaman-lı bir sinemaya dönüşen ’Sevmek Gibi’ 3 karakteri ele almış. Kiarostami’nin çok önemli bir filmi değil, 2. defa izlenmesi de oldukça zorlayıcı fakat içten diyalogları, naifliği ve hayata dair gerçekçi gözlemleri iyi yanları.
F

@fatisali

12 yıl önce

Tam bir hayal kırıklığı. Yönetmen, filmi sanki ’Japonya’ya gitti de film çekmedi dedirtmem.’ kafasıyla çekmiş gibi. Yani o kadar boş bir film ki aldığı puanın tamamı yönetmenin adına verilmiş diyebilirim.

He çok çok kötü mü? Hayır. Ama filmde, şunun için izleyebilirsin denilebilecek bir şey ya da çok güzel diyebileceğiniz bir iki diyalog dahi yok. Kamerayı sabitle, karakterleri ağır ağır konuştur, herhangi bir dizinin herhangi bir on dakikasında olabilecek diyalogları bir saate yay, al sana film. Zamanınızı değerlendirmek için etrafta izlenebilecek yeterince İran ve Japon sineması filmleri var. Vaktinizi bununla harcamaya değmez.

Bir de ekleyeyim; Filmekimi kapsamında gidip de pişman olduğum tek filmdir kendisi. Bu filme gitmek için aynı seanstaki No’ya gitmemiştim. Şimdi bin pişmanım. Ayrıca Beasts of the Southern Wild gibi bir şaheserden sonra bünyeye hiç iyi gelmiyor, onu da belirteyim.

Not: Şu eksi veren arkadaşlardan, en azından birisi bu filmde benim göremediğim şeyi söyleyebi
... Devamı
Tam bir hayal kırıklığı. Yönetmen, filmi sanki ’Japonya’ya gitti de film çekmedi dedirtmem.’ kafasıyla çekmiş gibi. Yani o kadar boş bir film ki aldığı puanın tamamı yönetmenin adına verilmiş diyebilirim.

He çok çok kötü mü? Hayır. Ama filmde, şunun için izleyebilirsin denilebilecek bir şey ya da çok güzel diyebileceğiniz bir iki diyalog dahi yok. Kamerayı sabitle, karakterleri ağır ağır konuştur, herhangi bir dizinin herhangi bir on dakikasında olabilecek diyalogları bir saate yay, al sana film. Zamanınızı değerlendirmek için etrafta izlenebilecek yeterince İran ve Japon sineması filmleri var. Vaktinizi bununla harcamaya değmez.

Bir de ekleyeyim; Filmekimi kapsamında gidip de pişman olduğum tek filmdir kendisi. Bu filme gitmek için aynı seanstaki No’ya gitmemiştim. Şimdi bin pişmanım. Ayrıca Beasts of the Southern Wild gibi bir şaheserden sonra bünyeye hiç iyi gelmiyor, onu da belirteyim.

Not: Şu eksi veren arkadaşlardan, en azından birisi bu filmde benim göremediğim şeyi söyleyebilir mi? Hayır eksiler dize kadar gidebilir umurumda değil, ama benim anlayamadığım şey ne, onu merak ettim. Film şaheser de ben mi göremedim? Bir adam sadece iyi yönetmen diye, bomboş çektiği bir filme eleştiri getirilemeyecek mi? Yönetmenin ismine güvenip filme gidiyorsunuz. Ama size verilen tek şey; bomboş bir hikayeden, dümdüz bir film çekmek oluyor. Hani yaratıcılık, hani hayal gücü? Hadi bunlar olmadı, hani artı puan verebilecek herhangi bir özellik?
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL