Bir Zamanlar Anadolu'da Yorumları

Bir Zamanlar Anadolu'da filmi detayları

P

@persus

13 yıl önce

10 / 10

ne diyebilirim ki? çok mutluyum. dünya sinemasında adından ve filmlerinden övgüyle bahsettiren bir sinema adamıyla aynı topraklar üzerinde yaşamaktan mutlu olduğumu mu? yoksa mayıs sıkıntısıyla başlayan tanışıklığımızla birlikte her filmiyle birlikte dahada devleşmesine tanık olduğumu mu?

filmin cannesda yarıştığı günlerde fragmanı yayınlanmıştı ilk kez. o zaman uludag sözlüğe "Belki çok saçma bulacaksınız dalga geçeceksiniz ama soylemezsem geberirim Fragmanına bakınca coen biraderler tadı alıyorum bu filmden." yazmıştım. iki hafta önce izleyince yaptığım bu erken tahmin geldi aklıma. siz ne dersiniz bilmiyorum ama ben kendi adıma yanılmamış olmaktan çok mutluyum.

ancak genel olarak baktığım zaman uzak filminin yeri daha uzun zaman bende ayrı olacak sanırım. (oradaki hikaye ile paralel bir hayat yaşıyorum şu sıralar)

@dinopis

13 yıl önce

10 / 10

Bir Zamanlar Anadolu'da dersin...

Yazıya başlamadan önce ’Bir Zamanlar Anadolu’da filmini henüz vizyondan kalkmadan önce bütün sinemaseverlere sinemada seyretmelerini tavsiye etmek istiyorum. İtiraf etmem gerekirse aldığı ödüllerden, oyuncu kadrosunun muazzamlığından ötürü filmi beklerken kafamda çok büyük beklentiler oluşturdum ve beklentileriminkarşılanmamasından korktum. Fakat filmi ilk çıktığı günde izledim ve bütün beklentilerimi karşıladığını rahatlıkla söyleyebilirim. Uyarayım filmi izlemeyenler için bundan ötesi spoiler içerebilir. Filmin etkileyici fragmanı bile aylar öncesinden bize bir başyapıtın müjdesini verir gibiydi. ’Bir Zamanlar Anadolu’da’ filmi hakkında çok şey yazıldı çizildi ve daha önce de eminim söylenmiştir ama benim dikkatimi çeken en önemli husus karakterlerin vurdumduymazlığıydı. Nuri Bilge Ceylan, Arap’ın bagajdaki ölünün yanına kavun koyduğu sahneyle sanki bu düşünceyi daha da vurgular gibiydi. Keza doktor karakteri
... Devamı
Bir Zamanlar Anadolu'da dersin...

Yazıya başlamadan önce ’Bir Zamanlar Anadolu’da filmini henüz vizyondan kalkmadan önce bütün sinemaseverlere sinemada seyretmelerini tavsiye etmek istiyorum. İtiraf etmem gerekirse aldığı ödüllerden, oyuncu kadrosunun muazzamlığından ötürü filmi beklerken kafamda çok büyük beklentiler oluşturdum ve beklentileriminkarşılanmamasından korktum. Fakat filmi ilk çıktığı günde izledim ve bütün beklentilerimi karşıladığını rahatlıkla söyleyebilirim. Uyarayım filmi izlemeyenler için bundan ötesi spoiler içerebilir. Filmin etkileyici fragmanı bile aylar öncesinden bize bir başyapıtın müjdesini verir gibiydi. ’Bir Zamanlar Anadolu’da’ filmi hakkında çok şey yazıldı çizildi ve daha önce de eminim söylenmiştir ama benim dikkatimi çeken en önemli husus karakterlerin vurdumduymazlığıydı. Nuri Bilge Ceylan, Arap’ın bagajdaki ölünün yanına kavun koyduğu sahneyle sanki bu düşünceyi daha da vurgular gibiydi. Keza doktor karakteri de olaylardan bağımsız şekilde kendi havasında takılır gibiydi. İşin garip tarafı doktorun, jandarma çavuşunun, polisin vurdumduymazlığına sinema perdesinin karşısında biz de ortak oluyoruz. çünkü Anadolu coğrafyası, insanı bu kısır döngüye adeta hapsetmekte. Filmdeki her karakterle empati kurabilmek ilginç bir şekilde mümkün. Katilin sigara isteyip de terslendiği, Naci’nin evdeki sıkıntılarını döktüğü sahnelerde insan ister istemez kendinden de bir şeyler buluyor. Filmin başarısının en büyük nedenlerinden biri de kesinlikle doğallığı. eminiz ki gerçek bir köy muhtarı ya da otopsi görevlisi filme konulsa, filmdeki oyunculardan daha gerçekçi olamayacaktı kesinlikle. Nuri Bilge Ceylan sinemasını eleştirenler genel de argüman olarak yönetmenin Türk toplumunu yansıtmada başarısız kaldığını sunuyorlardı. Nbc bu filmiyle eleştirilerin önüne geçmekte. Yönetmen hem yerel hem evrensel öğeleri başarıyla birbirine harmanlamış. Ercan Kesal’e ayrı bir paragraf açmakta fayda var çünkü hem kalemini hem de oyunculuğunu ustaca konuşturmuş. Filmdeki bürokratik aksaklıklar bence devlet düzeninin çarpıklığından ziyade bireylerin vurdumduymazlığına vurgu yapmakta. Oyuncu seçiminin de son derece başarılı olduğu inkar edilemez bir gerçek. Açıkçası Fırat Tanış, A. Mümtaz Taylan, Taner Birsel gibi isimlerden pek şüphe duyulduğunu zannetmiyorum fakat Yılmaz Erdoğan ismi çoğu kişi de şüphe uyandırmıştı. Neyse ki o da inandırıcı bir polis portresi çizerek filmdeki sağlam taşlardan biri olarak zihinlere kazındı. Nuri Bilge Ceylan, bundan kelli beklentileri daha da yükseltti. Yeni filmiyle farklı bir kulvara yelken açtığını düşünüyorum ve ileriki yıllarda Altın Palmiye için en güçlü aday olacağı aşikar.

Bence Bir Zamanlar Anadolu’da filmi, Nuri Bilge Ceylan’a level atlatan bir film olmuş zira Nbc tablo yapılacak güzellikteki görüntülerini bu kez çok daha sağlam doldurdu ve kesinlikle ileride ’bir zamanlar Anadolu’da böyle bir film de çekilmiş.’ denilecek. Son olarak diyeceğim şey Dardenne biraderlerin son filmi Le gamin au velo büyük jüri ödülünü Bir Zamanlar Anadolu’da filmi ile paylaştı ama Le gamin au velo’yu geçen gün izledim ve Bir Zamanlar Anadolu’da filminin birkaç gömlek daha başarılı olduğunu rahatlıkla söyleyebirim.
K

@kavunici

13 yıl önce

Nuri Bilge Ceylan iftiharla sunar: Bir Zamanlar Anadolu'da

Nuri Bİlge Ceylan ile "mayıs sıkıntısı" filmiyle başlayan tanışıklıgımız, "uzak", "iklimler" ve "üç maymun" la devam etti..( ve koza ile kasaba adlı pekte bilinmeyen ama diğerleri kadar güzel olan ilk iki filmi) bu süreç içerisinde Nuri Bilge Ceylan filmlerindeki değişime ve gelişime tanık olmak başarılarını gururlanarak izlemek ve her filmini daha büyük bir haz duyarak izlemek ve beklemek sinamaseverlerin ortak noktalarından biri haline gelmiştir herhalde.

Son filmi Bir Zamanlar Anadolu'da kimilerine göre klasik Nuri Bilge tadından biraz daha farklı, kimilerine göre klasik Nuri Bilge filmleri kadar sıkıcı, kimine göre klasik Nuri Bilge filmleri kadar sanatsal, kimilerine göre her zamanki kadar anlamlı.

Her sanat filmde olduğu gibi bunuda kimileri göklere çıkarırken kimileride yerin dibine sokuyor tabiiki. (Hıncal uluçun her zamanki densiz ve bilgisizliğiyle yazdıklarını eleştiride
... Devamı
Nuri Bilge Ceylan iftiharla sunar: Bir Zamanlar Anadolu'da

Nuri Bİlge Ceylan ile "mayıs sıkıntısı" filmiyle başlayan tanışıklıgımız, "uzak", "iklimler" ve "üç maymun" la devam etti..( ve koza ile kasaba adlı pekte bilinmeyen ama diğerleri kadar güzel olan ilk iki filmi) bu süreç içerisinde Nuri Bilge Ceylan filmlerindeki değişime ve gelişime tanık olmak başarılarını gururlanarak izlemek ve her filmini daha büyük bir haz duyarak izlemek ve beklemek sinamaseverlerin ortak noktalarından biri haline gelmiştir herhalde.

Son filmi Bir Zamanlar Anadolu'da kimilerine göre klasik Nuri Bilge tadından biraz daha farklı, kimilerine göre klasik Nuri Bilge filmleri kadar sıkıcı, kimine göre klasik Nuri Bilge filmleri kadar sanatsal, kimilerine göre her zamanki kadar anlamlı.

Her sanat filmde olduğu gibi bunuda kimileri göklere çıkarırken kimileride yerin dibine sokuyor tabiiki. (Hıncal uluçun her zamanki densiz ve bilgisizliğiyle yazdıklarını eleştiriden dahi saymıyorum tabii)

Nuri Bilge'nin her filminde sahnelerin fotoğraf karesi gibi olduğu söylenir durulur. Fotoğrafçı oluşundan kaynaklıdır bu ve bu filmdede durum değişmemiştir. Fotoğrafçılığın konuşturulduğu muhteşem bir film daha karşımızdadır.

Gelgelelim Bir Zamanlar Anadolu'da ya Filmin diğer Nuri Bilge filmlerinden biraz farklı olduğunu film başlar başlamaz anlıyorsunuz. Ki zaten Nuri Bilge bile ilk defa bu kadar kalabalık oyunculu sahneler ve bu kadar fazla söz barındırdığı için çekmekte zorlandığını itiraf etmiştir. Bu film için Nuri Bilge sinemasının en geveze ve en mizahi ornegi diyebilriz yani.

Filmin konusuna gelmeden önce oyunculara bi dokunmadan geçmek olmaz.

Oyuncular bakımından şaşırmamıza sebep olan kişi tahmin ettiğiniz üzere Yılmaz Erdoğandır elbette. Buna şaşırılır çünkü Nuri Bilgenin bu tarz fenomen oyuncularla ve yeteneksel olarak farklı türlere yönelmiş kişilerle pek çalışmayacağını düşünmüşüzdür (kısmen 3 maymunda çalışmış olsada) o bir yana Yılmaz Erdoğanın böylesine sanat yönü ağır basan ve türsel farklılığından dolayı durağan geçen bir filmde oynamaz diye düşünmemizde bizi şaşırtan şeylerden biridir. Fakat itiraf etmeliyimki Yılmaz Erdoğandan pek haz eden biri olmasamda şahsi kanaatimce kariyerindeki en iyi oyunculuğu çıkarmıştır.

Taner Birsele gelirsek, iyi bir oyuncu olduğu aşikardır ve yıllar yılı Nuri Bilge gibi biriyle çalışması dört gözle beklenir bir durum halini almıştır.

Oyuncular içerisinde beni en çok tatmin edenlerden biri Fırat Tanıştır. Son yıllarda yer aldığı tüm sinema filmlerinde oyunculuğunu çok beğenmişimdir. Bu filmde fazla diyaloğu olmasada mimikleriyle baştan aşağı rolüne bürünebilmiştir. (iyi bir oyuncu olmasının yanı sıra iyide bir insan olduğunu söylemeden geçmemek gerekir) Kısacası Fırat tanış ayrı bir başlıkta uzun uzun degerlendirilmeyi hak edecek kadar iyi oynamıştır.

Ahmet Mümtaz Taylana ise "Leyla ile Mecnun" dizisine olan bağımlılığımdan kaynaklı ayrı bi sevgi duyuyor olsamda oyunculuğuna diyecek laf olmadığı ortadadır.

Ayrıca Ercan Kesal'in muhtar rolünde doğal ve akılda kalan oyunculuğunu da es geçmek mümkün degil.

Genel olarak oyuncu seçimleri başarılı ve a o zaten tam o role uygun olmuş cümlesini fazlaca sarfedeceğimiz bir film halini almıştır.

Filmin konusuna gelirsek; suçluluk duygusu , pişmanlık, yalnızlık, yorgunluk, yılmışlık, kimlik arayışı, kirlenmişlik, çıkarcılık, üşengeçlik, çekememezlik.. gibi sayısız duygunun doğanın tüm çıplaklığıyla birlikte filme ustalıkla yedirilmesi, böylesine sade bir senaryonun 2 saatten fazla bir süre boyunca merak içinde seyirciyi koltuğa yapıştırması Nuri Bilge'nin çıtayı bi hayli yükselttiğinin kanıtıdır.

Özellikle belirtmem gerekirse filmin başında yılan gibi uzayan yolda alevi andırırmışçasına yanan araba farları, aynı farların rüzgarla birlikte dalgalanan tarla ile bütünleşmesi, seyirciyi hipnotize edercesine yuvarlanan elma, muhtarın kızının duruluğunun karakterleri kendileriyle hesaplaşmaya zorlaması.. i filmde bunun gibi görüntünün iki kat büyüdüğü sayısız bölüm mevcuttu.

Filmde insanı en çok etkileyen özelliklerden biride Anadolu'nun hiç bu kadar sade ve doğal gösterilmemiş olmasıdır bence. Kimi yerlerde insan doğup büyüdüğü sokaklarda geziniyormuş gibi hissedebiliyor.

Konu olarak derinliğini sonlara doğru daha yakıcı hissettirmeye başlayan bir film. Farklı hayatları anlatırken,bunların ortak noktalarını gösteriyor. İnsana özgü bir sürü duyguyuda içinde barındırıyor; Filmdeki hiçbir karakter masum değil aslında. Herbiri kendi menfaatlerini düşünüyor.Sadece filmdeki karakterler bu doğrultuda eleştirilmiyor.

Film tür olarak kara film olduğu için yoğun olarak devlet ve dolaylı olarak toplum eleştiriliyor tabiiki. Ambulansın bozuk olması, ceset torbasının alınmaması, herkesin işi birbirine atması gibi çoğaltılabilecek bir sürü örnek..

Filme kara mizah öğesi iyi yedirilmiş diyebiliriz. Filmi izlerken bi çok yerde aklımıza "Coen kardeşler" gelebiliyor.

Kısacası bozkır ancak bu kadar güzel sinemalaştırılabilirdi sanırım.Bozkırın sadece bitki örtüsü değil aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğu, parçası olduğu coğrafyayı nasıl boyadığını, insanını nasıl bir düzlükle yorduğunu anlatan, tam da her şeyinin tek düzeliğine ve boyun eğmişliğine alışmışken ortaya çıkarıverdiği nadide çiçeğiyle herkesleri içini açmaya davet etmesiyle mükemmel bir bozkır güzellemesi koymuş ortaya Nuri Bilge Ceylan.

Nuri Bilge Ceylan' ın yalnız ve güzel ülkesine bir bakışı daha..

Kaçırılmamalı.

Not: Bir söz bir filmi bu kadar iyi anlatamaz diyebileceğiniz cinsten bir söz var bir zamanlar anadoluda yı anlatan. Filmin internet sitesinde yer alan şu söz; "kasabalarda hayat, bozkırın ortasında sürdürülen yolculuklara benzer. her tepenin ardında "yeni ve farklı bir şey" çıkacakmış duygusu, ama her zaman birbirine benzeyen, incelen, kıvrılan, kaybolan veya uzayan tekdüze yollar... "

Not2: Film üzerine söylenebilecek çok fazla şey var. Belki bir sefer daha izlenmeli ve ikinci bir yazı daha yazılmalı.

Not3: Fazlasıyla müzdarip olduğumdan kaynaklı elimden geldiğince spoiler içermemesine özen göstererek yazmaya çalıştım. Bu sebeple olay örgüsüne pek fazla değinmedim.

Sevgilerimle..

@zett

13 yıl önce

'Herkes cezasını çekiyor, çocuklarsa büyüklerin günahını.'
Film güzeldi yazı da güzel olmuş, birebir hissettiklerimi aktarmısın resmen ellerine sağlık. Kesinlikle sonlara doğru daha bir anlam kazandı film savcı olayı ile ama o atmosfer ve Taner Birsel 'sır dosyası' dizisinden koparamadı beni. Belki de oyuncu seçimini bilerek yapmıştır nbc abimiz. Ben yine de ille de 'kasaba' diyorum düblajı haricen. Bu adama parasız çektiği filmler daha çok yakııyor, daha iyi işler çıkarıyor.
K

@kadiryildirim

13 yıl önce

ben nuri bilge ceylan ın filmini ilk defa izledim ama hoşuma gitmedi.film çok yavaş ve sanki her sahne bir defa çekilmiş gibi amatördü.beni bu filme götüren arkadaşlar ne kadar beğenseler de ben beğenmedim..
Daha fazla yanıt göster

@quastern

13 yıl önce

filmde tek bir olay altından o kadar çok şey anlatıyor ki nuri bilge.. hayatın vurdumduymazlığı, insanların gerçeklerden kaçma çabaları.. her şey aklına düşen bir şüpheyle başlar ve asıl o zaman öğrenirsin her şeyin gerçekten bir sebebi olduğunu..
T

@taner_acikgoz

13 yıl önce

iyi bir film ...
A

@andymckandless

13 yıl önce

Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı'yla başlayan Türk sinemasının zirve noktası ve dünya sinemasının en aşmış filmlerinden biri.

@daw

13 yıl önce

Filmi seyretmemin üzerinden yaklaşık bir hafta geçmesine rağmen hala aklıma geliyor ara ara ve o "sıradan insanlık"ın etkisi daha da oturuyor kafamda. Etrafa biraz daha dikkatli bakmaya sebeb oluyor. Zaten sevmezdim insan ırkını, iyice soğudum..
R

@riman1729

13 yıl önce

8.1 / 10

Ne denelebilirki geceyi tüm heycanı ve gerçekliği ile yaşatan film belki de böyle bir geceden sonra gelen gündüzü yorgunluğu ve sıkıtyıyı da seyircisi ne yaşatamak istde galiba 40 dk lık gündüz sekansı nın son 30 dksı bayıyor gerçkten . Ve komutan polis muhtar küçükte olsa bunların bürokrasi yarışı gerçekliği bakımdan gerçekten böyle şeyler var ama ya dedirtiyor

@beriberibulue

13 yıl önce

daha önce hiç bir filmi izlerken bir roman okuyormuş hissine kapıldınız mı bilmiyorum ama bende aynen böyle bir his bıraktı. atmosferin gece oluşu,fonda cırcır böceklerinin ve rüzgarın ve neşet ertaşın sesiyle bir grup insanın aslında kendi içlerine yaptıkları yolculuk,bir kadınla gelen aydınlık,ölümün yabancılaştırılması vs. her şey buna etken oldu diyebilirim aslında. ama hayır ben o bozkırda durup uzaklara bakan adamın gözünde uzun bir paragraf okudum. 3 maymunu yarım bırakmıştım sebep neydi bilinmez ama bu filmi birden fazla izleyeceğimi biliyorum. tıpkı bir kitabı tekrar okudukça yakalayacağımız farklı anlamları tatmak gibi.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL