Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi Yorumları

Duyguları hiç bir şekilde aktaramıyor bu film. Oyuncular inanılmaz derecede sönük. Final sahnesi çok havada kalmış. Filmin finalinde seyircinin aklında heloise’ın hayatına dair çok fazla soru işareti kalıyor. Batı medyası ve film eleştirmenleri tarafından şişirildiğine inandığım over-rated bir film.

elinde patlamış mısır hışır hışır film izleyenler beğenmemiş. gerçi bu film herkese hitap edecek bir film değil. nasıl desem, biraz dingin bir film. çoğu sahnede müzik yok, ama olduğu sahneler çok özel. durağan ilerliyor, ama bunun yanında duygusal olarak çok kuvvetli.

beni içine alan tablo gibi bir filmdi. insan ilişkilerini güzel anlatan filmleri seviyorum.

vivaldi ve son sahne harikaydı. türk filmleri/dizilerindeki gibi gülüyor mu ağlıyor mu belli olmayan tepkilerle oynanan yapmacık sahneler bence duyguyu seyirciye hiç geçiremiyor.

Tam bir feminist filmi, dünyanın açık ara en overrated filmi de olabilir.

Bu filmi özel kılabilecek şey ne?
Oyuncular mı çok iyi?
Konu mu çok sıradışı ve derinlikli?
Duygu aktarımı mı üst düzeyde?
Hiç biri.... Üstelik kadına bakış cinsiyetçilik boyutunda. Başlangıçtaki sandal sefası da çok anlamsız... 35/100

Gereksiz abartılmış bir film. Zaten filmin içerisine eşcinsellik koy avrupa ödüllerini toplaman garanti. Görüntü açısından iyi ama farklı bir durum yok başka bir filme bakın derim.

dönem filmleri hem merak uyandırır, hem de beni hemen içine çeker. maalesef bu film bir hayal kırıklığı oldu. ne dönemi ne de ilişkinin duygusal boyutunu hissedemedim. oyuncular donuk, sahneler zorlamaydı - kurgu ise zaten felaketti. karakterler hakkında bol bol ser verip hiç bir sır vermedi film bu iki saat boyunca - tanımıyoruz, hissedemiyoruz.

yine bu senenin sanırım boşluğundan olsa gerek ’abartılan’ filmlerinden! ya ayrıca kadın yönetmen diye slogan atıyorsunuz da - filmdeki yersiz çıplaklık ya da mantığa sığmayan sahneler başka bir yönetmenin olsaydı resmen ’kendini tatmin ediyor’ tespitini yapıştırırız.

Neredeyse bir taşa dönüşmüş,soğumuş,buz tutmak üzere olan kalbimin alev alev yanmasına,tutuşmasına vesile oldu bu film.Hala bir şeyler için umut olabileceğini gösterdi,evet,çok güzeldi Allah’ım o kadar güzeldi ki,hiç bitmeseydi hiç.Etkisinden bir türlü çıkamıyorum,çok derindi,çok naifti,şiir gibi,tablo gibiydi,saf ve yasak aşkın iliklerinize işlemeseydi.Dünyamı sarstın,allak bullak ettin.Ben bu filme delicesine aşık oldum,çok fena çoooookkkkk.

Çelişkinin bu kadar can acıtıcı olduğunu biliyorum da izlerken tüm olanlara, yaşananlara rağmen karakterlerdeki donukluğu üzerime geçirmiş sanki derime batan dikenlerin akıttığı kanı izliyormuş gibi hissettim. Görüyorum akan kanı ve hissediyorum acıyı ama çıt çıkarmıyorum.

en etkileyici sahnelerinden biri kürtaj sahnesiydi bence. bir kürtaj sahnesi nasıl bu kadar naif olabilir? bir kürtaj sahnesi nasıl bu kadar kadın olmanın doğasıyla birebir ilişki kurularak anlatılabilir? Feministler bu filmi laykladı. Kurtlarla koşan kadınlar, kitapta ne anlatılmak istendiğini biraz daha iyi anladı. Clarissa Estes ayakta alkışladı.

ayrıca final sahnesi call me by your name’in final sahnesinin aynısıydı. müzikler şahaneydi. filmin sonunda artık kalbimi tutuyordum ah yeter diye. bir salon dolusu kadın hüngür hüngür ağlayarak çıktık. erkekler esnedi, gerindi, vs vs...

artık filmlerde bile erkek görmemek mutlu ediyor resmen. bitiricez olum sizi yavaş yavaş. (-ehem. pardon)

ayrıca straight aşk filmi izleyemez olduk neredeyse. straight aşk filmleri ayrılık, acı, ihanet, sömürü, şiddet, manipülasyon, anlaşmazlık.... üzerine kuruluyorken gay aşk filmlerinin gerçek sevgi ve naiflik üzerine kurulması sizin de dikkatinizi çekiyor mu?