Force Majeure Yorumları

Force Majeure filmi detayları

@oykucu

2 ay önce

7.2 / 10

Hem aile içi hem de toplumda ve ilişkide kadın-erkek rollerinin ne kadar dayatmacı ve zorlayıcı olduğunu gözler önüne seren, beyazlar içinde etkiliyeci bir psikolojik gerilim bana kalırsa. Erkeğin güçlü ve korumacı, kadının anaç, adanmış ve toparlayıcı olmaya dair önkabulleri o kadar can sıkıcı geliyor ki bu devirde. Birinin diğerinden beklentisi, toplumun ve aile kavramının hepimize atadığı roller, insanı kendinden uzaklaştıran veya kendi içinde sıkışmaya zorlayan kahrolası bir sistem. Kutsallık bağımlılığı ve gövde gösterilerinden sıyrılabilsek iyi olucaz aslında :) Valla nefis bir filmdi, böylesine durağan ve sakin bir o kadar da alıp götüren film az bulunur.

@yigithan300

2 yıl önce

8.4 / 10

Bir ailenin çöküşünü psikolojik olarak gösteren Force Majeure Ruben Östlund un diğer filmi olan The Square gibi komedi ile dramı çok iyi harmanlamış oyunculuklar ve tablo gibi kareler ve yönetmenlik ile 2014 en iyi filmlerinden olmayı başarmış. Böyle filmlerin yeniden çevrimi yapılmasına karşıyım.

@kraliceceren300

1 yıl önce

Alev Alev yanıyorum buzlarım çözülüyor aşka

@fruit_fly

2 yıl önce

7.8 / 10

evlilikten ziyade erkeklerin nasıl sürekli bir çocuk gibi avutulmaya ihtiyaç duyduklarının altı çizilmiştir kadın milleti adına yine bi içim cız etmiştir. e tabi kadının da idare edilmesi gereken noktaları vardır şimdi aklıma gelmedi ama vardır heralde:) çok başarılı film 7.8
K

@katmandukavunu

4 yıl önce

Bergman’ın evlilige ve ilişkilere dair kaosu ve parçalanışı tasvirleyen üslubuna benzer bir yaklaşım kullanan İsveçli Haneke dedikleri Ruben Östlund’un yurtdisina Alplere kar tatiline giden orta sınıf bir ailenin beklenmedik bir olayla başlayan buhranını mukkemmel manzaralar esliginde izliyoruz. Filme hakim olan hava kesinlikle rahatsiz edici, sersemletici ve ayağa batan bir taş hissiyatı veriyor. Iliskilere dair bu kadar durust bir filmi en son marriage story’de izlemiştim. Otel çalışanın sigarasını yakarak olan biteni uzaktan izleyisi ve o hapsoluş, kapana kısılmışlık durumunu cok guzel ve anlaşılmaz açılarla veren ’la haine ayna sahnesine benzettim biraz’ banyo sahnelerine bayıldım.
E

@emrechik

6 yıl önce

7.8 / 10

Daha hızlı ve sinirli gibi filmlerden haz alan izleyicilerin yorumlarını tabiki de önemsemiyorum.Gördüğünüz üzere filimadamı bu konuda böyle düz mantık eleştirenlere en azından eksiyi basıyor çok şükür film uzun ama başarılı.

@poormf

9 yıl önce

3 / 10

Sinekten yağ çıkarmanın filmi. Yapay bir aile sorunu daha yapay bir çözümle son bulurken filmde dikkat çeken tek şey zenginlik ve insana hizmet eden teknoloji.

Bir evlikilkte sorun olarak görülen bir konu varsa taraflar önce kendi aralarında konuşur. İlgisiz üçüncü kişilerin önünde tartışmaya başlanmaz. Eğer böyle yapılırsa asıl konu unutulup bu biçimsizlik temel sorun olarak ortaya çıkar.

Filmde sorunun ortaya çıkışı ile getirilen yapay ve inandırıcılıktan uzak çözümle birlikte, demonte satılıp, alan kişinin saatlerce uğraşıp ayağa kaldırdığı basit mobilya ürünü önünde kendini bişey sanma hazzını yaşaması gibi bunun bir orgazm sigarası ile süslenmesi iyice komik olmuş.

Olabilecek en basit haliyle ailenin kutsandığı kendisi de bir o kadar basit bir film... 30/100
C

@cagdasbdy

9 yıl önce

7.4 / 10

Ruben Östlund’ın yönettiği 2014 isveç yapımı film. Filmde kadın erkek ilişkileri, kadın ile erkeğin aile ve evlilik içerisinde üstlendikleri ya da üstlenmesi beklenen rolleri güven ve kuşku ekseninde irdeleniyor. Film içerisindeki birçok diyalogta bakış açısı ve algı kavramları sorgulanıyor. Film süre olarak biraz daha kısa olsaydı çok daha iyi olabilirmiş. İronik bir biçimde kış filmi olmasına rağmen film boyunca tekrarlanan müzik, Antonio Vivaldi’nin Yaz Konçertosu’dur.

Çığ düşerken eşini ve 2 çocuğunu bırakıp, iphone cep telefonunu ve eldivenlerini alarak kaçıp giden ve bu davranışıyla yüzleşemeyen bir baba. siz olsanız ne yapardınız? Hiçbir şey olmamış gibi hayatınıza kaldığı yerden devam mı edersiniz?

Dikkat, yasal uyarı: Evliyseniz eşiniz ile değilseniz sevgilinizle izlediğinizde film sonunda "öyle bir durumda sen olsaydın ne yapardın?" sorusuyla karşılaşmama olasılığınız yüzde sıfır.
M

@muslumduralmaz

9 yıl önce

7 / 10

daha çok vivaldi’nin yaz’ıyla aklımda kalan,

"aileni yeteri kadar değerli göremiyorsan pişman ol" mottosuyla yola çıkıp bu düşüncenin ne kadar komik ve gereksiz olduğunu anlatan iskandinav yapımı çok güzel kar manzaralarıyla dolu bir film.

gevezeliğin biraz azaltılıp film süresinin kısaltılmasıyla daha izlenebilir olabilirmiş sadece, yer yer sıkabiliyor.

@delahoya

9 yıl önce

7 / 10

Evlilik ve aile kavramları hakkında sizi bol bol sorgulamalar yapmanızı sağlayacak son dönem iskandinav sinemasının yükselen değerlerinden biri bu film...Sinek küçüktür mide bulandırır örneğine de cuk diye oturmuştur...Böyle durağan bir filmin bu kadar güzel görselliğe sahip olmasıda cabası...

@sarhosatlarzama

9 yıl önce

iskandinav sinemasının son ürünlerinden 2014 yapımı, evlilik, ikili ilişkiler ve içgüdülerin hayatımızdaki rolü üzerine güzel bir filmdi. bir şaheser midir, değil. kötü bir film midir, katiyen.

bir durum örgüsünü, bir olay örgüsünün içerisine yedirerek vermeye çalışmış olsa da durum kısmı çok daha ağır bastığından ötürü, filmin yavaş ve sakin ilerlediğini söyleyebilirim her ne kadar yer yer diyaloglar filme renk katıyor olsa da. filmin durağan ilerlemesini kötü bir şeymiş gibi ifade ettim ama bu film, başka türlü ilerleyemezdi. neden?

çünkü film, tema olarak son derece komplike bir konu üzerinde dönüyor. kadınların annelik ya da korumacı(anaç) içgüdüleri ile erkeklerin -artık içgüdü diyebileceğimiz- galip gelme, üstün olma içgüdüsü arasındaki çatışma ekseninde ilerliyor film. siz de ekran başında bu çatışmada kimin daha haklı olduğunu, olabileceğini soruyorsunuz kendinize sürekli. mesela bunu mats ve fanni’nin başbaşa yaptıkları diyaloglarda, ebba’nın duygu patlamalarında rahatlıkla
... Devamı
iskandinav sinemasının son ürünlerinden 2014 yapımı, evlilik, ikili ilişkiler ve içgüdülerin hayatımızdaki rolü üzerine güzel bir filmdi. bir şaheser midir, değil. kötü bir film midir, katiyen.

bir durum örgüsünü, bir olay örgüsünün içerisine yedirerek vermeye çalışmış olsa da durum kısmı çok daha ağır bastığından ötürü, filmin yavaş ve sakin ilerlediğini söyleyebilirim her ne kadar yer yer diyaloglar filme renk katıyor olsa da. filmin durağan ilerlemesini kötü bir şeymiş gibi ifade ettim ama bu film, başka türlü ilerleyemezdi. neden?

çünkü film, tema olarak son derece komplike bir konu üzerinde dönüyor. kadınların annelik ya da korumacı(anaç) içgüdüleri ile erkeklerin -artık içgüdü diyebileceğimiz- galip gelme, üstün olma içgüdüsü arasındaki çatışma ekseninde ilerliyor film. siz de ekran başında bu çatışmada kimin daha haklı olduğunu, olabileceğini soruyorsunuz kendinize sürekli. mesela bunu mats ve fanni’nin başbaşa yaptıkları diyaloglarda, ebba’nın duygu patlamalarında rahatlıkla görebilirsiniz. yine ebba’nın arkadaşının sanki bu anaçlık içgüdüsünden sıyrılmış davranışları karşısındaki şaşkınlığı da kendisinin bu içgüdüye ne kadar sıkı sıkıya bağlandığını gösteriyor. bunun tersine yine mats ya da tomas’ın bazı davranışları, mesela filmin sonlarına doğru barda olan kopma sahnesi içgüdülerinin tüm gücüyle dışarı çıktığı sahne olarak çok iyi verilmiş.

bu konuya genel bir bakış attığınızda haklı bulmanız gerçekten çok zor. çünkü içgüdüler, elimizde olan davranış şekilleri değil. burada aklımız ile içgüdülerimizi toplumsal normlar içerisine sokabiliyoruz ama evlilik gibi samimiyetin en üst düzeyde olduğu ilişkilerde bu normlar biraz daha gevşediği için çatışmalar başlayabiliyor. film de aslında tam olarak bunu anlatıyor bence. kısaca suçlu yok yanlış var bu filmde.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL