Aşk herşeyin üstesinden gelir filmi olup, bol şapkalı üçüncü boyuttan gelme adamlardan kurtulmak ve birbirineaşık olan senato üyesi ile dansçı kızımızın birbirine kavuşmak üzere o kapıdan bu kapıya koşmasının öyküsü...
İzlenebilir ama bu filmin biraz tuzu eksik sanırım eksik bişeyler var gibi
Kapılardan geçiş sahneleri bana Kayıp Oda dizisini anımsattı bir de film dan diye konuya girip geçiştiriyor bazı konular daha ayrıntılı olmalıydı mesela şapkalı biraderler konusu sanki geçiştirilmiş gibi geldi bana
Çoğumuz filmi çerezlik olarak kategorize etmişiz. Her ne kadar öyle bir yanı da olsa, benim aklıma ilk gelen o olmazdı.
Özgün bir teması yok, ancak temayı anlatan senaryoyu olabildiğince değişik yapmaya çalışmışlar. İzlerken 1 saniye dahi sıkılmadım. En sevdiğim yanı ise, filmin yer yer insanlığın hiç gelişmemiş olduğunu ve her zaman yardıma muhtaç olduğunu suratımıza vurmasıydı.
Tesadüf, aşk ve kader kavramları olabildiğince açık ve sürprizsiz harmanlayan filmimiz başucuma konmasa da, alkışı hakediyor.
Bu devirde kendine has bir senaryo oluşturmaya çalışan filmlere sonsuz saygı duyuyorum ve çevremdekilerin de bunu görmesini sağlamaya çalışıyorum. Bu yüzden izlememiş olanlar bir daha düşünsünler. Bence izlemeye değer bir film.
Son sahnede ana karakterimizin, zenci arkadaşımıza ’Are you the Chairman?’ sorusu her nedense Supernatural’da Sam’in 5. sezon sonunda Castiel’e yöneltmiş olduğu, ’Cas; Are you God?’ sorusunu anımsattı. Saygılar.
Sıra dışı bir hikaye. Bilimkurgu ile romantizmin bu kadar güzel iç içe geçtiği başka bir film izlediğimi, hatırlamıyorum. Hatta bir yerden sonra aksiyon ve gerilim hiç bitmiyor. Farklı türleri barındıran ve türüne göre bakıldığında mütevazi bir bütçeyle çekilmiş son zamanlarda izlediğim en orjinal en güzel filmlerden biridir benim için. Yinede bu filmi izleyenler bazı kült bilimkurgu filmlerini hatırlayacaklardır. Karanlık şehir ve matrıx gibi kült filmlerden etkilendikleri de bir gerçek. Tabiki bunu olumlu olarak kullanmışlar. Filmin Kader Konusunda vermek istediği mesaj çok açık ve net. Önce Kader kelimesini bize de sorgulatıyor.Karmaşık bir film olmamasına rağmen düşündürücü bir yapıya sahip. Kaderimizi biz kendimiz hazırlarız yada bu bir şekilde hazırlanmıştır. İnsanlar bu 2 farklı düşüncenin ikisine birden de inanabilirler. Filme yapılan olumsuz yorumları boşverin derim. Bence bu film hak ettiği değeri göremeyen Kült filmler kategorisinde d... Devamı
Sıra dışı bir hikaye. Bilimkurgu ile romantizmin bu kadar güzel iç içe geçtiği başka bir film izlediğimi, hatırlamıyorum. Hatta bir yerden sonra aksiyon ve gerilim hiç bitmiyor. Farklı türleri barındıran ve türüne göre bakıldığında mütevazi bir bütçeyle çekilmiş son zamanlarda izlediğim en orjinal en güzel filmlerden biridir benim için. Yinede bu filmi izleyenler bazı kült bilimkurgu filmlerini hatırlayacaklardır. Karanlık şehir ve matrıx gibi kült filmlerden etkilendikleri de bir gerçek. Tabiki bunu olumlu olarak kullanmışlar. Filmin Kader Konusunda vermek istediği mesaj çok açık ve net. Önce Kader kelimesini bize de sorgulatıyor.Karmaşık bir film olmamasına rağmen düşündürücü bir yapıya sahip. Kaderimizi biz kendimiz hazırlarız yada bu bir şekilde hazırlanmıştır. İnsanlar bu 2 farklı düşüncenin ikisine birden de inanabilirler. Filme yapılan olumsuz yorumları boşverin derim. Bence bu film hak ettiği değeri göremeyen Kült filmler kategorisinde değerlendirilmesi gereken, hatta ve hatta biraz daha özenli yapılmış olsaydı, mantık hataları olmasaydı başyapıt diyebileceğim bir filmdir. Şiddetle tavsiye ederim. 10/ 8.5
Değişik bir konusu vardı. İnsanlar kaderlerini değiştirebilir mi bilmiyorum ama film bu konuda güzel mesajlar veriyor. Ben beğendim hem romantik hemde heyecan doluydu.
Başkarakter sıradan bir insan olarak seçilseydi filmi izlerken yönetmenin 11 eylül saldırılarına göz kırpmasını beklemezdim. Fakat kahramanımızın Amerika başkan adayı olması tercihiyle (filmin senaryosundan dolayı) yönetmenin hissettirmeden selam çakacağını düşünürken, filmin ortalarında bir sahneyle durumu gözümüze gözümüze sokmuştur. Bu film gibi çerezlik olup, alttan alta sağlam göndermelerde bulunan başka bir film de "Kod Adı Kılıçbalığı" filmidir. Dünya Ticaret Merkezinin bombalanmasını andıran sahneler ve konuşmalar yüzünden o sene ABD de yasaklanmıştı. Filmin 11 eylül saldırısından önce vizyona girmesi ise zaten başlı başına tüyler ürpertici bir durumdu.
The Adjustment Bureau... Philip K. Dick'in eserine, aşk dozu katılarak, romantik bilimkurgu oluşturulmuş. İyi ki de olmuş! Yoksa Matt Damon ve Emily Blunt arasındaki inanılmaz kimyayı, çekimi görme fırsatımız olmayacaktı. Bazı mantıksal tutarsızlıklar olsa da, başrol oyuncularının müthiş kimyası ve akıcı bir olay örgüsü merakla izlettiriyor.
@luzumsuzadam
5 yıl önce
@terabithiasu
5 yıl önce
@kahramansmt
7 yıl önce
7.5 / 10
10/7+
@gundula
9 yıl önce
@dr_hugo_strange
10 yıl önce
Kapılardan geçiş sahneleri bana Kayıp Oda dizisini anımsattı bir de film dan diye konuya girip geçiştiriyor bazı konular daha ayrıntılı olmalıydı mesela şapkalı biraderler konusu sanki geçiştirilmiş gibi geldi bana
@rinustalarin
11 yıl önce
Özgün bir teması yok, ancak temayı anlatan senaryoyu olabildiğince değişik yapmaya çalışmışlar. İzlerken 1 saniye dahi sıkılmadım. En sevdiğim yanı ise, filmin yer yer insanlığın hiç gelişmemiş olduğunu ve her zaman yardıma muhtaç olduğunu suratımıza vurmasıydı.
Tesadüf, aşk ve kader kavramları olabildiğince açık ve sürprizsiz harmanlayan filmimiz başucuma konmasa da, alkışı hakediyor.
Bu devirde kendine has bir senaryo oluşturmaya çalışan filmlere sonsuz saygı duyuyorum ve çevremdekilerin de bunu görmesini sağlamaya çalışıyorum. Bu yüzden izlememiş olanlar bir daha düşünsünler. Bence izlemeye değer bir film.
Son sahnede ana karakterimizin, zenci arkadaşımıza ’Are you the Chairman?’ sorusu her nedense Supernatural’da Sam’in 5. sezon sonunda Castiel’e yöneltmiş olduğu, ’Cas; Are you God?’ sorusunu anımsattı.
Saygılar.
@vfv
11 yıl önce
@mrsdance
11 yıl önce
@bergmantonioni
12 yıl önce
@ibodirector
12 yıl önce