Örümcek-Adam: Örümcek Evrenine Geçiş Yorumları

Örümcek-Adam: Örümcek Evrenine Geçiş filmi detayları

@asdf_13

8 ay önce

8.5 / 10

Birinci filmin seviyesini koruyabilmişler. çok başarılı olmuş yine. özellikle gece sahnelerinde çizgi roman okuyormuş gibi hissettim. ilk izleyişte kaçırdığım bir çok detay var sanırım. tekrar izlemeyi düşünüyorum.

@ayazwho

8 ay önce

5 / 10

İlk filmi izleyip çok beğenmiştim izlediğim en iyi animasyon filmlerin arasında görüyordum o kadar beğenmiştim fakat ikinci film benim için büyük hayal kırıklığı oldu. Çok aşırı abartılmış bir film gerçekten. Film boyunca ha konuya girdi ha şimdi olaylar başlıyor derken her yaşanan aksiyon yarım kalmış gibi oldu. Filmin senaryosu hiç güzel yazılmamış ilk filmi tuttu diye zoraki devam ettirilmiş gibi. Üçüncü filmi getirebilmek için de gereksiz toplamda 1 saat falan tekrara düşen diyaloglar eklemişler. Üzüldüm gerçekten güzelim ilk filme yazık ettiler. Özetle sıkılıyorum, daralıyorum, isyan ediyorum isyan !

@furkandgn9

11 ay önce

8.4 / 10

Sinemada yalnız izlediğim ilk filmdi ve güzel hissettirdi. Ayrıca dandik de olsa yıllar öncesinde olduğu gibi filme özel fiziksel bilet basılması hoş olmuş. İyi ki internetten değil de gişeden almışım biletimi.

Süper kahramanların çizgi roman kültürüyle şahlanması elbette bir tesadüf değildi. Çünkü ilk Spider Man çizgi romanının basıldığı 1962 yılında geçerli olan branşlar arası özgürlük farkı, sinema teknik açıdan çok gelişse bile bugün de var. Live-action kahraman filmlerine devasa özel efekt faturaları çıkartsanız bile sanat tasarımını, fizik kurallarını, çizgi romanlar ile yaratılmış evrenin renklerini, atmosferini ve bir dolu maddeyi yediremiyorsunuz. Editing aşamasında bile hikaye anlatımınız kısıtlanıyor. En basitinden insan gözü live-action filmlerdeki gerçek aktörlerin hareketlerini yakalamak zorunda, bu yüzden yavaşlamak zorundasınız. Across the Spider-Verse filmi birebir alınıp live-action çekilmeye çalışılsaydı film 2 saat değil, 4 saat sürerdi. Hikaye anlatımındaki baz
... Devamı
Sinemada yalnız izlediğim ilk filmdi ve güzel hissettirdi. Ayrıca dandik de olsa yıllar öncesinde olduğu gibi filme özel fiziksel bilet basılması hoş olmuş. İyi ki internetten değil de gişeden almışım biletimi.

Süper kahramanların çizgi roman kültürüyle şahlanması elbette bir tesadüf değildi. Çünkü ilk Spider Man çizgi romanının basıldığı 1962 yılında geçerli olan branşlar arası özgürlük farkı, sinema teknik açıdan çok gelişse bile bugün de var. Live-action kahraman filmlerine devasa özel efekt faturaları çıkartsanız bile sanat tasarımını, fizik kurallarını, çizgi romanlar ile yaratılmış evrenin renklerini, atmosferini ve bir dolu maddeyi yediremiyorsunuz. Editing aşamasında bile hikaye anlatımınız kısıtlanıyor. En basitinden insan gözü live-action filmlerdeki gerçek aktörlerin hareketlerini yakalamak zorunda, bu yüzden yavaşlamak zorundasınız. Across the Spider-Verse filmi birebir alınıp live-action çekilmeye çalışılsaydı film 2 saat değil, 4 saat sürerdi. Hikaye anlatımındaki bazı geçişlerde, aynı çizgi romanlarda olduğu gibi 1 saniye ekranda kalan ufacık çizgi size sahnede ne olduğunu anlatabiliyor. Bu tip ufak anlar kağıtta değil de kamerada anlatılsaydı 3-4 saniye daha uzun olacaktı. Bir nevi o çizgiler gördüğümüz şeyi basitleştirip, beynimizin hızlı işlemesini sağlıyor. 2 karakter hızla havada uçarken hikaye anlattı film, dahası var mı? Öte yandan zaten boyutlar arası geçiş sahneleri, çok fazla karakterin koştuğu sahneleri şu anda renderlayacak teknoloji yok. Bu yüzden süper kahraman filmlerinin "neredeyse" hepsi animasyon olmalı diyorum.

Animasyonun verdiği bütün nimetlerden yararlanmalarının yanı sıra sinemanın temel bileşenlerine de çalışmışlar. Müzikler mesela. Uzun uzun diyaloglar yerine, kısa diyalogların arkasına konulmuş çok iyi şarkılar dinledim. Hatta muhtemelen filmdeki kelime sayısı ortalama bir filmden daha düşüktür. Aksiyon sahnelerinde karakterlerin yapay bağırışları, odaklanmam gereken mimikleri yoktu. Kötü adamın gelişi poz kesmeler ve beylik laflarla sağlanmadı. Müzik, geçişler, renk değişimleri gibi tercihlerle sağlandı. Gwen'in babası ile problemi olduğunu anlatmak için evin duvarlarını silik yapmaları yeterliydi mesela. Bu yüzden filmin sanat tasarımı ve sanat yönetimi çok başarılı.

En büyük sorun ise devamlılıktı. Film çok ani frenler yaptı ve sonrasında aniden gaza bastı. Kafam bir konsola vurdu, bir koltuğa gömüldü. Filmlerde akışkanlığı sağlamak için bir sonraki sahneye ufak ufak hazırlanır seyirci. Ama bu filmde o neredeyse hiç yoktu ve beni rahatsız etti.

Teknik açıdan çok başarılı bir animasyondu. Miles Morales'in Peter Parker'dan falan aşşşırı güçlü olması filmin hikayesine iyi yedirilmişti. Oyununda Morales'in yaptıklarını görünce Peter'a ekmek veresiniz gelmiyordu mesela. Herkesin sevdiği Hobie karakteri hariç iyi karakter tasarımlarıyla karşılaştık. Çünkü Hobie aşırı bayık, aşırı klişe bir punk tiplemesiydi. Umarım sonraki filmde detaylandırılıp, düzgün diyaloglar yazılır. İşin özü benim izlediğim en iyi süper kahraman filmlerinden belki de ilkiydi. Filmin sıcaklığı geçince karar vereceğim. Sinemada izleyin derim.

@eloy

10 ay önce

Merhaba, Ben bileti internet üzerinden aldığım için pişman oldum şu anda. Hangi sinemada bu özel basım biletler söz konusu acaba?
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL