Tavsiye üzerine izledim filmi. Genel olarak çok beğendim. Hele son sahnesinde duygu öyle güzel verilmişti ki, adamın tren garındaki acısını en derinimden hissettim. Film bittiğinde boğazımda koca bir yumru ile öylece bakakaldım. Zaten Nadir sarıbacak’ı izlemeyi çok seviyorum. Bütün rollerin üstesinden harika bir şekilde geliyor. Her şeyden öte onun muhteşem oyunculuğunu görebilmek adına izlenir.
Bu filmle ilgili aklımda kalan, hemşehrisi , akrabası,aynı dine mensup olduğu biriyle ne kadar uzak olabileceğin. Tam tersine, farklı milletten, farklı dinden (hem de iki karakterin de dini görevleri yapan yaşayan kişilerden seçilmesi ) ne kadar gönül bağı ve ortak değerlerde buluşabileceğin idi. Güzel film ...
Karakter derinligi açısından sinifta kalsa da oyunculuk icin izlenir. Nadir Saribacak oyle bir oynamis ki filmdeki diyaloglarin coguna gerek bile kalmamis.
Nadir Sarıbacak oyunculuk için yaratılmış. Görkem Yeltan da çok iyi oynamış. Genel itibarıyla beğendiğim bir film olmuş. Anlatmak istediği şeyi güzel işlemiş.
Bu fotoğraf Tehlikeli Oyunlar'daki şu bölümün canlı timsali olmuş sanki:
"Bir sonuca varmadan dağılan binlerce konuşmanın acısı çöktü içine. Ölü doğduğu için kimsenin içine işlemediği için hemen unutulan binlerce sözün ağırlığını duydu. Bilge beni ne yapsın? Ben kendimi ne yapacağımı bilmiyorum ki."
Çok daha vurucu bir film beklediğimden midir nedir bilemiyorum ama benim için beklentilerimin altında kalan bir film oldu. Son dönem yapılan filmlerde şu sıkıntıyı görüyorum; konu ve düşünce olarak iyi bir başlangıç, fakat senaryo olarak iyi olmayan filmler çıkıyor karşıma hep. Bu film daha iyi olabilirdi sanki! Oyunculuk açısından da, iki ana karakter dışında çok başarılı olduğunu düşünmüyorum. Özellikle imam rolündeki amca ve eşi çok sırıttı. Muhtemelen amatör, belki de daha önce hiç kamera karşısına geçmediler ama böyle bir filmde, o da varsın böyle olsun denebilecek bir durum değil bence.
Karakterler o kadar suskun ki, filmin diğer bir karakteri de sessizlik zannedersiniz. Ama bu bile filmi durağanlaştırmıyor, aksine çok şey anlatıyor. Kaldırıp bir kenara koyuverebilecekmişiz gibi duran yargılarımızdan kolay kolay vazgeçemediğimizi anlatan, başrol oyuncusu müezzinin alkışı hakettiği ve tabi senaristleri unutmamamız gereken bir yapıt. Sahaflar, Tophane ki film Nusretiye Camiinde geçseydi keşke, İstanbul ve en önemlisi Galata Kulesi bile tek başına izlemeye değer.
@hasret93
2 yıl önce
1 / 10
Zaten Nadir sarıbacak’ı izlemeyi çok seviyorum. Bütün rollerin üstesinden harika bir şekilde geliyor. Her şeyden öte onun muhteşem oyunculuğunu görebilmek adına izlenir.
@clementinerci
4 yıl önce
@deranged0
4 yıl önce
@beyhudedir
4 yıl önce
8 / 10
@free_style
8 yıl önce
7.5 / 10
@venezue
9 yıl önce
7.6 / 10
@exaybachay
10 yıl önce
"Bir sonuca varmadan dağılan binlerce konuşmanın acısı çöktü içine. Ölü doğduğu için kimsenin içine işlemediği için hemen unutulan binlerce sözün ağırlığını duydu. Bilge beni ne yapsın? Ben kendimi ne yapacağımı bilmiyorum ki."
:((
@lowen
10 yıl önce
5.8 / 10
@eski_takvim
11 yıl önce
8.2 / 10
@benjamin
11 yıl önce
http://blog.radikal.com.tr/Sayfa/uzak-ihtimal-bir-ihtimalsizlik-cemberi-20673