The Third Man Film Noir türünün öncülerimden ve şu zaman da bile en iyilerinden Carol Reed yönettiği ve oynadığı filmde başrolde Orson Welles oynuyor ama ne oynuyor o atmosferi çok iyi anlamış ve ona göre araştırmacı ve sorgulayan bir yazarı canlandırıyor bu filmin görselliği bu yılda çıkan çoğu ana akım filmde daha iyi zaten Oscar'la taçlandırırmış bir tür sinaması olarak zamansız bir yapım.
Viyana nın bugünkü halini bilenler için gerçekten güzel tarihi turistik bir film, ilk 250 de olması abes, ne kara filmler var ama 1949 yılında yapılmış olmasından dolayı haksızlık etmeyelim, denemişler ve o döneme göre olmuş ama şimdiye göre değil.
II. Dünya Savaşından 4 yıl sonra Viyana sokaklarını bakmak, Martins ve Calloway gibi iki harika karakteri ve harika repliklerini izlemek çok zevkliydi.
Senaryonun 'zorlama mutlu aşk hikayesi' ile bozulmayıp olağanca gerçekçi tutulması da ender görülen özelliklerden.
Orson Welles'in oyunculuğu muhteşem olmasa da karizması yetiyor. Hele ilk gözüktüğü an ve gülümsemesi efsane oldu benim için.Anarşist ve yozlaşmış karakterinin muhteşem aforizmasını da unutmamak gerek;
"İtalya'nın Borjiyaların yönetiminde olduğu 30 yıl boyunca, savaş, terör, cinayet ve kıyım sürdü.Ancak aynı yerden Michelangelo, Leonardo da Vinci ve Rönesans çıktı.
İsviçre'yse 500 yıl, kardeşlik, demokrasi ve huzur içinde yaşadı.
Peki, onlar ortaya ne koydular?
-Guguklu saat!"
Filmin tek eksiğinin sonundatünellerde geçen sahneler olduğunu düşünüyorum. Hem teknik yetersizlik hemde bu sahnelerin uzun tutulması yüzünden izlerken sıkıldığımı söylemeliyim.
Filmin yarısına kadar bir olayın çözümünü beklerken bildik bir senaryo gibi hissediyorsunuz...ama ikinci yarısında sürprizlerle karşılaşınca filmin seyride değişiyor..orson welles'in kısa rolü bile filmin unutulmaz olmasına yetmiş..
filmin bu kadar seveni olduğunu görünce şaşırdım.İmdb’de aldığı puanı ve top 250 de üst sıralarda olmasını anlamlandıramıyorum şu an.
hiç bir gizem barındırmıyor bana göre film.Harry’nin ölmemesini geçtim o olayla bağlantısı olan insanların resmen bağıra bağıra "bir işler çeviriyoruz biz" tadındaki konuşmaları da varsa bütün gizemi baltalıyor.Herhalde bu kadar çok sevilmesinin nedeni orson welles olsa gerek çünkü bir tek onun sahnelerini keyifle izledim.Onun dışındakilerde ileri sarasım geldi.Evet çekimler çok güzel.Özellikle kanalizasyonda geçen sahneler.Ama bu filmi başyapıt noktasına taşımıyor benim gözümde.Ha bir de herkesin değindiği gibi sürekli aynı melodinin çalması büyük bir hata olmuş.Gerilim sahnesinde de aynı müzik,romantik sahnede de aynı.İnsan gerilmesi gereken noktada bile hımm diye izliyip geçiyor.
Ne zaman bu filmin afişi yada yapılan bir yorumunu okusam bu başyapıt kategorisindeki filmi bir ben mi sevemedim diye düşünürüm.) Noir filmleri benim için candır canandır.) Ama, nedense bu filme bir türlü konsantre olamadım tek sebebide Müziği.İnanılmaz rahatsız edici ve gereksiz gelmişti.Bir gün tekrar izlemem gerekiyor galiba.
Üçüncü Adam, Bu Silah Kiralıktır filminin ardından ilaç gibi geldi kesinlikle. Kurgusu, savaş dönemi vurguncularını anlattığı gizemli öyküsü, diyalogları, kadrajları, müziği bir harika. Orson Welles'in oyun gücünden etkilenmemek mümkün değil. Filmin sonlarındaki sahneler, kanallardaki kalabalık sekanslar çok iyi kotarılmış. İzlerken büyük keyif aldım.
...son sahnedeki hüzün sanırım hiç bir filmde yakalanamayacaktır: iki tarafı ağaçlı uzun ve ıslak bir yol, hafif bir rüzgarla dökülen sonbahar yaprakları, atmosfere uyan şahane bir müzik, yoldan gelmekte olan güzel ve üzgün bir kadın, onu yol kenarındaki kırık bir arabaya yaslanmış tedirgin bekleyen bir adam...
Kurgusu oldukça güzel, hatta aynı devirde yapılmış diğer kara filmlerin çoğunun aksine film müziği barındırdığı için ayrıca güzel. Ancak tek sıkıntı müziğin hep aynı havada olması, dram sahnesinde de aynı neşeli müzik, gerilim sahnesinde de yine aynı neşeli müzik var bu da biraz dengesini bozmuş filmin fikrimce. Onun dışında oyunculuklarıyla da kurgusuyla da güzel film, hele Anna’nın apartmanındaki herşeye söylenen teyze çok iyiydi :)
@yigithan300
2 yıl önce
8.6 / 10
@huseying
8 yıl önce
@josephwhite
9 yıl önce
5.8 / 10
@asdf_13
10 yıl önce
9 / 10
Senaryonun 'zorlama mutlu aşk hikayesi' ile bozulmayıp olağanca gerçekçi tutulması da ender görülen özelliklerden.
Orson Welles'in oyunculuğu muhteşem olmasa da karizması yetiyor. Hele ilk gözüktüğü an ve gülümsemesi efsane oldu benim için.Anarşist ve yozlaşmış karakterinin muhteşem aforizmasını da unutmamak gerek;
"İtalya'nın Borjiyaların yönetiminde olduğu 30 yıl boyunca, savaş, terör, cinayet ve kıyım sürdü.Ancak aynı yerden Michelangelo, Leonardo da Vinci ve Rönesans çıktı.
İsviçre'yse 500 yıl, kardeşlik, demokrasi ve huzur içinde yaşadı.
Peki, onlar ortaya ne koydular?
-Guguklu saat!"
Filmin tek eksiğinin sonundatünellerde geçen sahneler olduğunu düşünüyorum. Hem teknik yetersizlik hemde bu sahnelerin uzun tutulması yüzünden izlerken sıkıldığımı söylemeliyim.
@camerman
10 yıl önce
8 / 10
@otlu_kek
10 yıl önce
hiç bir gizem barındırmıyor bana göre film.Harry’nin ölmemesini geçtim o olayla bağlantısı olan insanların resmen bağıra bağıra "bir işler çeviriyoruz biz" tadındaki konuşmaları da varsa bütün gizemi baltalıyor.Herhalde bu kadar çok sevilmesinin nedeni orson welles olsa gerek çünkü bir tek onun sahnelerini keyifle izledim.Onun dışındakilerde ileri sarasım geldi.Evet çekimler çok güzel.Özellikle kanalizasyonda geçen sahneler.Ama bu filmi başyapıt noktasına taşımıyor benim gözümde.Ha bir de herkesin değindiği gibi sürekli aynı melodinin çalması büyük bir hata olmuş.Gerilim sahnesinde de aynı müzik,romantik sahnede de aynı.İnsan gerilmesi gereken noktada bile hımm diye izliyip geçiyor.
@rashomon
11 yıl önce
@cemal_erdem
11 yıl önce
8 / 10
@basribabam
12 yıl önce
8.5 / 10
Vetabii kisiyah-beyaz.
@hopelives
14 yıl önce
7.6 / 10