Abi bu film çok güzeldi ya. Çok çok çok ama çok güzeldi ya. Nasıl daha önce Anders Thomas Jensen adlı bu danimarkalı müthiş yönetmenin ününü duymadık bilmiyorum. Hatta ve hatta bu başarılı, kariyeri dopdolu yönetmen aynı zamandaWilbur Ölmek İstiyor?unda yönetmenliğini yapmış. İşte bunu okuduktan sonra başarılı olduğuna inandığınızı hissediyorum, çünkü Wilbur?u bilenler bilir, herkes için yerinin farklı olduğunu bilirim. Ve bu filmde inanın en az onun kadar güzel ve etkileyici bir film. Filmlerin internetteki konuları o kadar yavan ve baştan savma ki insanın aklının ucundan geçmez bu kadar güzel bir film izleyebileceği. İşte bu film de öyle, izlemeye kadar verdiğim de hiç de büyük beklentilerim yoktu. Aslında Jensen?ı Lars Von Trier?in Anarchis filmini araştırırken keşfettim, o filmin süpervizörlüğünü yapmış derken birden kendimi bu filmde buldum, iyi ki de bulmuşum.
Şimdi filmin konusunu spoiler vermeden anlatırsam şöyle oluyor: Film neo-nazilerden Adam?ın hapisten çıktıktan sonra top... Devamı
Abi bu film çok güzeldi ya. Çok çok çok ama çok güzeldi ya. Nasıl daha önce Anders Thomas Jensen adlı bu danimarkalı müthiş yönetmenin ününü duymadık bilmiyorum. Hatta ve hatta bu başarılı, kariyeri dopdolu yönetmen aynı zamandaWilbur Ölmek İstiyor?unda yönetmenliğini yapmış. İşte bunu okuduktan sonra başarılı olduğuna inandığınızı hissediyorum, çünkü Wilbur?u bilenler bilir, herkes için yerinin farklı olduğunu bilirim. Ve bu filmde inanın en az onun kadar güzel ve etkileyici bir film. Filmlerin internetteki konuları o kadar yavan ve baştan savma ki insanın aklının ucundan geçmez bu kadar güzel bir film izleyebileceği. İşte bu film de öyle, izlemeye kadar verdiğim de hiç de büyük beklentilerim yoktu. Aslında Jensen?ı Lars Von Trier?in Anarchis filmini araştırırken keşfettim, o filmin süpervizörlüğünü yapmış derken birden kendimi bu filmde buldum, iyi ki de bulmuşum.
Şimdi filmin konusunu spoiler vermeden anlatırsam şöyle oluyor: Film neo-nazilerden Adam?ın hapisten çıktıktan sonra topluma hizmet için kiliseye gönderilmesiyle başlıyor. Kiliseye kimseler gelip uğramıyor, Adam gibi iki mahkum da orda yaşıyor. Kilise papazı Ivan, Adam?a bahçedeki köklü elma ağacından elmalar toplayıp kekler yapması gibi bir görev veriyor. Ama gelin görün ki elma ağacının başına gelmeyen kalmıyor, bunun üzerine Ivan tüm bu olanların şeytanın onu sınadığı için olduğuna karar veriyor. Ama Adam denen adamın çok daha başka fikirleri vardır, onlarla uğraşan şeytan değildir. Hatta onlardan çok melek gibi bir adam olan doğruluktan ve dürüstlükten vazgeçmeyen Ivan?la uğraştığını düşünür. Sonralardan öğrenir ki bu talihsiz serüvenler sadece elma ağacından ibaret de değildir. Böylece olaylar gelişir.
Ayrıca Mads Mikkelsen?ın müthiş oyunculuğu insanı çok başka yerlere götürüyor, hemde tam bir göz banyosu allah özene benze yaratmış asdfdsdfasdf
Herkesin kesinlikle izlemesini tavsiye ederim. Müthiş bir filmdi, en kısa zamanda tekrar izlicem. Hatta Jensen?ın tüm filmografisine el atmayı düşünüyorum. Bu güzel soundtracki ile de sizlere iyi seyirler diliyorum.
acayip bir film.aynı zamanda samimi bir film.bir neo nazi,bir polyannacı peder,bir terörist potansiyeli arap,bir obez ve bir akolik kadın bir araya gelirse ne olur?işte cevabı bu filmde.:)
Filmi gayet beğendiğimi belirterek söze gireyim. Uzun zaman sonra, kara mizahın dramla iyi eritildiği beni çokça saran bir yapımı izlemenin keyfindeyim. Oyunculuk performanslarının asla sırıtmadığı, enteresan karekterleriyle seyri rahat bir doksan dakika oldu adıma. Hristiyanlık göndermeleri, hınzır diyalogları, işaret ettikleri... Kesinlikle izlenmeli...
En fazla da Ivan karakterinin gelgitlerine bayıldım. Ağır gelen gerçekleri yok sayarak kendi gerçekliğini kuran Ivan. Gerçekliğin reddinin güçlü tasviri. Lakin gittiği yoldan döndüğünde dahi ayakta kalabildi. Salt gerçeklikle yetinebildiğinde. Biraz Ivan benzeri olabiliriz çoğumuz. Okumak, izlemek de bir nevi gerçekliğin farklı algılanılışına yolculuk değil midir? Bir de Doktor ile Pakistanlı'ya hayran oldum. Tereddütsüz izleyin...
Bazı filmler vardır, izledikten sonra işte film budur dersiniz. Oyunculuklar, replikler, verilen mesajlar, hepside mükemmeldir. Böyle bir film anlatmakla olmaz, mutlaka ama mutlaka izlenmelidir...
samuel beckett'ten olma monty python'dan doğma anders thomas jensen'den bitme bir film. özellikle kabullenmekle ilgili söylediği şeyler çok güzeldir. bir ergenin çirkinliğini kabullenmesi. avcısından daha yavaş olan bir hayvanın ölümü kabullenmesi. sonra sessizlik arayışı. gürültünün bitişi. dünyayı dönüp başladığı yere gelen adamın silueti. bir çok şey hayal ettirir. sonunu tatlı bağlamasalar kült olurdu aslında, bu haliyle "çok güzel" olabildi. bağra basılası, herkese izlettirilesi bi film.
doktor'un bahsettiği ve tamamen hayal ürünü olan `ravashi sendromu` çok ilginçtir;
"ravashi hintli bir futbolcuydu.1957'de gokart yarışında iki bacağını birden kaybetti. kazanın şokuyla, bacaklarının kalan kısmına basarak evine koştu. beyni bacakları olmadığı gerçeğini reddediyordu. iki ay boyunca idmana gitti. futbol oynamaya devam etti. zaten takım kötüydü. beşinci ligde falandılar..." bir de bu elma ağacı motifi anders jensen'in çocukluğundan bi... Devamı
samuel beckett'ten olma monty python'dan doğma anders thomas jensen'den bitme bir film. özellikle kabullenmekle ilgili söylediği şeyler çok güzeldir. bir ergenin çirkinliğini kabullenmesi. avcısından daha yavaş olan bir hayvanın ölümü kabullenmesi. sonra sessizlik arayışı. gürültünün bitişi. dünyayı dönüp başladığı yere gelen adamın silueti. bir çok şey hayal ettirir. sonunu tatlı bağlamasalar kült olurdu aslında, bu haliyle "çok güzel" olabildi. bağra basılası, herkese izlettirilesi bi film.
doktor'un bahsettiği ve tamamen hayal ürünü olan `ravashi sendromu` çok ilginçtir;
"ravashi hintli bir futbolcuydu.1957'de gokart yarışında iki bacağını birden kaybetti. kazanın şokuyla, bacaklarının kalan kısmına basarak evine koştu. beyni bacakları olmadığı gerçeğini reddediyordu. iki ay boyunca idmana gitti. futbol oynamaya devam etti. zaten takım kötüydü. beşinci ligde falandılar..." bir de bu elma ağacı motifi anders jensen'in çocukluğundan bilinç altında kalan bir şey olmalı. blinkende lygter'de de vardı.
Bir çok şeyi farkettirmeden verebilen bir film olmuş.Sade çekimlere sahip gösterişsiz bir film,geçtiği ortam aynı durgun gözüken bir film fakat anlatılan hikayeler karakterlerin üzerinden geçen hayat tecrübeleri gerçekten filmde verilmek istenileni çok net vermiş.Konular birbirine çok güzel sonuçlarla bağlanmış,tanrıya olan inanç,şeytana olan inanç gayet güzel vurgulanmış.Başta kel arkadaşımızın yardıma ihtiyacı var gibi gözükse de film ilerledikçe aslında tam tersinin olduğunu kilisemsi yerin başındakinin başından neler geçtiğini öğrendikçe asıl yardıma gerçekliğe muhtacın o olduğunu anlıyoruz,filmin amacı elmalara bakıp elmalı pasta yapmak olsa da aslında o amacın altında bir çok kabulleniş ve kurtuluş saklıydı bunuda filmin sonunda gayet net gördük..
İzlediğim en ilginç filmlerden bir tanesi. Absürd komedinin doruğuna ulaşılan bu filmde hapisten yeni çıkan Adam'ın kilisede geçirdiği süre zarfındaki değişimine tanık oluyoruz. Yer yer düşündüren, çoğu zaman da güldüren bu filmi gerçekten çok başarılı buldum. Özellikle doktorun geçtiği sahnelerdeki diyaloglara bayıldım :)
Anders Thomas Jensen, sevdiği oyuncuları toplamış. Kendisinin senaristliği yedi düveli aşmış ama ben yönetmenliğini de çok beğeniyorum. Absürd komedi mi demeli, artık türü tam adlandıramasam da müthiş bir film.
!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--! Böyle bir neo-nazinin bulunmadığını düşünsem de filmin naif ve özgün bir anlatımı var. Detaylar çok etkili: kilisenin çanıyla sallanan duvar her gün hitlerin resmini yerinden oynatır ve aynı zamanda neo-nazinin gönlünden de düşer hitler, kapının her çarpışında yere düşen kitabın hep aynı sayfası açılır ve neo-nazimizi kendine çeker ister istemez. Adının pek duyulmamış olmasına üzüldüm açıkcası bu filmin. Tavsiye ederim. Kamera açıları da iyi kullanılmış.
@vegidemiyorum
11 yıl önce
10 / 10
Şimdi filmin konusunu spoiler vermeden anlatırsam şöyle oluyor: Film neo-nazilerden Adam?ın hapisten çıktıktan sonra top ... Devamı
Şimdi filmin konusunu spoiler vermeden anlatırsam şöyle oluyor: Film neo-nazilerden Adam?ın hapisten çıktıktan sonra topluma hizmet için kiliseye gönderilmesiyle başlıyor. Kiliseye kimseler gelip uğramıyor, Adam gibi iki mahkum da orda yaşıyor. Kilise papazı Ivan, Adam?a bahçedeki köklü elma ağacından elmalar toplayıp kekler yapması gibi bir görev veriyor. Ama gelin görün ki elma ağacının başına gelmeyen kalmıyor, bunun üzerine Ivan tüm bu olanların şeytanın onu sınadığı için olduğuna karar veriyor. Ama Adam denen adamın çok daha başka fikirleri vardır, onlarla uğraşan şeytan değildir. Hatta onlardan çok melek gibi bir adam olan doğruluktan ve dürüstlükten vazgeçmeyen Ivan?la uğraştığını düşünür. Sonralardan öğrenir ki bu talihsiz serüvenler sadece elma ağacından ibaret de değildir. Böylece olaylar gelişir.
Ayrıca Mads Mikkelsen?ın müthiş oyunculuğu insanı çok başka yerlere götürüyor, hemde tam bir göz banyosu allah özene benze yaratmış asdfdsdfasdf
Herkesin kesinlikle izlemesini tavsiye ederim. Müthiş bir filmdi, en kısa zamanda tekrar izlicem. Hatta Jensen?ın tüm filmografisine el atmayı düşünüyorum. Bu güzel soundtracki ile de sizlere iyi seyirler diliyorum.
http://www.youtube.com/watch?v=CTqabbIPfc0
? spoiler ?
film bittikten sonra arayacağınızdan emin olduğum için bunu da şu tarafa koyayım :)
http://incil.info/kitap/Eyup/1
@ozgurce_81
11 yıl önce
@cemal_erdem
12 yıl önce
7.6 / 10
En fazla da Ivan karakterinin gelgitlerine bayıldım. Ağır gelen gerçekleri yok sayarak kendi gerçekliğini kuran Ivan. Gerçekliğin reddinin güçlü tasviri. Lakin gittiği yoldan döndüğünde dahi ayakta kalabildi. Salt gerçeklikle yetinebildiğinde. Biraz Ivan benzeri olabiliriz çoğumuz. Okumak, izlemek de bir nevi gerçekliğin farklı algılanılışına yolculuk değil midir? Bir de Doktor ile Pakistanlı'ya hayran oldum. Tereddütsüz izleyin...
@desmond
13 yıl önce
@zbzvadie_glalon
13 yıl önce
8.5 / 10
doktor'un bahsettiği ve tamamen hayal ürünü olan `ravashi sendromu` çok ilginçtir;
"ravashi hintli bir futbolcuydu.1957'de gokart yarışında iki bacağını birden kaybetti. kazanın şokuyla, bacaklarının kalan kısmına basarak evine koştu. beyni bacakları olmadığı gerçeğini reddediyordu. iki ay boyunca idmana gitti. futbol oynamaya devam etti. zaten takım kötüydü. beşinci ligde falandılar..."
bir de bu elma ağacı motifi anders jensen'in çocukluğundan bi ... Devamı
doktor'un bahsettiği ve tamamen hayal ürünü olan `ravashi sendromu` çok ilginçtir;
"ravashi hintli bir futbolcuydu.1957'de gokart yarışında iki bacağını birden kaybetti. kazanın şokuyla, bacaklarının kalan kısmına basarak evine koştu. beyni bacakları olmadığı gerçeğini reddediyordu. iki ay boyunca idmana gitti. futbol oynamaya devam etti. zaten takım kötüydü. beşinci ligde falandılar..."
bir de bu elma ağacı motifi anders jensen'in çocukluğundan bilinç altında kalan bir şey olmalı. blinkende lygter'de de vardı.
@dwyanewadecns
14 yıl önce
@venezue
15 yıl önce
8.4 / 10
@outcast
15 yıl önce
8.5 / 10
hep aynı hikayeleri farklı ağızlardan başa sarıp dinlemekten sıkıldıysanız seyredin kesinlikle...
kuzey avrupa sineması doğdu ve büyüyor git gide...
bu insanlar hiç mi beni düşünmüyor, bu kadar güzel filmi hangi ara seyredebilicem ben :P
@paradigma
15 yıl önce
8 / 10
@tutaste
15 yıl önce
8 / 10
Böyle bir neo-nazinin bulunmadığını düşünsem de filmin naif ve özgün bir anlatımı var. Detaylar çok etkili: kilisenin çanıyla sallanan duvar her gün hitlerin resmini yerinden oynatır ve aynı zamanda neo-nazinin gönlünden de düşer hitler, kapının her çarpışında yere düşen kitabın hep aynı sayfası açılır ve neo-nazimizi kendine çeker ister istemez. Adının pek duyulmamış olmasına üzüldüm açıkcası bu filmin. Tavsiye ederim. Kamera açıları da iyi kullanılmış.
!--SPOILER--!!--SPOILER--!!--SPOILER--!