Yedinci Mühür Yorumları

Yedinci Mühür filmi detayları

@furkandgn9

8 ay önce

8.9 / 10

"Antonius Block: And will you reveal your secrets?
Death: I have no secrets.
Antonius Block: So do you know nothing?
Death: I am unknowing.”

Aslolan yaşama fiilinin bütün olarak kendisidir. Ve ölüm. Tanrı, dinler, anlam arayışı yaşam ve ölümü içeren suyu bulandırır. Kaldı ki tanrı için birbirlerini kırbaçlayan, onun varlığını en sert inançla savunanların bile hiçliğe karışmadığından emin değiliz. Şanslı olanlar onlar değil, Antonius Block, Mia, Jöns, Jof gibilerdir. Bir kase dağ çileği ve taze sütün anısını korurlar. "...karanlıkta olan ama ne kadar yüksek sesle çağırırsanız çağırın asla ortaya çıkmayan birini sevmek gibi..." değildir onların anlayışı. Kendisini bir türlü belli etmeyen inancı aramak yerine olmakta olanı kucaklarlar. Zaten dinler daha çok yıkım getirmemiş midir?

Hayata bakış açımla uyumlu ve ona dahasını katan bir başyapıt. Üstelik karanlığına rağmen çok da sevecen bir film. Tiyatral espri tonu zaman zaman rahatlatıyor. Bu da filmin öğretisi olan hayatı özümse
... Devamı
"Antonius Block: And will you reveal your secrets?
Death: I have no secrets.
Antonius Block: So do you know nothing?
Death: I am unknowing.”

Aslolan yaşama fiilinin bütün olarak kendisidir. Ve ölüm. Tanrı, dinler, anlam arayışı yaşam ve ölümü içeren suyu bulandırır. Kaldı ki tanrı için birbirlerini kırbaçlayan, onun varlığını en sert inançla savunanların bile hiçliğe karışmadığından emin değiliz. Şanslı olanlar onlar değil, Antonius Block, Mia, Jöns, Jof gibilerdir. Bir kase dağ çileği ve taze sütün anısını korurlar. "...karanlıkta olan ama ne kadar yüksek sesle çağırırsanız çağırın asla ortaya çıkmayan birini sevmek gibi..." değildir onların anlayışı. Kendisini bir türlü belli etmeyen inancı aramak yerine olmakta olanı kucaklarlar. Zaten dinler daha çok yıkım getirmemiş midir?

Hayata bakış açımla uyumlu ve ona dahasını katan bir başyapıt. Üstelik karanlığına rağmen çok da sevecen bir film. Tiyatral espri tonu zaman zaman rahatlatıyor. Bu da filmin öğretisi olan hayatı özümsemek ile çok yakışıyor. Vebadan kırılan insanlara bak, kendini kırbaçlayan insanlara bak, şehvetinin peşinden koşanlara bak, din adamlarının yaktığı o küçük kıza bak... Geril, kork, geril... Sonra gücün yeterse bunları elinin tersi ile it ve iki şeyi kucakla; yaşam ve ölüm. Rahatla. Anlam ararken asıl anlamı yitirme.

@blackbrust

1 yıl önce

içimdeki tanrıyı neden öldüremiyorum? onu kalbimden atmak istememe rağmen, neden alçaltıcı ve acı verici şekilde içimde yaşamaya devam ediyor? neden her şeye rağmen, bu şaşırtıcı gerçeklikten kurtulamıyorum?”

@berfiin

3 yıl önce

8.5 / 10

Film baştan sona kadar kendine çekiyor ve üzerine düşündürtüyor. Yer yer kendi hayatımı ve yaptıklarımı gözden geçirdim. Tanrı arayışı. ölümle dans, hayat amacı... Harika bir başyapıt. İzlemeyi düşünüyorsanız hiç tereddüt etmeden izlemelisiniz. Müzikleri ve diyalogları için bile izlenir.

@hildegarde

3 yıl önce

8 / 10

Film de hafızamıza kazınacak ve tekrar tekrar düşündürecek diyaloglar olması ,inanç konusunda bazı şeylere cevap bulamayanlara kısmen anahtar görevi yapacaktır...

’’Korkumuzdan bir imge yaratır ve sonra o imgeye Tanrı adını veririz.’

@mimozafm

4 yıl önce

7.7 / 10

Block ve Ölüm arasında geçen diyalogları birçok insan ezbere biliyor ama farkında değil. Çok sorulan ama Cevabı ikircikli olan sorular.

@nivtonyen

4 yıl önce

8.2 / 10

Film benim için bir inanç eleştirisinden çok öte. İnançsiz biri olarak daha önce yaptığım bu tarz "sorgulamalar"ı görmek beni sıkmadı. Asıl gördüklerim şunlar;

Tüm film karakterleri son sahnede ölüme karşı haşyet duyarken; filmdeki en ezilen, hor görülen karakter, hizmetçi olarak zorla alınan kadın ölümü görünce mutluluktan gülüyor sürekli :) Ve diyor ki: "Artık bitti". Diğerleri kendi kendine bir sürü saçmalık sayıklarken, gerçekten sorunu olan bir insan ölüme koşarak gidiyor. Çünkü o sözde "sorgulayanlar" onu kale bile almadan yaşadı. Kısacası gerçek dert o kadın ve onun gibi ezilenlerdir. Gerçek ölümü tadan da onlar, gerçekten ölümü seven de onlar.

İkinci önemli gördüğüm nokta ise sadece sanatçıların mutlu yaşadığı. Çünkü onların derdi diğerleri gibi aldatma, yaralama, öldürme, menfaatçilik vs. değil... tek yaptıkları kendi aralarında mutlu olmak. Ve bu yüzden ölümle satranç oynamak gibi anlamsız bir uğraşta olmak yerine hayatı gülerek yaş
... Devamı
Film benim için bir inanç eleştirisinden çok öte. İnançsiz biri olarak daha önce yaptığım bu tarz "sorgulamalar"ı görmek beni sıkmadı. Asıl gördüklerim şunlar;

Tüm film karakterleri son sahnede ölüme karşı haşyet duyarken; filmdeki en ezilen, hor görülen karakter, hizmetçi olarak zorla alınan kadın ölümü görünce mutluluktan gülüyor sürekli :) Ve diyor ki: "Artık bitti". Diğerleri kendi kendine bir sürü saçmalık sayıklarken, gerçekten sorunu olan bir insan ölüme koşarak gidiyor. Çünkü o sözde "sorgulayanlar" onu kale bile almadan yaşadı. Kısacası gerçek dert o kadın ve onun gibi ezilenlerdir. Gerçek ölümü tadan da onlar, gerçekten ölümü seven de onlar.

İkinci önemli gördüğüm nokta ise sadece sanatçıların mutlu yaşadığı. Çünkü onların derdi diğerleri gibi aldatma, yaralama, öldürme, menfaatçilik vs. değil... tek yaptıkları kendi aralarında mutlu olmak. Ve bu yüzden ölümle satranç oynamak gibi anlamsız bir uğraşta olmak yerine hayatı gülerek yaşıyorlar. :)

Sorunlar da burnumuzun dibinde, mutluluklar da. Onu nerede aradığınız ise sizin seçiminiz ve yaşantınız olacak.

@serkanaydemir

4 yıl önce

6 / 10

Tanrı Neden Yok!

Filmin belki de en dikkat çeken yanını dinler üzerinden insanın sormaya korkar hale getiren sistemi eleştirmesi diyebilirim. Tanrı neden yok sorusu üzerine neden yok olduğu düşünülen bir metafizik varmış gibi algılatıyor sorusunu da beraberinde getiriyor. Hani film bir nevi din felsefesi ya da varoluş üzerine bir geçiş içinde. Bergman da tüm dünyada olduğu gibi ailesinin inancını küçükken dayatma sonucu almış ama beyni kavramaya başladıktan sonra sorgulamaya başlayıp kendi inancını oluşturan bir yönetmen. Bunu neredeyse filmin her yerinde görebiliyoruz. İnanç keşmekeşinden kurtulduğunu düşünse de bundan kurtulamayan bir ruhun dramı vardı filme. Denildiği gibi ölümle satranç oynama durumu dikkat çeken bir olay.

Tabi her şeye rağmen sinema gerçeğini de konuşmak gerek. Bana göre bir film ne kadar derinlik barındırsa da izleyicilerin çoğu o derinliğe düşemiyorsa o film başarılı değildir. Tabi bu dediğim de tartışamaya açık bir konu. Çoğunluk zekasal gerilik yaşıyorsa ile
... Devamı
Tanrı Neden Yok!

Filmin belki de en dikkat çeken yanını dinler üzerinden insanın sormaya korkar hale getiren sistemi eleştirmesi diyebilirim. Tanrı neden yok sorusu üzerine neden yok olduğu düşünülen bir metafizik varmış gibi algılatıyor sorusunu da beraberinde getiriyor. Hani film bir nevi din felsefesi ya da varoluş üzerine bir geçiş içinde. Bergman da tüm dünyada olduğu gibi ailesinin inancını küçükken dayatma sonucu almış ama beyni kavramaya başladıktan sonra sorgulamaya başlayıp kendi inancını oluşturan bir yönetmen. Bunu neredeyse filmin her yerinde görebiliyoruz. İnanç keşmekeşinden kurtulduğunu düşünse de bundan kurtulamayan bir ruhun dramı vardı filme. Denildiği gibi ölümle satranç oynama durumu dikkat çeken bir olay.

Tabi her şeye rağmen sinema gerçeğini de konuşmak gerek. Bana göre bir film ne kadar derinlik barındırsa da izleyicilerin çoğu o derinliğe düşemiyorsa o film başarılı değildir. Tabi bu dediğim de tartışamaya açık bir konu. Çoğunluk zekasal gerilik yaşıyorsa ilerilik kendini sınırlamak zorunda mıdır. Ha işte film bize bunu da anlatıyor. Vebanın getirmiş olduğu acıdan kurtulmak isteyen Avrupa çareyi dinlerde bulmak istese de onları akıl ve bilim kurtarmıştır. Zaten bu gibi sorgulama gerçekleri sayesinde yobazlıktan kurtulan Avrupa bugün insanlık adına en iyi haline kavuştu.

" İnanç bir şüphedir, eğer şüpheden çıkıp inancı kesinleştirirsen insanın kölesi olursun. "

Yani film için beklentiyi çok yüksek tutmayın ama anlatmak istediği almaya çalışın. Keşke daha derin bir işlenişe sahip olsaydı filmimiz. Az abartıldığını düşünüyorum.

İyi seyirler.
V

@vatherian

6 yıl önce

8.5 / 10

"Mutlu görünmüyorsunuz."

"Değilim."

"Yorgun musunuz?"

"Evet."

"Neden?"

"Canımı sıkan biriyleyim."

"Silahtarınız mı?"

"Hayır o değil."

"Kim o zaman?"

"Kendim."

@saronsham

6 yıl önce

10 / 10

Shakespeareyen, Faustvari, teatral ve felsefi... Filmi bu dört kelime ile açıklayabilirim yalnızca. İzliyorken sanki bir film değil de filmin içindeki gibi bir sokaktan geçip orta yere kurulmuş tiyatro oyununu izliyormuş hissine kapılıyorsunuz.

Bergman o dönemin insan yapısını, psikolojisini, inançlarını ve batıllıklarını öylesine başarılı çözümlemiş ki yapılabilecek en zor şeyi, kusursuz bir şekilde senaryo’ya döküp kamera önünde ustalıkla canlandırılmasını sağlamış.

Derinliği olan filmlerin birden fazla izlenmesi, kitapların ise birden fazla okunmasını söylerim hep. Fakat Tarkovski’nin Andrei Rublev’i ile Bergman’ın Seventh Seal’ını bir defadan fazla izlemek yetersizdir. Dört veya beş defa bitirilip üzerine düşünülmeli.
B

@babanneminkaoti

6 yıl önce

9.4 / 10

İlk kez Bergman izliyorum. Beynimde şimşekler çaktı. Çok acayip. Bir film ancak bu kadar roman olabilirdi herhalde.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL