Çok beğendiğim The Grand Budapest Hotel ve beğendiğim Moonrise Kingdom’ın ardından bu film için bende bir beklenti oluştu fakat kesinlikle beklentimi karşılamadı. Film kesinlikle komedi değil daha çok dram. Dram ama absürt bir dram.
Senaryo pek başarılı gelmedi bana ve işlenişi Wes Anderson’ın diğer filmleri kadar iyi değil.
Görsellik Wes Anderson’In diğer filmleri gibi çok iyiydi.
Oyunculuklar da çok iyiydi zaten kadrosu baya sağlam.
Bir dram filmi olarak da başarılı sayılamaz bence. Moonrise Kingdom’da da karakterler çok normal değildi ama duyguyu, naifliği çok güzel hissettiriyordu, bu filmde kesinlikle hissedemiyorsunuz.
Film boyunca sıkılmıyorsunuz ama size yarıda bırakıp gitseniz birşey kaybettirecekmiş gibi hissettirmiyor. Çünkü ne çok eğlendiriyor ne de merak ettiriyor.
Karakterler absürt olunca bari komedi olayına biraz daha yönelinseydi dedirtti bana ama onu da yapmamışlar. Film sizi güldürmüyor. Daha az absürt karakterlere sahip olan Moonrise Kingdom’da daha çok gülmüş... Devamı
Çok beğendiğim The Grand Budapest Hotel ve beğendiğim Moonrise Kingdom’ın ardından bu film için bende bir beklenti oluştu fakat kesinlikle beklentimi karşılamadı. Film kesinlikle komedi değil daha çok dram. Dram ama absürt bir dram.
Senaryo pek başarılı gelmedi bana ve işlenişi Wes Anderson’ın diğer filmleri kadar iyi değil.
Görsellik Wes Anderson’In diğer filmleri gibi çok iyiydi.
Oyunculuklar da çok iyiydi zaten kadrosu baya sağlam.
Bir dram filmi olarak da başarılı sayılamaz bence. Moonrise Kingdom’da da karakterler çok normal değildi ama duyguyu, naifliği çok güzel hissettiriyordu, bu filmde kesinlikle hissedemiyorsunuz.
Film boyunca sıkılmıyorsunuz ama size yarıda bırakıp gitseniz birşey kaybettirecekmiş gibi hissettirmiyor. Çünkü ne çok eğlendiriyor ne de merak ettiriyor.
Karakterler absürt olunca bari komedi olayına biraz daha yönelinseydi dedirtti bana ama onu da yapmamışlar. Film sizi güldürmüyor. Daha az absürt karakterlere sahip olan Moonrise Kingdom’da daha çok gülmüştüm.
Bana göre müzikler abartıldığı kadar iyi değildi hiçbiri filmden sonra aklımda kalmadı.
Özetle ne duyguları tam verebilen ne de çok eğlendiren bir film olmuş. Vasat bir film olduğunu düşünüyorum ve tavsiye etmiyorum.
kahkahalar attirmayan ama durmadan siritmanızı sağlayan mizah anlayışıyla,film için yazılmış olduğunu düşünmenize sebep olan muhteşem müzikleriyleve ilginç görsel dünyasiyla bir wes anderson filmi olduğunu bağırmaktadır.
gelmiş geçmiş en güzel otobüste inme sahnesine (şimdi düşündüm de böyle bi kategori olmayabilir) ve de özendirmek gibi olmasın ama en iyi intihar sahnesine (bunun olmadığına eminim) sahip filmdir.
oyuncu kadrosundaki her bir eleman ayrı ayrı bir filmin başrolünd eoynayabilirken tutup hepsini bir filme tıkmışlar resmen.. öyle muazzam bir kadroya bakıp da komedi aramaya kalkarsanız yanılırsınız asıl komedi kısmı öyle dengeli ve geniş yelpazde ki yaklamak bazen güç oluyor ama çok çabuk bitiyor tadı damağında kalıyor insnaın izledikçe izleyesi geliyor..
Filmlerle ilintili netice aslında ikiye ayrılır benim için. Birincisinde iyi bir film izler, beğenir, gerçekten etkilenir, seversiniz; (Bknz. "Atları da Vururlar")... diğer türlüsünde, süreç tersine işler. Filmi seversiniz, etkilenir, beğenir, izlersiniz... "The Royal Tenenbaums" uzun süredir film sevme açığımı kapatan bir film olarak beni selamladı diyebilirim. Ne zamandır askıya aldığım filmografisiyle Wes Anderson'u neredeyse baş tacım eden yapım...
Renkli bir dünyanın, birbirinden enteresan karakterlerle süslenmiş dramatik hikayesi. "The Royal Tenenbaums" özü bu olabilir. Lakin salt bununla sınırlı değil tabii. Birincisi, öykü hakikaten iyi kurulan bir öykü. İkincisi, öyküden ziyade karakterler mühim, lakin bu öyle gözümüze sokularak da yapılmıyor. Bak bunlar çok ilginç insanlar minvalinde doldurulan ancak içi boş anlatılardan değil. Kaldı ki indirgene indirgene baba-aile ilişkilerine indirgenebilecek öykü anlatımıyla takdir edilesi.
Gelel... Devamı
"The Royal Tenenbaums" - Ne Aile Ama :)
Filmlerle ilintili netice aslında ikiye ayrılır benim için. Birincisinde iyi bir film izler, beğenir, gerçekten etkilenir, seversiniz; (Bknz. "Atları da Vururlar")... diğer türlüsünde, süreç tersine işler. Filmi seversiniz, etkilenir, beğenir, izlersiniz... "The Royal Tenenbaums" uzun süredir film sevme açığımı kapatan bir film olarak beni selamladı diyebilirim. Ne zamandır askıya aldığım filmografisiyle Wes Anderson'u neredeyse baş tacım eden yapım...
Renkli bir dünyanın, birbirinden enteresan karakterlerle süslenmiş dramatik hikayesi. "The Royal Tenenbaums" özü bu olabilir. Lakin salt bununla sınırlı değil tabii. Birincisi, öykü hakikaten iyi kurulan bir öykü. İkincisi, öyküden ziyade karakterler mühim, lakin bu öyle gözümüze sokularak da yapılmıyor. Bak bunlar çok ilginç insanlar minvalinde doldurulan ancak içi boş anlatılardan değil. Kaldı ki indirgene indirgene baba-aile ilişkilerine indirgenebilecek öykü anlatımıyla takdir edilesi.
Gelelim oyunculuk performanslarına... Tüm oyuncular, benzer performanslar sunuyor. Karakter inandırıcıkları aynı oranda artıyor. Genellikle sakin, büyük oynanmayan performanslar hepsi. Derli toplu, yani bir okul müsamerisine dahi dönebilecek proje badiresiz kotarılıyor. En beğendiğim isim ise Luke Wilson ve Bil Murray... Ben Stiller'ı ise böyle bir karakterle görmek çok hoşuma gitti.
Film müziklerinden hep bahsedilirdi. Wes Anderson filmleri için önemlidir müzikler. Kaç gündür soundtracklerini dinliyorum "The Royal Tenenbaums" un, varın gerisini siz düşünün. Sıkılmadan izlenebilecek, farklı tatlar arayanlar için de kesinlikle ideal olan "The Royal Tenenbaums"; tavsiyedir....
Karakter üzerinden insanları güldürme peşindeki işlerden sıyrılıp hikayenin güzelliğinden naifliğinden eğlencenizi bulmayı isterseniz Tenenbaum ailesine misafir olmanız kafi olacaktır.
@retaab
4 yıl önce
8 / 10
@fantazyabikadin
6 yıl önce
@mhakannn
6 yıl önce
6 / 10
Senaryo pek başarılı gelmedi bana ve işlenişi Wes Anderson’ın diğer filmleri kadar iyi değil.
Görsellik Wes Anderson’In diğer filmleri gibi çok iyiydi.
Oyunculuklar da çok iyiydi zaten kadrosu baya sağlam.
Bir dram filmi olarak da başarılı sayılamaz bence. Moonrise Kingdom’da da karakterler çok normal değildi ama duyguyu, naifliği çok güzel hissettiriyordu, bu filmde kesinlikle hissedemiyorsunuz.
Film boyunca sıkılmıyorsunuz ama size yarıda bırakıp gitseniz birşey kaybettirecekmiş gibi hissettirmiyor. Çünkü ne çok eğlendiriyor ne de merak ettiriyor.
Karakterler absürt olunca bari komedi olayına biraz daha yönelinseydi dedirtti bana ama onu da yapmamışlar. Film sizi güldürmüyor. Daha az absürt karakterlere sahip olan Moonrise Kingdom’da daha çok gülmüş ... Devamı
Senaryo pek başarılı gelmedi bana ve işlenişi Wes Anderson’ın diğer filmleri kadar iyi değil.
Görsellik Wes Anderson’In diğer filmleri gibi çok iyiydi.
Oyunculuklar da çok iyiydi zaten kadrosu baya sağlam.
Bir dram filmi olarak da başarılı sayılamaz bence. Moonrise Kingdom’da da karakterler çok normal değildi ama duyguyu, naifliği çok güzel hissettiriyordu, bu filmde kesinlikle hissedemiyorsunuz.
Film boyunca sıkılmıyorsunuz ama size yarıda bırakıp gitseniz birşey kaybettirecekmiş gibi hissettirmiyor. Çünkü ne çok eğlendiriyor ne de merak ettiriyor.
Karakterler absürt olunca bari komedi olayına biraz daha yönelinseydi dedirtti bana ama onu da yapmamışlar. Film sizi güldürmüyor. Daha az absürt karakterlere sahip olan Moonrise Kingdom’da daha çok gülmüştüm.
Bana göre müzikler abartıldığı kadar iyi değildi hiçbiri filmden sonra aklımda kalmadı.
Özetle ne duyguları tam verebilen ne de çok eğlendiren bir film olmuş. Vasat bir film olduğunu düşünüyorum ve tavsiye etmiyorum.
@faj
8 yıl önce
@lakota_cetan
11 yıl önce
10 / 10
gelmiş geçmiş en güzel otobüste inme sahnesine (şimdi düşündüm de böyle bi kategori olmayabilir) ve de özendirmek gibi olmasın ama en iyi intihar sahnesine (bunun olmadığına eminim) sahip filmdir.
@benkendimveben
11 yıl önce
@cemal_erdem
12 yıl önce
8 / 10
Filmlerle ilintili netice aslında ikiye ayrılır benim için. Birincisinde iyi bir film izler, beğenir, gerçekten etkilenir, seversiniz; (Bknz. "Atları da Vururlar")... diğer türlüsünde, süreç tersine işler. Filmi seversiniz, etkilenir, beğenir, izlersiniz... "The Royal Tenenbaums" uzun süredir film sevme açığımı kapatan bir film olarak beni selamladı diyebilirim. Ne zamandır askıya aldığım filmografisiyle Wes Anderson'u neredeyse baş tacım eden yapım...
Renkli bir dünyanın, birbirinden enteresan karakterlerle süslenmiş dramatik hikayesi. "The Royal Tenenbaums" özü bu olabilir. Lakin salt bununla sınırlı değil tabii. Birincisi, öykü hakikaten iyi kurulan bir öykü. İkincisi, öyküden ziyade karakterler mühim, lakin bu öyle gözümüze sokularak da yapılmıyor. Bak bunlar çok ilginç insanlar minvalinde doldurulan ancak içi boş anlatılardan değil. Kaldı ki indirgene indirgene baba-aile ilişkilerine indirgenebilecek öykü anlatımıyla takdir edilesi.
Gelel ... Devamı
Filmlerle ilintili netice aslında ikiye ayrılır benim için. Birincisinde iyi bir film izler, beğenir, gerçekten etkilenir, seversiniz; (Bknz. "Atları da Vururlar")... diğer türlüsünde, süreç tersine işler. Filmi seversiniz, etkilenir, beğenir, izlersiniz... "The Royal Tenenbaums" uzun süredir film sevme açığımı kapatan bir film olarak beni selamladı diyebilirim. Ne zamandır askıya aldığım filmografisiyle Wes Anderson'u neredeyse baş tacım eden yapım...
Renkli bir dünyanın, birbirinden enteresan karakterlerle süslenmiş dramatik hikayesi. "The Royal Tenenbaums" özü bu olabilir. Lakin salt bununla sınırlı değil tabii. Birincisi, öykü hakikaten iyi kurulan bir öykü. İkincisi, öyküden ziyade karakterler mühim, lakin bu öyle gözümüze sokularak da yapılmıyor. Bak bunlar çok ilginç insanlar minvalinde doldurulan ancak içi boş anlatılardan değil. Kaldı ki indirgene indirgene baba-aile ilişkilerine indirgenebilecek öykü anlatımıyla takdir edilesi.
Gelelim oyunculuk performanslarına... Tüm oyuncular, benzer performanslar sunuyor. Karakter inandırıcıkları aynı oranda artıyor. Genellikle sakin, büyük oynanmayan performanslar hepsi. Derli toplu, yani bir okul müsamerisine dahi dönebilecek proje badiresiz kotarılıyor. En beğendiğim isim ise Luke Wilson ve Bil Murray... Ben Stiller'ı ise böyle bir karakterle görmek çok hoşuma gitti.
Film müziklerinden hep bahsedilirdi. Wes Anderson filmleri için önemlidir müzikler. Kaç gündür soundtracklerini dinliyorum "The Royal Tenenbaums" un, varın gerisini siz düşünün. Sıkılmadan izlenebilecek, farklı tatlar arayanlar için de kesinlikle ideal olan "The Royal Tenenbaums"; tavsiyedir....
@vfv
12 yıl önce
@smaug
12 yıl önce
@benchface
12 yıl önce