Fleabag Yorumları

Fleabag dizisi detayları

@dozdegoga

3 yıl önce

10 / 10

Uzun zamandır hiçkimse ve/veya hiçbir şey beni bu denli avucunun içine alıp bi şeyler hissetmemi sağlamamıştı.

@berlinj

3 yıl önce

9.5 / 10

aşık oldum bu diziye...

@sis

3 yıl önce

8.8 / 10

çok ama çok kırgın ve kızgınım bu diziye. yanlış anlaşılma olmasın harika bir dizi ama finalini kafamda tekrar çekmem gerekecek....
K

@katmandukavunu

3 yıl önce

Women are born with pain built in, it’s our physical destiny: period pains, sore boobs, childbirth, you know. We carry it within ourselves throughout our lives, men don’t.

They have to seek it out, they invent all these gods and demons and things just so they can feel guilty about things, which is something we do very well on our own. And then they create wars so they can feel things and touch each other and when there aren’t any wars they can play rugby.

We have it all going on in here inside, we have pain on a cycle for years and years and years and then just when you feel you are making peace with it all, what happens? The menopause comes, the f***ing menopause comes, and it is the most wonderful f***ing thing in the world.

And yes, your entire pelvic floor crumbles and you get f***ing hot and no one cares, but then you’re free, no longer a slave, no longer a machine with parts. You’re just a person.

@nisayaren

4 yıl önce

9.5 / 10

rahatsız etmeyi de izleyeni içine alacak bir duyguyu yaşatmayı da çok güzel başarıyor. ancak hep bunun fleabag için olduğu gerçeği diri. sonunda yaşadığı ego kırılması, bu ben merkezciliğin katlanmasını gördüğümüz için çok anlamlı.

@sadecevrim

4 yıl önce

10 / 10

Senaryosu çok iyi, oyunculuklar çok iyi, anlatmak istediği, replikleri hepsi çok çok iyi. Dizi ilgili tek sorun Martin ve bu kadar kısa olması. (Martin kadar itici bir tip görmedim) Çok sevdim. Bol bol kahkaha atıp sizi ağlatabilecek bir dizi.

@yogurtlusemizot

4 yıl önce

10 / 10

Sonunda bir yandan ağlarken istemsizce ben de ona el salladım. Çok çok güzeldi.

@sabiha

4 yıl önce

8.8 / 10

Annem dedi ki "kızım ne güzel dün kahkaha atıyordun ne izliyordun" güldüğüm sahneyi hatırlamakta zorlandım sonra anlatırken ingiliz komedisinin kendine has farklılığını bir kez daha fark ettim ama aslolan "evet güldüm ama sonunda ağlıyordum" diye cevapladım sanırım diziyi anlatabilecek olan özet gizliydi o cümlede. Karakter öyle derin ki yaptığı düşüncesiz hareketlerde bile kendini altında ne var diye psikanaliz yaparken bulabilirsin Phoebe’yi tiyatro sahnesinde de izlemek isterdim jest ve mimiklerini kullanışına hayran kaldım. Seyirciyle konuşma tekniğinin bu kadar içine çekip karaktere sarılma isteği uyandırdığı bir yapım daha varsa tavsiyenizi alırım (House of Cards demeyeceksiniz herhalde!) Tiyatro oyunu olarak izlemeyi hatta oynamayı da isterdim başucu dizilerimden gene olsa geni izlerim, herkese tavsiye eder miyim etmem bir kere İngiliz komedisi herkes sevmez seviyorsanız bir bölüm şans tanıyın (bence bu da yaş olarak kategorize edilebilir bir dizi keza 20li yaşlarımda izlesem ay
... Devamı
Annem dedi ki "kızım ne güzel dün kahkaha atıyordun ne izliyordun" güldüğüm sahneyi hatırlamakta zorlandım sonra anlatırken ingiliz komedisinin kendine has farklılığını bir kez daha fark ettim ama aslolan "evet güldüm ama sonunda ağlıyordum" diye cevapladım sanırım diziyi anlatabilecek olan özet gizliydi o cümlede. Karakter öyle derin ki yaptığı düşüncesiz hareketlerde bile kendini altında ne var diye psikanaliz yaparken bulabilirsin Phoebe’yi tiyatro sahnesinde de izlemek isterdim jest ve mimiklerini kullanışına hayran kaldım. Seyirciyle konuşma tekniğinin bu kadar içine çekip karaktere sarılma isteği uyandırdığı bir yapım daha varsa tavsiyenizi alırım (House of Cards demeyeceksiniz herhalde!) Tiyatro oyunu olarak izlemeyi hatta oynamayı da isterdim başucu dizilerimden gene olsa geni izlerim, herkese tavsiye eder miyim etmem bir kere İngiliz komedisi herkes sevmez seviyorsanız bir bölüm şans tanıyın (bence bu da yaş olarak kategorize edilebilir bir dizi keza 20li yaşlarımda izlesem aynı hazzı almayacağıma çok eminim 30+ için çok daha anlaşılabilir bir yapım) zaten sonra ya devam eder ya unutursunuz.

@ekopyen

4 yıl önce

12 kısa ama dopdolu bölümde bana bir yıl boyunca yetecek kadar kahkaha attırdı, harika bir dizi.

@parfenrogojin

4 yıl önce

8.7 / 10

Güzel eserlerin en önemli özelliklerinden biri herhalde herkese söyleyecek bir şeyleri olması olsa gerek. Fleabag, 25 dakikalık toplam 12 bölümde her biri öyle ya da böyle kendine özgü, daha doğrusu, benzerlerini muhakkak ki izlemiş veya tanımış olduğumuz, ama dizinin öyküsü içerisine oturan ve gerçeklik hissi veren karakterleriyle işte bunu öyle güzel yapıyor ki, benim için bir başyapıt olmasının yanı sıra bugüne dek izlediğim en güzel dizi finallerinden üçüncüsü olarak da kendi sinema ve dizi tarihimin baş köşelerinden birine yerleşiyor. (birincisi Six Feet Under’ın klasik olmayı hak eden ve zaten öyle olmuş finali, ikincisi ise iki senelik bir süreçten sonra çekilmiş haliyle The Sopranos’un muhteşem kısa film tadındaki finaliydi). Fleabag’in benim için bir diğer özelliği ve önemi de hayatımda bir dizi ya da filmde ikinci kez bir aşktan, aşık olma duygusundan etkilenmiş olmam oldu. Bunu ilk kez Poyraz Karayel’in dört dörtlük ilk sezonunda (yazar ikinci ve üçüncü sezonda numara çekmey
... Devamı
Güzel eserlerin en önemli özelliklerinden biri herhalde herkese söyleyecek bir şeyleri olması olsa gerek. Fleabag, 25 dakikalık toplam 12 bölümde her biri öyle ya da böyle kendine özgü, daha doğrusu, benzerlerini muhakkak ki izlemiş veya tanımış olduğumuz, ama dizinin öyküsü içerisine oturan ve gerçeklik hissi veren karakterleriyle işte bunu öyle güzel yapıyor ki, benim için bir başyapıt olmasının yanı sıra bugüne dek izlediğim en güzel dizi finallerinden üçüncüsü olarak da kendi sinema ve dizi tarihimin baş köşelerinden birine yerleşiyor. (birincisi Six Feet Under’ın klasik olmayı hak eden ve zaten öyle olmuş finali, ikincisi ise iki senelik bir süreçten sonra çekilmiş haliyle The Sopranos’un muhteşem kısa film tadındaki finaliydi). Fleabag’in benim için bir diğer özelliği ve önemi de hayatımda bir dizi ya da filmde ikinci kez bir aşktan, aşık olma duygusundan etkilenmiş olmam oldu. Bunu ilk kez Poyraz Karayel’in dört dörtlük ilk sezonunda (yazar ikinci ve üçüncü sezonda numara çekmeye ve utanmadan ajitasyon yapmaya başlamadan önce yani) ve ikinci kez de Fleabag dizisinde gördüm: dizide rahiple karakterimiz arasında oluşan aşk duygusu öylesine hakiki, öylesine gerçek ve o kadar ince noktalarla desteklenmiş ki flört ve sevgi hissinin aşka dönüştüğü sahnelerde her şey sanki ekrandan dışarı taşıyor. Bu, bence çok ama çok iyi bir özellik bir hikaye anlatıcısı için: gerçek karakterler, gerçek duygularla örülmüş gerçek bir hikaye. Senelerce süren, saatlerce süren dizilerde anlatıla anlatıla aslında hiç bir şey anlatamayan, hiç bir his yaratamayan onca yazarın arasında Phoebe Waller-Bridge nasıl da pırıl pırıl parlıyor, Fleabag nasıl da bu küçücük ve kısacık ömrüyle böylesine gerçek, etkileyici, pozsuz bir samimiyet ve yalınlıkla anlatabiliyor öyküsünü...

Mutlaka ama mutlaka izlemenizi öneriyorum bu güzel diziyi. Mutlaka.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL