Barton Fink Yorumları

Barton Fink filmi detayları

@mageterian

3 yıl önce

Sanırım çoğunluğun beğenmemesinin sebebi filmin temelini "hollywood eleştirisi" sanması çünkü aslında bu böyle bi film değildi. Daha çok david fincher filmlerini sevenlerin beğenebileceği tarzda bi film bu. Eğer filmin sonunda "bi b*k anlamadım" diyorsanız filmi anlamışsınız demektir çünkü asıl mesele buydu (hemen analizini okuyun) :d

@tiamath

5 yıl önce

6 / 10

izlemesi zor bir film diyebilirim. Filmde Barton Fink denilen karakterimiz New York'ta bir tiyatroda oldukça başarılı bir oyun yazarıdır. Filmde zaten bu oyunlarından biri oynanırken başlıyor. barton'u keşfeden hollywood prodüktörü kendisini getirtir ve film yazarlığı yapmasını ister. Fakat istediği film türü Barton ile son derece zıttır. Filmin büyük bir bölümünde işte bu mücadeleyi izlemekteyiz. Zaman zaman sıkıcı seviyelere gelsede son derece başarılı bir şekilde sinema sektörü eleştirilmektedir. Prodüksiyon-yazar arasındaki problemler, prodüksiyonun halkı uyutmak için çok profesyönel şeylere değil tamamen yüzeysel şeylere ihtiyacı olduğunun anlatılışı, sıradan insanları kaleme aldığından bahseden bir yazarın aslında onlardan ne kadar uzak olduğu gibi bir çok detay güzel eleştirilmektedir. Fakat perde arkası doğru düzgün açıklanmayan cinayetten, hediye paketine, yan odada güreşi seven psikopat katilin FBI ile kapışma sahnesi gibi farklı bir a
... Devamı
izlemesi zor bir film diyebilirim. Filmde Barton Fink denilen karakterimiz New York'ta bir tiyatroda oldukça başarılı bir oyun yazarıdır. Filmde zaten bu oyunlarından biri oynanırken başlıyor. barton'u keşfeden hollywood prodüktörü kendisini getirtir ve film yazarlığı yapmasını ister. Fakat istediği film türü Barton ile son derece zıttır. Filmin büyük bir bölümünde işte bu mücadeleyi izlemekteyiz. Zaman zaman sıkıcı seviyelere gelsede son derece başarılı bir şekilde sinema sektörü eleştirilmektedir. Prodüksiyon-yazar arasındaki problemler, prodüksiyonun halkı uyutmak için çok profesyönel şeylere değil tamamen yüzeysel şeylere ihtiyacı olduğunun anlatılışı, sıradan insanları kaleme aldığından bahseden bir yazarın aslında onlardan ne kadar uzak olduğu gibi bir çok detay güzel eleştirilmektedir. Fakat perde arkası doğru düzgün açıklanmayan cinayetten, hediye paketine, yan odada güreşi seven psikopat katilin FBI ile kapışma sahnesi gibi farklı bir anlatım tarzı ekleyeyim derken bence filmi batıran bölümler olmamış. Bu film böyle devam etmek yerine bu düzene ayak uyduramayacağını anlayan barton tekrar new york'a dönseydi ve tiyatro oyunları yazıp filmin başında izlediğimiz gibi yine heyecanlı bir şekilde izleyip seyircinin takdirini topladığı bir sahne ile bitseydi bence çok daha iyi olabilirdi.

@deusexmachina

5 yıl önce

7 / 10

Maalesef Coen kardeşlerin yetersiz kaldığı bir film benim gözümde. Filmdeki ana tema olan sıradan insanı anlama çerçevesinde bir yol izlenmiş, fakat işin sonunda deus ex machina vari alevli manyak karakterle zorlama bir şekilde olaya müdahale edilmiş. Filmin başından sonuna seri katilimiz/sıradan insanımız hakkında ipuçları alsak dahi Coen'in sembolik dili de yavan kaldı gözümde.

Filmdeki sıradan insanımız olan manyak Charlie'nin polisleri öldürürken ki Heil Hitler göndermesiyle, ne kadar faşist olsa da temelinde sıradan insanı yücelten nasyonal 'sosyalist' bir akım lideri olduğundan Hitler'i benimsemiş, kendi için bir kurtarıcı görmüştür. Çünkü onun derdi sıradan insanın yüceltilmesidir. Sıradan insanı aktarma derdinde olan ana karakter ise karşısına sıradan insan profilinde çıkan adamı dinleme tenezzülüne bile girmez, lakin sıradan insanımız ana karakter kendisine karşı ne kadar duyarsız olsa da yazıtlarında dem vurduğu bu kast eleştirelliği
... Devamı
Maalesef Coen kardeşlerin yetersiz kaldığı bir film benim gözümde. Filmdeki ana tema olan sıradan insanı anlama çerçevesinde bir yol izlenmiş, fakat işin sonunda deus ex machina vari alevli manyak karakterle zorlama bir şekilde olaya müdahale edilmiş. Filmin başından sonuna seri katilimiz/sıradan insanımız hakkında ipuçları alsak dahi Coen'in sembolik dili de yavan kaldı gözümde.

Filmdeki sıradan insanımız olan manyak Charlie'nin polisleri öldürürken ki Heil Hitler göndermesiyle, ne kadar faşist olsa da temelinde sıradan insanı yücelten nasyonal 'sosyalist' bir akım lideri olduğundan Hitler'i benimsemiş, kendi için bir kurtarıcı görmüştür. Çünkü onun derdi sıradan insanın yüceltilmesidir. Sıradan insanı aktarma derdinde olan ana karakter ise karşısına sıradan insan profilinde çıkan adamı dinleme tenezzülüne bile girmez, lakin sıradan insanımız ana karakter kendisine karşı ne kadar duyarsız olsa da yazıtlarında dem vurduğu bu kast eleştirelliğinden etkilenir, bir bağ oluşturur. Fakat fikir ve davranış olarak tutarsızlığını cezalandırmak için çevresindeki insanları öldürür.

Akabinde ilerleyen kast sistemi eleştirelliğini vurgulayacak kodaman bir Holivud yapımcısı/ albayı hem ekonomik hem sistem yönlü çarpıklığı... Zamanın en iyi yazarı olan adamın, kadının hikayelerini çaldığı bir hırsız çıkışı... Yazarın sekreteri olan kadının, aşk/bağlılık uğruna mesleki/karakteri yönden fedakarlığı... Asansörde çalışan 'sıradan' adamın dine karşı olan ilgisizliği... Vs vs. detaylı bir çok noktaya eleştirellik getirmeye çalışılan bol yan karakter süslemeli fakat yavan bir anlatım şekli.

Araya serpiştirilmiş sinekler, kartpostal fantazi kavuşumu, son olarak Charlie'nin verdiği gizemli kutu... Zorlama, basit, yavandı maalesef.


En nihayetinde film zorlama bir hikayesi ve olay akışı olmasına karşın iyi yazılmış diyaloglar, işleniş, oyunculuktan bir de yönetmen torpilinden 7 puan alıyor benden.

@mehmetm

5 yıl önce

sayın okur; cinayete kadar dayanabilirsen, güzel gidiyor; öncesinde yazarlık ve holywood'a ilişkin eleştiriler ve zorluklar anlatılmakta, tabi bu egemen söylemin ideale yönelik bakışından veriliyor.

@ucurumdakisoz

9 yıl önce

işin içinden çıkamayacağım kadar imgelem vardı..izlerken yine kafka geldi gözlerimin önüne..ayrıca sartre ın bulantı eserini okurken ki sıkıntıyı ve bulantıyı bunda da yaşadım.. "holivud"un aslında okadar renkli olmayıp tam tersi renklerin hepsini soğurup yok eden bir yer olduğunu imgelemiş olabilir.tabi bu olayın ufak bir kısmı olsa gerek..dediğim gibi barton fink bana kafkanın romanlarından çıkıp gelmiş birisi gibi göründü..ruhumu sıktı..nekadar rahatsız ediciyse okadar başarılıydı benim için..bunun dışında başka şeyler eklemek isteyen arkadaşların yardımını beklerim.

@makyajmalzemesi

11 yıl önce

Hayatımda bu kadar boktan son görmedim. İyi giden filmi hayal kırıklığıyla tamamlamak berbat bir duygu.

@ledddd

11 yıl önce

8.9 / 10

İncelemenin çok keyifli olduğu filmlerden biri. Şu yazı da hiç fena değil.

http://www.sanatlog.com/sanat/barton-fink-1991-coen-kardesler/

@vegidemiyorum

11 yıl önce

7 / 10

İzlerken en çok terlenilen film.

Tiyatro yazarı Berton Fink?in çok sevdiği New York?undan ayrılıp Los Angeles?a sinema yazarlığı için gelişini anlatır. Dışardan herşey olağan akışında devam eder diye görünür bize, yoksa etmemiş midir?

Açıkçası bu filmi çözecek, filmi en ince ayrıntılarıyla aktaracak kadar yazı konusunda yetenekli biri değilim. Ama diyebileceğim tek bişey var o da tam bir sembolizm baş yapıtı olduğu. Her küçük ayrıntı, her ses, her görüntü, aklınıza gelebilecek herşey ama herşey filmi film yapan şeyler olmuş. Filmi izlemek isteyenlere Roger Ebert?in bu yazısını paylaşmak isterim, belki daha açıklayıcı olur.

soyle ki, filmde barton ikinci dunya savasi yillarindaki entellektuelleri temsil ediyor. john goodman ise siradan, sokaktaki insani. barton durmadan sokaktaki insani tanidigini ve onlari anlatmaya ugrastigini soyluyor, lakin kapi komsunun bile nasil bir insan oldugunu bilmiyor ve onun yerine daktilosuna bakmayi tercih ediyor. john goodman ile aralarinda gecen bir
... Devamı
İzlerken en çok terlenilen film.

Tiyatro yazarı Berton Fink?in çok sevdiği New York?undan ayrılıp Los Angeles?a sinema yazarlığı için gelişini anlatır. Dışardan herşey olağan akışında devam eder diye görünür bize, yoksa etmemiş midir?

Açıkçası bu filmi çözecek, filmi en ince ayrıntılarıyla aktaracak kadar yazı konusunda yetenekli biri değilim. Ama diyebileceğim tek bişey var o da tam bir sembolizm baş yapıtı olduğu. Her küçük ayrıntı, her ses, her görüntü, aklınıza gelebilecek herşey ama herşey filmi film yapan şeyler olmuş. Filmi izlemek isteyenlere Roger Ebert?in bu yazısını paylaşmak isterim, belki daha açıklayıcı olur.

soyle ki, filmde barton ikinci dunya savasi yillarindaki entellektuelleri temsil ediyor. john goodman ise siradan, sokaktaki insani. barton durmadan sokaktaki insani tanidigini ve onlari anlatmaya ugrastigini soyluyor, lakin kapi komsunun bile nasil bir insan oldugunu bilmiyor ve onun yerine daktilosuna bakmayi tercih ediyor. john goodman ile aralarinda gecen bir diyalogta goodman?a ?life of a mind?i kagida dokmeye ugrastigini soyluyor. bunu yaparken ote yandan ?iktidar? ile ozdeslestirebilecegimiz yapimci karakter icun bir gures filmi senaryosu, yani goodman?in pek sevdigi bir film turunun senaryosunu yazmaya ugrasiyor ve fakat bunda pek basarili olamiyor. (filmin sonunda yapimcinin asker uniformasiyla cikmasi bu iktidar imasi konusunda pek manidar bir mesaj veriyor; fink bir sanatci olarak iktidar tarafindan kullaniliyor, halki uyutma amaciyla hem de). finalde john goodman?in koridorda kosarken ?i?ll show you the life of a mind!? seklinde bagirip cagirmasi da bu anlamda barton?un ?common man-siradan insanlar? hakkinda hicbir sey bilmedigine isaret ediyor. siradan insanin icinde, cahil kitlelerin icinde bir canavar yattigi ima ediliyor filmde. bu tur ayrintilardan yola cikarak filmin nazizmin yukselisine coenler acisindan bir yorum oldugu gozuyle bakabilir miyiz? nihayetinde nazizm siradan halk kitlelerinin canavarlasmasi degil miydi bir acidan bakildiginda?

bilmiyorum, onu coenlere soracaksiniz?

Sinema aşıklarına mutlaka tavsiye ederim. İyi seyirler.

@kaede

12 yıl önce

10 / 10

bence coen kardeşlerin en iyi filmi. sırf hollywood filmi çekipte bu sektörü kendi silahıyla vurma düşüncesi bile filme ayrı bir hava katmış. ayrıca yaratıcı bir insanın kendisini nasıl zorlayıp da bir eser vermeye çalışırken alıcı kişininse aksine ne kadar sığ şeylerden hoşlanabileceği görüşü resmen sinematik olarak gösterilmiştir. sanat eseri tadında müthiş bir film...

@benkendimveben

13 yıl önce

coen kardeşlerin filmografisinde en belirgin özellik olan başarısız olan ana karakter ve belirgin bir mekan özelliğini en iyi biçimde gördüğümüz film.

new york ta başarılı bir tiyatro yazarı olan b.fink in los angeles e yani hoolywood a sinemaya geçişini dramatik bir şekilde anlatan filmin büyük bir kısmı otel de geçer ve bu oda ister istemez b.fink de dahil olmak üzere sizi de sıkar bunaltır. bu bunalma ve sıkıcılığa olayın belrsizliği de eklenince anlamsızca ve aniden gelişen polisye de eklenince ortaya harika bir film çıkar.

coen filmlerinde gözümüze aşina bir isimi görürüz burda da :steve buscemi. buscemi zaten bağımsız sinemacıların filmlerinde sürekli kıyıdan köşeden zırt diye çıkıp gelen karakter gibidir bazen başrolde de görürüz: reservoir dogs da olduğu gibi.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL