Mutluluk Yorumları

Mutluluk filmi detayları

@sabiha

2 ay önce

Bir mutluluk fotoğrafında birinin yerine başka birini koyabilir insan denen mahluk üstelik fotoğraftan çıkan kişinin hayattan çıkışına da sebep olabilmişken

@rashomon

2 ay önce

7.3 / 10

Ya Doktor kadınlar bazen çok acımasız olabiliyor he valla bak...

@dexmach

3 yıl önce

7.9 / 10

Yoğun hisler işliyor olmasına rağmen yoğunluktan uzak, doğal bir film. Bu yönüyle çok tatlı ve güzel. Filmi sanki, filmdeki kız çocuğunun bakış açısıyla izliyormuşsunuz gibi dramdan uzaklık, saflık hakim gibi hissettim.

Erkek karakterimiz daha sonra Anadolu’ya yerleşip savcı olacak.

"Ya doktor, bir insan bir başkasını cezalandırmak için hakikaten kendini öldürebilir mi? Olabilir mi böyle bir şey?"

Boğulma görüntülerindeki kadının dala tutunma çabası bence erkeğin o an zihnini dolduran bir avuntu, kendi hayali.

@thematrixhasyou

3 yıl önce

Varda’nın izlediğim ilk filmiydi. Kendisinin de ilk renkli filmiymiş ve renk kullanımı Kielowski tadındaydı. Filme gelecek olursak adeta Sokratik ironi yaparak kadın ve erkek rol dağılımına değinmiş. Mutluluk müşterek bir olgu olmalıyken, erkeğin mutluluğundan arta kalan kırıntılarla kadının tatmin olması bekleniyor. Filmde içten içe ağır bir dram varken, gerek renkleri, gerek müzikleriyle müthiş bir tezat yaratılarak mesaj ters açıdan güçlendirilmiş.

Kadının intiharı (bence intihardı) içime oturdu...

@poormf

10 yıl önce

1 / 10

Sinopsisi okununca "Sans toit ni loi - Vagabond - Çatısız Kuralsız (1985)" gibi önemli bir filmin yönetmeni Agnes Varda’nın "bir insan aynı anda iki kişiye birden aşık olabilir mi" sorusunu irdelemesini, yanıt vermesini bekliyoruz, yanıt vermek bir yana bu soruyu soramıyor bile. Üstelik bir kadın yönetmenden erkek fantezisine destek niteliği taşıyan film, mutluluğu Walt Disney iyimserliği ile ele alırken fantezinin de içine ediyor.

Anlaşılmaz şekilde değerli bulunan film acaba literatüre "Kadın: Her gün aynı şeyi yiyemeyiz. Adam: Sevdiğim şeyleri her gün yiyebilirim...tatlı olarak ta seni. Kadın: Her gün bana sahip oluyorsun. Tatlılar hep aynı olmamalı" diyaloğunu kazandırdığı için mi bu kadar değerlenmiş?

Göğüs gösterirken cesur, öpüşürken utangaç olunan filmde en anlaşılmaz nokta finale gidiş. Kadın kocasının itirafıyla bir sevgilisi olduğunu öğrenince makul karşılamış gibi görünür, akabinde öğrendiği gerçeğin ağırlığını taşıyamayacağı için derede intihara gider. Ama hey
... Devamı
Sinopsisi okununca "Sans toit ni loi - Vagabond - Çatısız Kuralsız (1985)" gibi önemli bir filmin yönetmeni Agnes Varda’nın "bir insan aynı anda iki kişiye birden aşık olabilir mi" sorusunu irdelemesini, yanıt vermesini bekliyoruz, yanıt vermek bir yana bu soruyu soramıyor bile. Üstelik bir kadın yönetmenden erkek fantezisine destek niteliği taşıyan film, mutluluğu Walt Disney iyimserliği ile ele alırken fantezinin de içine ediyor.

Anlaşılmaz şekilde değerli bulunan film acaba literatüre "Kadın: Her gün aynı şeyi yiyemeyiz. Adam: Sevdiğim şeyleri her gün yiyebilirim...tatlı olarak ta seni. Kadın: Her gün bana sahip oluyorsun. Tatlılar hep aynı olmamalı" diyaloğunu kazandırdığı için mi bu kadar değerlenmiş?

Göğüs gösterirken cesur, öpüşürken utangaç olunan filmde en anlaşılmaz nokta finale gidiş. Kadın kocasının itirafıyla bir sevgilisi olduğunu öğrenince makul karşılamış gibi görünür, akabinde öğrendiği gerçeğin ağırlığını taşıyamayacağı için derede intihara gider. Ama heyhat yalnızca birkaç saniye gösterilen anlaşılmaz kaçamak görüntüde, boğulmak üzere iken dallara tutunarak kurtulma çabası vardır. Sorarlar adama (kadına) madem yüzme bilmiyordun neden çıktın ağaca, yok neden girdin dereye? İntihar girişimi idi ise kurtulma çabası görüntüleri neydi? Yok değildiyse konu alabildiğine sıradanlaşıp iki kere zaman kaybı bir film dönüşüyor.

---spoiler---

Her durumda hayal kırıklığı... 10/100
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL