Açlık Yorumları

Açlık filmi detayları

@berat_k

5 yıl önce

8.2 / 10

İnsanın açlık hissi yalnızca yemeğe karşı değildir. Bir eve veya eşe duyulan hasret de insan ruhunu kemiren en büyük açlıklardandır.

Başkarakterin açlık hissini öylesine ustalıkla izleyiciye yansıtıyor ki tok olmama rağmen film sonunda acıktım.

Gururu ve kibri nedeniyle sunulan yemek ve paraları geri çevirdiğinde seyirci olarak siz sinirlenip daha çok karakterle özdeşleşeceksiniz.

Bence az kişi tarafından bilinen şaheser filmlerden, mutlaka görmelisiniz. 82/100

@starrynight

8 yıl önce

Kasvetli, boğucu ve can sıkıcı bir film. Ama anlatmak istediğini çok iyi bir şekilde anlatıyor, anlatmakla kalmayıp hissettiriyor. Karakterin durumu bu kadar az diyalogla ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. İzleyin ama bir aksiyon beklemeyin

@erutururu

8 yıl önce

Ingmar Bergman tarzını sevenlere hoş bir alternatif. Yine bir İsveç - Danimarka ortaya karışık yapımı zaten. Ürkütücü, tekinsiz, grotesk... Rahatsız kafaların filmi.
C

@chavdar

9 yıl önce

sıradışı ve kasvetli bir yapım. filmin başrolündeki abimiz hayatımda gördüğüm en garip film karakteri. yıllar önce açlık kitabını okurken böyle hissetmemiştim bu karakter hakkında.

adam filmde her şeye rağmen gururundan taviz vermiyor, arkadaşı "aç mısın" diye sorunca "tokum" diyor deli gibi aç olduğu halde, yazılarını verdiği yerdeki adam "paraya falan sıkışık değilsin di mi?" diye sorunca "hayır" diyor. beş kuruşu olmadığı halde paltosunu rehin verip dilenciye para veriyor. insanlarla garip diyaloglar içine giriyor sürekli. insan izlerken "bu kadar gurur yapmaya ne gerek var abicim" demeden edemiyor... kalacak yer bulamayınca kalmak zorunda kaldığı pansiyon sahibinin evinde yaşadıkları da saygının, sevginin ve dürüstlüğün olmadığı bir hanede yaşamanın ne kadar iğrenç olduğunu anlamamımızı sağlıyor. ayrıca film boyu dönemin oslo'sunun kasvetli havasına maruz kalacağınız için pencereniz açık olsun, pencereden gelecek olan ekstra oksijen film
... Devamı
sıradışı ve kasvetli bir yapım. filmin başrolündeki abimiz hayatımda gördüğüm en garip film karakteri. yıllar önce açlık kitabını okurken böyle hissetmemiştim bu karakter hakkında.

adam filmde her şeye rağmen gururundan taviz vermiyor, arkadaşı "aç mısın" diye sorunca "tokum" diyor deli gibi aç olduğu halde, yazılarını verdiği yerdeki adam "paraya falan sıkışık değilsin di mi?" diye sorunca "hayır" diyor. beş kuruşu olmadığı halde paltosunu rehin verip dilenciye para veriyor. insanlarla garip diyaloglar içine giriyor sürekli. insan izlerken "bu kadar gurur yapmaya ne gerek var abicim" demeden edemiyor... kalacak yer bulamayınca kalmak zorunda kaldığı pansiyon sahibinin evinde yaşadıkları da saygının, sevginin ve dürüstlüğün olmadığı bir hanede yaşamanın ne kadar iğrenç olduğunu anlamamımızı sağlıyor. ayrıca film boyu dönemin oslo'sunun kasvetli havasına maruz kalacağınız için pencereniz açık olsun, pencereden gelecek olan ekstra oksijen film sırasında bunalım geçirmenizi önleyecektir.

@nevisahsinamuna

10 yıl önce

8.5 / 10

Daha önce kitabını da okumuştum filmi görüncede direk izledim. Gerçekten şahaser bir eser...
S

@shutterbugiconi

13 yıl önce

6 / 10

Açlık Knut Hamsun'ı bilmeyenler ya da filmin uyarlandığı kitabı okumayanlar için muhtemelen sıkıcı gelebilecek bir film, zira film birçok uyarlamada olduğu gibi dışsesli anlatım yoluna gitmiyor. Ana karakterimiz Pontus (Per Oscarsson) 1890larda o dönem Kristianiadiye adlandırılan Oslo'ya kırsal kesimden gelmiş bir gençtir. Hayatını dergilere yazı yazarak kazanmaya çalışmakta ama bunu bir türlü becerememek de. Aslında işleri rast gelecek olsa bile Pontus kendine uzanan elleri gururu,kibiri nedeniyle hep geri çevirmekte. Yadrımları geri çevirirken öyle durumlara düşüyor ki insanı hakikaten düşünmeye sevk ediyor. Bir keresinde "köpeğim için bir kemik alabilir miyim?" diye yanaştığı kasaptan aldığı kemiği kemirmeye başlıyor. Tabi günlerdir aç olduğu için midesi kadırmıyor ve yediğini aynen çıkarıyor. Pontus bütün kibrine rağmen insanlığı da elden bırakmayan ilginç bir karakter. Bir seferinde yolda karşılaştığı bir dilenci kendisinden yardım isteyinc
... Devamı
Açlık Knut Hamsun'ı bilmeyenler ya da filmin uyarlandığı kitabı okumayanlar için muhtemelen sıkıcı gelebilecek bir film, zira film birçok uyarlamada olduğu gibi dışsesli anlatım yoluna gitmiyor. Ana karakterimiz Pontus (Per Oscarsson) 1890larda o dönem Kristianiadiye adlandırılan Oslo'ya kırsal kesimden gelmiş bir gençtir. Hayatını dergilere yazı yazarak kazanmaya çalışmakta ama bunu bir türlü becerememek de. Aslında işleri rast gelecek olsa bile Pontus kendine uzanan elleri gururu,kibiri nedeniyle hep geri çevirmekte. Yadrımları geri çevirirken öyle durumlara düşüyor ki insanı hakikaten düşünmeye sevk ediyor. Bir keresinde "köpeğim için bir kemik alabilir miyim?" diye yanaştığı kasaptan aldığı kemiği kemirmeye başlıyor. Tabi günlerdir aç olduğu için midesi kadırmıyor ve yediğini aynen çıkarıyor. Pontus bütün kibrine rağmen insanlığı da elden bırakmayan ilginç bir karakter. Bir seferinde yolda karşılaştığı bir dilenci kendisinden yardım isteyince rehinciye yeleğini satıp parayı adama veriyor, ki kendisi hala karnını doyurmanın yolunu bulmamışken. Tanrı ile arası pek de iyi olmayan kahramanımızın kendisine saati söyleyen polise "Tanrı'na şükrediyor musun?" sorusuna polis "evet" yanıtı verince "O zaman benim için de şükret" yanıtı da düşündürücü ve ironik. 1966 Cannes Film Festivalinde en iyi erkek oyuncu ödülünü alan Oscarsson Pontus karakterinin gerçekten hakkını veriyor. Yavaş tempolu, az diyaloglu, minimalist filmlerden hoşlanmıyorsanız ve de kitabı okumamışsanız bu film büyük olasılıkla sizi sıkacaktır ama tam tersi ise Oscarsson'un performansını kitabı okuduktan hemen sonra izleyin, kaçırmayın derim.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL