"nereden geliyoruz? ayrı ayrı bitişik evlerde izole olmaktan, beton varoş şehirlerden, hapishane hücrelerinden, yetimhanelerden ve özel ünitelerden, medyanın beyin yıkamasından, tüketicilikten, bedeni cezadan, şiddeti reddeden ideolojiden, depresyondan, hastalıktan, rezaletten, utançtan, insanların alçalmasından, emperyalizm tarafından sömürülen bütün bir halktan geliyoruz"
Görsel değeri dışında militanları salt gençlik heyecanı üzerinden hareket ediyormuş gibi gösteren film. Konuyu ele alış itibariyle biraz tırt olmuş ama izlenir.
Her türlü algı operasyonuna kurban gitme potansiyeli yüksek olan hedef kitlesine yönelik bir çalışma olduğundan fazlasıyla şişirilmiş olarak durmakta. Pek tabi, aksiyon da bir makyajmalzemesi/maske olarak kullanılabilir. Sinemanın eğlencelik bir mecra olma kisvesi altındaki gerçek; ideolojik aygıtın tam da kucağını düşmüş olduğunuzdur. Salt tüketmek için izlemek (asıl eylemin herhangi bir parçası olmadan) demek; diken üstündesiniz demektir, boş zamanlarınızı ne güzel değerlendiriyorsunuz siz öyle(?)
Film,konu aldığıtarihi-sosyal yanları özellikle de 2.Dünya Savaşı sonrası yaşanan aktif dönemi göz ardı ederek; bizdeki 1980 veyahut tek kutuplu dünya sonrası oluşanapolitik/tek-tip kuşaklarasunulma şekliyle bir pazarlama harikası.Bu örnekteki "geri plan" çalışmayı seven bir yönetmenin aksine; Almanya tarihindeki belli başlı geçmişle hesaplaşma konularından birine yönelik fazlaca seçenek/film olduğundan onlaraşans verin der... Devamı
"Eylem kimliktir.
Eylem sizlik bir şey değil,
Eylem bizliktir."
Her türlü algı operasyonuna kurban gitme potansiyeli yüksek olan hedef kitlesine yönelik bir çalışma olduğundan fazlasıyla şişirilmiş olarak durmakta. Pek tabi, aksiyon da bir makyajmalzemesi/maske olarak kullanılabilir. Sinemanın eğlencelik bir mecra olma kisvesi altındaki gerçek; ideolojik aygıtın tam da kucağını düşmüş olduğunuzdur. Salt tüketmek için izlemek (asıl eylemin herhangi bir parçası olmadan) demek; diken üstündesiniz demektir, boş zamanlarınızı ne güzel değerlendiriyorsunuz siz öyle(?)
Film,konu aldığıtarihi-sosyal yanları özellikle de 2.Dünya Savaşı sonrası yaşanan aktif dönemi göz ardı ederek; bizdeki 1980 veyahut tek kutuplu dünya sonrası oluşanapolitik/tek-tip kuşaklarasunulma şekliyle bir pazarlama harikası.Bu örnekteki "geri plan" çalışmayı seven bir yönetmenin aksine; Almanya tarihindeki belli başlı geçmişle hesaplaşma konularından birine yönelik fazlaca seçenek/film olduğundan onlaraşans verin derim.
Ne yazık ki 'sol' gösterip 'sağ' vuran filmlerden biri daha. Öncesinde ya da izledikten sonra merak edip RAF hakkında araştırma yapmadan sadece bu film ile bilgi sahibi olanlar beğenmeye devam edebilir.
"Ne zaman birileri terör sistemlerine karşı mücadele yürütse daima hemen 'terörist' ve 'terörizm' terimleriyle damgalanmıştır: Nazizm'e karşı olan direnişçiler Gestapo tarafından terörist diye tarif ediliyordu, Cezayirli mücahitler terörist diye nitelenmişti; buna karşılık Massu, Bigeard ve diğer işkencecilerse barış havarileriydiler."
Kızılordu Fraksiyonu’nu ele almış yapıt. Dünya sol örgütleri açısından çığır açmış (olumlu ya da olumsuz demiyorum, yenilik) olan, eylemleri ve yöntemleriyle türk solu tarzını benimsemekten ziyade gerillacılığı özümsediğini göstermiş bir gruptur. ki gerek sol, gerek siyasete ilgisi olan kesimlerce sıkça tartışılan bir konudur.
yani, kızılordu fraksiyonunu burada iyi ya da kötü olarak yorumlamak gereksiz ve yanlıştır. filmi film olarak ele alırsak, başarı bulduğumu söyleyebilirim. detaylara takılıp kafamı gereksiz tartışmalara yormak yerine filmin tadını çıkardım ve beğendim.
siyaset, polemik başka mecraların konusu. ki, kızıl ordu fraksiyonu aptallar topluluğuydu bence.
Öncelikle filme "Bir Terör Filmi" diyen sivri akıllıyı tebrik ederek başlayalım söze. Haklı çünkü O da filmi yapanlar ile aynı kafadan.
İran Şahı’nın Almanya’ya gelmesine sinirlenen bir gurup genç, iş olsun diye durumdan vazife çıkarıp bir örgüt kurarlar. Öyle ideolojileri falan da yoktur. Bir süreliğine Filistin’e güneşlenmeye, çıplaklar kampına giderler. Geri döndüklerinde genlerinden gelen itici güçle peş peşe eylemler gerçekleştirirler.
Bu arada, sevişmek ile ateş etmeyi bir tutan aşkın ve devrimin çocuklarına yani ?komünistlere katlanamıyorum,? diyerek kendini helak eden yağız delikanlının dramına dikkat çekilir. Vah vah. (bizde bunlardan çok var... bkz...ayakkabısı delik insanlara kurşun sıkanlar.)
Göz yaşartıcı ikinci bir drama daha şahit oluruz, örgütün yeni lideri olacak olan abla hapisten çıkar ?neredeyse 5 yıldır hapisteydim, o kadar zamandır hiçbir erkekle yatmadım? der. Haklı devrim yapmak aceleye gelmez, önce bireysel ihtiyaçlar.
Film, şiddete meyilli psikopatik insan... Devamı
Öncelikle filme "Bir Terör Filmi" diyen sivri akıllıyı tebrik ederek başlayalım söze. Haklı çünkü O da filmi yapanlar ile aynı kafadan.
İran Şahı’nın Almanya’ya gelmesine sinirlenen bir gurup genç, iş olsun diye durumdan vazife çıkarıp bir örgüt kurarlar. Öyle ideolojileri falan da yoktur. Bir süreliğine Filistin’e güneşlenmeye, çıplaklar kampına giderler. Geri döndüklerinde genlerinden gelen itici güçle peş peşe eylemler gerçekleştirirler.
Bu arada, sevişmek ile ateş etmeyi bir tutan aşkın ve devrimin çocuklarına yani ?komünistlere katlanamıyorum,? diyerek kendini helak eden yağız delikanlının dramına dikkat çekilir. Vah vah. (bizde bunlardan çok var... bkz...ayakkabısı delik insanlara kurşun sıkanlar.)
Göz yaşartıcı ikinci bir drama daha şahit oluruz, örgütün yeni lideri olacak olan abla hapisten çıkar ?neredeyse 5 yıldır hapisteydim, o kadar zamandır hiçbir erkekle yatmadım? der. Haklı devrim yapmak aceleye gelmez, önce bireysel ihtiyaçlar.
Film, şiddete meyilli psikopatik insanlar aracılığıyla, bireysel mutsuzluklarından kaçış için adrenalini yüksek sempatik eylemler ve yaşam biçimini sunarken, sonuçlarıyla "ulan bunlar boşuna uğraşmışlar sen akıllı ol otur oturduğun yerde" de demeyi ihmal etmiyor.
Dönemin coşkusu yüceltilirken, felsefesi ve devrimci ideolojisi yok sayılıyor.
Almanların, tutuk evinde topunu öldürüp, ’’intihar ettiler’’ dedikleri Kızılordu Fraksiyonu militanlarına ilişkin böyle bir iddia varken, yönetmenin oldukça yapay bir şekilde sağ kalan en önemli liderin ağzından onlar kendilerini öldürdüler demesinin mantığı yok. Oldukça komik olmuş. Kesin kanıt yoksa her iki seçeneği sunup susarsın doğrusu bu.
Oysa ki gerçekte, 4 kişi öldürülmeseydi onları kurtarmak için örgütün yeni eylemler yapmasından korktuğu için devlet eliyle infaz edilmişlerdir. Olaydan tek sağ kurtulan Imgrad Möller de bunun devletin işi olduğunu iki ayrı söyleşisinde tekrarlamıştır.
Görsel anlatımındaki başarısından başka geriye bir şey kalmadığı için ... 2/10
Başarılı bir politik aksiyon. Almanlar zaten son dönemde çok etkili filmlere imza atmaya başladılar bu da onlardan biri olmuş.
En önemli özelliği; başından son saniyesine kadar temposu hiç düşmüyor acayip sürükleyiciydi. Senaryonun işlenişi sahne geçişleri figüran sayısı yaratılan ambiansın gerçekçiliği aksiyon sahnelerinin kalitesi ve dozajı... Hepsi yerinde ve tatminkar.
2.Dünya Savaşı sonrasındaki süreçte Batı Almanyada faşizme ve emperyalizme karşı başgösteren sol görüşlü Kızıl Ordu Fraksiyonunun hikayesi anlatılmış.
Ele alınan konunun önemini geçtim başarıyla sunulmuş sinematagrofik öğelerinden dolayı karşıt görüşteki insanların bile heyecanla ve severek izleyecekleri bir yapım.
2009da En iyi Yabancı Film dalında Oscar adaylığı var ama ABDye İsraile emperyalizme sert eleştiri getiren bir filme Akademi tabii ki ödül vermez göstermelik adaylıkla geçiştirmişler.
Bu arada Downfall filminde Hitleri canlandıran Bruno Ganzın az da olsa rolü mevcut ve tabii ki Moritz Bleibtreu perfor... Devamı
Başarılı bir politik aksiyon. Almanlar zaten son dönemde çok etkili filmlere imza atmaya başladılar bu da onlardan biri olmuş.
En önemli özelliği; başından son saniyesine kadar temposu hiç düşmüyor acayip sürükleyiciydi. Senaryonun işlenişi sahne geçişleri figüran sayısı yaratılan ambiansın gerçekçiliği aksiyon sahnelerinin kalitesi ve dozajı... Hepsi yerinde ve tatminkar.
2.Dünya Savaşı sonrasındaki süreçte Batı Almanyada faşizme ve emperyalizme karşı başgösteren sol görüşlü Kızıl Ordu Fraksiyonunun hikayesi anlatılmış.
Ele alınan konunun önemini geçtim başarıyla sunulmuş sinematagrofik öğelerinden dolayı karşıt görüşteki insanların bile heyecanla ve severek izleyecekleri bir yapım.
2009da En iyi Yabancı Film dalında Oscar adaylığı var ama ABDye İsraile emperyalizme sert eleştiri getiren bir filme Akademi tabii ki ödül vermez göstermelik adaylıkla geçiştirmişler.
Bu arada Downfall filminde Hitleri canlandıran Bruno Ganzın az da olsa rolü mevcut ve tabii ki Moritz Bleibtreu performansı...
almanyanın herkesçe bilinen nazi tarihinden farklı bir dönem.bence bir "das leben der anderen" bir de bu filmin birçok sahnesi okullarda tarih dersinde belgesel olarak gösterilebilir.
@kropotkin
3 yıl önce
6.1 / 10
Görsel değeri dışında militanları salt gençlik heyecanı üzerinden hareket ediyormuş gibi gösteren film. Konuyu ele alış itibariyle biraz tırt olmuş ama izlenir.
@ecosphere
8 yıl önce
Eylem sizlik bir şey değil,
Eylem bizliktir."
Her türlü algı operasyonuna kurban gitme potansiyeli yüksek olan hedef kitlesine yönelik bir çalışma olduğundan fazlasıyla şişirilmiş olarak durmakta. Pek tabi, aksiyon da bir makyajmalzemesi/maske olarak kullanılabilir. Sinemanın eğlencelik bir mecra olma kisvesi altındaki gerçek; ideolojik aygıtın tam da kucağını düşmüş olduğunuzdur. Salt tüketmek için izlemek (asıl eylemin herhangi bir parçası olmadan) demek; diken üstündesiniz demektir, boş zamanlarınızı ne güzel değerlendiriyorsunuz siz öyle(?)
Film,konu aldığıtarihi-sosyal yanları özellikle de 2.Dünya Savaşı sonrası yaşanan aktif dönemi göz ardı ederek; bizdeki 1980 veyahut tek kutuplu dünya sonrası oluşanapolitik/tek-tip kuşaklarasunulma şekliyle bir pazarlama harikası.Bu örnekteki "geri plan" çalışmayı seven bir yönetmenin aksine; Almanya tarihindeki belli başlı geçmişle hesaplaşma konularından birine yönelik fazlaca seçenek/film olduğundan onlaraşans verin der ... Devamı
Eylem sizlik bir şey değil,
Eylem bizliktir."
Her türlü algı operasyonuna kurban gitme potansiyeli yüksek olan hedef kitlesine yönelik bir çalışma olduğundan fazlasıyla şişirilmiş olarak durmakta. Pek tabi, aksiyon da bir makyajmalzemesi/maske olarak kullanılabilir. Sinemanın eğlencelik bir mecra olma kisvesi altındaki gerçek; ideolojik aygıtın tam da kucağını düşmüş olduğunuzdur. Salt tüketmek için izlemek (asıl eylemin herhangi bir parçası olmadan) demek; diken üstündesiniz demektir, boş zamanlarınızı ne güzel değerlendiriyorsunuz siz öyle(?)
Film,konu aldığıtarihi-sosyal yanları özellikle de 2.Dünya Savaşı sonrası yaşanan aktif dönemi göz ardı ederek; bizdeki 1980 veyahut tek kutuplu dünya sonrası oluşanapolitik/tek-tip kuşaklarasunulma şekliyle bir pazarlama harikası.Bu örnekteki "geri plan" çalışmayı seven bir yönetmenin aksine; Almanya tarihindeki belli başlı geçmişle hesaplaşma konularından birine yönelik fazlaca seçenek/film olduğundan onlaraşans verin derim.
@fishguts
9 yıl önce
2 / 10
"Ne zaman birileri terör sistemlerine karşı mücadele yürütse daima hemen 'terörist' ve 'terörizm' terimleriyle damgalanmıştır: Nazizm'e karşı olan direnişçiler Gestapo tarafından terörist diye tarif ediliyordu, Cezayirli mücahitler terörist diye nitelenmişti; buna karşılık Massu, Bigeard ve diğer işkencecilerse barış havarileriydiler."
@makyajmalzemesi
10 yıl önce
yani, kızılordu fraksiyonunu burada iyi ya da kötü olarak yorumlamak gereksiz ve yanlıştır. filmi film olarak ele alırsak, başarı bulduğumu söyleyebilirim. detaylara takılıp kafamı gereksiz tartışmalara yormak yerine filmin tadını çıkardım ve beğendim.
siyaset, polemik başka mecraların konusu. ki, kızıl ordu fraksiyonu aptallar topluluğuydu bence.
@dersu_uzala
11 yıl önce
8 / 10
@poormf
11 yıl önce
1.9 / 10
İran Şahı’nın Almanya’ya gelmesine sinirlenen bir gurup genç, iş olsun diye durumdan vazife çıkarıp bir örgüt kurarlar. Öyle ideolojileri falan da yoktur. Bir süreliğine Filistin’e güneşlenmeye, çıplaklar kampına giderler. Geri döndüklerinde genlerinden gelen itici güçle peş peşe eylemler gerçekleştirirler.
Bu arada, sevişmek ile ateş etmeyi bir tutan aşkın ve devrimin çocuklarına yani ?komünistlere katlanamıyorum,? diyerek kendini helak eden yağız delikanlının dramına dikkat çekilir. Vah vah. (bizde bunlardan çok var... bkz...ayakkabısı delik insanlara kurşun sıkanlar.)
Göz yaşartıcı ikinci bir drama daha şahit oluruz, örgütün yeni lideri olacak olan abla hapisten çıkar ?neredeyse 5 yıldır hapisteydim, o kadar zamandır hiçbir erkekle yatmadım? der. Haklı devrim yapmak aceleye gelmez, önce bireysel ihtiyaçlar.
Film, şiddete meyilli psikopatik insan ... Devamı
İran Şahı’nın Almanya’ya gelmesine sinirlenen bir gurup genç, iş olsun diye durumdan vazife çıkarıp bir örgüt kurarlar. Öyle ideolojileri falan da yoktur. Bir süreliğine Filistin’e güneşlenmeye, çıplaklar kampına giderler. Geri döndüklerinde genlerinden gelen itici güçle peş peşe eylemler gerçekleştirirler.
Bu arada, sevişmek ile ateş etmeyi bir tutan aşkın ve devrimin çocuklarına yani ?komünistlere katlanamıyorum,? diyerek kendini helak eden yağız delikanlının dramına dikkat çekilir. Vah vah. (bizde bunlardan çok var... bkz...ayakkabısı delik insanlara kurşun sıkanlar.)
Göz yaşartıcı ikinci bir drama daha şahit oluruz, örgütün yeni lideri olacak olan abla hapisten çıkar ?neredeyse 5 yıldır hapisteydim, o kadar zamandır hiçbir erkekle yatmadım? der. Haklı devrim yapmak aceleye gelmez, önce bireysel ihtiyaçlar.
Film, şiddete meyilli psikopatik insanlar aracılığıyla, bireysel mutsuzluklarından kaçış için adrenalini yüksek sempatik eylemler ve yaşam biçimini sunarken, sonuçlarıyla "ulan bunlar boşuna uğraşmışlar sen akıllı ol otur oturduğun yerde" de demeyi ihmal etmiyor.
Dönemin coşkusu yüceltilirken, felsefesi ve devrimci ideolojisi yok sayılıyor.
Almanların, tutuk evinde topunu öldürüp, ’’intihar ettiler’’ dedikleri Kızılordu Fraksiyonu militanlarına ilişkin böyle bir iddia varken, yönetmenin oldukça yapay bir şekilde sağ kalan en önemli liderin ağzından onlar kendilerini öldürdüler demesinin mantığı yok. Oldukça komik olmuş. Kesin kanıt yoksa her iki seçeneği sunup susarsın doğrusu bu.
Oysa ki gerçekte, 4 kişi öldürülmeseydi onları kurtarmak için örgütün yeni eylemler yapmasından korktuğu için devlet eliyle infaz edilmişlerdir. Olaydan tek sağ kurtulan Imgrad Möller de bunun devletin işi olduğunu iki ayrı söyleşisinde tekrarlamıştır.
Görsel anlatımındaki başarısından başka geriye bir şey kalmadığı için ... 2/10
@kimliksizadam
12 yıl önce
@onur_turan
12 yıl önce
8 / 10
En önemli özelliği; başından son saniyesine kadar temposu hiç düşmüyor acayip sürükleyiciydi. Senaryonun işlenişi sahne geçişleri figüran sayısı yaratılan ambiansın gerçekçiliği aksiyon sahnelerinin kalitesi ve dozajı... Hepsi yerinde ve tatminkar.
2.Dünya Savaşı sonrasındaki süreçte Batı Almanyada faşizme ve emperyalizme karşı başgösteren sol görüşlü Kızıl Ordu Fraksiyonunun hikayesi anlatılmış.
Ele alınan konunun önemini geçtim başarıyla sunulmuş sinematagrofik öğelerinden dolayı karşıt görüşteki insanların bile heyecanla ve severek izleyecekleri bir yapım.
2009da En iyi Yabancı Film dalında Oscar adaylığı var ama ABDye İsraile emperyalizme sert eleştiri getiren bir filme Akademi tabii ki ödül vermez göstermelik adaylıkla geçiştirmişler.
Bu arada Downfall filminde Hitleri canlandıran Bruno Ganzın az da olsa rolü mevcut ve tabii ki Moritz Bleibtreu perfor ... Devamı
En önemli özelliği; başından son saniyesine kadar temposu hiç düşmüyor acayip sürükleyiciydi. Senaryonun işlenişi sahne geçişleri figüran sayısı yaratılan ambiansın gerçekçiliği aksiyon sahnelerinin kalitesi ve dozajı... Hepsi yerinde ve tatminkar.
2.Dünya Savaşı sonrasındaki süreçte Batı Almanyada faşizme ve emperyalizme karşı başgösteren sol görüşlü Kızıl Ordu Fraksiyonunun hikayesi anlatılmış.
Ele alınan konunun önemini geçtim başarıyla sunulmuş sinematagrofik öğelerinden dolayı karşıt görüşteki insanların bile heyecanla ve severek izleyecekleri bir yapım.
2009da En iyi Yabancı Film dalında Oscar adaylığı var ama ABDye İsraile emperyalizme sert eleştiri getiren bir filme Akademi tabii ki ödül vermez göstermelik adaylıkla geçiştirmişler.
Bu arada Downfall filminde Hitleri canlandıran Bruno Ganzın az da olsa rolü mevcut ve tabii ki Moritz Bleibtreu performansı...
@khresimos
13 yıl önce
@birkafkahikayes
15 yıl önce