Ölümcül Oyunlar Yorumları

Ölümcül Oyunlar filmi detayları

@tiamath

1 yıl önce

6 / 10

Salt şiddet unsurunun işlendiği kısmen rahatsız edici olarak tanımlayabileceğimiz gerilim filmi. Standart bir aile yapısındaki Georg-Anna ve çocukları bir tatil için yazlıklarına gittiklerinde hem kendilerince oluşturdukları kibar yapıları hemde sürekli birşeyleri sorgulayan felsefik zihinleri ile şiddet ihtiyaçlarını gidermek isteyen Paul ve Peter isimli iki kardeşin musallatına maruz kalırlar. Kardeşler olayda o kadar profesyonelleşmişlerdir ki sürekli bir şans yakaladıklarını zannetmemize rağmen sonuç kaçınılmazdır. Film, sadece şiddetin dışa vurumuna o kadar odaklanmıştır ki filmde amaç falan yoktur. Gelirler, canlarının istediği yaparlar ve giderler. Bu sebeple film, pembe film dünyasına bir eleştiri olarak yapılmıştır denilebilir.
Z

@zes

2 yıl önce

7.6 / 10

Botta gerceklesen evren üzerine kisa konusma filmin mesajini cok iyi anlatiyor aslinda:
madde ile anti-madde arasindaki iletisimsizlik ve bunun sonucunda insani adeta karadelik gibi icine ceken, kendisinden kacilamayan ve keskin bir sessizligin hakim oldugu yer.

Film icerinde iyiyi kötüden, dogruyu yalandan, gercegi kurgudan ayirmanin imkani olmuyor; fakat tüm o zitliklarin icerisinde bizi de adeta karadelik gibi icine cekiyor ve kacmak belki de Anna gibi kacmaya calismak anlamsizlasiyor. Film bittikten sonra, Anna gibi kendimizi toplamaya ihtiyac duydugumuz koskoca bir sessizlik hakim aliyor.

En nihayetinde bir film degil mi? Hepsi eglence icin!

@zeytutu

2 yıl önce

Seyirciye Oynanan "Komik Bir Oyun"

Bu sevgili Haneke filmi, benim izlediğim, bildiğimiz klişe gerilim-şiddet filmlerine ithafen yapılmış en iyi "ezber bozan" filmdi. İzlerken ben şahsen biraz Luis Bunuel esintileri aldım. Seyirciye bir şey anlatma gayesi olmaksızın, sadece rahatsız etmek için çekilen bir film. YAZIDA AŞIRI SPOILER VAR, UYARIM BAŞTAN OLSUN :)

"Filmin sonunda iyiler daima kazanır."
Öyle bi’ şey yok işte Haneke dünyasında. Filmin açılış sahnesinde çalan klasik müziğin kesilip, bir anda metal müziğin girmesinden anlıyoruz bunu. Aydın yüzlü bir genç. Gelip 4 tane yumurta istiyor. "Ah" diyoruz işte, aldı ve gidiyor. Gayet de sevimli yüzlü bir genç. Aklınıza psikopat bir manyak olabileceği ihtimali gelmiyor. Çünkü bize alıştırılan tiplemenin çok dışında kalıyor. Sonra pat diye yumurtaların düşme sesini duyuyoruz. Arkasından tekrar 4 tane yumurta daha istiyor. Kadın önce yanaşmıyor ama sonra diğer evladımız diyor ki "Ama gördüm ben sa
... Devamı
Seyirciye Oynanan "Komik Bir Oyun"

Bu sevgili Haneke filmi, benim izlediğim, bildiğimiz klişe gerilim-şiddet filmlerine ithafen yapılmış en iyi "ezber bozan" filmdi. İzlerken ben şahsen biraz Luis Bunuel esintileri aldım. Seyirciye bir şey anlatma gayesi olmaksızın, sadece rahatsız etmek için çekilen bir film. YAZIDA AŞIRI SPOILER VAR, UYARIM BAŞTAN OLSUN :)

"Filmin sonunda iyiler daima kazanır."
Öyle bi’ şey yok işte Haneke dünyasında. Filmin açılış sahnesinde çalan klasik müziğin kesilip, bir anda metal müziğin girmesinden anlıyoruz bunu. Aydın yüzlü bir genç. Gelip 4 tane yumurta istiyor. "Ah" diyoruz işte, aldı ve gidiyor. Gayet de sevimli yüzlü bir genç. Aklınıza psikopat bir manyak olabileceği ihtimali gelmiyor. Çünkü bize alıştırılan tiplemenin çok dışında kalıyor. Sonra pat diye yumurtaların düşme sesini duyuyoruz. Arkasından tekrar 4 tane yumurta daha istiyor. Kadın önce yanaşmıyor ama sonra diğer evladımız diyor ki "Ama gördüm ben sanırım 12’li paketti. Hadi bi’ zahmet gidip getiriver" ona da tamam diyoruz, insanlık hali olur, heh bu sefer gidiyor derken onların da kırılma sesine uyanıyoruz. "Eh artık ama yetti" diyoruz. Filmin başında kapıda gördüğümüz o nur yüzlü çocuk geliyor karşımıza. Ve olaylar gelişiyor. Gerçekten bunu yazsam spoiler olur dediğim bir şey yok. Çünkü Haneke filmi izleyenler, biliyor. Filmin sonu asla tahmin ettiğiniz gibi bitmeyecek, olacağını düşündüğünüz hiçbir şey olmayacak ve "asla olmaz" dediğiniz her şey ilk başta olacak. Bu arada başkasına öyle geldi mi ama ben yumurta isteme sahnelerinde çok gerildim neden bilmiyorum.

"Küçük çocuklar ölmez."
Hop, hemen olayları tersine döndüreyim diyor Haneke. İlk başta çocuğu öldürüyor. Çocuk ölürken biz bunu görmüyoruz. Aşağıda Paul gayet normal bir şekilde kendisine yemek hazırlamaya devam ediyor. Bu aslında gayet rutin olan sahneyi seyrediyoruz. Peter çocuğu vurduğunda, televizyondan akan kanlar eşliğinde, araba yarışı seyretmeye devam ediyoruz. Daha sonra tam olarak 4 dakika, aynı planı görüyoruz. Yerde kanlar içinde yatan çocuk. Sanki o an, çerçevelenmiş ve biz de hapsolmuşuz gibi.

Filmi seyrederken, film izlediğini hissettiriyor ve sürekli tekrarlıyor Haneke. Özellikle Paul’un sürekli kameraya dönüp konuşması, en sondaki kameraya attığı psikopat tebessüm. Tam rahatladık diyoruz, Anna Peter’i vurdu, Haneke yine diyor ki "Ahaha not a chance" Paul kumandayı deli gibi aramaya başlıyor, buluyor ve sahneyi biraz geriye sarıyor. Bu sefer Anna’dan önce davranıp Peter’in ölümünü engelliyor. Sonra da Anna’nın kocasını vuruyor. Bu işte. Ben film diye buna derim. Beklediğiniz hiçbir şey gerçekleşmiyor.

O kadar alışmışız ki Hollywood yapımlarına, her zaman kötülerin en sonunda ders alacağını, cezalandırılacağını düşünüp rahatlıyoruz. "Evet bu sefer kaçacak" dedikçe Haneke sanki, bize olmayacak bütün şeyleri tek tek yaşatıyor. Telefon, saatler geçse de kurumuyor. Çocuk kaçmaya çalışırken, çitlere asla tırmanamıyor. Anna kaçarken, hiçbir araba onun için durmuyor. Filmin en başında, çocuk bıçağı tekneye düşürüyor. Diyoruz ki, mutlaka ileride bir yerde karşımıza çıkacak. Sonra o bıçağı teknede görüyoruz, "Galiba bu sefer ellerindeki bantları kesip kurtulacak" diyoruz ve tahmin edebileceğiniz üzere Peter bıçağı alıyor ve Haneke yine onu bizlere yar etmiyor. Hatta Paul bir sahnede kameraya bakıp, "Onların tarafını tutuyorsunuz değil mi?" diye soruyor. Elbette onun tarafını tutuyoruz?! Her sahnede ümitleniyoruz bu sefer oldu diye ama Haneke bunu asla yaşatmıyor.

Filmi ilk seyrettiğimde sonunda şöyle bir şey düşünmüştüm. Acaba Anna yumurtaları mırın kırın etmeden, o 12 tanesini de verseydi bunlar yaşanır mıydı diye sormuştum. Kesinlikle yaşanırdı. Tek amaç, seyirciyi gereksiz yere rahatsız etmek. Haneke kelimenin tam anlamıyla hiçbir şey vaat etmiyor. Sizin olmasını istediğiniz şeyleri sizden önce düşünüp, onları sizden önce yok ediyor. Sizinle tamamen oyun oynuyor. Haneke’yi işte bu yüzden delice seviyorum. Mükemmel bir Haneke filmi daha Funny Games. Hatta sanırım izleyiciyle oynadığı "komik bir oyun" desem, daha doğru olur.

İyi seyirler.

@gustav_mahler

2 yıl önce

Ahaha ’’polisin numarasını bilmiyorum’’ dedi ya la! :D sonra arkadaşını arayıp ’’polisi ara buraya gelsin’’ diyo.

@vitoscaletta

3 yıl önce

Gerilim filmi sevenlerin izlemesi gereken bir film birkaç yerde sizi gerçek dünyaya döndürecek mantık hataları olabilir ama maksadınız gerim gerim gerilmekse eğer size istediğinizi verecek bir film
R

@rechtsenwalt

3 yıl önce

7.5 / 10

Sağlam bir gerilim hikayesi. İzlerken karakterlere ’ KAÇ KIZIM KAÇ’ diye bağırmaktan kendimi alamadım:D

Not: Ercüment Çözer fikri bu filmden gelmiş olabilir mi acep???

@lerin

4 yıl önce

7.6 / 10

İzlediğim en iyi gerilim filmlerinden birisi. Hanekenin en rahatsız edici filmi kesinlikle. Film aralarında karakterlerden birisinin kameraya dönmesi ve seyircilere hitap edecek bir şekilde bir şeyler söylemesi filmin içinde olduğunuzu unutmama izlenimi veriyor. Film ortalarına doğru film durağanlaşıyor izlenimi verse de bırakmadan devam edilmeli.

@ege_undag

4 yıl önce

7.5 / 10

Evet iyi bir film, gerilimi de bence yerinde ve yönetmen tarzını sonuna kadar hissettirmiş ama bazı ciddi mantık hataları vardı. Ve bu hatalar filmin içine girmeyi zorlaştırıyor.( Amaç da bu zaten) Bunun yanı sıra "kurbanlar" aşırı pasif çizilmiş. Hatta öyle ki bir noktadan sonra bu kadar salaklarsa hakikaten ölmeyi hakediyorlar diye düşünüyor insan. Fakat aslında bütün bu '' hatalar''ın da kesinlikle yönetmen tercihi olduğu açık. Zaten filmin bütünü de yönetmenin seyirciyle oynamasından ibaret.

@ayselcigerliogl

4 yıl önce

funny gamesi tanımlayın deselerdi ezber bozan özgün bir film derdim. haneke'nin anlatım tarzı karşısında hayretler içerisinde kalıyorum. basitlikten sıyrılmış ,seyircisini düşündürerek izleten sıradanı sunmayan bir film.

devamı spoiler içerebilir:
günümüz sinema ve dizisinde çıplaklık insanları bağlama ya da doğalı yansıtma nedeniyken burada değil. belki de ilkel şeyler yansıtılmıyor ekrana. acaba modern, her şeyi yolunda giden aile ile filme başladığı ve onların safını tutmamızı istedikleri için mi? aynı şekilde öldürülen sahneler de gösterilmiyor şişkonun kadın tarafından öldürülmesi hariç.
ki o geri sarıldı ve öldürülmedi yeni senaryoda, belki de o yüzden gösterildi.
mesela kadının soyulması istendikten sonra da cinsel dokunuş da olmuyor.
fiziksel değil de psikolojik şiddet çarpıyor film boyunca.
çocuk öldükten sonra kadından beklediğimiz ne? orada izlerken düşündüm ama bir karara varamadım. kendimi toplayıp canımı mı kurtarmalıyım yoksa yas tutup ölmeyi mi beklemeliyim. geri kalan
... Devamı
funny gamesi tanımlayın deselerdi ezber bozan özgün bir film derdim. haneke'nin anlatım tarzı karşısında hayretler içerisinde kalıyorum. basitlikten sıyrılmış ,seyircisini düşündürerek izleten sıradanı sunmayan bir film.

devamı spoiler içerebilir:
günümüz sinema ve dizisinde çıplaklık insanları bağlama ya da doğalı yansıtma nedeniyken burada değil. belki de ilkel şeyler yansıtılmıyor ekrana. acaba modern, her şeyi yolunda giden aile ile filme başladığı ve onların safını tutmamızı istedikleri için mi? aynı şekilde öldürülen sahneler de gösterilmiyor şişkonun kadın tarafından öldürülmesi hariç.
ki o geri sarıldı ve öldürülmedi yeni senaryoda, belki de o yüzden gösterildi.
mesela kadının soyulması istendikten sonra da cinsel dokunuş da olmuyor.
fiziksel değil de psikolojik şiddet çarpıyor film boyunca.
çocuk öldükten sonra kadından beklediğimiz ne? orada izlerken düşündüm ama bir karara varamadım. kendimi toplayıp canımı mı kurtarmalıyım yoksa yas tutup ölmeyi mi beklemeliyim. geri kalanların kurtulmasını beklerken bir yandan zihnimde döndü. kurtulmalarını istiyorum ama çocuk öldü ve ona bakmıyorlar bile. can derdine düşmeleri gerekti. böyle olmalarını onaylıyor muyum ben kötü müyüm? kendime itiraf etmek istemediğim kötü senaryo silsileleri geçti belki zihnimden.

film bitmeye yakınken ailemizin başına gelenler yeni ailenin başına aynı senaryo ile gelecek, artık aşina oluyoruz ve böyle bir döngüye girdiğini biliyoruz, aslında film bitmiyor, yönetmen orijinal bir final yapıyor.

başındaki müzik de bize olacakları haberdar ediyor belki de. sakin klasik müzikler çalarken aileyi seyrederken birden gürültülü, rahatsız edici, saldırgan bir rockımsı müzik giriveriyor.

araba yıkanırken de kadın ağlıyor. çok mu ütopik düşünüyorum bilmiyorum ama ben suları birleştirdim burada. içini dökme anlamında suyun varlığı seyretmiş olabilir burada, rahatlama sağlıyor.
bir de genel olarak nesnelere odaklanma var haneke'de. insanın hareketine göre değişmiyor kareler, nesne odaklı oluyor. bu da hoşuma giden noktalardan birisi.
D

@dikkon

6 yıl önce

6.8 / 10

Ya düzgün yorum yapın arkadaş boşa giden zamana yazık. Ya da gerilim filmleri bana göre değil. Mantık hatası bol bol. Filme kaptırırsan görmezsin belki ama gerilmedim gerilemedim! Film kötü. Akmıyor gitmiyor.İstediğin kadar yorum yap farklı marklı değil arkadaş konusu da...

@sersak53

4 yıl önce

Filmi izlemeden önce bence yönetmeni ve tarzını bir araştır. Sonra gülünç duruma düşebilirsin
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL