P
11 ay önce
Ölü Ozanlar Derneği filmine yorum yazdı:
Gülen Gözler filmine yorum yazdı:
"Bak Yunus ! Yaptığın doğru değil. Demiri eksik kullanıyorsun,çimentoyu çalıyorsun. Yapma, insan hayatıyla oynama!"
Gülen Gözler (1977)
Rose Adası'nın İnanılmaz Hikâyesi filmine yorum yazdı:
Kesinlikle inanılmayacak bir hikaye.
Ali Baba ve Kırk Haramiler filmine yorum yazdı:
Belki konudan bağımsız olacak ama ben filmin çekildiği Yarımburgaz Mağarası için bir şeyler söylemek istiyorum.Bu mağara Türkiye'deki en eski yerleşim birimlerinden biri,Paleotik Çağa yani insanlık tarihinin en eski dönemine ait ve Türkiye'nin atalarına ev sahipliği yapmış ama ne var ki günümüzde koruma altında olmasına rağmen Türkiye'deki benzer birçok tarihi eserin yaşadığı kaderi yaşamış ve asla hak ettiği ilgiyi görmemiş.Sonrası zaten tahmin edilebilir.Film yapımcıları mağarada çukurlar açmış ve mağarada fütürsuzca dinamit patlatmış, altın arayıcları meydan kendilerine kalınca mağaranın altını üstüne getirmiş.Kısacası mağara bile coğrafi konum olarak Türkiye'de bulunmanın azizliğine uğramış.Maalesef bu filmde de "dünayanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan" mağaraya bir kapı eklenmiş.Artık yıllar sonra bizden sonra gelen nesillere ziyaret edecekleri tek bir uygarlık eseri bile bırakmayıp vizyonumuzu tamamlarız,tebrikler hepimize.Son olarak Fransa'da ise benzer bir şekilde Pale ... DevamıBelki konudan bağımsız olacak ama ben filmin çekildiği Yarımburgaz Mağarası için bir şeyler söylemek istiyorum.Bu mağara Türkiye'deki en eski yerleşim birimlerinden biri,Paleotik Çağa yani insanlık tarihinin en eski dönemine ait ve Türkiye'nin atalarına ev sahipliği yapmış ama ne var ki günümüzde koruma altında olmasına rağmen Türkiye'deki benzer birçok tarihi eserin yaşadığı kaderi yaşamış ve asla hak ettiği ilgiyi görmemiş.Sonrası zaten tahmin edilebilir.Film yapımcıları mağarada çukurlar açmış ve mağarada fütürsuzca dinamit patlatmış, altın arayıcları meydan kendilerine kalınca mağaranın altını üstüne getirmiş.Kısacası mağara bile coğrafi konum olarak Türkiye'de bulunmanın azizliğine uğramış.Maalesef bu filmde de "dünayanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan" mağaraya bir kapı eklenmiş.Artık yıllar sonra bizden sonra gelen nesillere ziyaret edecekleri tek bir uygarlık eseri bile bırakmayıp vizyonumuzu tamamlarız,tebrikler hepimize.Son olarak Fransa'da ise benzer bir şekilde Paleotik Çağa ait Düşler Mağarası'nın içinde profesyonel tek bir ışık çekimine bile izin verilmediğini söyleyip karşılaştırmayı size bırakıyorum.
Canım Kardeşim filmine yorum yazdı:
Kemal Sunal gibi bir ismin rol aldığı ilk filmlerden,konuk oyuncu olarak dahil olmuş sanırım.
Bir Kadın Zaferi filmine yorum yazdı:
İlk kadın orkestra şefi Antonia Brico'nun hayat hikayesi anlatılmış ve çok da başarılı bir film ortaya çıkmış.Bir kadının kendisine yapabileceği en büyük hatalardan biri bence yaşamını hiçbir güvencesi olmadan bir erkeğin eline teslim etmesi;bu yüzden kendinden,eğitiminden,kariyerinden vazgeçmesi.Bu noktada bence Antonia'nın seçimi üzücü ama gerekliydi.Bu tarz bir seçime benzer bir örnek daha hatırlıyorum ama o bir kitap karakteri.Louisa May Alcott'un Küçük Kadınlar'ındaki idealist ve harika kadın karakter Jo.Yazar bir kadının bir erkekten bağımsız da var olabileceğini göstermek için ikinci kitapta Jo karakterini Laurie ile birleştirmiyor.Çok üzücü bir sondu ama 20.yüzyılda tahakkümler altında yaşamış bir kadın yazar olarak bence gayet haklıydı.Asıl sorun neden böyle bir mesaj vermek zorunda kalmış olduğu...
Moxie filmine yorum yazdı:
Kitapla kıyaslandığında gerçekten berbat,yani tamam çok harika bir şey beklemiyordum ama biraz daha özenli olabilirdi en azından,bu kadar üstünkörü olmasına hiç gerek yoktu.Artı olarak kabul edilebilecek tek yanı sadece cast seçimiyidi,sonunda bir gençlik filminde estetik algısına uymak için her biri Victoria Secret meleği kadar güzel ve Calvin Klein modelleri kadar yakışıklı oyuncu kadrosu yoktu.
Toilet: A Love Story filmine yorum yazdı:
Bir mesaj verme çabasında olan,bu mesaj verme kaygıysını içeriğinde taşıyan filmler bir şekilde beni sürekli kendine çekiyor ve Akshay Kumar'da bu noktada tam olarak benim için biçilmiş bir kaftan.Bir adamın her filmi mi böyle harika,bir sosyal sorumluluk projesi gibi olur?
Toilet Hindistan'da nüfusun yarısı tarafından evlerinde bulunan ibadet araçlarını,putları,kirleteceği düşünüldüğü için tercih edilmeyen ve kullanılmayan tuvalet sorununu dile getiriyor.Tabii bunu yaparken de arada bir din sansarlarını,kadınların taciz ve tecavüze maruz kalmasını ve toplumun dejenere olmasında büyük katkılar sağlayan farklı sorumluları da eleştirmeyi es geçmiyor.Filmlerin en sıkıntılı ciheti bence aşırı abartılan karı-koca ilişkileri,bana aşırı yapmacık geliyor oralar maalesef.Padman'i çok daha fazla sevmiş olsam da bu da çok güzeldi.
Pad Man filmine yorum yazdı:
Kadın ve kadına dair her şeyin -bedeninin,biyolojik döngülerinin- utançla,tabuyla özdeşleşmesinden ve kadınlar için pranga görevi gören bir yapıya bürünmesinden nefret ediyorum.Ahlak ve namus kavramlarının sadece kadınlar üzerinden şekillenmesinden ve bu kavramların tamamen kadınların bacak arasına bağlanmasından da iğreniyorum.Nijeryalı bir feministin kitabında geçiyordu sanırım,şöyle diyordu:
"Neden regl konusunda alçak sesle konuşmaya alıştırıldık? Neden utanç duyduk? Doğal bir şeydir regl olmak, kadınlar regl olmasaydı insan türü var olmazdı. Reglin boka benzediğini söylemişti adamın biri. Kutsal bok o zaman demiştim, çünkü regl olmasa sen burada olmazdın."
Bu derece doğal bir fonksiyonun konu sadece kadın olduğu için kirli,pis ve hasta olarak nitelendirilmesine;kadınların pedlerini siyah poşetlere koymasına ve iç çamaşırlarını daima başka çamaşırlarının altına koyup bir nevi saklama isteği duymasına da öfkeliyim.
Kendi adıma harika bir filmdi.Gerçek bir yaşam hikayesi olmasın ... DevamıKadın ve kadına dair her şeyin -bedeninin,biyolojik döngülerinin- utançla,tabuyla özdeşleşmesinden ve kadınlar için pranga görevi gören bir yapıya bürünmesinden nefret ediyorum.Ahlak ve namus kavramlarının sadece kadınlar üzerinden şekillenmesinden ve bu kavramların tamamen kadınların bacak arasına bağlanmasından da iğreniyorum.Nijeryalı bir feministin kitabında geçiyordu sanırım,şöyle diyordu:
"Neden regl konusunda alçak sesle konuşmaya alıştırıldık? Neden utanç duyduk? Doğal bir şeydir regl olmak, kadınlar regl olmasaydı insan türü var olmazdı. Reglin boka benzediğini söylemişti adamın biri. Kutsal bok o zaman demiştim, çünkü regl olmasa sen burada olmazdın."
Bu derece doğal bir fonksiyonun konu sadece kadın olduğu için kirli,pis ve hasta olarak nitelendirilmesine;kadınların pedlerini siyah poşetlere koymasına ve iç çamaşırlarını daima başka çamaşırlarının altına koyup bir nevi saklama isteği duymasına da öfkeliyim.
Kendi adıma harika bir filmdi.Gerçek bir yaşam hikayesi olmasını geçtim sadece bir kadın pediyle bile 2 saatlik bir film yapmak gerçekten müthiş bir şey.Bollywood'un her filmi mi bir sosyal sorumluluk projesi gibi olur?
Vaktiniz varsa bir dönem baya ilgi görmüş şu yazıyı da okumanızı öneririm. https://www.5harfliler.com/adet-goren-erkekler-olsaydi/
Birkaç gün önce kitabını yıllar önce okuduktan sonra ... Devamı
Birkaç gün önce kitabını yıllar önce okuduktan sonra seyrettim filmi.Arkadaşımı gördüm sanki.
'Henüz vaktin varken tomurcukları topla.
Zaman hala uçup gidiyor.
Ve bugün gülümseyen bu çiçek,
yarın ölüyor olabilir.'