Hikayesi Olan ve İnsanı Derinden Etkileyen Şarkılar

beni en etkilemiş, içimi acıtmış hikaye (aslında hikaye demeye dünyada böyle bir gerçeğin varlığıını bilerek bile yaşamak bana utanç ve tiksinti veriyor)

the cranberries'in fee fi fo şarkısı. irlanda da çocukların kaçıp birbirlerini yakalamaya çalıştığı bir oyunun sözleri. şarkı ise çocuklara yetişkinlerin yaptığı iğrençlikleri, sapkınlıkları lanetliyor (çocuk istismarı, sapıklık gibi bunun adı bile olmamalı) sözlerini yazayım

(fee fi fo o(kız), erkeğin vücudunu kokluyor ve bu onu hasta fikirli yapıyor. onun, bir çocuğun gelişimini kötü etkilediği için vereceği çok cevabı var.

böyle masum ve saf bir şeye nasıldokunabilirsin, ört bas edebilirsin...nasıl bir çocuk vücudundan tatmin olabilirsin. sen iğrenç hasta birinsin (bence çok ama çok bile az söylemiş)

(nakaratta önemli bir söz yok geçiyorum)

o(erkek) onun(kız) yatak odasında oturuyor, ve o(kız) şimdi o kadar güvensizliğiyle ve kirliliğiylene yapabilir,bu hüzünle(acıyla) karşılama oluyor...

http://www.youtube.com/watch?v=O9AFNTGrBZA

böyle insanları öldürmenin cezası değil ödülü olmalı...
Hikayesini duyduğumda şaşırdığım türkülerden biridir. Bir hayat kadınının yüreğinden dökülmüş sözler olabileceği ilk kez dinlediğimde aklıma gelmemişti. Öğrendikten sonra dinlediğimde daha bir burkuldu içim.

'' Hüseyin, Çorum'un Alaca ilçesinde varlıklı bir ailenin oğludur. Nermin ile Çorum'da kırk gün kırk gece süren bir düğünle evlenmişlerdir. Fakat, Hüseyin genelevde çalışan bir hayat kadınına sevdalıdır. Hüseyin'in bu sevdadan asla vazgeçmemektedir. Hüseyin'in ailesi bu sevdadan haberleri olur. Baskı ve şiddetle hayat kadınını Çorum'dan uzaklaştırırlar.. Ve hayat kadını bu hasrete dayanamaz. Hüseyin'e bir şiir yazarak intihar eder.. Hüseyin bu acıya dayanamaz ve kendini alkole verir. Hapishaneye düşer.. Görkemli, varlıklı hayat bir anda bitiverir. Çorum'dan Ankara'ya göç eder.. Ve oğlu tarafından öldürülür.. ''

Söz konusu Hüseyin, Nihat Nikerel'in dayısıymış.Şu videoda da hikayeyi kendi ağzından dinleyebilirsiniz.

Vee tabiki türkü için;

Gayri dayanamam ben bu hasrete

Ya beni de götür ya sen de gitme
Hımm , sanırım türküler, bu tanımlaya en uygun olanlar benim için :)

Örnek olarak ;

Çalın davulları-Gülay

Bu da Yasemin Göksu'dan

Hikayesini de verelim :) --Selanik Türküsü
Ali Rıza Binboğa, sevgilisi,olmadık telkinler ve akıl oyunları sonucu kendisini terk edince,durumu düzeltmek için bu şarkıyı yazmıştır. Rivayet şudur ki, Binboğa bu şarkının akabindeSimone de Beauvoir tarafından,özel bir görüşmeye çağırılmış ancak Binboğa, o dönemki turnesi sebebiyle,bu daveti geri çevirmek zorunda kalmış. Bence de komik değil.
animals house of the rising sun: bir kumarhaneyi ve babanın nasıl aileyi terk ettiğini ayrıca o babanın çocuğuğununda şimdi aynı kaderi paylaşıp bir ayağının eve dönük diğer ayağınınsa kumar salonuna giden trende olduğunu ve bu illetten kurtulayamayışını çok güzel anlatır...en etkilendiğim kısmı ise: oh mother tell your children, not to do what i have done, spend your life in a sin and misery in the house of...(anneler çocuklarınıza anlatın benim yaptıklarımı yapmasın, house of rising sun'da hayatlarınızı günah ve ıstırap içinde tüketmeyin...

http://www.youtube.com/watch?v=NU3KELkd-zY
Bir mesaja cevap veriyorsunuz.
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL