Türk Televizyonlarından "eşcinselliğe" bakış

Her zaman ki gibi kendi üslubunuzda güzel bir açıklama yapmışşınız Havlayankuzu,yazdıklarınızın her kelimesine katılıyorum.Tv nin muhteşem bi beyin yıkama makinesi olduğu aşikar.Özellikle gelecek nesiller için ne gösterilmesi gerekiyorsa beyinlerine çok güzel empoze ediliyor.Üzgünüm ama fazlasıyla ot kafalı birçok konudan bihaber nesiller yetişiyor.Yine söylemek istiyorum;bu konu aile,eğitim,çevre üçgeninden geçiyor ve bu sizin çocuğunuza ne vermek istediğinizle ilgili bi durum.Artı olarak gey veya lezbiyen bireyler tek tip insanlar değiller.Her gey feminen,her lezbiyen butch değildir.Bu bireyler birer insan evladı,insan oğlu.Kısacası İNSAN.
Katılıyorum size eşcinseller her zamankötü insanlar olmalı mutlaka onlardan iyi , kariyer sahibi insanlar çıkamaz !!! Bu ülke de homofobikler olduğu sürece ötekileştirme devam edecek maalesef.
Türk televizyonları eşcinselliğe bakmıyor ki,gözlerini sağa çeviriyor. Hem de sağındaki çalışkan öğrenciden kopya çekmeye çalışan tembel bir sıpadan çok daha hırsla sağa çeviriyor. Hem sağcılığından hem tembelliğinden hem de yobazlığından kaynaklı bir dönüş.

Bülent ersoy'la Fatih Ürek arasında gelip giden bir çizgiye oturtulmuş durumda eşcinsellik. Toplum bunu böyle tolere etmiş kendi içinde. Onun ötesinde hayatta çok başarılı olmuş bir eşcinseli toplumda göremezsin. O eşcinsel yoktur. Kayıptır. Yani aslında vardır da yok gibidir. Televizyon onu görmez. Göstermez.

Gey arkadaşın olamaz mesela.

Geyden şarkıcı olur.

Geyden fahişe olur.

Gey,aşırı dozdan ölebilir.

Gey, muhbir çıkabilir.

Gey,intihar edebilir.

Ama sıradan,gey,işi,gücü olan,kendi yağında kavrulan,basit bir arkadaşın olamaz. Olmaz. İzin vermezler. Çünkü geysen sıradan bir hayatın olmamalıdır. İlle hayatında bir sorun olmalıdır. İlle uyuşturucu kullanman ve kendini satman falan gerekir. Öyledir bu işler. Geyden cemaat üyesi çıkmaz misal. Gey bir şakirt bulamazsın. Hiç mi yoktur,gey şakirt ? Bak bu bile hakaret gelir çoğuna. Bence vardır ama tv onu göstermez. TV bizim sıçmık penceremiz. Ordan sadece seçilen örüntülerle şekillendirilmiş rafine bir dünyayı görebilirsin.

TV için ben de yokum mesela. Kuzu diye biri yok. Böyle biri olamaz :) Kuzu yok. Hehehehhehe..............

Diye düşündü Kuzu.
Aslında bu mevzu uzun süredir başımızda ki siyasileri ilgilendirdiği kadar başkalarını bu kadar ilgilendirmemiştir kanımca.Sırf bu mevzu da değil daha birçok konuda yasaklayıcı,kısıtlayıcı uygulamalarla karşılaşıyoruz ve karşılaşıcaz gibi de görünüyor.Ve daha birçok yasa çıkartılabilir bu konu da belki de sokaklardan bu tip insanları da toplatırlar yakında...
zihniyet olarak da televizyonculuk açısından da ileriye doğru değil geriye doğru gittiğimiz için durumdan pek umutlu değilim. 3 sene öncesinin bu haberi de durumu göz önüne seriyor: http://kaosgl.org/sayfa.php?id=5651
çok genel bakmışşsın dark passenger bende aksine konuyu sadece bu yöne çekmek için bi hamlede bulunmuştum,yoksa senin yazdıklarının farkına varmayan yoktur herhalde :)
Olayın televizyonla ya da sinemayla alakalı olmadığını anlamanız gerekiyor. Bu; gerçekte öyle olmayan şeyleri, insanlara düşmanmış gibi göstererek, gizemli ve bilinmez olmasını sağlayarak, kimse anlamaya dahi çabalamasın diye ahlaksızlık, kötülük olarak gösterilerek; aynı çevrede yaşayan çok benzer insanların dahi kendi içlerinde düzgün bir ortam oluşturamamasının ve iç çatışmalar çıkarmanın yollarından biri sadece. Medyanın kullandığı şeylerden biri, ya da medyayı kullananların ve medyayı kullandığını sandığımız insanları kullananların ve hatta komplo teorilerinde dahi yer almayan insanların son 60,70 yıldır kullandığı şeylerden biri. Eğer insanlar her şeyi olağan görmeye başlarlarsa, bunlara çok hızlı bir şekilde alışırlar. Bu alışılan şeyler insanların birbirlerinden aslında o kadar da farklı olmadığını öğrenmelerini sağlar; bu da barış için gerekli şeylerden biridir ve bu dünyada kimse barıştan güç ve kar elde edemez. Dolayısıyla eninde sonunda olacağından emin dahi olsak, bunun olabildiğince geç olması için uğraşıldığının farkında olmakönemlidir.Eşcinsel konusu tüm bu şeyler arasında ufacık bir ayrıntı sadece.
"Olağan karşılamak" zaten olağan bir durumu olağan karşılamak ne demektir ki?.Muhafazakar Hollywood da kabuklarını kıralı yıllar olduysa artık Türk tv lerinde bu durum neden olağan karşılanmaz ki?Bilmem belki aile yapısından,yıllardır aldığımız eğitim sisteminden tüm bunların toptan yeniden yapılandırılması,bakış açımızı değiştirmemiz falan ne gerek var ı-ııhhh olmaz,kim uğraşacak ki.Hepsi birbirinin benzeri nesiller peydah edip,onları birer cam fanusa kilitlememiz en doğrusu,okumaz,araştırmaz,sormaz,sorgulamazlar.böylece hepimiz mutlu oluruz bence.
Ben olaya hakim değilim ama foucoult bu tür eğilimlerin toplumsal doğrulara aykırı bir doğru kabul edildiği için postmoderniteyle birlikte olağan karşılanacağını söylemişti yani türk televizyonlarında bu durumu olağan karşıladığımız zaman dizi-film gibi bi olayda (olur mu bilmiyorum) bifiil postmodernite geçmiş oluruz ..

Not:Ne sinemada ne de dizi-film gibi olaylarda postmodernite gibi bir kavrama alışkın değilim ne kadar doğru olur bilemiyorum
karamsar olmak istemem ama daha o noktaya gelebilmemiz için kırk fırın ekmek yememiz gerek Benjamin..Bunun öncesinde aşılması gereken o kadar çok şey var ki.Daha toplum bu insanların varlığını kabullenemiyor kaldı ki evliliklerini kabullensin.
Bir mesaja cevap veriyorsunuz.
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL