Belirsiz Gece Suare No: 67 - Bir Zamanlar Anadolu'da

sen filmi ileriye sararak mı izledin bakayım. sana bu hafta yarım artı :)
ben o kadar emin olarak izlememiştim emre.ama doğru fikir yürütmüşüm en azından :) yılmaz erdoğanla ilgili düşüncelerine katılıyorum eda. bu filmde beğendim nispeten ama genelde sevmem bu adamı. hele etkileyici olucam diye burundan burundan konuşması yokmu! sabır ver yarabbim :))
Öncelikle şunu belirteyim Nuri Bilge Ceylan benim çok saygı duyduğum bir adam. Boğaziçi Elektrik-Elektronik Mühendisliğini (hem de meslektaşım ben Boğaziçi'de okumadım ama :) ) okumuş ancak mühendislik yapmamış ve istediği işin peşinden koşmuş. Hatta yanlış bilmiyorsam Londra'ya gittiği dönemde garsonluk gibi işlerde de çalışmış. Bu kadar ne istediğini bilen insanları hep takdir etmişimdir. İyiki yönetmen olmuş adam hem de Altın Palmiye alabilecek kadar iyi bir yönetmen.

Bir Zamanlar Anadolu'da benim epey beğendiğim bir filmdi. Ne zaman Anadolu'nun çorak topraklarında yolculuk yapsam hep bu film geliyor aklıma. Öyle bir yer edinmiş kafamda. Metin'in yazısını yazdığı zaman da çok beğenmiştim şimdi de yazdıklarına harfiyen katılıyorum.

Oyuncu seçimlerini çok iyidi filmde. Muhammet Uzuner'i özellikle çok beğenmiştim. Yanılmıyorsam Ercan Kesal'ın yazdığı bir kitabında söylediğine göre -kitap Evvel Zaman olabilir- sacı rolü için Olgun Şimşek düşünülmüş ancak verilen parayı beğenmemiş. Doktor rolü için de önce Mete Horozoğlu düşünülmüş ama o da olmamış. Tam emin değilim kitabın bu olduğundan çünkü okuyan ben değilim, bir arkadaşım bahsetmişti. Ben şahsen Ceylan'ın nispeten popüler olmayan isimlerle çalışmasını istiyorum, filmlerine daha bir gidiyor sanki böyle oyuncular. Herkes Yılmaz Erdoğan'ı çok beğenmiş ancak benim tek beğenmediğim isim o olmuştu. Sanki Mükremin abi polis olmuştu. Zaten Erdoğan hep aynı kişiyi oynuyor sanki. Ben kendisini pek sevmediğimden bana da öyle geliyor olabilir.

Son olarak da evet bence o kesinlikle savcının karısıydı.
nadide 3. şıkka ithafen, cinayet zaten açık bir şekilde kadın için işlendi. zaten adam öldürdüğü adamın karısıyla beraber oluyor, hatta çocuk onun çocuğu. bunlar içki içerken, adam bir şekilde bunu itiraf ediyor ya da ağzından kaçıyor.
1- intihar eden kadın kesinlikle savcının karısı. başka türlüsünü kabul etmem, edemem!

2- bence doktor katilden çok kadın ve çocuğu düşündü. bu iş uzarsa onlarda olumsuz etkilenecekti. o yüzden bi yandan otopsi yapılırken bi yandan onların gidişini izledi manidar ve uzun uzun... yani bir yerde onların hayata devam edişini izledi diye yorumladım ben.

3- sizce cinayet kadın için işlenmiş olabilir mi? bence olabilir. katille karşılaştıkları bi sahne vardı. çocuk taş atmıştı hatta katilin kafasına. orda manidar bi başıkma vardı diye hatırlıyorum.yanılıyosam düzeltin.

4- suarelerimiz içinde en çok kafa yorduğumuz soru sorduğumuz film bu olabilir mi? olabilir :)
Spoiler var mı var :)

Emre aynı düşünmemiz ne tuhaf :P

Birincisi: Cesetin diri diri gömülmüş olma ihtimalini, doktor neden sümenaltı yaptı? Buna bende anlam veremedim ama doktorun katile yaklaşımı diğerlerinden farklıydı. Belki de cazası az olsun diye böyle yaptı.

İkincisi: Doktor ve Savcı'nın üzerinde konuştukları ve doğum yaptıktan sonra ölen kadın, savcının karısı mı? Bence kesinlikle savcının karısı. Çünkü o ifadeden başka sonuç çıkmaz. Savcı kendi hikayesini anlatıyordu.

3. şıkka da katılıyorum. Bana da öyle geldi. Sanki önce karım dedi başa sarıp tekrar izleseydim belki iyi olurdu ama geçti artık.

Elma konusuna ben de katılıyorum, bir ara aklımdan bu sahneyi kaç defa çektiler acaba dedim. Oyuncuların hepsi gerçek gibiydi. Özellikle Yılmaz Erdoğan.

Not Emre'ye: evet o kız Selana da oynayan büyük abla :)

İlk NBC flmi izleyişim. Beğendim.
bende özgürce'ye katılıyorum. olay uzamasın diye değil, sanki daha fazla ceza almasın durumu vardı gibi.
Selam gençler, ben de o diri diri gömülme olayını nedense o zamanlar soruşturma ve dosya uzamasın, çabuk kapansın diye umursamadı diye düşünmüştüm, tabii filmi izleyeli oldu benim aklımda böyle kalmış :) savcının karısı gibi durduğuna katılıyorum :)
Elmanın yuvarlanma sahnesini ben de çok sevdim.Aklıma türlü türlü senaryolar geldi.Örneğin yeraltından çıkan bir zombi elio elmayı tutabilir mi diye düşünmedim değil(hayalgücüm inanılmaz).İnsanın aklına herşey getirir o elma.Loven arkadaşımın merak ettiği cevapları kendi çapımda yanıt vereyim.Savcının bahsettiği kadın karısıymış gibi görünüyor.Savcının yüz ifadesi ve ruh hali onu gösteriyor.Diri diri gömülme olayında da sanık daha fazla ceza almasın diye gizlediğini düşünüyorum.Zira doktor, sürekli acıyan gözlerle bakıyordu katil arkadaşımıza.benim fikrim bu.
Çok fazla spoiler olabilir :)

Beklediğimden daha iyi bir film çıktığını itiraf etmem gerekiyor. Nuri Bilge Ceylan'ı sevmeyen bir adam olarak, bunu kabullenmek biraz zor oldu :) Filmi izlemeden önce Hıncal Uluç'un yazdığı sert bir eleştiri yazısı dışında pek fikir sahibi değildim. Uluç o yazıda, bitmek bilmeyen, dağın bir tarafından bir tarafına dolaşan arabaları, dereye düşen elmanın yolculuğunu dakikalarca neden izliyorum diyince, filmden iyice soğumuştum. Bu tecrübeyi en son 'Yumurta' filminde tatmış ve bir daha bulaşmamaya karar vermiştim. Suarede çıkınca izlemek kaçınılmaz oldu orası ayrı. -evet her filmi izliyorum :)-

Öncelikle film beklediğimden daha konuşkan. Abartılı bir bekleyiş olduğunu düşünmüyorum. Küçükkken su birikintilerine bir şeyler atıp, onların yol haritası görmek, şurdan kurtuldu mu orada kalacak mı diye izlemek gibi sapkın bir adam olduğum için elma'nın o küçük yolculuğu hoşuma gitti. Herhanfi bir metafora bağlanabilir mi ya da bağlandı mı bilemem ama benim için sadece acaba nereye kadar gidebilecek tadında izlediğim bir sahneydi.

Sofra sahnesi de alışılagelmiş, yabancı olmadığımız bir sahneydi bence. Koyun eti muhabbeti, reçelin ya da balın tadına muhakkak bak olayı çok alışılagelmiş ve yerinde olmuş bence. Muhtarın kızının kola isteyen elamana, çay dağıtırken çaktırmadan çay vermesi çok hoştu. Sahi muhtarın kızı; karanlık bir odada çakmak çakmak parlayan gözleri ve güzelliğiyle, her çay alan adamı silkelemesi oldukça güldürdü beni. Kızı Selana'da oynayan büyük ablaya benzettim, o mu değil mi emin olamadım. Oysa büyük bir Selena fanıyım, kendime yakıştıramadım.

Ceseti tekrar arabaya koyarken, bir daha domuz bağı yapma fikri oldukça ironikti bence. Oyunculukları tek tek değerlendirmek yersiz olacak, otopsi yapan elaman dahil, hepsi kusursuzdu.

Yanlız aklıma takılan 2 soru var;

Birincisi: Cesetin diri diri gömülmüş olma ihtimalini, doktor neden sümenaltı yaptı?

İkincisi: Doktor ve Savcı'nın üzerinde konuştukları ve doğum yaptıktan sonra ölen kadın, savcının karısı mı? Doktor, savcıyı kadının intihar etme ihtimaline inandırdıktan sonra. Savcı lafa karım diye başlayıp, daha sonra kadınlar diye devam etti gibi geldi bana.
Bir mesaja cevap veriyorsunuz.
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL