Belirsiz Gece Suare No:41 - Klass

Film gerçek olaylara dayanıyor ibaresi vardı filmin en başında. Ben gidişat olarak daha olağan şeyler bekledim o yüzden. Final beni epey şaşırttı. Birz hollywood klişeleri bekledim daha doğrusu. Kaspar ile beraber bir kaç kişi daha Joseph'in yanında olacak, en sonunda o siyah saçlı gerizekalı çocuk ve arkadaşları pişman olup, bir şekilde kötü durumlara düşeceklerdi. Ama olmadı. Maalesef çok acı bir sonla bitti film. Böyle şeylerin liselerde yaşanıyor olabilmesi hayret verici. Lisedeki çocukların en büyük derdi aşk acısı falan olmalı. Bu nasıl sınıf? Bu nasıl okul? Öğrenciler zaten Allah'a emanet ama ya hocalara ne demeli? Ortada bir problemin olduğu belli ama nasıl görmezden geliniyor her şey. Kim defteri aldıysa ayağa kalksınmış. Bir de bu hoca en duyarlı olanı gibi gözüküyor. Ay sinirleniyorum yazdıkça. Neyse sonunda belalarını buldu hepsi neyseki. Gerçi ben böyle bitmesin Josephciğim süper başarılı bi' insan olsun (keza Kasparcığım da öyle) diğer gerizekalılar da sürüm sürüm sürünsün istedim.

İlkokuldan üniversiteye kadar hep Hababam Sınıfı tadında sınıflarım oldu. Hele lise hayatımı düşünüyorum -kız lisesinde okudum- ve bu filmdeki liseye bakıyorum ne kadar şanslı olduğumu fark ediyorum. Aileler çocuk değil canavar yetiştirmiş adeta. Hadi erkekler bi nebze de içlerinden bunları ispiyonlayacak bir kız nasıl çıkmaz yahu? (bu cümle lütfen cinsiyetçi algılanmasın, o niyetle yazılmadı) Bence asıl mesele ailelerin çocuk yetiştirmesinde. Sorunun en büyük kaynağı orada. Daha iyi aileler daha iyi toplumlar demek. Tabi yalnızca aileler değil öğretmenlere de büyük işler düşüyor. Ancak maalesef bu gözler bırak öğrencilerle ilgilenmeyi, öğrenciler üzerinden egolarını tatmin eden öğretmenler gördü. Tabi tüm öğretmenleri zan altında bırakmak olmaz iyileri yok mu elbette var. Her şey bir bütün aslında, bir döngü. Eğitim, aile, devlet vs. bunlar ne kadar kaliteliyse toplum da o kadar kaliteli oluyor.
bu filmi izlerken aklımda hep bir arkadaşım vardı,ortaokulda aynı sınıftaydık ve aynı yerde oturup aynı dersaneye giderdik,küçük boylu çelimsiz ama gözlerinden zeka fışkıran bir çocuktu.ama niyeyse dersleri hep kötüydü,annesiyle annem birlik olup çocuğu problemini öğrenmeye çalıştılar,birlikte özel dersler aldık saatlerce oturup ders çalıştık ama olmadı bir türlü. sonunda annesi pes etti,ortaokuldan liseye geçerken (o zaman anadolu liselerine ortaokulda girilir lise de aynı okulda devam ederdi) çocuğu alıp polis okuluna verdi.yıllar sonra bu yaz arkadaşım antalya geldi ve görüştük. okulda bu çocuğa hiç huzur vermemişler,sürekli rahatsız edip hayattan soğutmuşlar.ben en yakın arkadaşı olmama rağmen ben bile fark etmemişim olayların bu raddeye vardığını,tamam itip kakarlardı minik bir şey olduğu için ama bu kadar da hayattan soğuttuklarını bilmiyormuşum :( şimdi çocuk komiser ama o kadar mutsuz ki,ben müzisyen olacaktım hayatımı kararttılar diye anlatıyor(neredeyse tüm müzik aletlerini çalabilecek bir müzik kulağı var)

benim arkadaş filmdeki kadar acımasız değil tabi ki ama yıllar sonra kendine eziyet edenleri tek tek bulmuş ve konuşmuş,benim hayatımı mahfettiniz hakkım hep üzerinizdedir affetmiyorum falan demiş ama ne kadar etkili olmuştur bilemem :(

kısacası bu işler öyle alenen olmuyor,bazen en yakın arkadaşınız olmasına rağmen ne kadar zor durumda olduğunu anlamıyorsunuz bile. galiba tek çözümü daha minicikken çocuklara vicdan ve adalet duygusunu aşılayabilmekte..
Ben en küçüğünüz olarak söz alayım.

1) ailelere artık hiçbir şey anlatilmiyor nerdeyse.

2) hocalar çok ilgisizler. Bir de öğrenciler arasında gerçekten çok büyük bir dayanışma var o konuda. Ispiyoncu diyerek gerçekten dışlıyorlar.

3) bu tarz konuları konuşmak ergenlik döneminde çok büyük bir utanç kaynağı oluyor.

4) okul çalışkan öğrencilerine her zaman musamaha gösteriyor. Misal adi lavuk paul. Bende sevilen bir öğrenci olarak kaç kez sözüme guvenildigini, sıra dayağında bende varım diye iptal edildiğini bilirim.

5) Sonuçta çoğu okulda psikoloji ile ilgilenen biri yok. O yüzden fark edilmesi o kadar zor ki. O yüzden bu gidişe nasıl dur denilir hiç bilmiyorum.
Şeref nedir?

insanlar neden cinnet getirir,ya da insanlar nasıl katil olur ?

sarsıcı bır sekılde aktarılmış...

gercekte yaşanmıs olması ve hala okullarda boyle seyler yasanıyor olması da cok urkutucu.

film bittilkten sonra bir sürü soru olustu kafamda halıye..

olaylar gelişirken aileler nasıl farkına varıp mudahale edemedi?

çocuklarını sorgulayan, onlarla daha cok ılgılenen ebeveynler olsaydı bu olaylar bu kadar buyur muydu?

şiddet olaylarının bu kadar arttıgı genc nesilde okul yonetımıbazı sorunlar oldugunu farkettiği anda bunu arastırıp nasıl mudahale edemedi?

sınıftan biri çıkıpta 4. gunun sorusu "ne yapıyorsun" uzsorusunu sormaz mı?

gibi gibi bir sürü sorular..

filmdeki bir çok oyuncunun ilk deneyimleri olmasına ragmen sahane bir iş çıkarılmış.hersey cok gercekci cok dogal.

filmdeki tespitler vekarakterle mutlaka bir yerlerde karsılasmıssınızdır.

sadece aman bana da bulaşmasınlar, aman ben de dıslanmayayımdiye sessız kalan ınsanlar toplulugu..

mecburen içine karıstıgı daha sonradan davicdan yaptıgı ve artık bu sacmalıklara ve sınıfın asılerının artsitliklerinedur demesı gerektiğini düşünen Kaspar ve artık herseyı goze alan Joosepbu durumdan nasıl kurtulacak sorusu kafamda dolaşıyordu fakat bu kadarını beklemıyordum acıkcası.

ama artık cezalarını verilmesi gerekliydi.

bu sekılde miolmalıydı?

ama haketmişlerdi!!

oofff cokfenaydı yaaa, kaptırdım kendımı...

ıkı replik hazfızamda kalacak;

"Tanrının adaleti veya onun gibi birşey varsa, birine vurduğunda elin kopar ?"

"size rağmen ölmeyeceğim"
Lilja 4-ever dan beri böylesi midemde asitler salgılanan ve gözüme yaşların fırladığı film izlememiştim.

Söylenecek şeyler çok. Son yarım saat ölsünler artık dedim. Bunu isteyen ben kendimi sorguladım. Şiddetin karşılığı şiddet mi olmalı? Hikaye gerçek. Çok da güzel yansıtılmış. Adeta yaşadım. Ellerimi yumruk yaptım sıktım. Sahildeki sahnede yanaklarıma yaşlar tuzlu tuzlu sicim gibi aktı.

Karakterli insan yetiştirebilmek zor.
az önce bir sayfa dolusu bir şey yazmıştım ne olduysa yok oldu ulaşamdı buraya. hevesim kaçtı:(
Şimdi geçen seferki Festen faciasını bir daha yaşamamak için filmi önermeden önce izledim Klass'ı. Herkesi ekran başına kilitlesin diye bunu önerdim. Başarılı da olmuş sanırım.

Filmin finali bangır bangır geliyordu evet ama benim asıl merak ettiğim bardağı son taşıran damlaydı ve gayette bardağı kırdı, attı. Adi lavuk Paul konusuna ne kadar katılsam az dostum. İt herif ya. İntikam tatlıdır :)

Benim bir de değinmek istediğim şey bu filmin benzerleri :) Buradan çıkardığım sonuç ben bu tarz filmleri çok seviyorum.

Çok benzerinin farklı bakış açısı: Die Welle

Çok benzerinin daha hafifi: Ben X

Az benzerinin apayrı bir yanı: We Need to Talk About Kevin
Mideme, çeneme, omzuma sert yumruklar yediğim, öfkeden deliye döndüğüm film.

Henüz ilk sahnesinden, basket maçı sahnesinden izleyeceğimiz filmin ne denli sert olabileceğine dair önemli ipuçları barındırıyor aslında. Sonunu da elbet tahmin edebiliyoruz yine de kendisini izlettirme hususunda sorunu yok filmin. Çocuk acımasızlığına katılıyorum ama en beteri ergenliktedir. Biraz erkek bakış açısı olacak, genelleme de yapacağım ama ergenlik döneminde sessiz sakin kalmak, en az bir sporu iyi yapmak, gerektiğinde karşı çıkmak ve birkaç özellikten daha yoksunsanız sonuçlar epey yaralayıcı olabilir. Filme dönersek, olayın bana göre en acı yönü, ana karaktere yardım eden karakterin soyunma odasında kız tarafından terslenmiş olmasa diğerleri gibi davranacağı. En nefret ettiklerim ise, baba karakteri ile öhöm ayarı kaçırayım biraz, adi lavuk Paul (Pauldu sanırım ismi). Baba zaten çocuğunun ruhsal, psikolojik yapısına epey katkı sağlıyor. Paul ise zorba grubun gizli lideri, ellerini kirletmeden işin tadını çıkarıyor. Bir de çalışkan öğrenci taklidi yapıyor hıyar, tam sosyopat. Ne yalan söyleyeyim yüzünden vurulunca içimin yağları eridi. Filmin zaman zaman video klip estetiğine yaklaşan yapısını da sevdim. Sevmediğim yanları ise zorba karakterlere tek boyutlu yaklaşımı, ana karakterin aşırı ölçüde pasif duruşu, görsel açıdan titiz bir çalışma görememem. Bir defa izledim yeter filmlerinden.
bence de işin ilginç kısmı çocuk silahı eline aldığında ve elebaşlarına doğru kaldırdığında benim de öldür şunu diye düşünüp ama öldürmesini de istememem, garip duygular.
bana böyle filmler izletmeyin yaa,resmen psikolojim bozuluyor :(

-----spoiler olabilir emin değilim-------

filmin sonu BAĞIRA BAĞIRAAAAA geldi,bekledim "malum son" olmasın,aklı başında bir insan olaya müdahale etsin daha "normal" bir sonla bitsin istedim :( zaten yeniyetmeleri,ergenleri pek sevmem bu filmle nefret ettim... film o kadar garip duygular yaşattı ki bana hem o çocukların öldüğünü görmek istedim hem de film "böyle" bitsin istemedim :( ne bileyim yaa zor filmdi işte...
Bir mesaja cevap veriyorsunuz.
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL