Majid Majidi - Cennetin Çocukları - Cennetin Rengi

ALINTI CENNETİN RENGİ

filmin hemen başında muhammed, sesini duyup yavru kuşa yardım ediyor görmediği halde.daha sonra muhammed'in babası köprüden geçerken yan yatmış kaplumbağa'yı gördüğü halde yardım etme gereği görmüyor.gören gözler kör olmuş,hiç önemli değil.Yeter ki kalp gözümüz kör olmasın.
Cennetin çocukları adlı film bu yazdıklarınız ile ilgili mi acaba.
CENNETİN RENGİ

filmin hemen başında muhammed, sesini duyup yavru kuşa yardım ediyor görmediği halde.daha sonra muhammed'in babası köprüden geçerken yan yatmış kaplumbağa'yı gördüğü halde yardım etme gereği görmüyor.gören gözler kör olmuş,hiç önemli değil.Yeter ki kalp gözümüz kör olmasın.
CENNETİN RENGİ

Sadece seslerin olduğu bir dünyadokunmak hissetmek ama görememek...

Filmi izlerken kendimi kaç kere onun yerine koydum bilmiyorum

Mohammed in körlüğü ve onun bu karanlığındaki gerçekleri ve doğanın muhteşemliği nasıl da içiçe, muazzam bir ahenk, ve mahrumiyet..

Majidi küçücük naif hikayeleri ve ayrıntıları bize hayatın gerçekleri olarak hatırlatmayı çok iyi başarıyor ve yine insana varoluş amacını sorgulatıyor.

Filmin kapak fotosuna bakmanız bile yeter ama sadece bakmayın; hissedin, anlayın, ve yaşayın
CENNETİN ÇOCUKLARI

Ali ve Zehranın yürek burkan hikayesi, Zehranın bir çift ayakkabısının kaybolmasıyla başlar. O kadar yoksuldurlar ki, Ali kendi ayakkabısını kardeşi Zehra ile paylaşmak zorunda kalır. Ama bu hiç te kolay olmaz. Bu durumu anne ve babalarından gizlemek zorundadırlar ve her ikisinin de okula gitmesi gerekmektedir. Günlerce Alinin ayakkabısını dönüşümlü giyerek okula gitmeye çalışırlar. Zehra için bu hiç kolay olmaz; çok utanır, hep ayakkabılarını gizlemeye çalışır. Dönüşümlü ayakkabıyı değiştirmeleri Ali nin de istemeden okulu aksatmasına sebep olur. Bir gün Ali okulda ödüllü bir yarışma düzenleneceğini öğrenir. Hemen katılmak ister ama amacı birinci değil, üçüncü olmaktır çünkü 3.lük ödülü bir çift ayakkabıdır. Amacı sadece üçüncü olmak olan Ali için büyük yarış başlar

İki kardeş arasındaki küçük sır, onca çaresizlik içinde hiç kaybetmedikleri umutları, çocukların masumiyeti ve olaylara bakış açıları ve sorunlarını kendi başlarına çözmeye çalışmaları, mutluluğun ne kadar küçük, gerçeklerinse tokat gibi yüzümüze çarptığı; kelimelere sığmayan ifadelerin, bakışlarla en güzel anlatımıdır Majidinin Cennetin Çocukları.
Cennetin rengi

Film başlarken simsiyahtı ve sesler geliyordu. Kasetler çalınıp kime ait olduğunu öğretmen soruyordu. O sahnede isimler sayılırken kim acaba diye merak ettiniz mi? Ben ettim. Sanırım yönetmen kör olmanın ne demek olduğunu ufacık da olsun bizlere yaşatmak, bizleri filme hazırlamak istedi belki de...

Bakmak... görmek...

Parmaklarının ucuyla gören görmeye çalışan Muhammed... Muhammedin isyanında gözlerim dolu dolu oldu ne sulugözüm ben.

Filmi izleyeli epey oldu aklımda kalan sahneler çokça kişi gibi Muhammedin isyanı. Babanın da isyanı vardı o kadar kötü gördük adamı ama aslında olay şudur gibi sahneydi benim için. Çünkü adamı sevemedim.

Bakmak... görmek... evet bence babası göremiyordu.
İran sinemasındaki sansür-yüzünden diyemeyeceğim-sayesinde çocukların dünyasına girmek güzeldi.

Cennetin Çocukları

Ali, Zehra ve bir çift ayakkabının başrolde olduğu film ne kadar samimimiydi. Zehra ile Ali'yi alıp mıncırmak istedim evet(: Ali'nin ayakkabılarını ortak kullanmaya başladıklarında Zehra okulda utanır ayakkabılarından ayaklarını saklamaya çalışır ( kendisine numara olarak büyük gelir ayrıca süssüz bir ayakkabı) fakat öğretmeni spor ayakkabısı olmayanların güzel atlayamadığını söylediğinde o ayaklar saklandığı yerden nasıl da çıkar.

Ali'nin ağlayarak yarışlara girmek istediğini söylediği sahne üzcüydü. Zehra'nın ayakkabılarını görünce attığı bakışları ki aynı bakışları ben de attım, sonradan olanları görünce... bu çocuklar enfes oynamışlar.

Filmde Ali ayakkabılarını kaybetse böyle etki yakalanamazdı bence. Üçüncü olmak birinci olmaktan daha zormuş ya. Ne zormuş hem de.

Son sözüm yönetmene:P Son sahnede tamam göstermiceksin bize babanın çocuklara ayakkabıları verdiğini ama önce Ali'yi en son da babayı gösterseydin bence etkisi daha fazla olurdu(:
cennetin rengi

izleyeli bayağı oldu aslında ama muhammed'in körlüğü karşısında tabiatın güzelliği üzerinde durulması, küçücük çocuğun bu güzelliklerden mahrum olmasını ve ustasına yaptığı o acıklı konuşmayı unutmuyorum.

cennetin çocukları

öğrencilere izletilecek bir diğer film. bu filmi didaktik mi yapar peki? bence hayır, majid majidi amca naif diliyle didaktik sayılamaz. gayet samimi bir film.

bir de "söğüt ağacı" ve "serçelerin şarkısı" filmlerini izlemeden majidi sineması hakkında karar verilmesin diye eklemek istiyorum benim için en güzel yapımlarıdır.
bu suarenin filmlerini izlemiştim ama yine de boş geçmeyeyim diye cennetin çocuklarını yeniden (sanırım bir milyonuncu kere) izledim ve sonunda alinin yarışta üçüncü olamadığı sahnede yine gözlerim doldu!!

majidi (okg ciğime hak verdiğim tek nokta olarak) bazı yerlerde ajitasyona kaçar gibi yapsa da bize "başka bir dünya"nın varlığından bahsediyor,bizim o steril dünyamızdan biraz olsun kafamızı dışarı çıkartmamızı sağlıyor. kendisini sırf bu yüzden bile çok seviyor olabilirim :) düşününce de majidi gibi bir yönetmen anca irandan çıkabilirdi çünkü filmlerin asıl kahramanlarını bir yana bırakalım yan hikayeler bile o kadar "gariban" ki... (o okulların hali neydi öyle?yıkıldı yıkılacak) zaten o dekor olmasa filmler de bu kadar inandırıcı olamazdı herhalde.

bir de bir şey sormak istiyorum;majidinin bu turuncu balık sevgisinin özel bir anlamı var mı acaba?her filmde karşımıza çıkıyor keratalar:D
daddy's home !

Cennetin Rengi

iran sinemasının cenneti olsa gerek bu film. Görme engelli bir çocuğun penceresinden görülenlerin tek gerçek oluşu muazzam anlatılmış. Aklıma engelli doğma ihtimali ile kürtajı desteklenen bebekler geldi. Maneviyatı zayıf olan insanlar büyük sınavı maalesef aşamıyorlar, önlerinde var olan her şeye sımsıkı yumuyorlar gözlerini. Kuşu yuvasına taşıyan Muhammed, balığı temiz suya taşıyan nine ve ters dönmüş kaplumbağanın yanından geçip giden baba.. Öğrencilerime izletecek enfes bir film daha kattım arşivime.

*** Bu arada ninenin oğluna takıları uzatırken, oğlunun ben bunları ne yapayım anne, bana dua et yeter demesine rağmen ısrarla eline tutuşturmasına bir mana veremedim. Niye yaptı öyle?

Cennetin Çocukları

Evvel zaman içinde filme dair okuduğum en güzel yorumdur:

Zehra'nın diğer kızın ayakkabılarına bakışı, arkadaşının eski ayakkabılarını attığını duyuncaki feryadı, Ali'nin sürekli gözlerinden süzülen yaşları, bir ayakkabıyı paylaşmak zorunda oluşları, Ali'nin ayakkabı için mücadelesi... ama en sonunda mecid mecidi yine aynı yolu izler ve babalarının bisikletinin selesine koyduğu 2 çift yeni ayakkabıyı çocuklara verdiğini bize göstermez. Biz hayal ederiz Zehra ile Ali'nin mutluluğunu... Ve şehir hayatında bu kadar varlığın içinde bir çift ayakkabı bize yine bir şey anlatmaz..
cennetin rengi

muhammed o küçük elleriye, ağlayışıyla, gülüşüyle her haliyle ciğerimi dağladı.marangozhanede sessizce ağlarken körlüğüne isyan eder hale gelmesi, yaptığı konuşma içimi parçaladı.kimse beni sevmiyor diye ağlarken kesinlikle ona sarılmak ve seni seviyorum demek istedim.onu oraya bırakan babasına duyduğum nefreti anlatmama gerek yok sanırım.muhammedin ninesiyle olan ilişkisi çok güzeldi.ninenin ona her baktığına içinin yandığını hissetmekse dokunaklıydı.kız kardeşler çok sevimliydi.film görsel açıdanda etkilciydi özellikle köy sahneleri.babanın kaderine isyan ettiği sahne güzeldi ama bu ona karşı hissettiklerimi yumuşatmaya yetmez.bazı ana babalar çocuklarını bağırlarına basmak için kötü bişey olmasını beklemeseler keşke yada hiç üremeseler mi acaba?

cennetin çocukaları

iki kardeşin bir çift ayakkabıyı paylaşmaları, okula geliş gidişlerdeki panik halleri buna rağmen aileye hiçbirşey belli etmemeleri hepsi çok iyi yansıtılmıştı.iki sahne bitirdi beni.zehranın ayakkabısını giyen kızı takip edip de babasının durumunu gördükleri sahne ve tabi alinin yarış sonrası fotoğrafının çekildiği sahne.ilk kez bir yarış sahnesinde birincilik gelmesin diye dua ettim.çocuk oyuncular özellikle aliyi canlandıran oyuncu çok iyi iş çıkarmış.bir kez daha parasızlığın gözü kör olsun dedirtti bu film bana.odalar dolusu bilmem kaç çift ayakkabısıyla övünen hatta onları bile beğenmeyen insanların olduğu bu dünyada çocuklar hiç değilse bir çift ayakkabıya rahatça sahip olabilselerdi...

sonuç olarak iki etkileyici majidi filmi izlemiş olmaktan mutluyum.yönetmenin tarzını fazlasıyla sevdim.doktorun aksine iran sinemasını da sevdim :p güzel bir suare oldu bence emeği geçen herkese teşekkür :)
Bir mesaja cevap veriyorsunuz.
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL