• theo angelopulos tarafından yönetilmiştir.
  • mavi-kırmızı çizgiler arasında, meriç'in ortasında, uçbeylerin sultasında bir hudutkıran film.. eleni karaindrou ve acıtan sesler bandosu da en az film kadar kıyılarda..
  • dugun ve final sahnelerinde, estetik anlamda "kusursuz"a ulasmayi basaran filmdir.
  • yunancada "leyleğin havada kalan adımı" anlamına gelir.
  • türkçesi leyleğin geciken adımı olan 1991 yapımı theo angelopoulos filmi.
  • görüntüleriyle sinematografi dersi için biçilmiş kaftan olan, estetik bir anlatım sunan zengin bir film diyebiliriz kısaca.
    (bkz: uykulu film izlemek)
  • --- spoiler ---
    yağmurun sesindeki musikiyi duyabilmek için sessiz olmak gerekir.
    --- spoiler ---
  • mahmur bir film. uyanamamış, uyanacağı da yok. dehşet fotoğraflar var evet. final sahnesindeki çerçeve birinci sınıf. aydınlatma ve kompozisyon bakımından her kadraj ayrı bir keşif. genel planda ısrarı farketmemek mümkün değil. (ihtimal mülteciliğin doğasına uygun biçimde) hemen hemen bütün yüzler silik ve yarım. bununla beraber mıy mıy mıy giden bir film. kamera "esas oğlan" tahtını işgal eden ve hat tamircilerinin tırmandığı telefon direklerininkinden daha ileri bir oyunculuğunu göremediğimiz "reporter" rolündeki gregory patrikareas'ın üzerinde fazla kalıyor. hatta denebilir ki, ondan fırsat bulabildiğimiz kadarıyla yetiniyoruz. kürt mültecilerin kendi aralarındaki "ihanet" kavgası sahnesi tekrarlanması gerektiğini düşündürecek kadar ham.
  • theo angelopulos'un sınırlar üçlemesinin ilk filmi. diğerleri için:

    (bkz: to vlemma tou odyssea)
    (bkz: mia aioniotita kai mia mera)

    hem üçlemenin hem de angelopulos'un diğer filmlerinden bir adım öne çıkar kanaatimce. filmin en göze çarpan özelliği sınır kavramının hem somut olarak hem de soyut olarak yansıtılmasıdır. bu filmde ulis'in bakışı'nın yavaşlığı ve hayal gücü, sonsuzluk ve bir gün'ün yalnızlığı ve yorgunluğu yoktur. bu filmde ulaşamamak vardır. hem iki ülkeyi, akrabaları birbirinden ayıran, yeni bir hayata başlamak için oradan ayrılmak isteyen göçmenleri engelleyen bir nehir yani sınır vardır. hem de birbirine tanımak isteyen insanlar arasında gözle görülmeyen sınır vardır, hem de daha önceden tanışanlar için de aralarında artık beraber olmalarını engelleyen bir sınır vardır.

    filmin ana karakterinin kasabada kalmasına sebep olan kişinin telefon hatlarını tamiriyle uğraşması ve sarı yağmurluğuyla telefon tellerine tırmanması ve son sahnede de yol boyunca sağlı sollu telefon direklerinde sarı yağmurluklu tamircilerin görünmesiyle filmin bitmesi ve leyleklerin de kütükten yapılan telefon direklerinin tepesine yuva yapması filmin adının buradan gelmiş olabileceğini düşündürdü bana.
  • retina ağrıtan. leylek öpen. sistiren. ne güzel film ne güzel.

    "artık hiç'in, hiç demek olduğunu öğrendim." ya da "dokunduğum her şey beni yaralıyor."
hesabın var mı? giriş yap