12 Temmuz 2020 Pazar

PSYCHE


“Ruh; bildiğim en keskin şeydir...” 



(Gaziorhan Çetinsoy / Gizler Prensi)

20 Nisan 2020 Pazartesi

SEN GÜLÜNCE


Belki de bir kelebek kozasından çıkar.
Güneş damlar çatımızdan,
Kuşlar, evimizin üstünde oturur.
Hayaller tutarız gece gökyüzünden.
Umut bin yıl boyunca yaşar.
Rüzgâr tenimize dokunur serince.
Neden, nasıl oluyor bilmiyorum ama
Bahar geliyor sen gülünce… 



(Gaziorhan Çetinsoy / Gizler Prensi)

2 Ocak 2020 Perşembe

KIRIK SAAT


Biliyorsun...
Piramitin en tepesindeki kuru kafanın üzerine çıktığımda,
Kalbimde olacaksın yine.
Toprağın üstünde gezerken,
Toprağın altında uyurken.
Mevsimler üzerimden gelip geçerken...

Biliyorsun...
Senle geçen zaman yeter bana.
Kırdığın saati tamir ettirmeyeceğim hiç.
Sensizken saniyeleri ezberleyeceğim.
Ellerimde kelepçeler yürürken,
Yüzünü düşünüp, güleceğim.

Kahveni nasıl içtiğini unutmayacağım mesela.
Saçını nasıl taradığını,
En çok güldüğün fıkrayı,
Gözlerindeki ışığı o an...
Buz tutacak her şey, donacağım,
Gülümseyişini bütün evrene sığdıracağım...


Biliyorsun...
Her zaman bir Savaşçı olmuşumdur.
Ve aşk; her şey değilse, hiç bir şeydir.
Yedi yüz milyar adım yol ötede bile olsan yürüyeceğim sana.
Hep koşacağım.
Sen yokken,
Budistler gibi kuru yerlerde uyuyacağım.

Biliyorsun...
Bütün silahlarımı kaybetsem bile;
Kaburga kemiklerimden birini söküp,
Senin için savaşacağım. 



(Gaziorhan Çetinsoy / Gizler Prensi)

14 Temmuz 2019 Pazar

DÖNÜŞÜMLER «Metamorfoz»


Sana bahar katmaya çalışıyorum
Çünkü kendini kış görüyorsun
Seni bahara çevirmek istiyorum
Ruhundaki bütün çiçekleri diriltmek
Seni yeniden var etmek

Ve sende gücümü hissetmek
Tanrı; toprağın içine ruh üfürmüş
İçine ruhumu işlemek
En derinlerine...
Seni yeniden diriltmek

Ve mucizeler asla tükenmez 



(Gaziorhan Çetinsoy / Gizler Prensi)

13 Haziran 2019 Perşembe

FENRİR


İçimde...

Karanlık bir Kurt...

Gökyüzündeki Ejderhayı kovalıyordu...


Yıldırımlar... 

Karanlık Göklerin Silahşörleri...

Parladıkça,

O'nun Yüzünü aydınlatıyorlardı... 



(Gaziorhan Çetinsoy / Gizler Prensi)


8 Haziran 2019 Cumartesi

BİR “DENİZKIZINA”


Sen içimdeki denizlerin ışığısın
Gülüşün yüreğimde ışıl ışıl
Belki limana yanaşmıyor gemiler
Belki martı sesleri çok uzak
Belki gözlerin sur geçilmezi
Gözlerin vurgun…
Gözlerin gönlüme derin tuzak
Fakat hissetmelisin ki;
Sana büyüttüğüm aşk
Masmavi gökyüzünden dahi güzel bir hissiyat


Sen içimdeki okyanusların ışığısın
Sesin kulaklarımda ışıl ışıl
Belki yaşamak ağlamaksı bir iç sızısı
Belki yaşamak bana yük
Fakat bilmelisin ki;
Sana duyduğum aşk
Evrenden dahi, daha büyük… 



(Gaziorhan Çetinsoy / Savaşçı Şair)

DİRİLİŞİN AYDINLIĞI


Bir düş ne kadar güzel olabilirdi?
Bunu, ilk seni görünce anlamıştım.
Sana "merhaba" demeye korkmuştum.
Bu bir şeye gerçekten âşık olmak istediğimizde duyulan ürpertidir.
Yani sevgimde tıpkı savaşlarım gibi cesaretten geçiyordu.
Neden gökyüzüne baktığını hiç anlayamadım.
Güneşin yerde olduğunu hissetmiştim seni görünce.
Yürüyen bir güneş...

İlk kez karanlığın ışıktan duyduğu korkuyu anladım gözlerini gördüğümde.
Bu birisinden çok hoşlandığımızda duyulan korkudur.
Bütün zırhlarımı kaybettim seni farkedince.
Artık kalbimden başka bir silahım yoktu.
Bana baktığını hayal ediyorum...
Zindandaki şövalye kurtuluyor içimde...
Bana biraz daha bak...
Bütün lanetliler ışığa kavuşuyor içimde...
Yüzleri ilk kez olduğu gibi...
Tertemiz...
Bana biraz daha bak...
Sürülen melek tekrar cennete dönüyor içimde...
Bütün düşenler yükseliyor...
Elimi tut...
Parmaklarını parmaklarımın içine geçir...
Ölmüş olan hayata dönüyor...

Senin ellerin...
Dirilişin Aydınlığıdır sevgilim... 



(Gaziorhan Çetinsoy / Gizler Prensi)

MERHABA


Bir masa olsun.
Kalabalık olsun.
İlerden yürüyerek sen gel.
Merhaba de... 



(Gaziorhan Çetinsoy / Savaşçı Şair)

3 Ocak 2019 Perşembe

SENLE OLMAK


Senle olmak,
Gökkuşağının renklerini bölüşmek gibi bir şey…
Kendimi inandırmak istediğim,
Saf bir çocuk oyunu.
Senle olmak,
Yitirmek ipin ucunu.
Bir bilinmeze düşmek,
Gecenin ortasından çekip gitmek,
Özgürlüğü düşünmek, umut etmek özlemek.


Senle olmak,
Karanlıkla dövüşmek gibi bir şey,
Alp Savaşçının haklı onuru,
Zaferine kendimi bilediğim.
Senle olmak,
Karmaşadan münezzeh alabildiğine duru.
Yansısında kendimi gördüğüm,
Avuçlarımla kana kana içtiğim bir su.
Ki yangınıma nihayet olur,
Candan duyulur, içim huzuru bulur…


Senle olmak,
Cennete düşmek gibi bir şey…
Yoluna, çıldırtan hazinelerden geçtiğim.
Binlerce altını satıp tek bir inciyi seçtiğim.
Senle olmak,
Bir hurinin gözlerine dalmak,
Sonsuz düşler içinde dağılmak,
Eşsiz bir rüyaya kapılmak,
Yokluğunu aramamak,
Hiç bıkmamak hiç usanmamak hiç uyanmamak
Ve hiç bulunmamak…


Senle olmak,
Tanrıçayla öpüşmek gibi bir şey.
Kendimi almak istemediğim kırmızı dudaklarından,
Gecenin içinden çıkar gibi ağaran tandan,
Doğmak gibi…
Senle olmak,
Yıldızlara dokunmak gibi,
Geceye usulca sokulmak gibi,
İçlice derinden okunmak gibi,
Ancak bilginlerin bildiği,
Uğruna bir ömrün verildiği…


Senle olmak,
Tanrıyla bütünleşmek gibi bir şey…
Sonsuz kere sonsuz olmak gibi,
Yoktan ansızın var olmak gibi,
Tüm varlığı sarıp, kuşatmak gibi.
Senle olmak,
Ne tarifi ne tabiri olan bir düşü görmek gibi…
Salt enerjiye geçmek gibi,
Her şeyi bilmek gibi,
Her şeyi işitmek gibi,
Gönüllerin özüne yetmek gibi…
Senle olmak,
Bir bedende şekillenmek gibi,
Bir kutsalla görevlenmek gibi,
Bir mucizeyle şereflenmek gibi.
Senle olmak,
Harıl harıl alevlenmek gibi.


Senle olmak,
Göğsümden süngülenmek,
Ve isteye isteye
Titreye titreye
Ölmek gibi…
Ahh!
Senle olmak… 



(Gaziorhan Çetinsoy / Gizler Prensi)