10 yıl önce
7.3
129 OYPUAN VER
5
Imdb: 7.4 (60.633 OY)
KONUSU
1960’lı yılların Polonya’sında geçen hikayede, inanç ve din kavramlarını tutkuyla keşfeden ve kendini Tanrı’ya adayarak rahibe olmaya karar veren Anna’nın yaşamı ele alınıyor.
Anna, son yeminini etmeden hemen önce varlığından haberdar olduğu teyzesiyle görüşür ve ondan aslında Yahudi olduğunu, gerç ... Devamı
Anna, son yeminini etmeden hemen önce varlığından haberdar olduğu teyzesiyle görüşür ve ondan aslında Yahudi olduğunu, gerç ... Devamı
1960’lı yılların Polonya’sında geçen hikayede, inanç ve din kavramlarını tutkuyla keşfeden ve kendini Tanrı’ya adayarak rahibe olmaya karar veren Anna’nın yaşamı ele alınıyor.
Anna, son yeminini etmeden hemen önce varlığından haberdar olduğu teyzesiyle görüşür ve ondan aslında Yahudi olduğunu, gerçek adının da Ida olduğunu öğrenir. İki kadın, birlikte gerçek köklerini ve ailelerinin sırlarını keşfetmeye çabalar...
Anna, son yeminini etmeden hemen önce varlığından haberdar olduğu teyzesiyle görüşür ve ondan aslında Yahudi olduğunu, gerçek adının da Ida olduğunu öğrenir. İki kadın, birlikte gerçek köklerini ve ailelerinin sırlarını keşfetmeye çabalar...
-
Paweł Pawlikowski
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Wanda
Anna
Lis
Szymon
Feliks
Baş Rahibe
Şarkıcı
Kaska
YORUM YAZ
POPÜLER YORUMLAR
Bebekliğinde manastıra bırakılmış bir kız çocuğu büyüyüp tam da rahibe olmak için yemin etmek üzereyken teyzesiyle tanışır ve kendisiyle ilgili sarsıcı gerçeği öğrenir. Yeminden önceki birkaç gün içinde ailesi ile ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak için teyzesiyle birlikte bir yolculuğa çıkar. Bu aynı zamanda içsel bir yolculuktur. Teyzesinin dediği gibi "Tanrı’nın olmadığını keşfedersen?" le mi bitmiştir bilinmez ama yine teyzenin "Denemeniz gerek...yoksa bu yeminlerinizin ne tür bir fedakarlık olduğunu anlayamazsınız" sözü Ida’nın yolculuğa başladığı noktaya geri dönüşünü olanaksız kılar.
Hindistan’da doğduysa hindu, İsrail’de doğduysa yahudi, Arap ülkesinde doğduysa müslüman, Çin’de doğduysa budist, avrupada doğduysa hıristiyan olmanın hiçbir mantıklı gerekçesi yoktur. Her dinin kendi öğretisi yönünde eğitilen kişi birazcık kabuğundan çıkıp süregiden yaşama baktığında gerçek gerçeklerle karşılaşır. O zaman da hiç bir şey eskisi gibi ... Devamı
Hindistan’da doğduysa hindu, İsrail’de doğduysa yahudi, Arap ülkesinde doğduysa müslüman, Çin’de doğduysa budist, avrupada doğduysa hıristiyan olmanın hiçbir mantıklı gerekçesi yoktur. Her dinin kendi öğretisi yönünde eğitilen kişi birazcık kabuğundan çıkıp süregiden yaşama baktığında gerçek gerçeklerle karşılaşır. O zaman da hiç bir şey eskisi gibi ... Devamı
Bebekliğinde manastıra bırakılmış bir kız çocuğu büyüyüp tam da rahibe olmak için yemin etmek üzereyken teyzesiyle tanışır ve kendisiyle ilgili sarsıcı gerçeği öğrenir. Yeminden önceki birkaç gün içinde ailesi ile ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak için teyzesiyle birlikte bir yolculuğa çıkar. Bu aynı zamanda içsel bir yolculuktur. Teyzesinin dediği gibi "Tanrı’nın olmadığını keşfedersen?" le mi bitmiştir bilinmez ama yine teyzenin "Denemeniz gerek...yoksa bu yeminlerinizin ne tür bir fedakarlık olduğunu anlayamazsınız" sözü Ida’nın yolculuğa başladığı noktaya geri dönüşünü olanaksız kılar.
Hindistan’da doğduysa hindu, İsrail’de doğduysa yahudi, Arap ülkesinde doğduysa müslüman, Çin’de doğduysa budist, avrupada doğduysa hıristiyan olmanın hiçbir mantıklı gerekçesi yoktur. Her dinin kendi öğretisi yönünde eğitilen kişi birazcık kabuğundan çıkıp süregiden yaşama baktığında gerçek gerçeklerle karşılaşır. O zaman da hiç bir şey eskisi gibi olamaz...
Zaman ve mekandan bağımsız din kavramını sorgulattıran ve bu sorguyu siyah beyaz fotoğraf kareleriyle destekleyen sade ama değerli bir film "Ida"... 75/100
Hindistan’da doğduysa hindu, İsrail’de doğduysa yahudi, Arap ülkesinde doğduysa müslüman, Çin’de doğduysa budist, avrupada doğduysa hıristiyan olmanın hiçbir mantıklı gerekçesi yoktur. Her dinin kendi öğretisi yönünde eğitilen kişi birazcık kabuğundan çıkıp süregiden yaşama baktığında gerçek gerçeklerle karşılaşır. O zaman da hiç bir şey eskisi gibi olamaz...
Zaman ve mekandan bağımsız din kavramını sorgulattıran ve bu sorguyu siyah beyaz fotoğraf kareleriyle destekleyen sade ama değerli bir film "Ida"... 75/100
2014 Polonya yapımı siyah beyaz bir post-WW2 dönem filmi. Özellikle bir dönem filmi çekecekseniz en iyi ve olması gereken tercih zaten siyah beyaz çekim ve bunun olabildiğince kusursuz olmasıdır. Yoksa bir dönem filmini renkli çekmek ancak Wes Anderson vs tarzı pastoral öğeleri ustaca kullanıp senaryo ve dönemin mimarisi-modası kısaca dünyasıyla harmanlayabilen yönetmenlerin harcıdır; onun haricinde maalesef seyirci geçmiş kavramını şimdiyle karıştırıyor ve bu filmler çoğu Hollywood hayranının aksine özellikle Avrupa ve bağımsız sinema seyircisini soğutuyor.
"Ida" ya dönecek olursa Pawlikowski’nin vermek istediğini hiç saptırmadan , konuyu gereksiz dağıtıp seyirciyi yormadan, vermek istediği mesaj ve duyguyu direk verebilmiş olması yönetmenlik dehasını kanıtlıyor. İnsan izlerken sanki o zamanlarda Tarkovsky’nin kamerasından bi film izlediğini hissediyor zaten olması gereken de bu. Aman aman bir hikaye-kurgu yok filmde belki ama yönetm ... Devamı
"Ida" ya dönecek olursa Pawlikowski’nin vermek istediğini hiç saptırmadan , konuyu gereksiz dağıtıp seyirciyi yormadan, vermek istediği mesaj ve duyguyu direk verebilmiş olması yönetmenlik dehasını kanıtlıyor. İnsan izlerken sanki o zamanlarda Tarkovsky’nin kamerasından bi film izlediğini hissediyor zaten olması gereken de bu. Aman aman bir hikaye-kurgu yok filmde belki ama yönetm ... Devamı
2014 Polonya yapımı siyah beyaz bir post-WW2 dönem filmi. Özellikle bir dönem filmi çekecekseniz en iyi ve olması gereken tercih zaten siyah beyaz çekim ve bunun olabildiğince kusursuz olmasıdır. Yoksa bir dönem filmini renkli çekmek ancak Wes Anderson vs tarzı pastoral öğeleri ustaca kullanıp senaryo ve dönemin mimarisi-modası kısaca dünyasıyla harmanlayabilen yönetmenlerin harcıdır; onun haricinde maalesef seyirci geçmiş kavramını şimdiyle karıştırıyor ve bu filmler çoğu Hollywood hayranının aksine özellikle Avrupa ve bağımsız sinema seyircisini soğutuyor.
"Ida" ya dönecek olursa Pawlikowski’nin vermek istediğini hiç saptırmadan , konuyu gereksiz dağıtıp seyirciyi yormadan, vermek istediği mesaj ve duyguyu direk verebilmiş olması yönetmenlik dehasını kanıtlıyor. İnsan izlerken sanki o zamanlarda Tarkovsky’nin kamerasından bi film izlediğini hissediyor zaten olması gereken de bu. Aman aman bir hikaye-kurgu yok filmde belki ama yönetmen bunu zaten süreyi kısa tutup izleyiciyi çok sıkmayarak telafi ediyor. Zaten durgun geçen filmdeki hafif gizem ve duygu dolu sahneler ayrıca kusursuz oyunculuklar seyirciyi sıkılnmaktan alıkoyan unsurlar. 2 karakterin ruh değişiminin (özellikle Ida) ve kendi kendileriyle hesaplaşmalarının an be an gözler önüne serildiği film son dönem dönem-yolculuk filmlerinin arasında sadeliği, oyunculukları, çekim tekniği, dini ve insani duyguların aynı bedende çarpışması ; bunun çok duru bir şekilde aktarılması, dönem koşulları ve genel durumunun tasviri ile benzerleri arasında adeta parlıyor.
Ülkemizde pek ilgi görmeyen bağımsız ayrupa sinemasının yılın en başarılı yapımlarından olan "Ida" barındırdığı güçlü mesajları ve replikleriyle de beni şahsen tatmin etti. Tabiki bir filme başlarken inanılmaz sürükleyici akılalmaz akıl oyunlarının olduğu insanı şaşkına çeviren sonlar bekleyen blahblah filmler sevenlere haliyle önerilmez. İzlemek isteyenlere ise unutulmazfilmlerdatcomda bulabileceklerini söyleyeyim.
"Ida" ya dönecek olursa Pawlikowski’nin vermek istediğini hiç saptırmadan , konuyu gereksiz dağıtıp seyirciyi yormadan, vermek istediği mesaj ve duyguyu direk verebilmiş olması yönetmenlik dehasını kanıtlıyor. İnsan izlerken sanki o zamanlarda Tarkovsky’nin kamerasından bi film izlediğini hissediyor zaten olması gereken de bu. Aman aman bir hikaye-kurgu yok filmde belki ama yönetmen bunu zaten süreyi kısa tutup izleyiciyi çok sıkmayarak telafi ediyor. Zaten durgun geçen filmdeki hafif gizem ve duygu dolu sahneler ayrıca kusursuz oyunculuklar seyirciyi sıkılnmaktan alıkoyan unsurlar. 2 karakterin ruh değişiminin (özellikle Ida) ve kendi kendileriyle hesaplaşmalarının an be an gözler önüne serildiği film son dönem dönem-yolculuk filmlerinin arasında sadeliği, oyunculukları, çekim tekniği, dini ve insani duyguların aynı bedende çarpışması ; bunun çok duru bir şekilde aktarılması, dönem koşulları ve genel durumunun tasviri ile benzerleri arasında adeta parlıyor.
Ülkemizde pek ilgi görmeyen bağımsız ayrupa sinemasının yılın en başarılı yapımlarından olan "Ida" barındırdığı güçlü mesajları ve replikleriyle de beni şahsen tatmin etti. Tabiki bir filme başlarken inanılmaz sürükleyici akılalmaz akıl oyunlarının olduğu insanı şaşkına çeviren sonlar bekleyen blahblah filmler sevenlere haliyle önerilmez. İzlemek isteyenlere ise unutulmazfilmlerdatcomda bulabileceklerini söyleyeyim.
Sinematografik açıdan o kadar harika bir film ki! İzlerken çok büyük keyif aldım. Kadrajlar filmin ruhuna uymuş, bir durgunluk yaratıyor fakat kesinlikle sıkıcı değil, hayret verici.
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Her biri fotoğraf karesi güzelliğinde siyah-beyaz kadrajlar. Trajik bir hikaye, düşündürücü sorular...
"-Bizi dinlemeye gelirsin, kumsalda yürürüz.
+Sonra?
-Bir köpek alır, evlenir, çocuk yapar ve ev kurarız.
+Sonra?
-Her zamanki sorunlar, hayat işte..."
"-Bizi dinlemeye gelirsin, kumsalda yürürüz.
+Sonra?
-Bir köpek alır, evlenir, çocuk yapar ve ev kurarız.
+Sonra?
-Her zamanki sorunlar, hayat işte..."
Ne eksik ne fazla, her şeyiyle tam kıvamında. Çiçek gibi film, yahut bir fotoğraf albümü.
Cellatların saygı duyduğu , tereddütsüzce güvenebildiği bir kimliği çamura bulayarak !! Tanrı'ya tekrar dönüş yolunda , dik duruşu ve hızlı adımlarıyla Ida .....
Ida kiliseye değil de anne ve babasının öldürüldüğü yere gidiyor olamaz mı ? Açılan çukura girmek için ?
Aradığımı bulamadım, vasat bir film hatırda kalmaz unutursunuz gider, alın size entelektüelgörünen ama çerezlik bir film ironik ama öyle :/
Kadrajlar bilhassa güzel, beni önce irrite etse de filmin bütünlüğü içinde alıştım ve görüntülerin filmin anlatımı için pek önemli olduğunu düşünüyorum. İzlenesi.
Birçok dalda ödüle aday gösterilmiş ve aynı zamanda Oscar?ı kucaklamış bir film İda. ?En İyi Yabancı Dilde Film? dalında kazanmış küçük sarı heykelciği. Oscar?ın verdiği ödülleri ve puanları genelde dikkate almayarak film seçerim ama bu filmde ilk gözüme çarpan ödülleri oldu. Tabii aynı zamanda Avrupa Sineması olması da ayrı cezbediciydi benim için. Bir kere şunu söylemeliyim ki, ille de aksiyon ve hareket arayanlar bu filmden uzak dursun. Çünkü çok keskin bir şekilde ağır ve durgun ilerleyen bir dram filmi. Diyalog bile çok sınırlı şekilde kullanılmış. Ama sürenin kısa olması ve hikayenin işleniş tarzı, bu olumsuz gibi görünen etkeni tam anlamıyla ekarte ediyor. Film 1960 yılının Polonya?sında geçiyor ve bu nedenle dönemi en iyi şekilde yansıtmak için siyah-beyaz çekim yöntemine başvurulmuş. Çok da iyi olmuş. Senaryonun gerçekçiliğine gerçeklik katmış. Sanki o dönemin içindeymiş gibi hissettim kendimi. Ayrıca kamera açıları ve görselli
... Devamı
Birçok dalda ödüle aday gösterilmiş ve aynı zamanda Oscar?ı kucaklamış bir film İda. ?En İyi Yabancı Dilde Film? dalında kazanmış küçük sarı heykelciği. Oscar?ın verdiği ödülleri ve puanları genelde dikkate almayarak film seçerim ama bu filmde ilk gözüme çarpan ödülleri oldu. Tabii aynı zamanda Avrupa Sineması olması da ayrı cezbediciydi benim için. Bir kere şunu söylemeliyim ki, ille de aksiyon ve hareket arayanlar bu filmden uzak dursun. Çünkü çok keskin bir şekilde ağır ve durgun ilerleyen bir dram filmi. Diyalog bile çok sınırlı şekilde kullanılmış. Ama sürenin kısa olması ve hikayenin işleniş tarzı, bu olumsuz gibi görünen etkeni tam anlamıyla ekarte ediyor. Film 1960 yılının Polonya?sında geçiyor ve bu nedenle dönemi en iyi şekilde yansıtmak için siyah-beyaz çekim yöntemine başvurulmuş. Çok da iyi olmuş. Senaryonun gerçekçiliğine gerçeklik katmış. Sanki o dönemin içindeymiş gibi hissettim kendimi. Ayrıca kamera açıları ve görsellik olağanüstüydü. Film, çekim teknikleri açısından resmen kusursuz olmuş. Açılar o kadar etkileyici kullanılmış ki çoğu yerde ekrana bir tabloya bakar gibi baktım. Ki mekan, kostümler, arabalar, insanların yaşayış tarzı da çok iyi işlenmiş ve ekrana olduğu gibi aktarılmış. Filmde müthiş bir doğallık da var. En ufak abartılı sahne veya göze batacak bir yer yok. İkinci Dünya Savaşı sırası ve sonrasında yaşanan acılar da seyirciye hatırlatılıyor. Bunu yaparken duygu sömürüsüne gidilmemiş ancak savaşın insanlar üzerinde açtığı yaraların ne kadar derin olduğunu hissedebiliyorsunuz. Dediğim gibi ağır işleyen bir film ama bunu dikkate almayın derim ve olumsuz yorumlara da takılmayın. Polonyalı yönetmen Pawlikowski bana göre farkını ortaya koymuş. 10/7.8
Filmin konusu aslında hiç te boş değil,yani dallandırıp budaklandırmaya ve ajiteye sonuna kadar açık ama Pawlikowski konuya sen şöyle bi kenarda dur demiş ve son yıllarda gördüğüm en iyi karaleri senemaseverlere armağan etmiş.kadraj çok tuhaf yerlerde, yarım yüzler,kenarda köşede kalan odak noktalarından geniş açılara açılmalar ve daha bissürü güzel şey..filme bu gözle bakarsanız size bayağı güzel ve yeni şey vaad ediyor.izlenilesi
2010 dan sonra bu kadar kaliteli bir film izlediğimi hatırlamıyorum, en son tarwosky ve bergmandan bırakılan bayrağı bir nebzede olsa haketmiş bir film....
?!
diğer bergman ve tarwosky filmlerine nazaran sabit bir kamera anlayışı ile sanatsal bir soluk getirmiş....
?!
diğer bergman ve tarwosky filmlerine nazaran sabit bir kamera anlayışı ile sanatsal bir soluk getirmiş....
Ida filmine Benzer Film ekliyorsun.
Ida filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Ida filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL