Sırp Filmi

Son derece rahatsız edici ve zor bir film. Emekli bir porno yıldızına eski iş arkadaşlarından biri tarafından bir iş teklifi gelir. Maddi sıkıntılar çektiği için teklifi kabul eder. Nasıl bir filmde oynayacağı yada senaryo ile ilgili hiçbir fikri yoktur. Filmin içine girip gerçekle karşılaşınca bundan sıyrılmaya çalışır ama nafiledir. Film, özellikle zengin kesimin, tatminsizliğin de etkisiyle seks konusunda nerelere varabileceğini anlatmaya çalıştığını görüyoruz. Evet böyle görüntüleri sinemaya taşımak ne derece doğru? o da ayrıca tartışılır. Filmin özellikle ilk 50 dakikasında yapılan porno sektörü eleştirilerini de göz ardı etmemek gerek. Bu sektörün hitap ettiği kesim, tamamen kadını aşağılama üzerine kurgulu olması ve duygu namına bir kırıntının bile bulunmadığının anlatılması da filmin ayrı bir konusu. 50.dakikadan sonra ise ipin ucu kopuyor ve konu ne ara buralara kadar geldi diyorsunuz. Yorumların birinde denildiği gibi, film bitince, filmin başındaki çocuk gibi oldum..

Film,aslında herşeyin, cinsellik denen ’’insanın en hayvani’’ güdüsü dahil alabileceği tüm zevklerin, eğer dozunu ayarlayabilirse güzel olacağını, eğer dozunu ayarlayamazsa düşünce ve irade yetisini kaybetmiş, hayvandan daha aşağıda bir mahlukat olabileceğini tüm açıklığıyla kafamıza kafamıza vuruyor. Düşünün ki ,filmde karşında belkide 20 farklı seks dönüyor ve izleyici olarak hiç birine erekte yada tahrik olmuyorsun. Aslında verilmek istenen duygunun en iyi şekilde verildiğinin en büyük kanıtı.

(Hassas bir insansanız, cinsel dürtüleriniz zaten pamuk ipliğine bağlıysa kesinlikle önermiyorum. Keza bu filmden sonra, zaten soğuk olduğunuz cinsellğe karşı iyice soğuyabilirsiniz. Zamanınızı daha değerli filmlere ayırmanızı öneririm.)

Filmdeki satır aralarından birisi de; normalde karşısında giyinik bir şekilde bir kız çocuğunu gördüğü anda bile seksi yarım bırakan, ailesini kurtarabilecek tarzda bir para kazanacağı söylense bile işin içine çocuk vs. girdiği zaman ’’ASLA’’ diyebilen, porno yıldızı olmasına rağmen insanlığını kaybetmediğini bize hissettiren bir adam vardı. Ancak o adamdan, değişik hap/iğne yoluyla İRADESİ alındığı zaman, ortaya nasıl bir yaratık çıktığını, kadının kafasını canlı canlı kesip, onunla sevişmeye devam etmekten korumalar yardımıyla zorla alıkoyulduğunu, bıraksalar kafası kopuk kadınla sevişmeye devam edebileceği, bize zaten insanın varlığındaki en büyük lütufun İRADE olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Ne mutlu iradeli insanlara, ne mutlu iradesini beş kuruşa değişmeyen insanlarımıza..