8

158 OY
PUAN VER
5

Imdb: 8 (4.320 OY)

KONUSU
Faytoncu Cabbar ekmek parasını çıkarmak için köyünden ayrılıp şehre, Adana’ya gelir. Bir gün sigara almaya gittiği sırada, bir otomobil yol kenarına çektiği arabasına çarparak atlarından birini öldürür... Ölen atının yerine yenisini almak için gereken parayı ödünç almak üzere, bir zamanlar yanında ç ... Devamı
Faytoncu Cabbar ekmek parasını çıkarmak için köyünden ayrılıp şehre, Adana’ya gelir. Bir gün sigara almaya gittiği sırada, bir otomobil yol kenarına çektiği arabasına çarparak atlarından birini öldürür... Ölen atının yerine yenisini almak için gereken parayı ödünç almak üzere, bir zamanlar yanında çalıştığı ağaya giderse de eli boş döner. Biçare Cabbar’ın imdadına arkadaşı Hasan bir umutla yetişir. Telepatik güçleri olduğunu iddia ettiği bir bilgeden bahseder...

Türk sinemasında bir dönüm olarak kabul edilenUmut, 1970 Adana En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu (Yılmaz Güney) ve 1970 Grenoble Juri Özel Ödülünü kazandı.

YORUM YAZ

SPOILER

POPÜLER YORUMLAR

YENİ YORUMLAR

Tüm Yorumlar

@eymir66

7 ay önce

8.6 / 10

Bu film yıllar geçtikçe değerini katlar, 70 yılların öncesinde sosyal durumu göz önüne sermiş ve filmde umudu tüm yönleriyle izleyiciye aktarmış kült filmdir. O kötü durumda yaşanılan onlarca birbirinden farklı nüanslar, duygular birbirine geçmiş şekilde bir öbek halinde sunulmuş. Her bir sahnesinde farklı tezler üretilebilecek potansiyele sahip.

@blackbrust

1 yıl önce

Sinemamizin uluslar arasi festivallerde odullere en cok aday gosterildigi filmdir . Sinemamızı kilittaşıdır bu film hem pastoral ve lirik anlatimi hemde italyan yeni gercekcilikten etkilenmis olmasi bakimindan her sinefilin izlemesi gereken çok önemli bir eser.
O

@ozcangazan

4 yıl önce

10 / 10

Yılmaz Güney'in ve yeşilçam sinemasının en iyi filmlerinden biridir müthiş bir film.
S

@salhan4

6 yıl önce

FAKİRLİĞİN GÖZÜ KÖR OLSUN!

Filmde; bir defineden, definenin yerinden, nasıl ulaşılabileceğinden, gözardı edinenden, şans eseri görünenden, çevredeki işaretlerden, bağlantılı yollardan, tamamen zorluk derecesi yüksek hazineden,

çıkarmanın mümkün bile gözükmediği durumlardan, bıkkınlıktan, umutlanıp

umutsuzluğa düşmekten, ağlamaklı olmaktan, sessizce haykırıştan, kalpten geçen duygudan, bir amaç uğruna savaşmaktan, ölüp ölüp

dirilmekten, bedenen bitmekten, acıyla yoğrulmuş bir hayatın sonuna geldiğini düşünmekten ve gelmeye ramak kalmaktan, yorgunluktan, halsizlikten, ya yakıcı güneş altında terlemekten, ya da yağan yağmurda üşüyüp ıslanmaktan, anlamını

yitirdiğimiz şeyleri gündeme getirmekten, gülmeyi unutmaktan, herşeyi göze almaktan, ne için yaşadığımızı sorgulamaktan, neşeyi, sevgiyi, acyı, üzüntüyü bir anda yaşamaktan sözediyor.

Bunu ya; son an a geldiğimizde yaşıyoruz, ya sevdiğimizden uzaklaşınca, ya da yaklaşamayıp, bin bir
... Devamı
FAKİRLİĞİN GÖZÜ KÖR OLSUN!

Filmde; bir defineden, definenin yerinden, nasıl ulaşılabileceğinden, gözardı edinenden, şans eseri görünenden, çevredeki işaretlerden, bağlantılı yollardan, tamamen zorluk derecesi yüksek hazineden,

çıkarmanın mümkün bile gözükmediği durumlardan, bıkkınlıktan, umutlanıp

umutsuzluğa düşmekten, ağlamaklı olmaktan, sessizce haykırıştan, kalpten geçen duygudan, bir amaç uğruna savaşmaktan, ölüp ölüp

dirilmekten, bedenen bitmekten, acıyla yoğrulmuş bir hayatın sonuna geldiğini düşünmekten ve gelmeye ramak kalmaktan, yorgunluktan, halsizlikten, ya yakıcı güneş altında terlemekten, ya da yağan yağmurda üşüyüp ıslanmaktan, anlamını

yitirdiğimiz şeyleri gündeme getirmekten, gülmeyi unutmaktan, herşeyi göze almaktan, ne için yaşadığımızı sorgulamaktan, neşeyi, sevgiyi, acyı, üzüntüyü bir anda yaşamaktan sözediyor.

Bunu ya; son an a geldiğimizde yaşıyoruz, ya sevdiğimizden uzaklaşınca, ya da yaklaşamayıp, bin bir türlü çetrefilli ve zorlayıcı durumlarla karşılaşıp çok düşünüp, daha da kör olup kendimizi kandırıp korkup ölümü beklerken, yaşarken ölerek veya gerçekten öleceğimizi bilerek, elimizdekinin kıymetini onu kaybedince anlıyoruz.

Ne yaşatıyor bizi? Sevgi mi?, Aşk mı?, Sevda mı?, Huzur mu?, Cinsellik mi?, Sinema mı?, Spor mu?,

Eğlence mi?, Mizah mı?, Siyaset mi?, Para mı?, yoksa; bir baktığında onun gözlerindeki ışıltıya kendinden geçmek mi? Mutlu Olmak mı?

Ne yön veriyor bize? , başkalarının dedikleri kimin umrunda, onlarmı bizi yaşatıyor?, onlara göremi bir hayat yaşayacağız?, kim ne der diye korkarakmı-canları cehenneme...

Ne yani Aşk' ımızı, Sevgi' mizi, Hayal' lerimizi parayamı satacağız?,

Ne yön veriyor bize? , Ne?...

Bu film sadece yoksullukla cebelleşen bir aileyi veya bir grup insanı anlatmıyor, aksine geçmişimizi ve şimdiki insan manzaralarından iyi veya kötü bir kesit sunuyor,bunu yaparkende gözlerimizin içine sokuyor adeta...

Kocaman bir yaşamı tüm yesnaklığıyla ve tüm çıplaklığıyla bütün Duygu' ları barındırarak gözler önüne seriyor...

Ne görmek istiyorsak onu görüyoruz, bir nev-i toplu halüsilasyon gibi akıl tutunması yaşıyoruz.

Bizler aslında böyle değiliz.

Umut Herşeydir...

Umut biterse Sevgi' de biter, Aşk' ta ,Hayal' de, Akıl' da, Sağlık' ta, Mantık' ta biter.

İnsan güzelliği yaşamalı, ama sözle, ama yaşayarak, ama yaşamalı...

Ne fakirlik korkulacak bir şey, ne de zenginlik büyüleyici...

İnsan' ın içinde dürüstlük,merhamet,anlayışlılık ve de aşk ta olmalı... En önemliside Kalp...

Ne cebinde Akrep olup cimri olacaksın, ne de elindekini avucundakini vermeye gönüllü...

Bir kuru Ekmek' le de mutlu olunur, veya bir gülüşe de huzur duyulur.

Önemli olan KALP' tir Kalp...

Bir Kadın' ın gözünden o Hayat nasıl akıyorsa Film boyunca, bir anlık huzur için o yola giden Adam' ında Umut' ları köreliyor film boyunca...

(Ancak bir zorla güzellik-tec.vüz, v.b, kendini kandırıp banane o

düşünsün ben erkeğim bütün kadınlar benden sorulur diye düşünen şer.fsiz

adamlar ve ben kadınım, elimi sallasam ellisi ben güzelim diye beyins.zliğini ele veren bud.ala bir kadını

anlatan bir yapım bu kadar sarsıcı olabilirdi, veya ahlaksızca çevreden onun etkisiyle ölüp ölüp dirilen insanları anlatan bir yapım olsaydı,

bu kadar sert ama gerçekçi olabilirdi.

Film içinde film, oda içinde oda var sanki define diliyle...
H

@hakanagan

8 yıl önce

Tek kelimeyle müthiş. Film nerdeyse her anında bize bir fotoğraf sunuyor gibi. Bunun yanında değindiği konularla da içimize dokunmasını başarıyor. Yılmaz Güney oyunculuğunun yanında ne kadar başarılı bir senarist ve yönetmen olduğunu da gösteriyor bu filmle.
R

@robertbresson

10 yıl önce

Yılmaz Güney'in abartılı bir dili var türk sinemasında izlediğim en iyi oyunculardan biridir ama yazıp yönetmek ona göre değil

@cozyapiciel

11 yıl önce

umut fakirin ekmeğidir sözünün filmi. özellikle sınıfsal eşitsizliği yüzünüze yüzünüze vuran sahneleri bitirir. hem bir insanlık hem de bir sinema dersidir. on bin defa seyredilesi, seyrettirilesi.

@sarhosatlarzama

11 yıl önce

8.8 / 10

Yıllar sonra aklıma gelip de yeniden -iyi ki de- izlediğim Yol, Duvar ve Sürü filmleriyle birlikte Yılmaz Güney`in kare asını oluşturan filmlerin ilki, türk sinemasının uzun kilometre taşlarından, sayılı başyapıtlarından bir tanesi. O zamanlarda ardı ardına çekilen melodram ağırlık aşk filmleriyle bezenen sinemada deprem etkisi yaratmış, bir anlamda dönüm noktası oluşturmuştur. Melodram filmlerinden sonra biraz sarsıcı olmuş olmalı ki, o kadar ağır göndermeler olmamasına rağmen, artık hangi akla hizmettendir bilemiyorum ama film, zamanın sansür kurulu tarafından yasaklanmıştır. Benim kendi görüşümdür ama belki de yasaklanmasından dolayı yılmaz güney bu filmden 4 sene sonra, benzer özellikler taşımasına rağmen, umut`taki sahne çekimlerinin ve göndermelerin gölgesinde kalan endişe filmini çekmiştir.

Yılmaz güney`in aksiyon dolu, vurdulu-kırdılı filmlerini de izlemiş birisi olarak umut filmini dil ve görsel öğeler açısında apayrı bir yerd
... Devamı
Yıllar sonra aklıma gelip de yeniden -iyi ki de- izlediğim Yol, Duvar ve Sürü filmleriyle birlikte Yılmaz Güney`in kare asını oluşturan filmlerin ilki, türk sinemasının uzun kilometre taşlarından, sayılı başyapıtlarından bir tanesi. O zamanlarda ardı ardına çekilen melodram ağırlık aşk filmleriyle bezenen sinemada deprem etkisi yaratmış, bir anlamda dönüm noktası oluşturmuştur. Melodram filmlerinden sonra biraz sarsıcı olmuş olmalı ki, o kadar ağır göndermeler olmamasına rağmen, artık hangi akla hizmettendir bilemiyorum ama film, zamanın sansür kurulu tarafından yasaklanmıştır. Benim kendi görüşümdür ama belki de yasaklanmasından dolayı yılmaz güney bu filmden 4 sene sonra, benzer özellikler taşımasına rağmen, umut`taki sahne çekimlerinin ve göndermelerin gölgesinde kalan endişe filmini çekmiştir.

Yılmaz güney`in aksiyon dolu, vurdulu-kırdılı filmlerini de izlemiş birisi olarak umut filmini dil ve görsel öğeler açısında apayrı bir yerde tutuyorum. Sinema için olduğu kadar yılmaz güney için de bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum ki, y. güney en iyi filmlerini bu filmden sonra üretmeye başlamıştır. İsteyene ders, isteyene tokat niteliğinde...

Bir iki kelam da filmin içeriği hakkında etmem gerekirse, film fakir bir arabacının ve ailesinin çektiği hayat zorlukları ve bu zorluklardan kurtulmanın "umut"uyla yaşantısını ele alıyor. Filmin içeriği üzerinde çok uzun süre durmaya gerek yok çünkü kelimelerle ifade edilmesi çok zor olan sahneler barındırıyor ki, sinemayı da güzel yapan unsurlardan bir tanesi bu. Ama spoilerse spoiler artık bilemicem, henüz filmin başında cabbar`ın(y.güney) gidip Sümerbank tabelasının altına işemesi filmin hakkında ipuçları veriyor zaten. Yine hasan`ın(tuncel kurtiz) at arabasında cabbar`a hitaben "iyi at, iyi araba para işi..."diyerek başladığı tirad, sadece bu filmin değil, türk sinemasının en iyi tiradlarındandır. Para üzerine hasan`ın bu konuşmasının hemen sonrasındaki sahnede, atına çarpıp öldüren zengin bir kalantorun karşısında, karakolda hor görülmesi, paraya yenilmesi de tiradı tamamlar nitelikte olmuştur. Atını gömdüğü sahne...(bulamadım diyecek bir şey). Atı öldükten sonra iyice perişan olan cabbar, hasan`ın da zorlamasıyla hırsızlığı da denese, denk geldiği Amerikalı(!) bir zengin tarafından dövüldüğü ile kalır. Son çare olarak bir hocanın dua ve üflemeleriyle define işine girmesi, hem cabbar`ın hem de filmin sonunu getirir. Filmin sonuna kadar yine birçok ayrıntı olmasına rağmen, filmin sonunda cabbar`ın gözleri bağlı şekilde defineyi aradığı sahne, sinemanın da üstünde bir noktada. uzun süre aklımdan ve gözlerimin önünden silinecek bir sahne.

Filmi ifade etme konusunda çok da başarılı olduğumu düşünmüyorum. Hem bir çok ayrıntıyı anlatmak açıklamak çok uzun sürecektir hem de bu sahneleri kelimelerle ifade etmek onları basite indirgeyecektir bir yerde. Aslında bu durumun sadece bu film için değil, bütün filmler için bu şekilde olduğunu düşünüyorum.

Filmin içimde yarattığı etkiyi bir yana koyarsam -aslında koyulacak gibi değil ama - aklımda yarattığı en önemli soru, umudun ne kadar iyi ya da kötü bir şey olduğuydu. Kötülüklerin anası olduğunu idda eden niçe mi haklı yoksa bu dünyadaki en güzel şey olduğunu idda eden a.dufreyn(stephen king)mi, bilip bilmediğimi ben de bilmiyorum:)

@john_titor

11 yıl önce

10 / 10

yılmaz güneyin sayısız güzel filmlerinden bi tanesidir, her ne kadar bu ülkede hakettiği değeri alamasa da türkiye sinema tarihindeki en iyi oyunculardandır bence

@otlu_kek

11 yıl önce

neden izlemek için bu kadar bekledim diye kafamı duvarla vurmak istedim.İzleyin izletin.
P

@panteria

12 yıl önce

Türk sinema tarihini en iyi filmlerinden biri kanımca.
P

@purcink

12 yıl önce

8.5 / 10

Yılmaz Güney'in diğer filmleri arasında biraz sönük kalmışsa da başından sonuna kadar bir sinema dersidir. Cabbar karakterini canlandıran Yılmaz Güney, filmin ilk dakikasından son dakikasına kadar Cabbar'dı ki zaten bu rolüyle ödül de aldı. Gözlerinin içine çaresizliği yerleştirebilmiş başka bir oyuncu biliyor musunuz siz? Yılmaz Güney'in her yakın çekiminde içiniz sızlar o gözlerden dolayı.

@yorgun_nihilist

13 yıl önce

10 / 10

siyah-beyaz dünyanın siyah yüzünü ayna gerçekliğiyle anlatan acımasız film.

cebinde var olan 3 kuruşu çalmaya yeltenen hırsızı yakalayıp evire çevire dövdüğü sahnedeki kamera çekimleri sanırım o dönemde eşine ender rastlanan bir sahne.
O

@ozgen

13 yıl önce

Katıldığım bir "Yılmaz Güney Paneli" nde eşi Fatoş Güney bu filmin düğün hediyesi olarak kendisine ithaf edildiğini söylemiştir. Nitekim kendileri bu filmin setleri başlamadan 1 hafta önce evlenmişlerdir ve balaylarını Adana'da sette geçirmişlerdir. Fatoş Güney ayrıca şunları söylemiştir: " Adana'da kara şalvar giyip ırgat kadınların arasına karıştım. Çukurova beni öylesine etkiledi ki İstanbul'a döndüğümde hala o kara şalvarı giyiyordum. Hilton otele bile girdim şalvarımla. Sonra Yılmaz'a dedim ki "Yılmaz biz ne yapıyoruz? Villada oturuyoruz, yanımızda işçiler çalışıyor. Hemen hepsini bırakıp bir gecekondu mahallesine yerleşiyoruz ve ben ırgatlık yapmaya başlıyorum. Bunca insan böyle çile çekerken ben villada oturamam!"

Fatoş Güney'in dediği kadar vardır Çukurovada yaşayan insanların ekmek çilesi. Bu film de bu gerçekliği birebir yansıtır. Tokat gibi çarpar yüzünüze.

@punkart

14 yıl önce

10 / 10

başyapıt en sevdiğim yılmaz güney filmi film başlıyor ve siz bitine kadar o filmin içindesiniz, bunu sağlayan filmler çok az, iyi ki varmış yılmaz güney....
SPOILER

Umut filmine Benzer Film ekliyorsun.

Arama Sonuçları

Umut filmini Kategorize ediyorsun.

Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.

Arama Sonuçları

Umut filmine Konu ekliyorsun.

Arama Sonuçları

FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL