gerçekten kötü bir film her şeyiyle, manasız konuşmalar anlamsız hikayeler gereksiz ilişkiler izlemeyin izletmeyin izlediğime pişman olduğum filmlerden biri.
2012 yılında izlediğim en kötü filmlerden biri.Bridesmaids ile karşılaştırmalar görünce beklentimde haliyle yükselmişti.Koskoca film boyunca 1 kere bile güldüğümü hatırlamıyorum,e o zaman bunun neresi komedi.Birbirinden kopuk sahneler,lisede sevgiliydik ama olmadı klişeleri,ne idüğü belirsiz içi boş karakterler,filmi neresinden tutsanız elinizde kalıyor.Bridemaids tutuldu,hemen bişeyler patlatmamız lazım kafasının ürünü olmuş.Hangover'ın dişi versiyonu olduğunu iddaa eden bünyelere de Hangover'ı tekrar izlemelerini tavsiye ediyorum.
Leslye Headlandın ilk yönetmenlik denemesi olan Bachelorette (Bekarlığa Veda), bugüne kadarki erkek egemen bekarlığa veda partilerini tersine çevirip, yakın zamanda izlediğimiz Magic Mike (2012) gibi bu sistemi kadınlar üzerinden inşa ediyor. Fakat kadın egemen bir parti zihniyeti çizerken bunu tıpkı erkeklerde olduğu gibi birebir uygulaması, feministleri kızdıracak bir kadın filmine dönüşmesine neden oluyor.Bu tür filmlerin vazgeçilmez üçlüsü olan seks-küfür-uyuşturucu formülünü romantik-komedi yapısıyla harmanlayıp, kadın egemen bir dünyaya uyarlayan film, türün getirdiği tüm klişeleri birer birer uygulamaktan çekinmiyor. Hal böyle olunca başından sonuna kadar her hamlesi tahmin edilen basit bir karakter komedisi olmaktan ileriye gidemiyor. The Hangover (2009)daki üçlü Phil, Stu ve Alanın yerini burada sürtük lakaplı Regan, Gena ve Katie alıyor. Aradaki tek fark ise The Hangoverda uyandıktan sonra oluşan olaylar zinciri Bachelorettede yerini uykusuzluka bırakıyor zira, geceden sabaha... Devamı
Leslye Headlandın ilk yönetmenlik denemesi olan Bachelorette (Bekarlığa Veda), bugüne kadarki erkek egemen bekarlığa veda partilerini tersine çevirip, yakın zamanda izlediğimiz Magic Mike (2012) gibi bu sistemi kadınlar üzerinden inşa ediyor. Fakat kadın egemen bir parti zihniyeti çizerken bunu tıpkı erkeklerde olduğu gibi birebir uygulaması, feministleri kızdıracak bir kadın filmine dönüşmesine neden oluyor.Bu tür filmlerin vazgeçilmez üçlüsü olan seks-küfür-uyuşturucu formülünü romantik-komedi yapısıyla harmanlayıp, kadın egemen bir dünyaya uyarlayan film, türün getirdiği tüm klişeleri birer birer uygulamaktan çekinmiyor. Hal böyle olunca başından sonuna kadar her hamlesi tahmin edilen basit bir karakter komedisi olmaktan ileriye gidemiyor. The Hangover (2009)daki üçlü Phil, Stu ve Alanın yerini burada sürtük lakaplı Regan, Gena ve Katie alıyor. Aradaki tek fark ise The Hangoverda uyandıktan sonra oluşan olaylar zinciri Bachelorettede yerini uykusuzluka bırakıyor zira, geceden sabaha kadar halletmeleri gereken bir görev var bu sefer.Kirsten Dunstın seks, Lizzie Caplanın küfür, Isla Fisherın ise uyuşturucu üzerine kurulan karakterleri, klasik formülü yerine getiriyor ve akılda kalıcı bir üçlü yaratmayı başarıyor. Bu üçlünün ortak noktası ise cinsel yaşamın sıradanlığı, orta yaş krizi ve kimlik arayışı oluyor. Steven Soderberghin Magic Mike (2012)da yaratmış olduğu striptizci erkekler talep eden kadın toplum fikrine benzer bir yapı olan kadınların bekarlığa veda partisi, bu özgünlüğünü kendini iyi hisset finali, seks ve küfür komedisi, karton karakterler, bayat espriler gibi noktalarda kaybederek iyicene sıradanlaşıyor ve film bittiğinde geriye pek elle tutulur bir şey kalmamasına neden oluyor.
Sadece ve sadece Kirsten Dunst ve Isla Fisher için izlemek istedim. Beklediğimi de aldım, ikisinin de performansı tatminkardı.
Zevzek ve klişe bir film olacağından emindim zaten. Hollywood'un artık iyice rutin hale gelmiş " evlilik ve öncesindeki bir-iki günde vuku bulan olaylar silsilesi " içeriğine sahip.
El altında dursun, yapacak hiçbir şeyiniz olmadığı bir günde, öldüreceğiniz 1,5 saati en azından oflayıp puflamadan geçirtebiliir.
@selmass
9 yıl önce
3.5 / 10
@lowen
12 yıl önce
3 / 10
@ibodirector
12 yıl önce
5.3 / 10
@onur_turan
12 yıl önce
6 / 10
Zevzek ve klişe bir film olacağından emindim zaten. Hollywood'un artık iyice rutin hale gelmiş " evlilik ve öncesindeki bir-iki günde vuku bulan olaylar silsilesi " içeriğine sahip.
El altında dursun, yapacak hiçbir şeyiniz olmadığı bir günde, öldüreceğiniz 1,5 saati en azından oflayıp puflamadan geçirtebiliir.
Başka zaman ise izlemeye değmez.
5 - 6 / 10