Flashback içinde flashbackleriyle, ustaca kullandığı sinema teknikleriyle göz alıyor. Yoğun duygu yüklü bir atmosferi var. Duygu dolu sahneleri oyuncuların da üstün performansı ile seyirciye başarılı bir şekilde aktarıyor. Filmin doğaüstü unsurları, hikayenin ilerleyişinde izleyiciyi cezbederek, akıcı bir kurgu sunuyor ve izleyicileri merak içinde tutuyor.
Hem birçok filme sağladığı görsel referanslar ile, hem de superimposition, yani üst üste koyma tekniğindeki başarısıyla sinema tarihinin en önemli yapımlarından bir tanesi.
Öncesinde ve sonrasında gördüğümüzün aksine insancıl bir şekilde tasvir edilen Azrail'in, yılın ölülerini hasat etmesi için yeryüzüne indiği sırada karşılaştığı bir dramı izliyoruz. Yaşadığı bir travma sonucu alkolik olan, sokaklara düşen David Holm'ün ölümünün üzerinden iyi insan olmanın, pişmanlığın anlatısını izliyoruz. "Yılın son öleni yeni sözleşmeli Azrail olur" efsanesi ile boyut kazanan bu eseri yöneten Victor Sjöström, üstüne bir de başrol olmuş ve benim yakın tarihte de bir süredir izlemediğim kadar iyi oyunculuk sergilemiş. E zaten ses yok, oyunculuğu geçirmek haliyle daha zor ama çok acayip bir performans sergilemiş.
Günümüz sinema dilinin kolaylığının ardından elbette sıkılacaksınız ama sinema tarihine değer veriyor ve ilgileniyorsanız kesinlikle izleyin.
filme bayıldım. kullanılan zamanının ötesinde teknikler de çok başarılıydı. criterion collection baskısından izledim ve 2 müzik seçeneği vardı, eğer bu baskıyı izleme şansınız varsa tavsiyem "the experimental duo ktl" ile birlikte izlemeniz. ve tabiki the shining’e ilham veren sahneleri izlemek çok keyifliydi. kusursuz bir film.
Evrensel olmak ,zaman kavramını yıkmak böyle olsa gerek .Tıpkı filmde 1 gününün 100 yıla bedel olduğu söylenen "Ölüm" gibi...
Bir roman okuduğunuzu farz edin ;arka fondan böylesi bir tını duyduğunuzu ve gözlerinizin önüne keder ,elem , ızdırapla dolu Van Gogh tablolarının geldiğini . İşte tahayyül edebildiğiniz bu an tüm filmde olan . Süperempoze tekniğinin ve tiyatrodan bir kesitmiş gibi sunulan sahnelerin güzelliği de bir sinema filminden çok bir temaşanın izlendiği hissini veriyor ki en önemlisi de filmin inanç ,vicdan , kader ve kederle örülü insanın kendine yazılan yazgının hem kahini hem kurbanı mı olacağı yoksa eline geçen tek atış hakkı olan hayatta ipleri eline mi alacağını ( veya neden alması gerektiğini ) sadelikle anlatması... Victor Sjöström’ un oyunculuğu da apayrı bir yerde . 9/10
Victor Sjöström amcanın hem yönetip hem de başrolünde oynadığı başyapıt. Selma Lagerlöf’ün romanından uyarlamadır.
Sinema tarihinde "superimposition" denilen teknik ilk defa bu filmde bu kadar mükemmel kullanılmıştır. Sonlarına doğru ağladım biraz, ama Victor Sjöström’ün mükemmel oyunculuğunun payı var doğrusu. Zaten 36 yıl sonra Ingmar Bergman ın yönettiği, bana göre sinema tarihinin en iyi 3 filminden biri olan Smultronstaellet filminde son rolünü oynayarak kapanışı yapacaktır.
@neuromancer
1 yıl önce
@furkandgn9
2 yıl önce
8.5 / 10
Öncesinde ve sonrasında gördüğümüzün aksine insancıl bir şekilde tasvir edilen Azrail'in, yılın ölülerini hasat etmesi için yeryüzüne indiği sırada karşılaştığı bir dramı izliyoruz. Yaşadığı bir travma sonucu alkolik olan, sokaklara düşen David Holm'ün ölümünün üzerinden iyi insan olmanın, pişmanlığın anlatısını izliyoruz. "Yılın son öleni yeni sözleşmeli Azrail olur" efsanesi ile boyut kazanan bu eseri yöneten Victor Sjöström, üstüne bir de başrol olmuş ve benim yakın tarihte de bir süredir izlemediğim kadar iyi oyunculuk sergilemiş. E zaten ses yok, oyunculuğu geçirmek haliyle daha zor ama çok acayip bir performans sergilemiş.
Günümüz sinema dilinin kolaylığının ardından elbette sıkılacaksınız ama sinema tarihine değer veriyor ve ilgileniyorsanız kesinlikle izleyin.
@maximumgore
3 yıl önce
10 / 10
@no_one
7 yıl önce
9 / 10
Bir roman okuduğunuzu farz edin ;arka fondan böylesi bir tını duyduğunuzu ve gözlerinizin önüne keder ,elem , ızdırapla dolu Van Gogh tablolarının geldiğini . İşte tahayyül edebildiğiniz bu an tüm filmde olan . Süperempoze tekniğinin ve tiyatrodan bir kesitmiş gibi sunulan sahnelerin güzelliği de bir sinema filminden çok bir temaşanın izlendiği hissini veriyor ki en önemlisi de filmin inanç ,vicdan , kader ve kederle örülü insanın kendine yazılan yazgının hem kahini hem kurbanı mı olacağı yoksa eline geçen tek atış hakkı olan hayatta ipleri eline mi alacağını ( veya neden alması gerektiğini ) sadelikle anlatması... Victor Sjöström’ un oyunculuğu da apayrı bir yerde . 9/10
@porcorosso
11 yıl önce
@suleymanpeter
11 yıl önce
@ibramaga
13 yıl önce
Sinema tarihinde "superimposition" denilen teknik ilk defa bu filmde bu kadar mükemmel kullanılmıştır. Sonlarına doğru ağladım biraz, ama Victor Sjöström’ün mükemmel oyunculuğunun payı var doğrusu. Zaten 36 yıl sonra Ingmar Bergman ın yönettiği, bana göre sinema tarihinin en iyi 3 filminden biri olan Smultronstaellet filminde son rolünü oynayarak kapanışı yapacaktır.