9 yıl önce
6.9
247 OYPUAN VER
5
Imdb: 7.1 (14.264 OY)
KONUSU
Farklı bölgelerinin kendine has iklimleri olduğu gibi, ruhların da kendi iklimleri vardır. Üstelik değişmek için mevsimlerin dönüşünü beklemeyen, anlık değişimler bile gösterebilen iklimler. İsa ve Bahar, çalkantılı ruhlarının farklı iklimlerinde ortak bir mutluluğu paylaşamamaktadırlar. Mimar olan
... Devamı
Farklı bölgelerinin kendine has iklimleri olduğu gibi, ruhların da kendi iklimleri vardır. Üstelik değişmek için mevsimlerin dönüşünü beklemeyen, anlık değişimler bile gösterebilen iklimler. İsa ve Bahar, çalkantılı ruhlarının farklı iklimlerinde ortak bir mutluluğu paylaşamamaktadırlar. Mimar olan İsa ile televizyonda çalışan Bahar, iki farklı iklimin yaşandığı Kaş ve Ağrı’da, birbirini takip eden süreçlerde biraraya gelirler. Kaş, güneşin, kuytuda tek bir bilinmeyen bırakmayan parıltılı hali ile Ağrı ise soğuk ve kardan sıkı sıkıya örtülen bedenlerin aksine, kar beyazının aydınlığı ile, gerek hayatlarında gerekse ilişkilerinde hiçbir bilinmeyen bırakmayacaktır.
-
Nuri Bilge Ceylan
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Bahar
Isa
Serap
Mehmet
Arif
Guven
Taksici
İsa'nın An...
YORUM YAZ
POPÜLER YORUMLAR
isa gibiler için sevgi, ’’bir kağıt parçasına yazılan adresi’’ buruşturup kül tablasına atacak kadar basit ve anlamı yitirilmiştir, belki de hiç kazanılmamış olandır.
Filmin sonlarında gözüken taksici'yi Demirkubuz'un Kader filminde başrol oynamıyor muydu ? Üstelik doğuya bir yere gitmemiş miydi ?
Görsellik açısından iyi bir film.Bazı sahneler kartpostal gibi gerçekten,Nuri Bilge Ceylan’ın iyi bir fotoğrafçılık geçmişi olduğu ortada..Ebru Ceylan oyunculuğu ile göz doldururken aynı şeyi diğer oyuncular ve nbc için söylemek pek mümkün değil,kamera arkasında kalması bence daha iyi :):)
Filmin konusu ve karakterler ise gayet tanıdık..Ne istediğini bilemeyen,kararsız,gelgitler yaşayan bir adamın yaşadıkları ve yaşattıkları güzel anlatılmış..Nuri Bilge Ceylan’ın en iyisi olmasada kendi türünde iyi sayılabilecek bir film
Filmin konusu ve karakterler ise gayet tanıdık..Ne istediğini bilemeyen,kararsız,gelgitler yaşayan bir adamın yaşadıkları ve yaşattıkları güzel anlatılmış..Nuri Bilge Ceylan’ın en iyisi olmasada kendi türünde iyi sayılabilecek bir film
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
minibüs sahnesi muhteşem ayrıca takside ufuk bayraktarı görünce de bir gülümseme geldi
Film gerçekten güzel bir filmdi tek sorun sevdiğim kadınla izlediğimiz son film oldu. Belki de beraber yüzlerce film izlemişizdir. Ama sonuncusu buymuş. Belki olur da hatırlarsa eğer, düşerse bu filmin yorumlarına onu hala çok sevdiğimi söylemek istiyorum...
Kaş’a tatil yapmaya giden İsa ve Bahar çifti, tatil sırasında ayrılığa karar verirler. İstanbul’a dönen İsa hayatına kaldığı yerden devam ederken, bir gün Bahar’ın Ağrı’da dizi çektiğini öğrenir. Ağrı’ya giden İsa, Bahar’a küçük bir hediye ve Kaş’ta birlikte çektirdikleri fotoğrafları verir ancak Bahar onları unutur veya almak istemez, masada kalır. Ertesi gün İsa Bahar’ın yanına gider ve onu dolmuşta ağlıyor olarak bulur. Artık değiştiğini, farklı biri olduğunu söyleyen İsa, Bahar’a diziyi bırakıp onunla beraber İstanbul’a dönmesini teklif eder. Ancak Bahar için "artık çok geç"tir.
İsa ve Bahar tatildeyken konuk oldukları yerde Bahar’ın ona gece gece yüzme teklifinde bulunması İsa’ya epey absürt gelmiştir ancak Bahar için bu normal bir şey gibi. Uyumsuz oldukları son derece açık olan bu çiftin erkeği olarak İsa bana epey sevgisiz biri göründü. Ayrıldıktan sonra İstanbul’a dönüp hayatına devam e ... Devamı
İsa ve Bahar tatildeyken konuk oldukları yerde Bahar’ın ona gece gece yüzme teklifinde bulunması İsa’ya epey absürt gelmiştir ancak Bahar için bu normal bir şey gibi. Uyumsuz oldukları son derece açık olan bu çiftin erkeği olarak İsa bana epey sevgisiz biri göründü. Ayrıldıktan sonra İstanbul’a dönüp hayatına devam e ... Devamı
Kaş’a tatil yapmaya giden İsa ve Bahar çifti, tatil sırasında ayrılığa karar verirler. İstanbul’a dönen İsa hayatına kaldığı yerden devam ederken, bir gün Bahar’ın Ağrı’da dizi çektiğini öğrenir. Ağrı’ya giden İsa, Bahar’a küçük bir hediye ve Kaş’ta birlikte çektirdikleri fotoğrafları verir ancak Bahar onları unutur veya almak istemez, masada kalır. Ertesi gün İsa Bahar’ın yanına gider ve onu dolmuşta ağlıyor olarak bulur. Artık değiştiğini, farklı biri olduğunu söyleyen İsa, Bahar’a diziyi bırakıp onunla beraber İstanbul’a dönmesini teklif eder. Ancak Bahar için "artık çok geç"tir.
İsa ve Bahar tatildeyken konuk oldukları yerde Bahar’ın ona gece gece yüzme teklifinde bulunması İsa’ya epey absürt gelmiştir ancak Bahar için bu normal bir şey gibi. Uyumsuz oldukları son derece açık olan bu çiftin erkeği olarak İsa bana epey sevgisiz biri göründü. Ayrıldıktan sonra İstanbul’a dönüp hayatına devam eden İsa arkadaşının sevgilisi Serap’a gidip onunla birlikte oldu. Serap’la birlikte oluş şekli bile son derece çirkinken, onların o vahşice sevişmeleri İsa’nın nasıl bir adam olduğunu gözler önüne serdi benim için.
İsa’nın Bahar’a gidip onunla tekrar birlikte olma isteği bile seviştiği kadından öğrendiği bilgi üzerine oldu. Hiç akılda yokken Serap’tan öğrendiği bilgiyle Ağrı’ya gidip Bahar’a; değiştiğini, evlenip çoluk çocuğa karışmak istediğini söyledi. Belki de Bahar onunla İstanbul’a döneceği sırada İsa’ya yönelttiği "sana bir şey soracağım ama doğruyu söyle, Serap ile hiç görüştün mü" sorusuna bile "tabii ki hayır" dedi. Ve bunun üzerine Bahar "artık çok geç" deyip onunla birlikte olmak istemediğini ifade etti.
İsa, Ağrı’dan ayrılacağı gün taksiyle İshak Paşa Sarayı’na gittiği sırada fotoğraflar çekti. Bu fotoğrafların birinde taksi şoförünü canlandıran Ufuk Bayraktar vardı. Taksi şoförü kendisinin bulunduğu fotoğraftan bir adet de kendi adresine yollamasını rica etti ve İsa bunu geri çevirmedi. Ama yemek yediği sırada taksi şoförünün adresinin bulunduğu kağıdı buruşturup kül tablasına fırlattı... Tüm bu olanlara rağmen Bahar İsa’nın kaldığı otele gitti ve doğrudan yatağa uzanıp uyudu. Ancak İsa bunları bile anlayamadı Bahar’ın ona geri döndüğünü anlamadı bile. Sabah uyandığında Bahar’ın o çok içten "günaydın" deyişi, İsa’ya anlattığı rüya ardından aldığı tepki ne mi oldu? "Set kaçta başlıyor, sana bir kahvaltı ısmarlayayım, geç kalma" ve ardından gelen Bahar’ın gülen suratının bir anda çökmesi ve bir daha "hayal kırıklığı"na uğraması.
Benim için anlamlı bir filmdi, Nuri Bilge Ceylan’ın sevdiğim filmlerinden biri daha oldu. Yine fotoğrafçılık geçmişini konuşturduğu bir film olmuş. Ayrıca Nuri Bilge Ceylan’ın eşi Ebru Hanım da rolünü epey iyi oynamış, çok beğendim.
İsa ve Bahar tatildeyken konuk oldukları yerde Bahar’ın ona gece gece yüzme teklifinde bulunması İsa’ya epey absürt gelmiştir ancak Bahar için bu normal bir şey gibi. Uyumsuz oldukları son derece açık olan bu çiftin erkeği olarak İsa bana epey sevgisiz biri göründü. Ayrıldıktan sonra İstanbul’a dönüp hayatına devam eden İsa arkadaşının sevgilisi Serap’a gidip onunla birlikte oldu. Serap’la birlikte oluş şekli bile son derece çirkinken, onların o vahşice sevişmeleri İsa’nın nasıl bir adam olduğunu gözler önüne serdi benim için.
İsa’nın Bahar’a gidip onunla tekrar birlikte olma isteği bile seviştiği kadından öğrendiği bilgi üzerine oldu. Hiç akılda yokken Serap’tan öğrendiği bilgiyle Ağrı’ya gidip Bahar’a; değiştiğini, evlenip çoluk çocuğa karışmak istediğini söyledi. Belki de Bahar onunla İstanbul’a döneceği sırada İsa’ya yönelttiği "sana bir şey soracağım ama doğruyu söyle, Serap ile hiç görüştün mü" sorusuna bile "tabii ki hayır" dedi. Ve bunun üzerine Bahar "artık çok geç" deyip onunla birlikte olmak istemediğini ifade etti.
İsa, Ağrı’dan ayrılacağı gün taksiyle İshak Paşa Sarayı’na gittiği sırada fotoğraflar çekti. Bu fotoğrafların birinde taksi şoförünü canlandıran Ufuk Bayraktar vardı. Taksi şoförü kendisinin bulunduğu fotoğraftan bir adet de kendi adresine yollamasını rica etti ve İsa bunu geri çevirmedi. Ama yemek yediği sırada taksi şoförünün adresinin bulunduğu kağıdı buruşturup kül tablasına fırlattı... Tüm bu olanlara rağmen Bahar İsa’nın kaldığı otele gitti ve doğrudan yatağa uzanıp uyudu. Ancak İsa bunları bile anlayamadı Bahar’ın ona geri döndüğünü anlamadı bile. Sabah uyandığında Bahar’ın o çok içten "günaydın" deyişi, İsa’ya anlattığı rüya ardından aldığı tepki ne mi oldu? "Set kaçta başlıyor, sana bir kahvaltı ısmarlayayım, geç kalma" ve ardından gelen Bahar’ın gülen suratının bir anda çökmesi ve bir daha "hayal kırıklığı"na uğraması.
Benim için anlamlı bir filmdi, Nuri Bilge Ceylan’ın sevdiğim filmlerinden biri daha oldu. Yine fotoğrafçılık geçmişini konuşturduğu bir film olmuş. Ayrıca Nuri Bilge Ceylan’ın eşi Ebru Hanım da rolünü epey iyi oynamış, çok beğendim.
Kağıdı buruşturup attığında ve fındığı zorla yedirmeye kalktığında, nasıl bir insan olduğuna dair sarih bir perspektif sunuyor haddizatında. Bazı insanların neden böyle olması...
Kadın erkek ilişkilerinin postmodern çağda nasıl yabancılaştığını anlatan ve sinematoğrafik açıdan gayet başarılı bulduğum bir yapım. Film eksiklerini görselliklerle sanatsal bir şekilde doldurmuş. Şöyle bir boyutta var yabancılaşmayı zeki demirkubuz gibi derinden ve daha gerçekçi işleyemiyor ne yazıkki. Burjuva bunalımlarına dönebiliyor sineması.
Puanım 61/100
Puanım 61/100
İklimler
Barakuda’ nın yazısı üzerine, bana da hakkında bir şeyler yazmam gerektiğini hissettiren, son zamanlarda izlediğim en etkileyici NBC Filmleri’nden "İklimler".
Bazı filmlerin cinsiyeti olduğuna inanmışımdır hep. Barakuda da bir kadın filmi demiş iklimler için. Kesinlikle doğrudur. Filmi gayet güzel anlatmış aslında, ama bazı karakterleri es geçmiş gibime geldi, o yüzden kalemi ben devralıyorum.
Serap mesela. O da bir bahar aslında. İsa mağdurlarından.. İsa’nın kadınlarından.. İsa’nın yıprattığı kadınlardan.. Seks sahnesi Serap’ın İsa’ya karşı ne hissettiğini, geçmişte aralarında ne yaşandığını, şu anda neden Güven gibi bir adamla birlikte olduğunu, her şeyin kısa bir özetini sunuyor seyirciye. İçine alırken neden aynı zamanda yok etmek ister gibi seviştiğini , döngünün bir parçası olan kadını gözler önüne seriyor.
Serap güçlü bir kadın portresi çiziyor bize. Hastalığını yenebilmiş, İs ... Devamı
Barakuda’ nın yazısı üzerine, bana da hakkında bir şeyler yazmam gerektiğini hissettiren, son zamanlarda izlediğim en etkileyici NBC Filmleri’nden "İklimler".
Bazı filmlerin cinsiyeti olduğuna inanmışımdır hep. Barakuda da bir kadın filmi demiş iklimler için. Kesinlikle doğrudur. Filmi gayet güzel anlatmış aslında, ama bazı karakterleri es geçmiş gibime geldi, o yüzden kalemi ben devralıyorum.
Serap mesela. O da bir bahar aslında. İsa mağdurlarından.. İsa’nın kadınlarından.. İsa’nın yıprattığı kadınlardan.. Seks sahnesi Serap’ın İsa’ya karşı ne hissettiğini, geçmişte aralarında ne yaşandığını, şu anda neden Güven gibi bir adamla birlikte olduğunu, her şeyin kısa bir özetini sunuyor seyirciye. İçine alırken neden aynı zamanda yok etmek ister gibi seviştiğini , döngünün bir parçası olan kadını gözler önüne seriyor.
Serap güçlü bir kadın portresi çiziyor bize. Hastalığını yenebilmiş, İs ... Devamı
İklimler
Barakuda’ nın yazısı üzerine, bana da hakkında bir şeyler yazmam gerektiğini hissettiren, son zamanlarda izlediğim en etkileyici NBC Filmleri’nden "İklimler".
Bazı filmlerin cinsiyeti olduğuna inanmışımdır hep. Barakuda da bir kadın filmi demiş iklimler için. Kesinlikle doğrudur. Filmi gayet güzel anlatmış aslında, ama bazı karakterleri es geçmiş gibime geldi, o yüzden kalemi ben devralıyorum.
Serap mesela. O da bir bahar aslında. İsa mağdurlarından.. İsa’nın kadınlarından.. İsa’nın yıprattığı kadınlardan.. Seks sahnesi Serap’ın İsa’ya karşı ne hissettiğini, geçmişte aralarında ne yaşandığını, şu anda neden Güven gibi bir adamla birlikte olduğunu, her şeyin kısa bir özetini sunuyor seyirciye. İçine alırken neden aynı zamanda yok etmek ister gibi seviştiğini , döngünün bir parçası olan kadını gözler önüne seriyor.
Serap güçlü bir kadın portresi çiziyor bize. Hastalığını yenebilmiş, İsa’yı sindirebilmiştir. Mantığının sesini dinlemiş, fırtınadan sonra sığınacak bir liman bulabilmiştir kendine.
İsa’ya gelecek olursak; klasik bir ıssız adamdır aslında. Elde edince sıkılan, huzurlu bir ilişkibulunca huzursuzluk yaratan, elindekinin değerini kaybedince anlayan.. Sonunda o sıcak, kaygan deliğin etkisinin de büyük olduğu bir özlem yaşayıp, kürkçü dükkanına geri dönen adam..
İşte bu noktada Bahar ve Serap ortak kümede birleşiyorlar tekrar.
Nefretleri kadar aşkları da bir o kadar kuvvetli olan kadınların hayatları bomboktur. Tutunamayanlardır bu kadınlar. Zamanla toparlayabildikleri hayatları, İsa’nın dönüşleriyle birlikte yeniden çıkmaza girer.O’nun her gidişinin ardından tonla karar alır, yeni bir hayata başlar ve sonra yeniden en başa dönerler. Bir roman yazmak için gerekli bütün iç çatışmalar bu kadınlarda toplanmıştır adeta. Uzak duracaklardır İsa’dan, ne olursa olsun izin vermeyeceklerdir onları tekrar alt üst etmesine, ama onun bir dokunuşu kafi gelir kendilerini tekrar ateşin içinde bulmaya. İçlerindeki şeytan fısıldar kulaklarına ve kendilerini İsa’nın kucağında bulurlar bir anda. Sonunda tutkudan sırılsıklam oldukları bir geceyle İsa’ya ve kendilerine binlerce küfür ederek uyandıkları sabahtan oluşan günlere bir yenisini daha eklerler. Zamanlakendilerine dairne inanç kalır içlerinde, ne de bir damla saygı.
Muhtemelen sonları ya ruh ve sinir hastalıkları bölümü, ya da kedilerle dolu bir apartman dairesi olacaktır. İsa da üç maymunu oynamaya devam ederek kararsızlıklarla dolu hayatında oyalanmaya devam eder, ama o çılgına çevirdiği kadınlar tamamen kendisinin eseridir.
Seks sahnesine geri dönecek olursak, benim en etkileyici bulduğum sahnelerden biriydi. İsa ve Serap , ikisi de bu filmi defalarca izlemişti. İsa Serap’a yaklaşmaya çalışıyor, karşısındaki adamı avucunun içi gibi bilen kadın da adamın çabalarına, acizliğine bakıp bozulan sinirleri yüzünden kahkaha atmaktan kendini alamıyordu. Her zaman olduğu gibi Serap’ı yeniden elde eden İsa gücünü, zamanında yemeyi reddettiği fındığı sevişmelerinin ortasından Serap’ a yedirerek bir kez daha göstermiştir. Bu sırada izleyici kitlesinin erkek olan kısmından" gool" sesleri geldiğini ben bile duyabiliyorum.
Dizi ve film yapımcılarını izleyici çekmek için sürekli kullandığı kavramlar var bu filmde. Onlarda asla bulamadığım ama İklimler’de her zerresini hissettiğim Aşk, tutku, nefret..
Barakuda’ nın yazısı üzerine, bana da hakkında bir şeyler yazmam gerektiğini hissettiren, son zamanlarda izlediğim en etkileyici NBC Filmleri’nden "İklimler".
Bazı filmlerin cinsiyeti olduğuna inanmışımdır hep. Barakuda da bir kadın filmi demiş iklimler için. Kesinlikle doğrudur. Filmi gayet güzel anlatmış aslında, ama bazı karakterleri es geçmiş gibime geldi, o yüzden kalemi ben devralıyorum.
Serap mesela. O da bir bahar aslında. İsa mağdurlarından.. İsa’nın kadınlarından.. İsa’nın yıprattığı kadınlardan.. Seks sahnesi Serap’ın İsa’ya karşı ne hissettiğini, geçmişte aralarında ne yaşandığını, şu anda neden Güven gibi bir adamla birlikte olduğunu, her şeyin kısa bir özetini sunuyor seyirciye. İçine alırken neden aynı zamanda yok etmek ister gibi seviştiğini , döngünün bir parçası olan kadını gözler önüne seriyor.
Serap güçlü bir kadın portresi çiziyor bize. Hastalığını yenebilmiş, İsa’yı sindirebilmiştir. Mantığının sesini dinlemiş, fırtınadan sonra sığınacak bir liman bulabilmiştir kendine.
İsa’ya gelecek olursak; klasik bir ıssız adamdır aslında. Elde edince sıkılan, huzurlu bir ilişkibulunca huzursuzluk yaratan, elindekinin değerini kaybedince anlayan.. Sonunda o sıcak, kaygan deliğin etkisinin de büyük olduğu bir özlem yaşayıp, kürkçü dükkanına geri dönen adam..
İşte bu noktada Bahar ve Serap ortak kümede birleşiyorlar tekrar.
Nefretleri kadar aşkları da bir o kadar kuvvetli olan kadınların hayatları bomboktur. Tutunamayanlardır bu kadınlar. Zamanla toparlayabildikleri hayatları, İsa’nın dönüşleriyle birlikte yeniden çıkmaza girer.O’nun her gidişinin ardından tonla karar alır, yeni bir hayata başlar ve sonra yeniden en başa dönerler. Bir roman yazmak için gerekli bütün iç çatışmalar bu kadınlarda toplanmıştır adeta. Uzak duracaklardır İsa’dan, ne olursa olsun izin vermeyeceklerdir onları tekrar alt üst etmesine, ama onun bir dokunuşu kafi gelir kendilerini tekrar ateşin içinde bulmaya. İçlerindeki şeytan fısıldar kulaklarına ve kendilerini İsa’nın kucağında bulurlar bir anda. Sonunda tutkudan sırılsıklam oldukları bir geceyle İsa’ya ve kendilerine binlerce küfür ederek uyandıkları sabahtan oluşan günlere bir yenisini daha eklerler. Zamanlakendilerine dairne inanç kalır içlerinde, ne de bir damla saygı.
Muhtemelen sonları ya ruh ve sinir hastalıkları bölümü, ya da kedilerle dolu bir apartman dairesi olacaktır. İsa da üç maymunu oynamaya devam ederek kararsızlıklarla dolu hayatında oyalanmaya devam eder, ama o çılgına çevirdiği kadınlar tamamen kendisinin eseridir.
Seks sahnesine geri dönecek olursak, benim en etkileyici bulduğum sahnelerden biriydi. İsa ve Serap , ikisi de bu filmi defalarca izlemişti. İsa Serap’a yaklaşmaya çalışıyor, karşısındaki adamı avucunun içi gibi bilen kadın da adamın çabalarına, acizliğine bakıp bozulan sinirleri yüzünden kahkaha atmaktan kendini alamıyordu. Her zaman olduğu gibi Serap’ı yeniden elde eden İsa gücünü, zamanında yemeyi reddettiği fındığı sevişmelerinin ortasından Serap’ a yedirerek bir kez daha göstermiştir. Bu sırada izleyici kitlesinin erkek olan kısmından" gool" sesleri geldiğini ben bile duyabiliyorum.
Dizi ve film yapımcılarını izleyici çekmek için sürekli kullandığı kavramlar var bu filmde. Onlarda asla bulamadığım ama İklimler’de her zerresini hissettiğim Aşk, tutku, nefret..
Benim gibi en azından sinemaya sevgisi ve saygısından ötürü Nuri Bilge Ceylan'ı her seferinde izleyen ama bu adamda ne bulunduğunu bu adamın neden bu kadar yüceltildiğine bir türlü anlam veremeyenler için yazılmış en güzel yazı aşağıda
http://www.otekisinema.com/nuri-bilge-ceylani-sevmek-zorunda-miyim/
http://oktayegekozak.wordpress.com/2012/09/13/fuck-nuri-bilge-ceylan/
http://www.otekisinema.com/nuri-bilge-ceylani-sevmek-zorunda-miyim/
http://oktayegekozak.wordpress.com/2012/09/13/fuck-nuri-bilge-ceylan/
fthgzl79 buraya yapılan yorumlar film sayfalarından farklıdır bunu kavraman lazım. Yukarda belli bir emek verilerek yazılmış bir yazı var ve ilk önce ona cevap yazman lazım kafandaki hayali kişilere değil. İlkokul değil burası kimse filmden eğlendin mi sıkıldın mı diye sormadı sana. Film hakkında negatif görüşlerin ve argümanların varsa önce yukardaki yazıya cevap ver sonra kendi görüşlerini yaz.
Hayatımda izlediğim en anlamsız,en saçma,en berbat,en duygusuz filmlerden birisi..Uğraşsanız bu kadar rezil bir film yapamazsınız..Eline kamera alana ’’yönetmen’’ demekten vazgeçmeli bu insanlar..Yönetmenlik,oyunculuk öyle kolay iş değildir..Nuri Bilge’ye bol bol Kore filmi izlemesini öneririm..
Ayrıca o sevişme sahnesi neydi öyle:)
Ayrıca o sevişme sahnesi neydi öyle:)
Çekmeceli adamın ilişkilerdeki gelgiti anlattığı ara ara gönüle afakanlar bastıran fransız ortak yapımı filmi
düşünsel bir üründe ,buna doğal olarak herhangi bir filmi de dahil edebiliriz, samimiyetsizlik en büyük suçtur. o yüzden bu film muhabbet ortamlarında turnusol kağıdı görevi görebilir.
Fotoğraf karelerinin canlaması gibi bir film. Ana kapılmışken irkiltip şaşırtmayı da sağlayabilmişti bana.Yalnızlığın,yaşanan gel gitlerin,kararsızlıkların iyi işlendiği ve Ebru Ceylan'dan çok iyi bir oyunculuk gördüğümüz film. Olmasa olurdu yerleri tabi var,ama her Nuri Bilge Ceylan filminde olduğu gibi yakalayacağınız bir kaç ayrıntı bile izleyeni memnun etmeye yeterlidir şahsımca.
Nuri Bilge’nin bana göre Uzak’tan sonra en iyi filmidir. Şimdi kalkıp da kimseyle "niye sevmediniz lan taş gibi film ne anlarsınız siz" diye muhabbete girmeyeceğim ama sevmeyenlere tüm saygı ve sevgilerimi ilettiğimi, sevmeyenlerinde bana aynı şekilde saygı ve sevgilerini ilettiğini de biliyorum. Sadece şu kadarını söyleyeceğim;
Bu filmi sevmeyenler ikiye ayrılır;
1- Ağır/festival/bayık/sanatsal gibi tanımlamalara giren filmleri sevmeyenler (bunlara lafım yok)
2- Sinemadan anlarım, festival filmlerini kaçırmam deyip de sevmeyenler. (ki bunlara gülerim)
Sevenler ikiye ayrılır;
1- Cannes’te ödül almış, entel gösterir, severim tabiciler. (bunlara da lafım yok, takılın gençler)
2- Harbiden sevenler. Bunlar en azından bi sahil sahnesini, bi tatile sıcak bir yerlere gitçem muhabbetini, bi leblebi olayını, bi taksiciye söz verip kartı atma muhabbetini görmüştür, beğenmiştir, bağrına basmıştır..
Bu filmi sevmeyenler ikiye ayrılır;
1- Ağır/festival/bayık/sanatsal gibi tanımlamalara giren filmleri sevmeyenler (bunlara lafım yok)
2- Sinemadan anlarım, festival filmlerini kaçırmam deyip de sevmeyenler. (ki bunlara gülerim)
Sevenler ikiye ayrılır;
1- Cannes’te ödül almış, entel gösterir, severim tabiciler. (bunlara da lafım yok, takılın gençler)
2- Harbiden sevenler. Bunlar en azından bi sahil sahnesini, bi tatile sıcak bir yerlere gitçem muhabbetini, bi leblebi olayını, bi taksiciye söz verip kartı atma muhabbetini görmüştür, beğenmiştir, bağrına basmıştır..
uzak ile birlikte türk sinemasının doruk noktasıdır özellikle ayna - gerçek hayat geçişi hoşuma gitti ama ille de bir hata bulmamız gerekirse şunu diyebilirizsevişme sahnesi tam türk usülü olmuş.
Filmlerinde babasını,eşini, amcasının oğlunu, halasının kızını vs.vs tanımış oluyoruz. Güzel fotoğraf karelerinden de bahsedilebilir. Başka numarası olmamasına rağmen iyi nabız tutup ona göre şerbet vermeyi başarıyor yönetmenimiz. İklimler de ayrıca tam bir eziyet..
Benim anlamadığım o kadar film dururken millet neden bu tarz filmlere sallıyor. Ucuzkomediler midersinizHolywoodözentili Cem Yılmaz filmlerimi dersiniz basit propaganda filmlerimi dersiniz(bu propaganda filmleri o kadar kötü ki resmen ters etki yapıyor) kasıntı başroloyunculuabsürtaksiyon filmlerimi dersiniz neden bu tarz filmlere bu kadar sallanmıyor cidden merak ediyorum. Yok Nbc çok isterik falanmış boş işlerle uğraşıyormuş.Sinemanındolu bir şey olduğunu kim iddia etti ki zaten. Birde adamisterikolmazsa film çekmez zaten. Adam mühendis gider parasını kazanır. Gelmiş bur da iklimler ve insan ilişkilerini bağdaştırarak (ki bana göre çok zekice bir bağlantıdır tıpkı gezegenler astroloji ve insan karakterleri ilişkisi gibi) güzel görüntüler eşliğinde deneysel bir film çekmeye çalışmış çokta başarılı olmuş. Adam o kadar emin ki kendisinden devam ediyor böyle filmler çekmeye bunun neresi millete batıyor anlamıyorum. Az biraz araştırma zahm
... Devamı
Benim anlamadığım o kadar film dururken millet neden bu tarz filmlere sallıyor. Ucuzkomediler midersinizHolywoodözentili Cem Yılmaz filmlerimi dersiniz basit propaganda filmlerimi dersiniz(bu propaganda filmleri o kadar kötü ki resmen ters etki yapıyor) kasıntı başroloyunculuabsürtaksiyon filmlerimi dersiniz neden bu tarz filmlere bu kadar sallanmıyor cidden merak ediyorum. Yok Nbc çok isterik falanmış boş işlerle uğraşıyormuş.Sinemanındolu bir şey olduğunu kim iddia etti ki zaten. Birde adamisterikolmazsa film çekmez zaten. Adam mühendis gider parasını kazanır. Gelmiş bur da iklimler ve insan ilişkilerini bağdaştırarak (ki bana göre çok zekice bir bağlantıdır tıpkı gezegenler astroloji ve insan karakterleri ilişkisi gibi) güzel görüntüler eşliğinde deneysel bir film çekmeye çalışmış çokta başarılı olmuş. Adam o kadar emin ki kendisinden devam ediyor böyle filmler çekmeye bunun neresi millete batıyor anlamıyorum. Az biraz araştırma zahmetinde bulunsan nasıl bir film izleyeceğini anlarsın zaten. Araştırmadan izleyip sallamak milletin hoşuna gidiyorsa bir şey diyemem. Ama böyle yorumlar cidden sinemanın önü tıkanıyor kendine güveni olmayan sinemacıları ciddi anlamda caydırıyor . Sinema sanat sonuçta adamda yeni bir şeyler yapıyor. sanki sizin beğendiğiniz tarzda filmler yapmak çok zor. çok kolay o tarz filmler yapmak(eski yönetmenlerin biyografileri araştırdın mı görüyorsun zaten arada o tarz filmler yapıp parayı götürdüklerini) az biraz sermaye ile çocuk oyuncağı. zamanında yaptın mı parayı götürürsün. Kısacası Türk sineması değerli yönetmenler çıkarmıştır Nbc de bunlardan biridir ve en güncelidir.
debelenme sahnesi kafama takıldı, gülsem mi ağlasam mı bilemedim..
velhasıl fazla yoruma da lüzum olmadığı su götürmez.
velhasıl fazla yoruma da lüzum olmadığı su götürmez.
İklimler filmine Benzer Film ekliyorsun.
İklimler filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
İklimler filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL