Araf

Keşke daha fazla filmi karantinaya alabilsem. Bana göre malesef iyi hiçbir tarafı bulunmuyor. Oyuncular başarısız, senaryo zaten -diğer ülkeleri de işin içine katarsak- sıradan, ışık ve kamera açıları yanlış, yönlenim komple kötü. İşin ilginci, uzakdoguda sık kullanılan, dolayısıyla Amerika\'ya da sıcrayan hayalet-güdüsel suçluluk konulu filmler, piyasada bu kadar çok bulunmaktayken, bu kadar acemilikle bir filmin kotarılmaya çalışılması. Evet yönetmenin ilk filmi ancak konu marjinal değil işte. Spoiler olacak, ancak, takıldığım bir sahneyi yazmak isterim; banyoya giden hanım kızımız birden duraklar, gözleri belirginleşir, yatak odasına yönelir... İyi de bağlantılar nerede? Sıradan ilerleyen film, akarken, belirli klişelere de ihtiyaç duyar sanırım, yani kadının ses duyması ya da ne bileyim bir karaltı filan görmesi lazım ki, yolunu, bir de abartılı bir şekilde yatak odasına yöneltebilsin, sıradanlık bunu gerektirir. Film bu gibi beceriksiz sahnelerle dolu. Bir de tabi, ışık konusu; Zeki Demirkubuz da karanlık kullanır, yalnız aydınlığı da kullanır, dogallıktan yanadır. Koyu filtreler sadece seyredeni körleştirmeye yarar. Haddime düşmez ama, seyrederken fazla bir şey ummayın derim.