7 yıl önce
7.5
375 OYPUAN VER
5
Imdb: 8.5 (949.106 OY)
KONUSU
Kurtarma gemisi Nostromo, uzun görevinden Dünya’ya dönerken bir yakındaki bir gezegenden bir yardım sinyalı alır. Önce kararsız kalan mürettebat, sonunda yardım etmeye karar verir. Gezegene yapılan zorlu bir inişten sonra bir ekip arama çalışmaları için bölgeyi araştırırlar. Girdikleri bir mağarada
... Devamı
Kurtarma gemisi Nostromo, uzun görevinden Dünya’ya dönerken bir yakındaki bir gezegenden bir yardım sinyalı alır. Önce kararsız kalan mürettebat, sonunda yardım etmeye karar verir. Gezegene yapılan zorlu bir inişten sonra bir ekip arama çalışmaları için bölgeyi araştırırlar. Girdikleri bir mağarada bilinmeyen bir ırkın yumurtalarını bulurlar.
Aynı sırada gemi bilgisayarı aldıkları sinyalin bir yardım sinyali değil uyarı olduğunu deşifre eder. Yumurtalardan biri kırıldığında ekip nasıl bir belaya bulaştığını farkeder...
Ridley Scott’ın başlattığı Alien serisi gişelerde büyük başarı yakalamış, günümüze dek toplam 4 film çekilmişti. Halen 5. film ile ilgili çalışmalar sürmekte.
1980 yılında en iyi sanat yönetimi ve en iyi efekt dalında Akademi Ödülleri’ne aday olan film, efekt dalında bu ödüle layık görülmüştü.
Aynı sırada gemi bilgisayarı aldıkları sinyalin bir yardım sinyali değil uyarı olduğunu deşifre eder. Yumurtalardan biri kırıldığında ekip nasıl bir belaya bulaştığını farkeder...
Ridley Scott’ın başlattığı Alien serisi gişelerde büyük başarı yakalamış, günümüze dek toplam 4 film çekilmişti. Halen 5. film ile ilgili çalışmalar sürmekte.
1980 yılında en iyi sanat yönetimi ve en iyi efekt dalında Akademi Ödülleri’ne aday olan film, efekt dalında bu ödüle layık görülmüştü.
-
Ridley Scott
Yönetmen
OYUNCULAR
Tüm Oyuncular ve Teknik Ekip
Dallas
Ripley
Lambert
Brett
Kane
Ash
Parker
Alien
YORUM YAZ
POPÜLER YORUMLAR
Bu filmin ilginç bir öyküsü vardır. Aslında Senaryosu Dan O’Bannon ve Ronald Shusett tarafından ilk başta bilim-kurgu, komedi filmi olması amacıyla yazılmıştır. Yazılmasından kısa bir süre sonra da yapımcı Walter Hill, 1974 yılında ’Dark Star’ adlı bilim-kurgu, komedi tarzındaki kült filmi çeken John Carpenter’a filmi çekmesi için teklif götürmüştür. Ne var ki, John Carpenter artık korku tarzında filmler çekmek istediğini söylediği için teklifi reddetmiştir.
Ardından Ronald Shusett, daha önceden birkaç dizide ve bir - iki bağımsız filmde yönetmenlik yapan arkadaşı Ridley Scott’a senaryoyu yollar. Senaryoyu okuyan Scott da bu senaryodan, komediden ziyade çok iyi bir korku filmi çıkacağını söyler ve filmi bilim-kurgu, korku tarzında çekmelerine izin verirlerse kabul edeceğini söyler.
İlk yönetmen adayının korku filmi çekmek istemesi gerekçesiyle reddettiği bu komedi senaryosunun, korku filmi olarak çekilecek olmasının ironisi Walter Hil ... Devamı
Ardından Ronald Shusett, daha önceden birkaç dizide ve bir - iki bağımsız filmde yönetmenlik yapan arkadaşı Ridley Scott’a senaryoyu yollar. Senaryoyu okuyan Scott da bu senaryodan, komediden ziyade çok iyi bir korku filmi çıkacağını söyler ve filmi bilim-kurgu, korku tarzında çekmelerine izin verirlerse kabul edeceğini söyler.
İlk yönetmen adayının korku filmi çekmek istemesi gerekçesiyle reddettiği bu komedi senaryosunun, korku filmi olarak çekilecek olmasının ironisi Walter Hil ... Devamı
Bu filmin ilginç bir öyküsü vardır. Aslında Senaryosu Dan O’Bannon ve Ronald Shusett tarafından ilk başta bilim-kurgu, komedi filmi olması amacıyla yazılmıştır. Yazılmasından kısa bir süre sonra da yapımcı Walter Hill, 1974 yılında ’Dark Star’ adlı bilim-kurgu, komedi tarzındaki kült filmi çeken John Carpenter’a filmi çekmesi için teklif götürmüştür. Ne var ki, John Carpenter artık korku tarzında filmler çekmek istediğini söylediği için teklifi reddetmiştir.
Ardından Ronald Shusett, daha önceden birkaç dizide ve bir - iki bağımsız filmde yönetmenlik yapan arkadaşı Ridley Scott’a senaryoyu yollar. Senaryoyu okuyan Scott da bu senaryodan, komediden ziyade çok iyi bir korku filmi çıkacağını söyler ve filmi bilim-kurgu, korku tarzında çekmelerine izin verirlerse kabul edeceğini söyler.
İlk yönetmen adayının korku filmi çekmek istemesi gerekçesiyle reddettiği bu komedi senaryosunun, korku filmi olarak çekilecek olmasının ironisi Walter Hill’in de hoşuna gider ve Ridley Scott ile anlaşılır. Sonunda da bugün izlemeye doyamadığımız bu başyapıt ortaya çıkar.
Kariyerine komedi yönetmeni olarak başlayan ve sonradan korkuya yöneldiği için bu komedi(!) senaryosunu reddeden John Carpenter da ilerleyen yıllarda korku sinemasının en önde gelen yönetmenlerinden biri olur ve bu türün birçok klasiğine imza atar.
Ardından Ronald Shusett, daha önceden birkaç dizide ve bir - iki bağımsız filmde yönetmenlik yapan arkadaşı Ridley Scott’a senaryoyu yollar. Senaryoyu okuyan Scott da bu senaryodan, komediden ziyade çok iyi bir korku filmi çıkacağını söyler ve filmi bilim-kurgu, korku tarzında çekmelerine izin verirlerse kabul edeceğini söyler.
İlk yönetmen adayının korku filmi çekmek istemesi gerekçesiyle reddettiği bu komedi senaryosunun, korku filmi olarak çekilecek olmasının ironisi Walter Hill’in de hoşuna gider ve Ridley Scott ile anlaşılır. Sonunda da bugün izlemeye doyamadığımız bu başyapıt ortaya çıkar.
Kariyerine komedi yönetmeni olarak başlayan ve sonradan korkuya yöneldiği için bu komedi(!) senaryosunu reddeden John Carpenter da ilerleyen yıllarda korku sinemasının en önde gelen yönetmenlerinden biri olur ve bu türün birçok klasiğine imza atar.
BAŞYAPIT Çağın ötesinde bir yapım. Bu filmi izlememiş seyirciye günümüzde yani şu an izletin filmin yeni olduğunu düşünürler. Filmdeki ortamlar Görsellik sanki film yeni yapılmış izlenimi veriyor. Neredeyse 35 yıllık bir film. Günümüz şartlarında Günümüz teknolojik imkanlarıyla bile daha iyisinin yapılacağını sanmıyorum. O dönem ki teknolojiyi düşündüğümüzde adamlar nasıl yapmış yahu diyorum resmen. Bilimkurgu Korku türlerini barındıran o dönem çok ses getirmiş ve devam filmleri yapılmıştır. Tüm zamanların en iyi yönetmenlerinden biri olduğunu düşündüğüm Ridlet Scott un yönettiği Kült bir yapım. Bu filmden sonra çıkan devam filmlerini hep farklı yönetmenler yönetti. Ama bu filmin verdiği tadı hiç biri veremez. Belki ikinci filmi de bu film ile aynı kefeye koyabiliriz. Sinemada Alien ve Predatör filmlerinin genelde piyasası hep vardır. O yıllardan günümüze ulaşmış olması ve Popülerliğini yitirmemiş olması bunun da büyük bir göstergesidir
... Devamı
BAŞYAPIT Çağın ötesinde bir yapım. Bu filmi izlememiş seyirciye günümüzde yani şu an izletin filmin yeni olduğunu düşünürler. Filmdeki ortamlar Görsellik sanki film yeni yapılmış izlenimi veriyor. Neredeyse 35 yıllık bir film. Günümüz şartlarında Günümüz teknolojik imkanlarıyla bile daha iyisinin yapılacağını sanmıyorum. O dönem ki teknolojiyi düşündüğümüzde adamlar nasıl yapmış yahu diyorum resmen. Bilimkurgu Korku türlerini barındıran o dönem çok ses getirmiş ve devam filmleri yapılmıştır. Tüm zamanların en iyi yönetmenlerinden biri olduğunu düşündüğüm Ridlet Scott un yönettiği Kült bir yapım. Bu filmden sonra çıkan devam filmlerini hep farklı yönetmenler yönetti. Ama bu filmin verdiği tadı hiç biri veremez. Belki ikinci filmi de bu film ile aynı kefeye koyabiliriz. Sinemada Alien ve Predatör filmlerinin genelde piyasası hep vardır. O yıllardan günümüze ulaşmış olması ve Popülerliğini yitirmemiş olması bunun da büyük bir göstergesidir. 10/ 9.0
alien sadece bir yaratıktan ibaret değildir, olay filmin atmosferinde bitiyor. her ne kadar devam filmleriyle mcdonalds çocuk menüsü oyuncağı kıvamına geldiyse de bu filmin başarısı ne efektlerde ne de yaratığın tasarımında (elbette o tasarımın şahaneliği başka birşey). daha sonra uzayda klostrofobi temalı filmlere bakılırsa hep alien'dan bir parça bulunacaktır diye düşünüyorum.
ayrıca ripley'i canlandıran sigourney weaver'ın karizması da takdire şayan. başlarda hafiften çizilse de sonradan toparlıyor ve devam filmlerinde daha bir havalı karakter oluşuyor.
Ne demişti Ripley:
"You are my lucky star. You... Lucky, lucky, lucky, lucky, lucky."
ayrıca ripley'i canlandıran sigourney weaver'ın karizması da takdire şayan. başlarda hafiften çizilse de sonradan toparlıyor ve devam filmlerinde daha bir havalı karakter oluşuyor.
Ne demişti Ripley:
"You are my lucky star. You... Lucky, lucky, lucky, lucky, lucky."
YENİ YORUMLAR
Tüm Yorumlar
Hala bu dönemde bile sözüm ona bir çok gerilim filmine çok rahat şekilde kafa tutabilecek olan altın değerinde bir filmdir. Alien basit bir yaratık filmi değildir. Bir atmosfer filmidir. O karamsarlığı o çaresizliği inanılmaz şekilde aşılar size.
Filmi tersten okumakta mümkündür. Yeni doğan bir varlığın yaşam savaşıdır alien aynı zamanda. Bence tersten bakabildiğimiz için film , sadece bize bunu sağladığı için bile övgüyü hak eder. Hayatta kalma savaşıdır alien. Ama çift taraflı.
Filmi tersten okumakta mümkündür. Yeni doğan bir varlığın yaşam savaşıdır alien aynı zamanda. Bence tersten bakabildiğimiz için film , sadece bize bunu sağladığı için bile övgüyü hak eder. Hayatta kalma savaşıdır alien. Ama çift taraflı.
Görsel olarak dönemin şartlarına göre iyi film ama konusu ve konunun işlenişi olarak çok iyi değil. Aldığı puanı hak ettiği söylenemez.
Alien evreninin görsel tasarımına yıllarca hayranlık duydum. H.R. Giger’ın uyuşturucunun etkisiyle çizdiği endüstriyel makineler ve cinsel organlar karışımı çizimlerini sürekli takip ettim. Fakat bir türlü oturup tüm seriyi adam akıllı izleme fırsatı bulamadım. Ama neyse ki ilk 3 filmi sonunda detaylıca izleyebildim.
Öncelikle bahsettiğim gibi görsel atmosfer şahane. H.R. Giger’ın çizimlerini senaryoya adapte etme kısmında ve evreni oluşturma noktasında Scott Ridley muazzam bir iş çıkartmış. Stan Winston’ın yaratık tasarımlarını bu şekilde hayata geçirmesi ise inanılır gibi değil. Adam muazzam bir heykeltıraş.
Yaratıkların orasından burasından endüstriyel borular, sanayi maddelerine benzer cisimler çıktığı için ve filmler genelde uzay gemilerinde ya da fabrika gibi noktalarda geçtiği için ayrı bir tehdit oluşuyor izleyicinin gözünde. Uzay gemisinin içinde elbette devasa borular, çarklar, mazgallar var. Ve karanlıkta belli belirsiz gör ... Devamı
Öncelikle bahsettiğim gibi görsel atmosfer şahane. H.R. Giger’ın çizimlerini senaryoya adapte etme kısmında ve evreni oluşturma noktasında Scott Ridley muazzam bir iş çıkartmış. Stan Winston’ın yaratık tasarımlarını bu şekilde hayata geçirmesi ise inanılır gibi değil. Adam muazzam bir heykeltıraş.
Yaratıkların orasından burasından endüstriyel borular, sanayi maddelerine benzer cisimler çıktığı için ve filmler genelde uzay gemilerinde ya da fabrika gibi noktalarda geçtiği için ayrı bir tehdit oluşuyor izleyicinin gözünde. Uzay gemisinin içinde elbette devasa borular, çarklar, mazgallar var. Ve karanlıkta belli belirsiz gör ... Devamı
Alien evreninin görsel tasarımına yıllarca hayranlık duydum. H.R. Giger’ın uyuşturucunun etkisiyle çizdiği endüstriyel makineler ve cinsel organlar karışımı çizimlerini sürekli takip ettim. Fakat bir türlü oturup tüm seriyi adam akıllı izleme fırsatı bulamadım. Ama neyse ki ilk 3 filmi sonunda detaylıca izleyebildim.
Öncelikle bahsettiğim gibi görsel atmosfer şahane. H.R. Giger’ın çizimlerini senaryoya adapte etme kısmında ve evreni oluşturma noktasında Scott Ridley muazzam bir iş çıkartmış. Stan Winston’ın yaratık tasarımlarını bu şekilde hayata geçirmesi ise inanılır gibi değil. Adam muazzam bir heykeltıraş.
Yaratıkların orasından burasından endüstriyel borular, sanayi maddelerine benzer cisimler çıktığı için ve filmler genelde uzay gemilerinde ya da fabrika gibi noktalarda geçtiği için ayrı bir tehdit oluşuyor izleyicinin gözünde. Uzay gemisinin içinde elbette devasa borular, çarklar, mazgallar var. Ve karanlıkta belli belirsiz görünen bu cisimler xenomorphları çağrıştırdığı için ’’ah geldi, gelmemiş, yoksa o mu?’’ gibisinden düşüncelerle sürekli tansiyona gömülüyorsunuz.
4 filmin her birinin farklı yönetmenler tarafından çekilmiş olması da ayrı bir tat. Her biri çok usta isimler ve her biri kendilerinden değer katmışlar bu evrene. 3. ve 4. filmlerde bariz bir düşüş olsa da ben 3. filmi de seviyorum. Ve muhtemelen 4. filmi de seveceğim. Zaten sonrasında B Movies dediğimiz Alien vs. Predator’ler işin içine giriyorlar. Bunların da alıcısı, beğeneni var artık. Ona laf etmek de pek mantıklı olmaz. 2012 yılında da Prometheus filmi ile biraz daha işin felsefik, kendisine yarattığı mitolojik kısmına giriyoruz.
Her filmde yaratıktan kaçış aşamasını süsleyen iyi, ufak hikayeler mevcut. Ancak ben bunları anlatmayacağım elbette. Eğer izlemek isterseniz bu muhteşem seri 6 filmden oluşuyor. İlki 1979, sonuncusu ise 2017 yılında gösterildi. Kesinlikle öneriyorum, bir denemelisiniz.
Öncelikle bahsettiğim gibi görsel atmosfer şahane. H.R. Giger’ın çizimlerini senaryoya adapte etme kısmında ve evreni oluşturma noktasında Scott Ridley muazzam bir iş çıkartmış. Stan Winston’ın yaratık tasarımlarını bu şekilde hayata geçirmesi ise inanılır gibi değil. Adam muazzam bir heykeltıraş.
Yaratıkların orasından burasından endüstriyel borular, sanayi maddelerine benzer cisimler çıktığı için ve filmler genelde uzay gemilerinde ya da fabrika gibi noktalarda geçtiği için ayrı bir tehdit oluşuyor izleyicinin gözünde. Uzay gemisinin içinde elbette devasa borular, çarklar, mazgallar var. Ve karanlıkta belli belirsiz görünen bu cisimler xenomorphları çağrıştırdığı için ’’ah geldi, gelmemiş, yoksa o mu?’’ gibisinden düşüncelerle sürekli tansiyona gömülüyorsunuz.
4 filmin her birinin farklı yönetmenler tarafından çekilmiş olması da ayrı bir tat. Her biri çok usta isimler ve her biri kendilerinden değer katmışlar bu evrene. 3. ve 4. filmlerde bariz bir düşüş olsa da ben 3. filmi de seviyorum. Ve muhtemelen 4. filmi de seveceğim. Zaten sonrasında B Movies dediğimiz Alien vs. Predator’ler işin içine giriyorlar. Bunların da alıcısı, beğeneni var artık. Ona laf etmek de pek mantıklı olmaz. 2012 yılında da Prometheus filmi ile biraz daha işin felsefik, kendisine yarattığı mitolojik kısmına giriyoruz.
Her filmde yaratıktan kaçış aşamasını süsleyen iyi, ufak hikayeler mevcut. Ancak ben bunları anlatmayacağım elbette. Eğer izlemek isterseniz bu muhteşem seri 6 filmden oluşuyor. İlki 1979, sonuncusu ise 2017 yılında gösterildi. Kesinlikle öneriyorum, bir denemelisiniz.
Harika bir film. Film sektörüne yeni görsel efektler ve tasarımlar kazandırmış bir filmdir. Kesinlikle izlenmesi gereken film ve seridir
Ah şu eski filmler!
Özellikle bilim kurgu ya da görselliğin ön planda olan filmlere oy verirken bazen şaşırıyorum genel olarak görselliği günümüzle karşılaştırmayıp adamlar ne düşünmüş ne yapmaya çalışmışa bakıyorum ancak bu filmde ne yazık ki öyle vay adamlar ne tasarlamış, ne düşünmüş filan demedim. Maalesef düşünce olarakta çok fazla bir şey vadetmiyor benim için Alien filmi.
Puanım: 6
Özellikle bilim kurgu ya da görselliğin ön planda olan filmlere oy verirken bazen şaşırıyorum genel olarak görselliği günümüzle karşılaştırmayıp adamlar ne düşünmüş ne yapmaya çalışmışa bakıyorum ancak bu filmde ne yazık ki öyle vay adamlar ne tasarlamış, ne düşünmüş filan demedim. Maalesef düşünce olarakta çok fazla bir şey vadetmiyor benim için Alien filmi.
Puanım: 6
izleyip pişman olduğum ender filmlerden biri.
tamam o günün şartlarına göre gemiydi, ortamdı, teknolojiydi falan çok iyi lafım yok.
ama filmde doğru düzgün bi vurma öldürme sahnesi yok lan.
sanırım ben daha fazla aksiyona aradığım için hayal kırıklığına uğradım ama
Yorumları okuyunca ulan diyorum yanlış film mi izledim millet hasta olmuş.
bence 8.5’lik bir film değil.
en iyi sanat ve efekt ödülü almış zaten başka da bişeyi yok.
bi de başroldeki abla iyi.
benim için zaman kaybıydı.
ben kaybettim eller kazansın.
tamam o günün şartlarına göre gemiydi, ortamdı, teknolojiydi falan çok iyi lafım yok.
ama filmde doğru düzgün bi vurma öldürme sahnesi yok lan.
sanırım ben daha fazla aksiyona aradığım için hayal kırıklığına uğradım ama
Yorumları okuyunca ulan diyorum yanlış film mi izledim millet hasta olmuş.
bence 8.5’lik bir film değil.
en iyi sanat ve efekt ödülü almış zaten başka da bişeyi yok.
bi de başroldeki abla iyi.
benim için zaman kaybıydı.
ben kaybettim eller kazansın.
Siz siz olun bu kült denilebilecek filmden önce Prometheus'u izlemeyin.Sonra izleyin.İzleyeceksenizde benzer bir senaryoya kendinizi hazırlayın.Filmden aldığım tat bu yüzden biraz azaldı çünkü aşağı yukarı aynı şekilde ilerleyeceğini tahmin etmek güzel değil.Tabii o filmden çok daha iyi bir film izleyeceğinize emin olabilirsiniz.Çok daha gerçekçi ve atmosferi harika,mantık hataları yok.
Yine de The Thing tarzı ilginç sahneler beklediğim için beklentilerimin altında kaldı.Genellikle durağan ilerleyiş hakim beni bu açıdan yanılttı.En beğendiğim sahne ise malum kedi sahnesi oldu.Yönetmen herhalde o kısmı daha iyi çekemezmiş.Kedi bile rolünün hakkını vermiş :)
Yine de The Thing tarzı ilginç sahneler beklediğim için beklentilerimin altında kaldı.Genellikle durağan ilerleyiş hakim beni bu açıdan yanılttı.En beğendiğim sahne ise malum kedi sahnesi oldu.Yönetmen herhalde o kısmı daha iyi çekemezmiş.Kedi bile rolünün hakkını vermiş :)
Filmin yarısına kadar bunun nasıl imdb listesinde üst sıralarda olduğunu düşündüm. Ancak film ilerledikçe anlamam zor olmadı. Yok böyle bi gerilme, gerçekten. Zamanın ötesinde bir film olduğunu düşünüyorum.
h.r giger http://www.hrgiger.com/
francis bacon http://beearl.blogspot.com/2010_05_01_archive.html
yaratık filminin olmazsa olmaz iki illüstratörüdür. biri fikir biri tasarım babası olarak ete bakış açısını değiştirirler. david cronenberg gibi (ki ridley scott yerine bu yönetmen daha iyi giderdi) et ile yapay olan nesneler bu filmde sıklıkla geçer. yorucu, tahamüllü zorlayan bir filmdir ama klostrofobik yapısı ve distopik atmosferiyle çoğu filme, yönetmene ilham kaynağı olmuştur(küp, jacob's ladder vb.). blade runner gibi felsefesi olmasa bile ayrı bir dünyası albenisi vardır. bu filmi eleştirenler muhtemel olarak stenley kubrick'in 2001 ini ya da lucas'ın star wars'ını film konusunda eksik kalmamak adına beğenen insanlardandır. alien ve aliens (özellikle alien filminin hepsi aliensinde sonları) en gerici filmler arasında yer alır
francis bacon http://beearl.blogspot.com/2010_05_01_archive.html
yaratık filminin olmazsa olmaz iki illüstratörüdür. biri fikir biri tasarım babası olarak ete bakış açısını değiştirirler. david cronenberg gibi (ki ridley scott yerine bu yönetmen daha iyi giderdi) et ile yapay olan nesneler bu filmde sıklıkla geçer. yorucu, tahamüllü zorlayan bir filmdir ama klostrofobik yapısı ve distopik atmosferiyle çoğu filme, yönetmene ilham kaynağı olmuştur(küp, jacob's ladder vb.). blade runner gibi felsefesi olmasa bile ayrı bir dünyası albenisi vardır. bu filmi eleştirenler muhtemel olarak stenley kubrick'in 2001 ini ya da lucas'ın star wars'ını film konusunda eksik kalmamak adına beğenen insanlardandır. alien ve aliens (özellikle alien filminin hepsi aliensinde sonları) en gerici filmler arasında yer alır
Ne korktum, ne eğlendim, ne şaşırdım, ne duygulandım, ne aklıma felsefi sorular geldi, ne rahatsız oldum. Bilimkurgu hayranı birisiyim ve görüşlerim bunlar. Overrated bu filmi en iyi tanımlayacak kelime olsa gerek.
elbette bu film yakın zamanlarda çekilmiş olsaydı, toplum içinde izlendiğini söylemekten utanılası film olurdu. ancak yaratığın tasarımından özel efektlere kadar her şey 1979 teknolojisine göre süper ötesi olduğu için başaralı bir film olmuş.
filmde oluşturdukları atmosfer ve büyük sessizlikler insanı etkiliyor. tebrikler alien.
filmde oluşturdukları atmosfer ve büyük sessizlikler insanı etkiliyor. tebrikler alien.
bilimkurguda alien efsanesini başlatan ilk film.klostrofobik ortamı ve tekinsiz yaratığıyla bilimkurgu türündeki filmleri sevmemi sağlayan film olmuştur.beşinciyi sabırsızlıkla beklerken ripley neneyi de maharetleriyle tekrar izlemek keyif verecek.
bu film 79 yılında değilde 90 ve sonrasında çekilmiş olsa iki kelimeyle özetleyebilirdik. ''zaman kaybı''
şimdi herkesin beğenerek izlediği efsane olmuş bir film için bunu söylemek hıncallaşmak gibi olabilir ama bu benim şahsi fikrim ve bu film bana çok sıkıcı geldi.
çekildiği dönemin 20 yıl ötesinde efektlerine ve sinemaya kazandırdığı alien efsanesine diyecek birşeyimiz yok ama bu film mantık hatalarıyla ve kendi kendisiyle çelişen şeylerle dolu.
ilk olarak klostrofobik bir gerilim yada korku filmi olması gerekirken, kötü oyunculuklar sebebiyle insana o hissi yaşatmıyor. yani sizin ekran başında gerildiğiniz kadar oyuncular gerilmiyor ve hisettirmiyor.
sene olmuş bilmem kaç, yıllarca yolculuk yapabilecek milyonlarca ton hammaddeyi çıkarıp dünyaya taşıyabilecek, hatta beraber yaşadığı insanlarca bile robot olduğu anlaşılamayacak kadar insansı robot yapabilecek teknolojiye sahipken, h ... Devamı
şimdi herkesin beğenerek izlediği efsane olmuş bir film için bunu söylemek hıncallaşmak gibi olabilir ama bu benim şahsi fikrim ve bu film bana çok sıkıcı geldi.
çekildiği dönemin 20 yıl ötesinde efektlerine ve sinemaya kazandırdığı alien efsanesine diyecek birşeyimiz yok ama bu film mantık hatalarıyla ve kendi kendisiyle çelişen şeylerle dolu.
ilk olarak klostrofobik bir gerilim yada korku filmi olması gerekirken, kötü oyunculuklar sebebiyle insana o hissi yaşatmıyor. yani sizin ekran başında gerildiğiniz kadar oyuncular gerilmiyor ve hisettirmiyor.
sene olmuş bilmem kaç, yıllarca yolculuk yapabilecek milyonlarca ton hammaddeyi çıkarıp dünyaya taşıyabilecek, hatta beraber yaşadığı insanlarca bile robot olduğu anlaşılamayacak kadar insansı robot yapabilecek teknolojiye sahipken, h ... Devamı
bu film 79 yılında değilde 90 ve sonrasında çekilmiş olsa iki kelimeyle özetleyebilirdik. ''zaman kaybı''
şimdi herkesin beğenerek izlediği efsane olmuş bir film için bunu söylemek hıncallaşmak gibi olabilir ama bu benim şahsi fikrim ve bu film bana çok sıkıcı geldi.
çekildiği dönemin 20 yıl ötesinde efektlerine ve sinemaya kazandırdığı alien efsanesine diyecek birşeyimiz yok ama bu film mantık hatalarıyla ve kendi kendisiyle çelişen şeylerle dolu.
ilk olarak klostrofobik bir gerilim yada korku filmi olması gerekirken, kötü oyunculuklar sebebiyle insana o hissi yaşatmıyor. yani sizin ekran başında gerildiğiniz kadar oyuncular gerilmiyor ve hisettirmiyor.
sene olmuş bilmem kaç, yıllarca yolculuk yapabilecek milyonlarca ton hammaddeyi çıkarıp dünyaya taşıyabilecek, hatta beraber yaşadığı insanlarca bile robot olduğu anlaşılamayacak kadar insansı robot yapabilecek teknolojiye sahipken, havalandırma deliklerinde, ikinci dünya savaşında bunkerlerin içini yakmak için kullanılan alev silahıyla yaratık avlıyorsun, olmadı elektirik şoku veren mızrağımız var. silahlar nerde be abicim, uzaya gidiyosun belki bir kaç yıl sürecek bir görevin var, üstüne yardım sinyali alırsan yardım etmek gibide bir görevin var, niye silahın yok?
ortalıkta dolanan kedi ne iş onuda anlayamadık. bu kedi mürettebat uyurken uyuyormuydu göremedik. eğer uyumuyorduysa ne yedi ne içiti nası yaşadı gemide. gemide yaşıyor olmasına rağmen, neden alışık olduğıu gemi mürettebatından kaçıyor, adamı olmadık yerlere götürüp alien e yem yapıyor. kedi dediğin uysal bi canlıdır çağırdınmı gelir.
ve sona doğru geminin kapısı açılıp alien in boşluğa düştüğü ama elleriyle kapıyı yakalayıp tutunduğu sahnede esas ablanın mantar tabancası kıcamında ok benzeri bir şey fırlatan silahla vurulması bana yettide arttı bile. bu yaratığın derisi çok kalın değilmiydi. silahla öldürmek falan mümkün olmuyordu ama balık zıpkını gibi bi alet alien e saplandı ve onu dışarı itti bambaşkaymıssın kubrick. ütelik yaratık bilmem kaçbin derece ısı saçan mekiğin motor çıkışlarının içine giriyor, motor ateşleniyor normalde kül olması lazımken yapısal bi bozukluğa uğramadan uzay boşluğuna itiliyor. eğer o kadasr sıcaklığa bile dayanabilecek kadar sağlamsa o zıpkın vücuduna nasıl sirayet etti yine soruyorum.
işin özü. dönemi için oldukça başarılı, efekt konusunda çığır açmış, alien i bize kazandran ama korkutmayı başaramayan vasat bir film.
şimdi herkesin beğenerek izlediği efsane olmuş bir film için bunu söylemek hıncallaşmak gibi olabilir ama bu benim şahsi fikrim ve bu film bana çok sıkıcı geldi.
çekildiği dönemin 20 yıl ötesinde efektlerine ve sinemaya kazandırdığı alien efsanesine diyecek birşeyimiz yok ama bu film mantık hatalarıyla ve kendi kendisiyle çelişen şeylerle dolu.
ilk olarak klostrofobik bir gerilim yada korku filmi olması gerekirken, kötü oyunculuklar sebebiyle insana o hissi yaşatmıyor. yani sizin ekran başında gerildiğiniz kadar oyuncular gerilmiyor ve hisettirmiyor.
sene olmuş bilmem kaç, yıllarca yolculuk yapabilecek milyonlarca ton hammaddeyi çıkarıp dünyaya taşıyabilecek, hatta beraber yaşadığı insanlarca bile robot olduğu anlaşılamayacak kadar insansı robot yapabilecek teknolojiye sahipken, havalandırma deliklerinde, ikinci dünya savaşında bunkerlerin içini yakmak için kullanılan alev silahıyla yaratık avlıyorsun, olmadı elektirik şoku veren mızrağımız var. silahlar nerde be abicim, uzaya gidiyosun belki bir kaç yıl sürecek bir görevin var, üstüne yardım sinyali alırsan yardım etmek gibide bir görevin var, niye silahın yok?
ortalıkta dolanan kedi ne iş onuda anlayamadık. bu kedi mürettebat uyurken uyuyormuydu göremedik. eğer uyumuyorduysa ne yedi ne içiti nası yaşadı gemide. gemide yaşıyor olmasına rağmen, neden alışık olduğıu gemi mürettebatından kaçıyor, adamı olmadık yerlere götürüp alien e yem yapıyor. kedi dediğin uysal bi canlıdır çağırdınmı gelir.
ve sona doğru geminin kapısı açılıp alien in boşluğa düştüğü ama elleriyle kapıyı yakalayıp tutunduğu sahnede esas ablanın mantar tabancası kıcamında ok benzeri bir şey fırlatan silahla vurulması bana yettide arttı bile. bu yaratığın derisi çok kalın değilmiydi. silahla öldürmek falan mümkün olmuyordu ama balık zıpkını gibi bi alet alien e saplandı ve onu dışarı itti bambaşkaymıssın kubrick. ütelik yaratık bilmem kaçbin derece ısı saçan mekiğin motor çıkışlarının içine giriyor, motor ateşleniyor normalde kül olması lazımken yapısal bi bozukluğa uğramadan uzay boşluğuna itiliyor. eğer o kadasr sıcaklığa bile dayanabilecek kadar sağlamsa o zıpkın vücuduna nasıl sirayet etti yine soruyorum.
işin özü. dönemi için oldukça başarılı, efekt konusunda çığır açmış, alien i bize kazandran ama korkutmayı başaramayan vasat bir film.
Yaratık filmine Benzer Film ekliyorsun.
Yaratık filmini Kategorize ediyorsun.
Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.
Yaratık filmine Konu ekliyorsun.
FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
Arama sonuçları
Bu filmi izleyen 20 kişi
Kullanıcı Bulunamadı...
ÜYE OL