Türkçeye "Löpçük" olarak çevirmenin doğru olduğunu düşündüğüm bir Amerikan korku klasiği The Blob. Çok klişe bir senaryoya sahip ancak yine benim kendi içimde fetişize ettiğim pratik efektler ve absürt sahneleriyle iyi bir film.
Klasik şekilde küçük bir Amerikan kasabasının ormanına bilinmeyen cisim çarpar ve içinden çıkan "şey" kasaba halkını tehdit etmeye başlar. Bu kez gelen yaratığı veya mikrobu, insan yiyen devasa bir sakız olarak hayal edebilirsiniz. Asitli yapısıyla dokunduğu yüzeyi eritebiliyor. Bu yeteneği de filmde çok korkunç sahneler çıkmasına sebep veriyor. Yavaş yavaş eriyen insanlar, cikletin içinde yarı sindirilmiş ama ölmemiş insanların attığı çığlıklar, hüp diye çekilip beli kırılanlar var.
Filmin türevlerinden farklı yapmaya çalıştığı bazı noktaları olmuş. Löpçük'ün aslında bir uzaylı değil de, hükümetin başarısız bir projesi olması gibi. Soğuk savaş sonrası, Amerikan hükümetine karşı oluşan güvensizliği temsil ediyor olabilir. Filmin yakışıklı başrolünün erkende... Devamı
Türkçeye "Löpçük" olarak çevirmenin doğru olduğunu düşündüğüm bir Amerikan korku klasiği The Blob. Çok klişe bir senaryoya sahip ancak yine benim kendi içimde fetişize ettiğim pratik efektler ve absürt sahneleriyle iyi bir film.
Klasik şekilde küçük bir Amerikan kasabasının ormanına bilinmeyen cisim çarpar ve içinden çıkan "şey" kasaba halkını tehdit etmeye başlar. Bu kez gelen yaratığı veya mikrobu, insan yiyen devasa bir sakız olarak hayal edebilirsiniz. Asitli yapısıyla dokunduğu yüzeyi eritebiliyor. Bu yeteneği de filmde çok korkunç sahneler çıkmasına sebep veriyor. Yavaş yavaş eriyen insanlar, cikletin içinde yarı sindirilmiş ama ölmemiş insanların attığı çığlıklar, hüp diye çekilip beli kırılanlar var.
Filmin türevlerinden farklı yapmaya çalıştığı bazı noktaları olmuş. Löpçük'ün aslında bir uzaylı değil de, hükümetin başarısız bir projesi olması gibi. Soğuk savaş sonrası, Amerikan hükümetine karşı oluşan güvensizliği temsil ediyor olabilir. Filmin yakışıklı başrolünün erkenden ölmesi ve hikayenin yarısında tekrar başlaması gibi detaylar da var. Üstelik film "iyi kalpli" karakterleri dehşet şekilde, erkenden öldürüyor. Hatta bir çocuğun dehşet şekilde eridiğini falan izliyoruz. Ama temelde çok klişe. Serseri çocukla, iyi aile kızının aşkı olsun, otoritenin işleri berbat etmesi olsun hep alışık olduğumuz şeyler. Anlamadığım nokta; film neden kendi sonunu 5. dakikadan anlatıyor?
Löpçük'ün sinemadaki dev ekranı kırmızıya boyayıp, bir anda içinden taştığı sahne için bile izlenebilir. 88 yılında izleseydim çok büyüleneceğime eminim. Muazzam derecede eğlenceliydi.
Bu filmi ilk izlediğimde küçücüktüm. Deli gibi sansür basmışlardı. 90 dakikalık film 50 dakikada bitmişti. Sağdan soldan sansür manyağı yapılmış bir film izlemek zor tabi. Hiç koyma kardeşim o zaman. Niye vatandaşı meşgul ediyorsun. Şiddet var de, tamamen iptal et. Porno film muamelesi çek. Rtük,çok küfrettim sana küçükken,ona göre.
Gerçekten dehşet verici bir potansiyeli var Blob denen yaratığın. Öyle bir yaratık ki,durmuyor,doymuyor,soru sormuyor,çekip alıyor,kolunu bacağını döküyor adamın. Ne çelik kapılar ne bir panik odası seni kurtarabilir. Eski versiyonu çok daha korkunçtu. Her delikten girebilen,çiğnenmiş dev bir ciklet düşünün. Tek bir istediği var,sizi sindirmek. 55 çevrimindeki Blob öyle bir şeydi. Kaç kaçabilirsen. Bu biraz daha insani,renkli hali. Hafif mizah da var.Yer-yer fantaziye de kaçmışlar. Abiciğimiz tek elle bazuka falan kullanıyor,bilmem kaç metrelik uçurumlardan 50cclik motorla uçuyor, kasabadaki herkes doğuştan M-16 kullanma kabiliyetine sahip, yangın söndü... Devamı
Bu filmi ilk izlediğimde küçücüktüm. Deli gibi sansür basmışlardı. 90 dakikalık film 50 dakikada bitmişti. Sağdan soldan sansür manyağı yapılmış bir film izlemek zor tabi. Hiç koyma kardeşim o zaman. Niye vatandaşı meşgul ediyorsun. Şiddet var de, tamamen iptal et. Porno film muamelesi çek. Rtük,çok küfrettim sana küçükken,ona göre.
Gerçekten dehşet verici bir potansiyeli var Blob denen yaratığın. Öyle bir yaratık ki,durmuyor,doymuyor,soru sormuyor,çekip alıyor,kolunu bacağını döküyor adamın. Ne çelik kapılar ne bir panik odası seni kurtarabilir. Eski versiyonu çok daha korkunçtu. Her delikten girebilen,çiğnenmiş dev bir ciklet düşünün. Tek bir istediği var,sizi sindirmek. 55 çevrimindeki Blob öyle bir şeydi. Kaç kaçabilirsen. Bu biraz daha insani,renkli hali. Hafif mizah da var.Yer-yer fantaziye de kaçmışlar. Abiciğimiz tek elle bazuka falan kullanıyor,bilmem kaç metrelik uçurumlardan 50cclik motorla uçuyor, kasabadaki herkes doğuştan M-16 kullanma kabiliyetine sahip, yangın söndürücülerde sıvı nitrojen var :) vb... Böyle ilginç bir film.
Finali de pek bir güzeldir. Yakında gelecek güzelim,Tanrı yakında bir işaret bahşedecek. Cehennemin anahtarları, kıyamete çok meraklı bir rahibin ellerinde.
@furkandgn9
10 ay önce
6.9 / 10
Klasik şekilde küçük bir Amerikan kasabasının ormanına bilinmeyen cisim çarpar ve içinden çıkan "şey" kasaba halkını tehdit etmeye başlar. Bu kez gelen yaratığı veya mikrobu, insan yiyen devasa bir sakız olarak hayal edebilirsiniz. Asitli yapısıyla dokunduğu yüzeyi eritebiliyor. Bu yeteneği de filmde çok korkunç sahneler çıkmasına sebep veriyor. Yavaş yavaş eriyen insanlar, cikletin içinde yarı sindirilmiş ama ölmemiş insanların attığı çığlıklar, hüp diye çekilip beli kırılanlar var.
Filmin türevlerinden farklı yapmaya çalıştığı bazı noktaları olmuş. Löpçük'ün aslında bir uzaylı değil de, hükümetin başarısız bir projesi olması gibi. Soğuk savaş sonrası, Amerikan hükümetine karşı oluşan güvensizliği temsil ediyor olabilir. Filmin yakışıklı başrolünün erkende ... Devamı
Klasik şekilde küçük bir Amerikan kasabasının ormanına bilinmeyen cisim çarpar ve içinden çıkan "şey" kasaba halkını tehdit etmeye başlar. Bu kez gelen yaratığı veya mikrobu, insan yiyen devasa bir sakız olarak hayal edebilirsiniz. Asitli yapısıyla dokunduğu yüzeyi eritebiliyor. Bu yeteneği de filmde çok korkunç sahneler çıkmasına sebep veriyor. Yavaş yavaş eriyen insanlar, cikletin içinde yarı sindirilmiş ama ölmemiş insanların attığı çığlıklar, hüp diye çekilip beli kırılanlar var.
Filmin türevlerinden farklı yapmaya çalıştığı bazı noktaları olmuş. Löpçük'ün aslında bir uzaylı değil de, hükümetin başarısız bir projesi olması gibi. Soğuk savaş sonrası, Amerikan hükümetine karşı oluşan güvensizliği temsil ediyor olabilir. Filmin yakışıklı başrolünün erkenden ölmesi ve hikayenin yarısında tekrar başlaması gibi detaylar da var. Üstelik film "iyi kalpli" karakterleri dehşet şekilde, erkenden öldürüyor. Hatta bir çocuğun dehşet şekilde eridiğini falan izliyoruz. Ama temelde çok klişe. Serseri çocukla, iyi aile kızının aşkı olsun, otoritenin işleri berbat etmesi olsun hep alışık olduğumuz şeyler. Anlamadığım nokta; film neden kendi sonunu 5. dakikadan anlatıyor?
Löpçük'ün sinemadaki dev ekranı kırmızıya boyayıp, bir anda içinden taştığı sahne için bile izlenebilir. 88 yılında izleseydim çok büyüleneceğime eminim. Muazzam derecede eğlenceliydi.
@havlayankuzu
15 yıl önce
7.7 / 10
Gerçekten dehşet verici bir potansiyeli var Blob denen yaratığın. Öyle bir yaratık ki,durmuyor,doymuyor,soru sormuyor,çekip alıyor,kolunu bacağını döküyor adamın. Ne çelik kapılar ne bir panik odası seni kurtarabilir. Eski versiyonu çok daha korkunçtu. Her delikten girebilen,çiğnenmiş dev bir ciklet düşünün. Tek bir istediği var,sizi sindirmek. 55 çevrimindeki Blob öyle bir şeydi. Kaç kaçabilirsen. Bu biraz daha insani,renkli hali. Hafif mizah da var.Yer-yer fantaziye de kaçmışlar. Abiciğimiz tek elle bazuka falan kullanıyor,bilmem kaç metrelik uçurumlardan 50cclik motorla uçuyor, kasabadaki herkes doğuştan M-16 kullanma kabiliyetine sahip, yangın söndü ... Devamı
Gerçekten dehşet verici bir potansiyeli var Blob denen yaratığın. Öyle bir yaratık ki,durmuyor,doymuyor,soru sormuyor,çekip alıyor,kolunu bacağını döküyor adamın. Ne çelik kapılar ne bir panik odası seni kurtarabilir. Eski versiyonu çok daha korkunçtu. Her delikten girebilen,çiğnenmiş dev bir ciklet düşünün. Tek bir istediği var,sizi sindirmek. 55 çevrimindeki Blob öyle bir şeydi. Kaç kaçabilirsen. Bu biraz daha insani,renkli hali. Hafif mizah da var.Yer-yer fantaziye de kaçmışlar. Abiciğimiz tek elle bazuka falan kullanıyor,bilmem kaç metrelik uçurumlardan 50cclik motorla uçuyor, kasabadaki herkes doğuştan M-16 kullanma kabiliyetine sahip, yangın söndürücülerde sıvı nitrojen var :) vb... Böyle ilginç bir film.
Finali de pek bir güzeldir. Yakında gelecek güzelim,Tanrı yakında bir işaret bahşedecek. Cehennemin anahtarları, kıyamete çok meraklı bir rahibin ellerinde.