Karanlıklar Prensi Yorumları

Karanlıklar Prensi filmi detayları

@furkandgn9

1 hafta önce

7 / 10

John Carpenter'ın korku sineması kendi çözümlerini üretmek demektir. Ve bu çözümler de en azından dönemine göre özgün fikirlere hizmet ederler. Bunun en büyük örneği hala The Thing. Korku sinemasına bir benzeri film 42 yıldır gelmedi. Dark Star ise beş parayla çekilmiş bir bilim-kurgu komedisi olarak Carpenter'ın neler üretebileceğini gösteriyordu.

Prince of Darkness yine parasızlık nedeniyle oyunculuklardan kısıp, arka bahçede yapılan makyajlar ve kurgu, kamera açıları ile kurtarılan bir iş. Elbette kendi filmlerinin kendi bestelerini yapması da bunun başarılı bir korku filmi olmasında etkili. Bilim-kurgu korkusu ile dini korkuyu aynı pakete iliştirmek de o dönem için epey iddialı. Ortaya çıkan şey ise birazcık taraflı. Rasyonaliteyi dine tercih eden biri olarak benim için sorun yok.

Bir grup uzman fizikçi din adamlarının yardımına koşuyorlar. Yıllardır kilisenin mahzeninde saklı tutulan veya hapsedilen bir sıvının hareketlerini izlemek, gizemini çözmekle görevliler. Bu sıvını
... Devamı
John Carpenter'ın korku sineması kendi çözümlerini üretmek demektir. Ve bu çözümler de en azından dönemine göre özgün fikirlere hizmet ederler. Bunun en büyük örneği hala The Thing. Korku sinemasına bir benzeri film 42 yıldır gelmedi. Dark Star ise beş parayla çekilmiş bir bilim-kurgu komedisi olarak Carpenter'ın neler üretebileceğini gösteriyordu.

Prince of Darkness yine parasızlık nedeniyle oyunculuklardan kısıp, arka bahçede yapılan makyajlar ve kurgu, kamera açıları ile kurtarılan bir iş. Elbette kendi filmlerinin kendi bestelerini yapması da bunun başarılı bir korku filmi olmasında etkili. Bilim-kurgu korkusu ile dini korkuyu aynı pakete iliştirmek de o dönem için epey iddialı. Ortaya çıkan şey ise birazcık taraflı. Rasyonaliteyi dine tercih eden biri olarak benim için sorun yok.

Bir grup uzman fizikçi din adamlarının yardımına koşuyorlar. Yıllardır kilisenin mahzeninde saklı tutulan veya hapsedilen bir sıvının hareketlerini izlemek, gizemini çözmekle görevliler. Bu sıvının Şeytan'ın maddeleşmiş bir aracısı olduğunu keşfediyorlar ve çevredeki evsizler ile iş arkadaşlarının possessionlarına maruz kalıyorlar. Ele geçirilenler sergiledikleri tavırlarla zombi alt kültürüne de göz kırpıyorlar. Sanki Carpenter ele geçirilenlere farklı tavırlar vererek bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama gerek oyunculukların kötülüğü, gerek kalabalık karakter havuzuna yeterli süreleri dağıtamaması sebebiyle tam olarak anlayamadım. Zenci karakterin aynaya bakıp ızdırap çekmesi bilinçli bir tercih miydi mesela?

Böcek sahneleri dışında beklediğim pür korku hazzını bana veremedi bu film. Fakat 80'ler sinemasının bütün özelliklerine ek olarak Carpenter sinemasının niş özelliklerini de taşıyor. Başarılı.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL