6.4

191 OY
PUAN VER
5

Imdb: 6.5 (75.077 OY)

KONUSU
Adı bilinmeyen bir şehirde, ne olduğu anlaşılamayan bulaşıcı bir körlük salgını başlar.

"Beyaz körlük" olarak tabir edilen bu durumdan etkilenmeyen tek kişi bir göz doktorunun karısıdır. Yavaş yavaş herkesi etkisi altına almaya başlayan bu salgının yayılışını ve yaşanan kaos ortamını canlı canlı g
... Devamı
Adı bilinmeyen bir şehirde, ne olduğu anlaşılamayan bulaşıcı bir körlük salgını başlar.

"Beyaz körlük" olarak tabir edilen bu durumdan etkilenmeyen tek kişi bir göz doktorunun karısıdır. Yavaş yavaş herkesi etkisi altına almaya başlayan bu salgının yayılışını ve yaşanan kaos ortamını canlı canlı gören doktorun karısı, kendisini ve ailesini bu zor durumdan kurtarmaya çalışır.

2008 Cannes Film Festivali’nin açılış filmi olarak seçilen Blindness, Nobel Ödüllü Jose Saramago’nun aynı isimli romanından uyarlandı. Filmin yönetmen koltuğu ise Tanrı Kent ile çok iyi eleştiriler almış ve en iyi yönetmen dalında Oscar adayı olmuş Fernando Meirelles’e emanet.

YORUM YAZ

SPOILER

POPÜLER YORUMLAR

YENİ YORUMLAR

Tüm Yorumlar

@zenobiaa

3 yıl önce

2.8 / 10

kitabı okumayan anlayamaz.

@elifyildiz

4 yıl önce

6 / 10

Kitaba göre çok eksik bir filmdi. Kitabı okurken o akıl hastanesinin, sonrasında dışarının o pis kokusunu burnumda hissederken filmde bunlara yer verilmemesi çok kötü olmuş. Film çok hızlı ilerledi diyebilirim. Üzerinde biraz durulması gereken çok sahne vardı diye düşünüyorum. Kitabı okuduktan sonra görmek istediklerim vardı bu nedenle filmi izlemek istedim ama hayal gücüm bana çok daha güzel bir film çekmiş diyebilirim. Fakat oyuncu seçimlerini gerçekten beğendim. Zihnimde de az çok benzer tiplemeler oluşturmuştum. Filmi izleyenlerin mutlaka bir de kitabı okumalarını öneriyorum.

@kementari

5 yıl önce

5 / 10

Kötü bir uyarlama olmasını geçtim izlediğim en kötü filmlerden de biriydi. Atlaya atlaya izleyebildim. Oyunculuklar, çekimler, konunun işlenişi her şey çok kötüydü. Bilmiyorum kitaptan habersiz izleyen birisi körlük kavramının metafor olduğunu anlayabilir mi. Hoş ilk körün asyalı olması yönetmenin de çok anlamamış olduğunun göstergesi bence.

Sen, kitabı henüz okumamış olan! Her şey için çok geçse, bu filmi izlediysen; kitabı sakın bu filmle yargılama ve o başyapıtı mutlaka oku. Hayal gücünde koyduğun her tuğla buradakinden daha canlı duracak. Eğer henüz izlemediysen lütfen önce kitabı oku ve sonra, belki, bir ara, vaktin aşırı çoksa filmi izle. Ya da onun yerine bir çay demle ne bileyim.

@rusyena

5 yıl önce

6.8 / 10

Öyle aman aman ilgiyle izlenesi bir film olmasa da, oyunculuk ve konu itibariyle izlenebilir.

@ebus_durak

5 yıl önce

7 / 10

Edebiyat ve Sinema adlı bir ders alanlar bilir ki, kitaptan filme aktarım yapılırken yönetmen ister konuya sadık kalabilir, isterse kendi auteur imzasını belirtecek şekilde müdahale edebilir. Ayrıca herkesin bildiği gibi (ne kadar sinemayı daha çok sevsem de) bir film, kolay kolay bir kitabın verdiğini veremez. O yüzden kendi hayal dünyamızda canlananları bir kenara bırakıp sadece sinegöz ile bakmak daha doğru olur. Yoksa kitabı okuyan iki kişinin bile betimlemeleri tamamen farklıdır. Şahsen o kaotik ortamın verilmesinde, koca şehrin havasını kitaptaki gibi yansıtmalarını beğendim. Ancak oyunculukları beğendiğimi söyleyemem. Kitaptaki ruha aykırı, zorla oynamış gibiler, gerçi körlüğü bilmeyen biri nasıl kör rolü yapsın ki burası ayrı dava. Genel olarak ortalama bir aktarma olmuş. Uyarlama en iyisi kabul edilen Yüzüklerin Efendisi serisindeki gibi bir başarı söz konusu olursa, daha iyisi yapılabilirmiş aslında.

@haoff

5 yıl önce

5.8 / 10

Bu kadar muhteşem bir eserin böyle çarçur edilmesi inanılmaz. çarçur kesinlikle doğru kelime.
S

@sinecihan

5 yıl önce

Her kitap filminin izlenmemesi gerçeği...

@prensesinuykusu

5 yıl önce

İzlediğim en kötü kitap uyarlaması. Kitabı okumasam filmi sever miydim bilmiyorum fakat kitabı başucu yapmış biri olarak düşüncem.bu film Jose Saramagonun şaheserine bir hakaret.

@fishselfish

6 yıl önce

5 / 10

konu daha kısa sürede daha iyi işlenebilirdi çünkü benim dedem de kördü

@fishguts

9 yıl önce

Aynı zaman diliminde yaşayabildiğim için büyük mutluluk duyduğum, bana göre gelmiş geçmiş en büyük yazar, kelimelerin efendisi, edebiyat tanrısı Jose Saramago’nun kendine has dil bilgisi kuralıyla yazdığı cümlelerde işlenen politik içerik malesef filme yansıtılamamış. Bu yüzdendir ki kitabın seviyesinin fazlasıyla gerisinde kalmış film.

Belki taraflı bir yorum olacak ama hangi Saramago romanı beyazperdeye aktarılsa hep eksik kalacak gibi.

Saramago’ya ve yönetmenle filmi izledikten sonra akan gözyaşlarına http://www.youtube.com/watch?v=7XzBkM_LdAk olan saygımdan izledim.

@meleksaricam

9 yıl önce

Aslında konu salgın hastalık olayını aşıp insanların kaos ortamında hayatta kalma mücadelesini gözler önüne seriyor. Böyle olmasaydı bu salgının nedeninin ne oldugunu , nereden geldiğini ve nasıl gectiğini azıcık olsun gösterirlerdi değil mi.. Belkide filmi basitlikten kurtaran budur.Körlük adı altında gelen bir aydınlanma ;)

@faj

10 yıl önce

herşey şehir trafiğinde bir aracın nedensiz bir şekilde durmasıyla başlar. bu durum şehrin damarlarında görülen basit bir pıhtı gibidir. bu pıhtı hayırsever bir hırsız(?) tarafından temizlenmeye çalışılırken büyük bir salgın yayılmaya başlar. bir körlük salgını. devreye hükümet girer, ordu girer fakat önü alınamaz. şehir bir süre sonra körlüğün yol açtığı ilkel bir benliğin esiri haline gelir.

bir yönüyle orijinal biryönüyle sıradan kalıplar kullanan bir film. genel kanaat filmin uyarlandığı romanın çok altında kalması ama bu bilgi filmi kötü yapmaya yetmez. ismi körlük olan bir filmde görsel gevezelik görmek hoş değil bir kere, tüm filmin beyaz bir filtreden geçirilmesi filmde yer verilen karakterlerin değişin ırklara ait olması bazı duygusal "peak" noktalarının abartılması gibi müdahaleler genel seyirci kitlesini memnun etse de filmin derdine gölge düşürüyor. tüm bu olumsuz eleştiriler bir yana filmimiz iyi bir film. bir kere bizi he
... Devamı
herşey şehir trafiğinde bir aracın nedensiz bir şekilde durmasıyla başlar. bu durum şehrin damarlarında görülen basit bir pıhtı gibidir. bu pıhtı hayırsever bir hırsız(?) tarafından temizlenmeye çalışılırken büyük bir salgın yayılmaya başlar. bir körlük salgını. devreye hükümet girer, ordu girer fakat önü alınamaz. şehir bir süre sonra körlüğün yol açtığı ilkel bir benliğin esiri haline gelir.

bir yönüyle orijinal biryönüyle sıradan kalıplar kullanan bir film. genel kanaat filmin uyarlandığı romanın çok altında kalması ama bu bilgi filmi kötü yapmaya yetmez. ismi körlük olan bir filmde görsel gevezelik görmek hoş değil bir kere, tüm filmin beyaz bir filtreden geçirilmesi filmde yer verilen karakterlerin değişin ırklara ait olması bazı duygusal "peak" noktalarının abartılması gibi müdahaleler genel seyirci kitlesini memnun etse de filmin derdine gölge düşürüyor. tüm bu olumsuz eleştiriler bir yana filmimiz iyi bir film. bir kere bizi her an başlayabilecek bir distopyaya çekiyor. malumunuz distopyalar genellikle geleceği mekan seçmiş anti ütopyalardır. filmimizde şimdiki zamanda geçen -aslında bu yönüyle olası gelecek sayılabilen- bir öykü anlatılıyor.

insanların sahip olduğu bilgilerin %83ünü görerek edindiği söylenir ve bunun yanında insanlığın bilgi ve kültür birikiminin yığılarak arttığı söylenir. yani her seferinde amerikayı keşfetmenin lüzumu yoktur, bunu kolomb zaten yapmıştır. filmin -daha doğrusu romanın- en çarpıcı dertlerinden biri eğer o veri kaynağını kaybedersek, o dişimizden tırnağımızdan artırdıklarımızla inşa ettiğimiz medeniyetin bize bir faydası olur mu olmaz mı. zenginliklerin inşaası ile yanıp kül olması arasındaki zamansal adaletsizlik modern insanın en büyük güvenlik korkusu olsa gerek. insanı düşerken görmek özel bir insani deneyim. Filme dönük eleştirilerin en önemlisi, filmin körlük metaforuna ihanet ettiği iddiası. film hikayeyi işlerken izleyenler yönetmenin işaret parmağına yoğunlaşıyorlar. yani filmin temel öğretisinin görme duyusunun önemli olduğu şayet olmasa herşeyin korkunç bir hal alacağını düşünen izleyiciler ortaya çıkabiliyor. fakat film -en azından roman- körlüğü insanın kendine yabancılaşmasının metaforu olarak kullanmanın derdinde. yazar der ki: "Bir insanın kendine yabancılaşması insanlığı hedef alan en büyük tehdittir çünkü bu tehdittipik bir salgınla benzer karakteristik özelliklere sahiptir." Fakat yönetmen der ki: "Çok da uzak olmayan bir gelecekte insanlığı bekleyen; sonuçları çok yıkıcı olan bir tehlike var, ama nedenini söylemem." Sinema da söylemeden söylemek diye bir teknik vardır, ama o tekniği filmi sanat filmine çevirmek gibi -genel kabul görmüş- bir tehlikesi vardır. Sonuç olarak "körlük" yönetmen ne şiş yansın ne kebap mantığıyla davranmasa daha üstün bir film olabilirdi, ama filmin bu hali bile başarılı.

@delahoya

10 yıl önce

9.2 / 10

Jose Saramago aynı adlı kitaptan alıntı olan toplumu ve yiten değerleri önümüze sererek bizlere gösteren muazzam bir film...

İnsanlık denen kavramı bir salgın sonrası milyonlarca insanın iflası sonrası neler olabileceğini neler yaşanabileceğini bizlere anlatan , Otoritenin yokluğunda vicdan ve ahlaki değerlerde dejenerasyon yaşandığını ders niteliğinde bir gözlem filmidir Blindless...Körler arasında sadece tek gören bir bayanın gözünden yani Julianne Moore un bu film de katkısı çok büyük diyebilirim.Muhteşem bir perfonmans sergilemiş bizlere.Puanım 10/9 mutlaka izlenmeli...

@firfirella

10 yıl önce

Kitabı daha önce okuduğum için filmi izlerken anlatımda bi eksiklik hissetmedim. Okumayanlar için film biraz havada kalmış olabilir. Yaklaşık 300 sayfalık bir kitabı bir filme sığdırmak tabi ki zor ama yine de ortaya kötü bir iş çıkmadığını düşünüyorum. Filmde beni en çok sevindiren şey de doktorun karısı rolünü julianne moore'un oynamasıydı. Kitabı okurken kafamda canlandırdığım karakter aynı onun gibi biriydi çünkü.
C

@chtsln

11 yıl önce

bazı kitapların filmi çekilmemeli. gerçekten çekilmemeli. yani kitabı okurken kafamda canlandırdığım atmosfer filmde gördüğüm atmosfer başka başkaydı. ama bu yönetmenin suçu değil.

böyle bir senaryoyu sinemaya uyarlayacaksanız ilk başta oyunculuklar muazzam olacak. yani kör rolü yapmak gerçekten zor olsa gerek. bunu sağlamanız lazım. ardından altındaki toplumsal eleştiriyi daha sert vermek gerek...

al pacino'nun scent of a woman filmindeki kör rolünü oynayışı ile bu filmdeki körleri oynayanlar arasında bildiğin dağlar kadar fark var. demem o ki, bu senaryo çok zor bir senaryo hemde çok zor.. o yüzden kitabı okumak bence yeterlidir. kitapta gördüklerinizden daha fazlasını göreceğinizi düşünmeyin. okuyup zirvede bırakın derim ben.
SPOILER

Körlük filmine Benzer Film ekliyorsun.

Arama Sonuçları

Körlük filmini Kategorize ediyorsun.

Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.

Arama Sonuçları

Körlük filmine Konu ekliyorsun.

Arama Sonuçları

FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL