Hasan Karacadağ bu konularda gerçekten bilgi sahibi bir yönetmen, filmlerinde bunu açıkça görebiliyorsunuz. Yanlız konu film çekmeye, senaryo yazmaya falan gelince, bildiğin çuvallıyor. Senaryo hadi bir yere kadar idare eder diyelim de, yönetmenlik başarısı bu kadar kötü bir adam, ben daha görmedim desem abartmış olmam herhalde. Onun yerinde olsam, en fazla senaryo yazar, filmiiyi bir yönetmenin eline teslim ederim. Çok daha iyi filmler ortaya çıkabilir. Filmlerinin ilk 20 dakikası ufaktan bir korku salıyor, sonrası kahkaha ve komedi eşliğinde bitiyor. Filmi kapatırken ilahi Hasan demekten kendimi alıkoyamıyorum.
Filmin tamami titresen flu goruntuler ve gerizekali tonlarda cigliklardan ibaret.. Efekler desen igrenc, mekan dekorlari fiyasko yani hic olmamis ya 8 yasindaki kuzenim bunu biz cektik dese inanirdim... Hemen izlemek icin baska bi film seçin bunu hizla geçin..
hasan karacadağ'da "tecrübe kazanmak" diye bir şey yok. daha önce yaptıklarının üzerine koyduğu tek şey, daha çok çığlık. ani sessizlik, arkasından seyirciyi hiç şaşırtmayan çığlık, ani sessizlik, sonra yine o korkutmaktan ziyade çileden çıkaran çığlık, olayın tamamen içinde olduğunu bildiği halde gidişata çemkirip itiraz eden moronlar, siyah dişler, kırmızı gözler, karanlık koridorlarda yavaş adımlar... biz bunları amerikan sinemasından tanıyoruz zaten.
korku filmi yapacaksan önce korkutmakla sıçratmak arasındaki farkı anlayacaksın. kalemi kağıdı eline alıp, sağlam ve sımsıkı bir senaryo yazacaksın. sonra insan gibi bir set kuracaksın. biliyorum, özellikle köhne ve ıssız evleri kendine mekan yapacaksın ama hiç olmazsa pencerelerden nazi işaretini sileceksin ki dikkat dağılmasın. ıssızlık olayını abartmayacaksın, adam en yakın acile götürmesi gereken kızı, yanlışlıkla kuş ötmez kervan geçmez bir hastaneye taşımayacak mesela. sonra sessizliğin huzursuzluğunu kulla... Devamı
saçmasapan film.
hasan karacadağ'da "tecrübe kazanmak" diye bir şey yok. daha önce yaptıklarının üzerine koyduğu tek şey, daha çok çığlık. ani sessizlik, arkasından seyirciyi hiç şaşırtmayan çığlık, ani sessizlik, sonra yine o korkutmaktan ziyade çileden çıkaran çığlık, olayın tamamen içinde olduğunu bildiği halde gidişata çemkirip itiraz eden moronlar, siyah dişler, kırmızı gözler, karanlık koridorlarda yavaş adımlar... biz bunları amerikan sinemasından tanıyoruz zaten.
korku filmi yapacaksan önce korkutmakla sıçratmak arasındaki farkı anlayacaksın. kalemi kağıdı eline alıp, sağlam ve sımsıkı bir senaryo yazacaksın. sonra insan gibi bir set kuracaksın. biliyorum, özellikle köhne ve ıssız evleri kendine mekan yapacaksın ama hiç olmazsa pencerelerden nazi işaretini sileceksin ki dikkat dağılmasın. ıssızlık olayını abartmayacaksın, adam en yakın acile götürmesi gereken kızı, yanlışlıkla kuş ötmez kervan geçmez bir hastaneye taşımayacak mesela. sonra sessizliğin huzursuzluğunu kullanacaksın. karanlığın gizemine boğacaksın seyirciyi. içinden ikide bir saçmasapan yaratıklar fırlamayacak ki sırrına halel gelmesin. kaçacak yer olmadığını hissettireceksin. hiç çığlık efekti koymasan da sıkıntıya girme. biz cine cin demeye korkan tek milletiz. oyuncularını da iyi seçeceksin tabi. adama, uyurken şapkasını çıkarmasını sıkı sıkı tembih edeceksin. falcı kıza -madem arapça dua edecek- mahrec öğreteceksin. gençlerdir,haklarıdır düşüncesiyle zorlama bir iki küfür yerleştirmeyeceksin ki dillerine, komik duruma düşmesinler. cin, avrupa'nın, amerika'nın şeytan figürüne benzemez. gelişigüzel kullanamazsın. araştıracaksın. önce insanların cinler alemine geçebileceğine inandıracaksın. inandıramıyorsan bilinenin dışına adım atmayacaksın. nusaybin ne alaka? şeytan beziyle kefenlemek de neyin nesi? azrail geçidi ney? gandalf'a sorarız artık. 10 üzerinden 1,5 veriyorum. o da şu an canım sıkkın olduğu için filme haksızlık ediyorum sanmasınlar diye.
@lowen
11 yıl önce
3 / 10
@darth_vader_1
11 yıl önce
@elvie08
11 yıl önce
@noktaunlem
11 yıl önce
1 / 10
@tambenlik
12 yıl önce
1 / 10
hasan karacadağ'da "tecrübe kazanmak" diye bir şey yok. daha önce yaptıklarının üzerine koyduğu tek şey, daha çok çığlık. ani sessizlik, arkasından seyirciyi hiç şaşırtmayan çığlık, ani sessizlik, sonra yine o korkutmaktan ziyade çileden çıkaran çığlık, olayın tamamen içinde olduğunu bildiği halde gidişata çemkirip itiraz eden moronlar, siyah dişler, kırmızı gözler, karanlık koridorlarda yavaş adımlar... biz bunları amerikan sinemasından tanıyoruz zaten.
korku filmi yapacaksan önce korkutmakla sıçratmak arasındaki farkı anlayacaksın. kalemi kağıdı eline alıp, sağlam ve sımsıkı bir senaryo yazacaksın. sonra insan gibi bir set kuracaksın. biliyorum, özellikle köhne ve ıssız evleri kendine mekan yapacaksın ama hiç olmazsa pencerelerden nazi işaretini sileceksin ki dikkat dağılmasın. ıssızlık olayını abartmayacaksın, adam en yakın acile götürmesi gereken kızı, yanlışlıkla kuş ötmez kervan geçmez bir hastaneye taşımayacak mesela. sonra sessizliğin huzursuzluğunu kulla ... Devamı
hasan karacadağ'da "tecrübe kazanmak" diye bir şey yok. daha önce yaptıklarının üzerine koyduğu tek şey, daha çok çığlık. ani sessizlik, arkasından seyirciyi hiç şaşırtmayan çığlık, ani sessizlik, sonra yine o korkutmaktan ziyade çileden çıkaran çığlık, olayın tamamen içinde olduğunu bildiği halde gidişata çemkirip itiraz eden moronlar, siyah dişler, kırmızı gözler, karanlık koridorlarda yavaş adımlar... biz bunları amerikan sinemasından tanıyoruz zaten.
korku filmi yapacaksan önce korkutmakla sıçratmak arasındaki farkı anlayacaksın. kalemi kağıdı eline alıp, sağlam ve sımsıkı bir senaryo yazacaksın. sonra insan gibi bir set kuracaksın. biliyorum, özellikle köhne ve ıssız evleri kendine mekan yapacaksın ama hiç olmazsa pencerelerden nazi işaretini sileceksin ki dikkat dağılmasın. ıssızlık olayını abartmayacaksın, adam en yakın acile götürmesi gereken kızı, yanlışlıkla kuş ötmez kervan geçmez bir hastaneye taşımayacak mesela. sonra sessizliğin huzursuzluğunu kullanacaksın. karanlığın gizemine boğacaksın seyirciyi. içinden ikide bir saçmasapan yaratıklar fırlamayacak ki sırrına halel gelmesin. kaçacak yer olmadığını hissettireceksin. hiç çığlık efekti koymasan da sıkıntıya girme. biz cine cin demeye korkan tek milletiz. oyuncularını da iyi seçeceksin tabi. adama, uyurken şapkasını çıkarmasını sıkı sıkı tembih edeceksin. falcı kıza -madem arapça dua edecek- mahrec öğreteceksin. gençlerdir,haklarıdır düşüncesiyle zorlama bir iki küfür yerleştirmeyeceksin ki dillerine, komik duruma düşmesinler. cin, avrupa'nın, amerika'nın şeytan figürüne benzemez. gelişigüzel kullanamazsın. araştıracaksın. önce insanların cinler alemine geçebileceğine inandıracaksın. inandıramıyorsan bilinenin dışına adım atmayacaksın. nusaybin ne alaka? şeytan beziyle kefenlemek de neyin nesi? azrail geçidi ney? gandalf'a sorarız artık. 10 üzerinden 1,5 veriyorum. o da şu an canım sıkkın olduğu için filme haksızlık ediyorum sanmasınlar diye.
haydin.
@mrsdance
12 yıl önce