" Yüzyıllardır süren yunus avlama geleneği" Nasıl ilişkilendireceğimi bilemediğim bilmek istemediğim bir Av. Yunusların Japonların zekasında rol oynadığını düşünmeden edemedim. Bunun olmama ihtimali olabilir mi ? Maddi çıkar ve politikanın dışında kalan bir av. Algısı, zekası ve iletişimiyle harikulade olan bu canlıyı okullarında öğrencilere yedirilmesi civa oranına rağmen ! Deniz canlılarının asla keşfedilemeyecek gizemi :(( Kahroldum. "Japon balıkçılar, yunus avının kültürlerinin bir parçası olduğunu ileri sürüyor ve kendilerini eleştiren Batılıları diğer et türlerini tükettikleri için iki yüzlülükle suçluyor. "
Allah'a veya Tanrı'ya inanıyorum,evrim teorisini kabul etmiyorum,hayvanlardan tabi ki de üstün bir canlıyım diyenlere bu filmi izlettirmek lazım..Başka da birşey yapmaya gerek yok..
Değindiği konu itibariyle ilgi çekici olması,hayvan katliamlarına karşı insanların aşırı hassas olması bu belgesele bu puanı kazandırmış sanırım.Onlar için bir şey yapamıyoruz,bari bu katliam ile ilgili yapılan filmle yüksek puan verelim mantığı mı var acaba?
Bir filmin iyi puan alması için çok hassas bir konuya değinmesi yeterli olmamalı bence.Çok büyük ümitlerle oturdum izledim,bazı görüntüleri izlerken içim sızladı,bu işkenceleri yapanlara sövdüm. Fakat,bir film olarak ele aldığımda,çok başarılı bir belgesel olmuş diyemem.Zaman zaman sıkıcı,bazı sahneler karışık.Zaman olgusu yitirilmiş gibi geldi bana.
Bu belgesel dünyadaki her insanoğluna izlettirilmeli. Duyabilen, görebilen, hissedebilen, iletişim kurabilen, aşırı sese olan duyarlılığından dolayı mide ülserine yakalanan bir canlı, yunus.Sırf yunusların katliamı olarak da değil belki anladığım benim, bir canlının acı çektirilerek hayatına son verilmesi bakımından son derece manidar bir belgesel. O kan kırmızı koy'u hayatım boyunca unutmam artık. İzlerken tüyleriniz diken diken olacak, etkilenmemek elde değil. Seyredin, mutlaka seyrettirin. Yunus Parklarıda kapatılsın ayrıca. Bu dünyayı çirkinleştirenler, insanlardan başkası da değil azizim.
" Hollywood yıldızlarından bir insanlık çağrısı (video)
Oscar ödüllü belgesel The Cove, yunusların esaretini ve bu esaretin ardındaki katliamı gözler önüne serdi. Artık tüm dünya bu vahşete dur demeye hazırlanıyor. Lütfen siz de yunus parklarına gitmeyin ve bu insanlık suçuna destek vermeyin. Unutmayın; yunus havuzları, tutsak edilmiş okyanus canlılarına yapılan bir işkence, ayı oynatmaktan farksız çağ dışı bir eğlence ve büyük bir insanlık suçudur."
"The Cove" İnsan Hangi Bilinç Düzeyindeki Hayvanları Yiyebilir?
Dramatize etmek dünyanın en kolay şeyi. İstenirse yüzlerce insanı öldürmüş bir katil bile dramatize edilerek hüzünlü ve dolayısıyla şefkat toplar hale getirilebilir. Koydaki yunusların haline bakıp "ah zavallılar, nasıl bir zalimlik bunların yaptıkları" dememiz bekleniyor ve diyoruz. Ki belgesel onlarca festivalden onlarca ödül alıp değerleniyor. Ama işin diğer boyutuna da bakmak lazım. En büyük sorun (filmin haricinde de) insanın bilinci, hangi davranışlarına ket vurmasını gerektirmeli, hangi davranışlarını doğaya uygun, basit sistematik robotlar gibi, (hayvanlar gibi diyelim) sürdürmesini gerektirmeli. İş dönüp dolaşıp "bilinç" konusuna geliyor. İnsanın bilinci diğer canlılara göre olağanüstü gelişmiş, güzel... O halde artık doğanın süregelen sistemine göre hareket etmek durumunda değil. Kendi sistemini yaratabilir, belki de yaratmaya mecburdur taşıdığı bu olağanüstü bilinç fazla... Devamı
"The Cove" İnsan Hangi Bilinç Düzeyindeki Hayvanları Yiyebilir?
Dramatize etmek dünyanın en kolay şeyi. İstenirse yüzlerce insanı öldürmüş bir katil bile dramatize edilerek hüzünlü ve dolayısıyla şefkat toplar hale getirilebilir. Koydaki yunusların haline bakıp "ah zavallılar, nasıl bir zalimlik bunların yaptıkları" dememiz bekleniyor ve diyoruz. Ki belgesel onlarca festivalden onlarca ödül alıp değerleniyor. Ama işin diğer boyutuna da bakmak lazım. En büyük sorun (filmin haricinde de) insanın bilinci, hangi davranışlarına ket vurmasını gerektirmeli, hangi davranışlarını doğaya uygun, basit sistematik robotlar gibi, (hayvanlar gibi diyelim) sürdürmesini gerektirmeli. İş dönüp dolaşıp "bilinç" konusuna geliyor. İnsanın bilinci diğer canlılara göre olağanüstü gelişmiş, güzel... O halde artık doğanın süregelen sistemine göre hareket etmek durumunda değil. Kendi sistemini yaratabilir, belki de yaratmaya mecburdur taşıdığı bu olağanüstü bilinç fazlalığı yüzünden. Filmin bahsettiği sorun da bununla ilgili, filmdeki sorun da. Bakalım bu sorunlara;
1- Yunuslar vahşice katlediliyor.
2- Yunus eti belli bir talep olmadan paketlenip gıda tüketimine sunuluyor.
3- Yunus eti tüketmeyen halk kandırılabiliyor, paket etiketlerinde etin "yunus" eti olduğu gizlenebiliyor.
4- Yunus, bilinci insandan daha gelişmiş bir canlıdır. Hisleri ve farkındalıkları diğer hayvanlarla karşılaştırılamayacak kadar gelişmiştir, bu yüzden korumaya alınıp incelenmeleri gerekliliğine karşın bu şekilde katledilmeleri büyük bir vahşet ve zorbaca bir sömürüdür.
Filmin bu savunmalarına karşı, "çinliler de köpek yiyor, ve köpek bana göre çok duygusal ve "farkında" bir canlı, haydi köpek katliamını konu alan bir belgesel yapalım... fransızlar at yiyor, at en onurlu hayvandır, haydi bu katliama karşı bir belgesel... hintlilere göre inek kutsal, yenmiyor, o halde bir hintli çocuğun gözünde tüm dünyada inek katliamı yapılıyor... afrikada böcek yiyorlar, o halde her ezdiğimiz böcek küçük çaplı bir katliam" diye eleştirilebilir, eleştiriliyor da. Burada insanın hafifmeşrepliğini görebiliriz. Bilinç ne kadar gelişirse saygı o kadar artıyor. "İnsan yemek" olamaz, nasıl bir vahşettir bu, değil mi efendim. Çünkü en yüksek bilinç insanda. Yunus yemek! Bu kadar bilinçli bir canlıyı böyle basit gereksinimler nedeniyle nasıl katledebilirsiniz! Sonra köpek ve tavuk gelsin. tavuğun farkındalığı daha az, o halde daha az şaşıralım ve az tepki verelim tavuk katliamına. Böcek! Böcekleri öldürmek halihazırda "temizlik" diye geçiyor ya zaten, ne yapalım farkındalıkları da boyutları da çok az. Hem de çirkin, korkunç canlılar, yunuslar gibi tebessüm etmiyorlar!"
Elbette insan, bir zaman sonra hayvan yemeyi bırakıp farklı bir protein kaynağı bulacaktır (bulmaya mecbur kalacaktır da, bir yerde tüm dengeler bozulacak). "E hayvanlar da hayvanları yiyorlar, biz de doğal yaşam hatrına hayvan sayılırız, besin zincirindeki yerimiz de belli.." diyenler de olabilir. Ama işte her zaman unutulan "farkındalık" konusu. "Bilinç" ile sınırlarımızı nasıl çizmemiz gerekir, sorun da çözüm de burada. Belgeseller de sırf "muhalif" oldukları için onurlandırılmamalılar diye düşünüyorum. Neye karşı muhalif oldukları iyice araştırılıp analiz edilmeli ve bu şekilde değerlenmeliler. Aksi taktirde yarın bir gün herhangi bir yerde bir kuzuseverler derneği kurulduğunda dünyadaki bu hep üstü örtülen kuzu vahşeti karşısında çekilebilecek bir belgesel karşısında doğası gereği etobur olan insanlar büyük sıkıntılar yaşayabilirler.
@naksidil
4 yıl önce
Nasıl ilişkilendireceğimi bilemediğim bilmek istemediğim bir Av. Yunusların Japonların zekasında rol oynadığını düşünmeden edemedim. Bunun olmama ihtimali olabilir mi ? Maddi çıkar ve politikanın dışında kalan bir av. Algısı, zekası ve iletişimiyle harikulade olan bu canlıyı okullarında öğrencilere yedirilmesi civa oranına rağmen ! Deniz canlılarının asla keşfedilemeyecek gizemi :(( Kahroldum.
"Japon balıkçılar, yunus avının kültürlerinin bir parçası olduğunu ileri sürüyor ve kendilerini eleştiren Batılıları diğer et türlerini tükettikleri için iki yüzlülükle suçluyor. "
@doris
11 yıl önce
@melissimo
11 yıl önce
@fthgzl79
11 yıl önce
@lowen
12 yıl önce
7 / 10
Bir filmin iyi puan alması için çok hassas bir konuya değinmesi yeterli olmamalı bence.Çok büyük ümitlerle oturdum izledim,bazı görüntüleri izlerken içim sızladı,bu işkenceleri yapanlara sövdüm. Fakat,bir film olarak ele aldığımda,çok başarılı bir belgesel olmuş diyemem.Zaman zaman sıkıcı,bazı sahneler karışık.Zaman olgusu yitirilmiş gibi geldi bana.
@gardanadam
13 yıl önce
@mavidirderya
14 yıl önce
10 / 10
Seyredin, mutlaka seyrettirin. Yunus Parklarıda kapatılsın ayrıca.
Bu dünyayı çirkinleştirenler, insanlardan başkası da değil azizim.
@karlar_kralices
15 yıl önce
Oscar ödüllü belgesel The Cove, yunusların esaretini ve bu esaretin ardındaki katliamı gözler önüne serdi. Artık tüm dünya bu vahşete dur demeye hazırlanıyor. Lütfen siz de yunus parklarına gitmeyin ve bu insanlık suçuna destek vermeyin. Unutmayın; yunus havuzları, tutsak edilmiş okyanus canlılarına yapılan bir işkence, ayı oynatmaktan farksız çağ dışı bir eğlence ve büyük bir insanlık suçudur."
@zbzvadie_glalon
15 yıl önce
6 / 10
Dramatize etmek dünyanın en kolay şeyi. İstenirse yüzlerce insanı öldürmüş bir katil bile dramatize edilerek hüzünlü ve dolayısıyla şefkat toplar hale getirilebilir. Koydaki yunusların haline bakıp "ah zavallılar, nasıl bir zalimlik bunların yaptıkları" dememiz bekleniyor ve diyoruz. Ki belgesel onlarca festivalden onlarca ödül alıp değerleniyor. Ama işin diğer boyutuna da bakmak lazım. En büyük sorun (filmin haricinde de) insanın bilinci, hangi davranışlarına ket vurmasını gerektirmeli, hangi davranışlarını doğaya uygun, basit sistematik robotlar gibi, (hayvanlar gibi diyelim) sürdürmesini gerektirmeli. İş dönüp dolaşıp "bilinç" konusuna geliyor. İnsanın bilinci diğer canlılara göre olağanüstü gelişmiş, güzel... O halde artık doğanın süregelen sistemine göre hareket etmek durumunda değil. Kendi sistemini yaratabilir, belki de yaratmaya mecburdur taşıdığı bu olağanüstü bilinç fazla ... Devamı
Dramatize etmek dünyanın en kolay şeyi. İstenirse yüzlerce insanı öldürmüş bir katil bile dramatize edilerek hüzünlü ve dolayısıyla şefkat toplar hale getirilebilir. Koydaki yunusların haline bakıp "ah zavallılar, nasıl bir zalimlik bunların yaptıkları" dememiz bekleniyor ve diyoruz. Ki belgesel onlarca festivalden onlarca ödül alıp değerleniyor. Ama işin diğer boyutuna da bakmak lazım. En büyük sorun (filmin haricinde de) insanın bilinci, hangi davranışlarına ket vurmasını gerektirmeli, hangi davranışlarını doğaya uygun, basit sistematik robotlar gibi, (hayvanlar gibi diyelim) sürdürmesini gerektirmeli. İş dönüp dolaşıp "bilinç" konusuna geliyor. İnsanın bilinci diğer canlılara göre olağanüstü gelişmiş, güzel... O halde artık doğanın süregelen sistemine göre hareket etmek durumunda değil. Kendi sistemini yaratabilir, belki de yaratmaya mecburdur taşıdığı bu olağanüstü bilinç fazlalığı yüzünden. Filmin bahsettiği sorun da bununla ilgili, filmdeki sorun da. Bakalım bu sorunlara;
1- Yunuslar vahşice katlediliyor.
2- Yunus eti belli bir talep olmadan paketlenip gıda tüketimine sunuluyor.
3- Yunus eti tüketmeyen halk kandırılabiliyor, paket etiketlerinde etin "yunus" eti olduğu gizlenebiliyor.
4- Yunus, bilinci insandan daha gelişmiş bir canlıdır. Hisleri ve farkındalıkları diğer hayvanlarla karşılaştırılamayacak kadar gelişmiştir, bu yüzden korumaya alınıp incelenmeleri gerekliliğine karşın bu şekilde katledilmeleri büyük bir vahşet ve zorbaca bir sömürüdür.
Filmin bu savunmalarına karşı, "çinliler de köpek yiyor, ve köpek bana göre çok duygusal ve "farkında" bir canlı, haydi köpek katliamını konu alan bir belgesel yapalım... fransızlar at yiyor, at en onurlu hayvandır, haydi bu katliama karşı bir belgesel... hintlilere göre inek kutsal, yenmiyor, o halde bir hintli çocuğun gözünde tüm dünyada inek katliamı yapılıyor... afrikada böcek yiyorlar, o halde her ezdiğimiz böcek küçük çaplı bir katliam" diye eleştirilebilir, eleştiriliyor da. Burada insanın hafifmeşrepliğini görebiliriz. Bilinç ne kadar gelişirse saygı o kadar artıyor. "İnsan yemek" olamaz, nasıl bir vahşettir bu, değil mi efendim. Çünkü en yüksek bilinç insanda. Yunus yemek! Bu kadar bilinçli bir canlıyı böyle basit gereksinimler nedeniyle nasıl katledebilirsiniz! Sonra köpek ve tavuk gelsin. tavuğun farkındalığı daha az, o halde daha az şaşıralım ve az tepki verelim tavuk katliamına. Böcek! Böcekleri öldürmek halihazırda "temizlik" diye geçiyor ya zaten, ne yapalım farkındalıkları da boyutları da çok az. Hem de çirkin, korkunç canlılar, yunuslar gibi tebessüm etmiyorlar!"
Elbette insan, bir zaman sonra hayvan yemeyi bırakıp farklı bir protein kaynağı bulacaktır (bulmaya mecbur kalacaktır da, bir yerde tüm dengeler bozulacak). "E hayvanlar da hayvanları yiyorlar, biz de doğal yaşam hatrına hayvan sayılırız, besin zincirindeki yerimiz de belli.." diyenler de olabilir. Ama işte her zaman unutulan "farkındalık" konusu. "Bilinç" ile sınırlarımızı nasıl çizmemiz gerekir, sorun da çözüm de burada. Belgeseller de sırf "muhalif" oldukları için onurlandırılmamalılar diye düşünüyorum. Neye karşı muhalif oldukları iyice araştırılıp analiz edilmeli ve bu şekilde değerlenmeliler. Aksi taktirde yarın bir gün herhangi bir yerde bir kuzuseverler derneği kurulduğunda dünyadaki bu hep üstü örtülen kuzu vahşeti karşısında çekilebilecek bir belgesel karşısında doğası gereği etobur olan insanlar büyük sıkıntılar yaşayabilirler.