Fil Adam

Yorum yapmayacaktım fakat dayanamadım.Filmin bize anlatmadığı gerçekler;

[Alıntı]

Gerçek adı Joseph Carey Merrick. İki yaşında bir hastalığa yakalanmış ve vucudundaki farklı bölgelerde, kemiklerde deformasyonlar oluşmaya başlamış. Annesi 7 yaşında ölüp babası yeniden evlenince ve cici annesiyle yillarca yaşadiği kavgalar sonunda, Joseph evden ayrılmış. Sokaklarda birşeyler satarak parasını kazanmaya çalışmış. İşler iyi gitmeyip parasız kalınca da kendi isteğiyle kumpanyalara katılıp bu hastalığını paraya dönüştürmüş.

Meşhur doktorumuzla, Dr. Treves, şans eseri tanışmış. Doktor tedavi için kartını vermiş, ayrıca onu ve hastalığını bir sempozyumda diğer doktorlara sunmuş. Daha sonra birbirlerinden ayrılmışlar. Görüldüğü üzere Joseph filmde anlatıldığı kadar ezik bir insan değilmiş ve kendi ayakları üzerinde durmak için çok çaba harcadığı bir hayatı olmuş. Londra’da işleri iyi gitmeyince, daha doğrusu kumpanyalar yasaklanınca Belçika’ya gitmiş.

Ne yazık ki dolandırılıp tüm parasını kaptırmış. Londra’ya geri dönmüş. Deformasyonları ve kronik bronşiti onun normal konuşmasına izin vermediğinden filmdeki gibi Londra’ya vardığında istasyonda problemler yaşamış ve halk tarafından tartaklanmış.

Londra sokaklarında Joseph’i bulan polisler, Treves’in kartviziti sayesinde onu Treves’in çalıştığı hastaneye götürmüşler. Bu ikinci karşılaşmada, Treves Joseph’e yeni bir hayat sunmuş. Hayatının sonuna kadar hastanede bir odada kalabilmesi için yardımcı olmuş ve tam anlamıyla hayatın içine karışabilmesini sağlamış. Hastalığının teşhisi tam olarak hiç konulamamış.

İki büklüm başı öne eğik uyuyan Joseph, hayatının diğer insanlar gibi olmasıyla yaşadığı şaşkınlık sonrasında bir gece normal bir insan gibi uyumak istemiş. Başını yastığına koyduğunda boynu bu iri başın ağırlığını kaldıramamış ve bu karmaşık hayat son bulmuş.

Hastanede yaşadığı zaman diliminde birçok ünlü ve kraliyet ailesinden insanlar onu ziyarete gelmiş. İnsanlara hediye vermeyi severmiş ve filmde gördüğümüz maket de bu hediyelerden biriymiş.

Meğer filmde adı özellikle yanlış söylenmiş (gerçek adı Joseph’ken filmde John diye geçiyor). Adını ifşa edip tek bir kişi gibi görünmesi istenmemiş. Bu yaşanan öyküyü onun gibi olanlara adamak amaçlanmış.

Filmde olaylar biraz daha acınaklı hale getirilmiş. Açıkcası ilk sahnelerde vurgulanan eğlence için sirkte ya da bilim için sempozyumda bir insanı materyal gibi görmenin yanlışlığı beni çok etkilemişti. Nedense gerçek hayatında adamın kendi istekleri doğrultusunda kendisini teşhir etmesi çok da umurumda olmadı. Çünkü filmde vurgulanan olay başkalarının böyle bir insandan yararlanmasıydı. David Lynch işini biliyor kesinlikle :) Gerçek hikayenin kronolojisine sadık kalınmamasıyla aslında bu filmin bir adama odaklanmadığı, yaşananlara ve insanlığın dış görünüşe olan sabit bakış acısına gönderme yaptığı anlaşılıyor. Ayrıca elit ve sosyetik kesimin yapmacık duyarlılığından tut, fabrika ve makinelerin insan yaşamını nasıl tehdit ettiğiyle ilgili küçük göndermelerden de eksik kalınmamış.

oseph hastalığının annesine bir filin saldırmasından dolayı olduğunu düşünüyormuş. Belki ailesi belirsizlikleri yok etmek için böyle bir yalan uydurmuştur belki de ailesi de buna inanmıştır. Bilemem ancak"insanlar bilmedikleri şeylerden korkarlar" ve açıklamak için mantık dışı yollara başvurabilirler. Filmin ilk sahnesinde ve aralarda gösterilen Joseph’in annesine filin saldırışı gerçekten rahatsızlık vericiydi (itiraf ediyorum filmin başında yoksa fil anneye tecavüz mü edecek diye fantaziler yaptım. Lynch filmi olunca olayları açıklamak için beynim farklı çalışıyor :) ama bu sefer yanılmışım)

Vücudunda her türlü bölgede deformasyon varken cinsel organlarında sorun olmaması, bunun film içersinde vurgulanması beni açıkcası korkutmuştu. Bu tarz bir vurgunun ilerde olabilecek tecavüz ya da daha farklı fantazilere bağlanabileceğini düşünmüştüm. Tabii John, Treves’in eşiyle tanışıp duygulanınca ve ilk defa bir kadın bana böyle iyi davranıyor deyince anladım ki ikinci kez yanılmışım.

Normal bir hayata başlayan Joseph, Londra sosyetesinin ve kraliyet ailesinin ilgisini çekmiş. Sürekli ziyaretçileri gelirmiş. Bu sahte yakınlık, Joseph’in dine ve tiyatroya olan merakı beni anlamsız yere rahatsız etti. Zorluklar içinde yaşama tutunmuş olması gereken John’ın hayatta hep ezilmesini ve normalde yüzüne bön bön bakan insanların amaçlarının onu meraktan tiksinerekte olsa izlemek olduğunu anlamamasını garipsedim. Daha isyankar ve daha asi ve daha sert bir insan olması gerekirken, nazik ve entellektüel olma girişimleri gerçekdışı görünüyordu :)

Hele tiyatroda Joseph’i tüm sahnenin ayakta alkışlaması beni delirtti. Neydi amaç yani ne diye sempati ve ilgi gösteriyorlardı. Gene aynı mantık çıkmıyor mu karşımıza? İnsan olmasını ya da Joseph bireyini alkışlamıyorlardı, gene bir ucube olması alkışlanıyordu.

Arkadaş özlemi içinde Joseph’in edindiği çevreye olan sevgisi de beni bunalttı. Sanki sahte yüzleri seçemeyecek kadar aptaldı. Belki de ben yaşadığı kötü tecrübelerden sonra hala insanlara bu kadar çabuk güvenen ve seven birini görmeye dayanamadım.